Makale

Değerler eğitimi yaklaşımları

Değerler eği̇ti̇mi̇ yaklaşımları

Doç. Dr. Halil Ekşi
Dr. Ahmet Katılmış


Bir varlığın ruhsal, toplumsal, ahlaksal ya da estetik yönden taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı nitelik olarak tanımlanan değer, bireyin tutum ve davranışlarını belirleyen temel ölçüttür. Çünkü bireyin fiziksel ve toplumsal çevreyi algılaması ve anlamlandırması, sahip olduğu değerler çerçevesinde şekillenmektedir. Birey, olay ve olgulara karşı konumunu sahip olduğu değerlere göre belirler.

Bir sosyal grup veya toplumun devamını sağlayabilecek ortak düşünce ve ahlaki ilkeleri kapsamasından dolayı, hem toplumun iyiliği hem de bireyin mutluluğu için değerler, yeni yetişen nesillere kazandırılmaya çalışılır. Eğitim bilimlerinde yeni nesillere değerlerin kazandırılması sürecine dair çeşitli yaklaşımlar vardır. Bu yaklaşımların arka planında çeşitli düşünsel kabuller ve bilimsel bulgular yatmaktadır. Burada bu yaklaşımlar ana hatlarıyla tanıtılacaktır.

Değerleri telkin etme yaklaşımı
Telkin yoluyla değerler eğitimi yaklaşımında, gençleri zayıf davranışlardan vazgeçirip iyiye yönelten, ebeveynlerinin ve öğretmenlerinin bilinçli telkin ve yönlendirmeleridir. Bu yönlendirmeler ile çocukların değerleri ve bu değerlere dayanan davranışları model alma yoluyla benimseyip içselleştirmeleri hedeflenir.

Yaklaşımın en belirgin özelliği değerlerin çocuklara açık açık söylenmesi ve onların bu değerleri edinmeleri için teşvik edici hikâyeler, biyografiler, filmler vb. malzemelerin kullanılmasıdır. Telkin yaklaşımı genellikle şu işlem basamaklarından oluşur: (i) Telkin edilecek değer belirlenir. (ii) Değerler kendi aralarında seviyelendirilir, önem ve öncelik sırasına konur. (iii) Değerin davranışlardaki tezahürlerinin neler olacağı belirlenir. (iv) Uygun metotlar ve araçlarla değerlerin ve davranışlardaki yansımalarının çocuk tarafından anlaşılması sağlanmaya çalışılır. (v) Ulaşılan sonuçların (düşünce, tutum, davranış vb.) hedeflerle mutabık olup olmadığı değerlendirilir.

Değerleri açıklama yaklaşımı
1960’lardan 1990’lara kadar değer edindirmede en çok tercih edilen yaklaşımlardan biridir. Bireysel kimliği her şeyin üstünde tutan bu yaklaşımda bireye, kendi değerlerini keşfetmesi için herhangi bir etkilemede bulunmadan yardımcı olunur. Süreç ana hatlarıyla şu şekilde işler: (i) Öğrenciler özgürce seçim yapmaya teşvik edilir, tüm seçeneklerle ve her bir seçeneğin muhtemel sonuçlarıyla yüzleştirilerek alternatifleri görmelerine yardım edilir. (ii) Öğrenciler düşünmeye, düşündüklerini ifade etmeye teşvik edilir, diğer öğrenciler tarafından da anlaşılıp onaylanması sağlanmaya çalışılır. (iii) Öğrenciler seçimlerine göre hareket etmeleri ve bu davranışlarını benzer her durumda sergilemeleri için cesaretlendirilir.

Bu yaklaşımda öğrenci belirli bir değere yönlendirilmez aksine kendi değerini kendisinin belirlemesi için ona fırsatlar sunulur. Bu fırsatlar sayesinde öğrenci, kendi değerini özgürce seçer. Öğrencinin seçiminin doğru veya yanlışlığı yani davranışın niteliği öğrencinin tercihinin nedenini açıklaması ile belirlenmektedir. Örneğin yalan söyleyen bir kişinin, bu davranışı hayat kurtarma amacına yönelik olduğunda makul olarak nitelenebilir. Bu sebeple bu yaklaşımda, iyi örneklerden ziyade ahlaki nedenlere sürekli gönderme yapılarak öğrencilerin bu gerçeği görmeleri sağlanır.

Değer analizi yaklaşımı

Bazı kararları vermesi gereken çocukların kendileri için en iyi ve değerlere en uygun kararı verebilmeleri, bilişsel unsurları kullanmalarıyla mümkündür. Bu sebeple değer analizi yaklaşımında öğrenciler, değer içeren meseleleri bilimsel düşünme basamaklarına göre ele almaktadırlar. Eleştirel, tahlilî ve akılcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerileri oldukça önemlidir. Çünkü bu yaklaşımı savunanlar, alışkanlık ve tutumların, bilişsel unsurlar dışarıda bırakılarak basit davranış tekrarlarıyla kazandırılamayacağını ileri sürmektedirler.

Süreç ana hatlarıyla şu şekilde işler: (i) Sorun tanımlanır. Bu aşamada, “Değer sorunu nedir?” sorusunun cevabı verilir. (ii) Değer sorununu daha anlaşılır kılmak için mevcut kanıtların dışında yeni kanıtlar toplanır. Bu aşamada “Veriye ihtiyacımız var mı?” ve “Elimizdeki kanıtlar sorunla ilgili ve doğru kanıtlar mı?” sorularının cevapları aranır. (iii) Alternatif çözüm yolları belirlenir ve bunlarla ilgili kanıtlar toplanır. Bu aşamada, “Alternatifler nelