Makale

İyi Kalpler Mağazası

İyi Kalpler Mağazası
Lamia Levent

Sohbet toplantılarımıza katılan hanımlarımızın da desteğiyle ikinci el kıyafetleri topladık. Toplanan kıyafetler kuru temizlemede temizlenip, mağazamızın raflarında yerini aldı. Artık onları ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak kalmıştı. Pek çok kişiyi bu mağazadan giydirdik. İşte onlardan birinin hikâyesini sizinle paylaşmak istiyorum.

Masum ve utangaç bir ifadeyle odamdan içeri girdi. Daha önceden tanışmamıza rağmen bu buluşmadan dolayı sıkıldığı yüzünden okunuyordu. On ve yedi yaşlarında iki çocuğu da yanındaydı. Çocuklar âdeta annelerini kendilerine siper etmiş, görünmemeye çalışıyorlardı. Bu ürkek davranışları ilgimi çekti. Hikâyeleri acı ama aynı zamanda hayata tutunmaya çalışan bir kadının yürekliliğini ortaya koyması bakımından ibret vericiydi.

İkinci el mağazasını açtığımızda, yardım yapılacak kişilerin listesinde o ve çocukları da vardı. İlk olarak mağazadan giydirdiğimiz onlardı. Hava sıcaktı, çay içmek istemediler. Çocuklara dondurma istedim. Çocukların sevinçleri görülmeye değerdi. Çünkü bu yıl yedikleri ilk dondurmaydı.

Genç yaşında eşini kaybetmiş ve iki çocuğuyla dul kalmıştı. Hiçbir sosyal güvenceleri olmadığından hayatın yükünü genç yaşında omuzlarında taşımak zorundaydı. Küçücük iki çocuğun büyütülmesi, okutulması ve evin geçindirilmesi gerekiyordu. Bir mesleği ve eğitimi olmayınca yapacak tek iş olarak evlere temizliğe gitmek kalıyordu. Çok yoruluyordu ama ne yapabilirdi ki? Kimseye minnet etmeden çocuklarını büyütmek için başka çaresi yoktu.

Biri kız diğeri erkek çocuklar, çevremizde gördüğümüz her isteği yerine getirilen, biraz şımarık, biraz yaramaz ve çokça pervasız çocuklara benzemiyorlardı. Onları gören her hallerinden farklı olduklarını anlayabilirdi. Kimsesiz büyümenin ezikliğiyle annelerine sığınmışlardı. Bekli de yokluğu ve kimsesizliği derinden yaşadıklarından olsa gerek, her ikisi de derslerinde başarılı çocuklardı. Bu çocuklara sahip çıkmalıyız diye düşündüm.

Hep beraber mağazaya gittik ve önce çocuklara uyacak kıyafetleri seçmeye başladık. Anne sevinçle oğluna bir eşofman gösterdi. “İşte oğlum istediğin eşofmanlar” dedi. Eşofmanlar tam üzerine oldu. Sonra pantolon baktık. Pantolonlar ya büyük ya da küçük geliyordu. Bir tane kapri pantolon çıkardım. Anne yine sevindi. Çünkü çocuğun istediği de, arkadaşlarında gördüğü kapriymiş meğer. Üzerine tam oldu. Uygun tişörtlerle kıyafetini tamamladık. Sıra kıza geldi. O da istediklerini aldı. Sonra yerde beyaz bir ayakkabıya takıldı gözleri. Denemesini istedim ve onlar da tam ayağına uydu. Anneye de uygun kıyafetleri seçtik. Elbiselerini bir çantaya koyup uğurlarken, vitrinde gördüğü küçük çantayı almak istedi küçük kız. Kim bilir hangimizin çocuğunun sıkılıp artık kullanmak istemediği bu çanta, küçük kızı mutlu etmeye yetmişti.

Sevinç ve dualarla dükkândan ayrıldılar. Onların mutluluğu ile ben daha çok mutlu oldum. Allahım! Dedim, ne kadar hayırlı bir iş yapmışız meğer. Bizim beğenmeyip bir kenara atılan, eskimediği halde artık giyilmek istenmeyen kıyafetler, onları ne kadar da mutlu etmişti. Daha sırada bekleyen niceleri vardı. Ulaşabildiğimiz herkese ulaşmak ve küçük de olsa bir yaraya merhem olabilmek…

Yokluğun ve yoksulluğun ne olduğunu anlamalıyız diye düşünüyorum. Giderek tatminsizleşen günümüz insanları için, ihtiyaç sahiplerini görüp de, ne kadar çok şeye sahip olduğunu anlamak da var. Ve tabi elimizdekileri onlarla paylaşmanın, Allah’ın bize verdiklerinden vermenin güzelliğini yaşamaya bizim daha çok ihtiyacımız var.

İyi kalpli olmanın bilgisi, sosyal hayatta iyi kalpler mağazası olarak karşılık buldu. Ve din hizmetlerinin sosyal yansımaları bunlar. İnşaallah Rabbimizin rızasıyla da karşılanır.