Makale

Sınav Kaygısı

Sınav kaygısı
Fatih Akbaba

Kaygı beyinde başlayan ve beyinde biten bir süreçtir. Öğrencinin edindiği bilgileri çeşitli nedenlerle sınav anında gereği gibi kullanmasına ve arzu edilen başarıya ulaşmasına mani olan içten içe yaşadığı kaygıya sınav kaygısı denir. Aslında çocuklarımızın sınavlardan beklentileri vardır. Ancak mevcut potansiyeli ile bu beklentileri çelişmektedir. Bu durumda öğrencinin sınava yüklediği anlam ile sınavdan beklentisi sınav kaygısını iyice artıracaktır.
Sınav kaygısının nedenleri nelerdir?
Uyku düzeninde bozukluk, yetersiz dinlenme, fiziksel egzersizlerin yetersizliği, sosyalleşememe, zaman yönetimini bilmeme, beslenmede düzensizlik, sınava hazırlanma programına sorumsuzlukla başlangıç gibi yaşam biçiminden kaynaklı nedenler birinci grupta yer almaktadır.
İkinci grupta ise sınavla ilgili yetersizlikler ve bilgisizlikler yer alır. Bunlar ise; sınav anında zamanı doğru değerlendirememe, karşılaştığı sınav tekniğine cevap verememe, ders çalışma anında ve sınav zamanında sınav kaygısını azaltma ve yenmedeki teknikleri gereği gibi kullanamama gibi sebeplerdir.
Üçüncü grupta ise şunları sayabiliriz: Sınava hazırlanma sürecinde “daha çok zaman var” diyerek çalışmaları sürekli ertelemek ve sonraya bırakmak en başta gelen nedendir. Ayrıca gerekli olan konular yerine gereksiz ve kendisine kolay gelen konulara zaman ayırma, gerekli olan konulara zorlandığı kanaatiyle gereği gibi zaman ayırmama, sonuç alıcı çalışma yöntemlerini bilmeme ya da başaramama, ezberleyerek halledeceğini düşünüp anlama ve muhakeme gücünden yoksun ders çalışma tekniklerine yönelme gibi nedenlerdir.
Son olarak zihinsel olarak ele almamız gereken nedenler vardır. Öğrencilerimiz nedense başarılı olmasının kendi elinde olmadığı gibi olumsuz düşünceye girmektedir. Olumsuz eleştirilerle sınav öncesi ve anında kendini zora sokmaktadır. Mesela öğrenci; “ne de olsa başaramayacağım!” diye düşünmektedir. Bir başka neden ise aile ve toplumsal yönlendirmelerin sebep olduğu zihinsel olumsuzluklardır. “Ben başaramazsam ailem beni cezalandırır! Akrabalarımızın yüzüne nasıl bakabilirim!”gibi düşüncelere kapılmalarını sayabiliriz. Ayrıca birçok öğrenci kendisine sürekli, başarabileceğinin çok üstünde hedefler koyarak beklentilerini yüksek tutmak suretiyle asıl hedefinden uzaklaşmaktadır.
Sınav kaygısının öğrenciler üzerinde açabileceği fiziksel ve davranış bozuklukları:
Sınav kaygısı yaşayan öğrenci öncelikle fiziksel olarak ciddi bir değişiklik gösterecektir. Kalp atışında hızlanma, mide bulantısı, ağız kuruluğu ve dudaklarında belirginleşen anlık kuruluklar, birden bire terleme, el titremeleri, uykularda düzensizlik, iç sıkıntısı, kendini baskıda hissetme, nefes zorluğu, gerginlik, ani parlama ve tepkiler verme, baş ağrıları ve az da olsa burun kanamaları görülmektedir. Sınav zamanı yaklaştıkça bu durumlar daha da artar bu durumda bitkinlik ve yorgunluk hissi de ortaya çıkar.
Davranışsal anlamda ise şunları görebiliriz. İç huzursuzluk nedeniyle aynı pozisyonda oturamama ve aynı ortamda bulunamama gibi davranışlar gösterir. Bulunduğu ortama uymayan davranışlar gösterebilir. Zaman kullanamama gibi etkenlerden dolayı düzensiz bir yaşam biçimini benimser. Ne zaman uyuyacağını ve ne zaman derse çalışmaya başlayacağını planlayamaz. Bu durumda da aceleci ve plansız davranışlarla düzensiz birisine dönüşür. Huzursuz ve gereksiz kaygılardan dolayı normal ilişkilerini bozarak asla benimsemeyeceği davranışlar ve tepkiler ortaya koyabilir.
Başarısızlık korkusu kendini iyice gösterdiğinde ortak yaşam alanlarında sıkça bulunmak istemez. Bu durumdaki öğrenci çoğu kez ders çalışma motivasyonunu kaybedeceğinden çalışma masasından uzaklaşıp başka uğraşılar bulur.
Aileler çocuğunun sürekli düşüş göstermesi durumunda sınav kaygısını yaşadığını fark edip rehber öğretmenlerden destek almalıdırlar.
Neler yapılmalı?
Dünyada iki güç vardır. Birincisi “korku” diğeri ise “inanç”. Eğer ki korkuyu yenemezseniz başarı sizden uzak olur. Olumlu düşünmek ve kaygıyı olumluya dönüştürebilmek için korkuyu yenmek gerekir. Korkuyu yenmenin en etkili ilacı ise inançtır. İnanç insanın en büyük sermayesidir.
Bunun haricinde aileler destek olmalıdır. Çocuklarından beklentileri olsa da bu beklentileri sınırlandırmayı bilmeliler. Aileler çocuklarını bir başka çocukla kıyaslamamalıdır. Hayattaki en büyük başarı sağlıklı ve huzurlu olabilmektir. Her şey başarı diyen insanlar başka değerlerin ayrıcalığını bilemezler. Yaşam, ulaşılan hedefler değil bu hedefler için yürüttüğümüz sürecin kendisidir. Bu anlamda öğrencilerimiz ve aileler bilinçli çaba göstermelidir.
Çocuklarımız zaman problemi sunmak yerine yaşamın herkes için 24 saat olduğunu bilmelidirler. Hayatta en demokratik sunulmuş imkân zamandır. Önemli olan bunu olumlu ve uygun şekilde değerlendirmektir. Bu arada sosyalleşme ve doğanın sunduğu güzellikler için de zaman ayırmalıdırlar.
Ailelerin dikkat etmesi gereken önemli bazı hususlar şunlardır:
• Çocuklara “sen” dilini kullanmak yerine ona değer veren bir dil kullanmak,
• Sınavlar konusunda sürekli sorular sormamak,
• Çocukların çalışma ortamlarını gereği gibi hazırlamak,
• Sınav önemlidir ama her şey değildir mesajını doğru vermek. Aileler kaygılı olursa çocuklara rol-model hususunda olumsuz örnek olacaktır.
• Sıcak, samimi ve ortak aklın işlediği bir aile olabilmeyi başarmak. Çocuklar koşulsuz hazırlanmalı, aileler de koşulsuz sevgiyi hissettirmelidir.
• Unutmayalım ki hayat en büyük sınavdır. Ve bu sınav içerisinde insan gelip insan gidebilmek en önemlisidir. Mücadele edilen sınavlar nedeniyle varlık nedenimizi zorlayıcı davranışlar ve hayatımızı yaşanmaz hale getirici bir sürece dönüştürmemeliyiz.
• Başarı kadar başarısızlık da bizim için vardır. Unutmayalım ki başarısızlık başarının ortağıdır!
Sınav öncesi uykuyu düzene sokup zihnimizi ve bedenimizi gereği gibi dinlendirmeliyiz. Öğrenciler, şunu yersen iyi olur bunu yersen olmaz gibi söylemlere kulak asmadan normal beslenmelerine devam etmeliler. Ancak sabah kahvaltısı yapmayan öğrenciler yapan öğrencilere göre daha az başarılıdır. Sabah kahvaltısı önemli bir kazanımdır. Sınav aşamasında kaygı artıp kalp atışı hızlandığında gözlerini kapatıp derin nefes almayı ve gevşemeyi denemelidir. 1’den 10’a kadar yavaş yavaş sayıp her sayı arasında ağızlarından derin nefes alıp burunlarından bu nefesi vererek gevşemeyi denemelidirler.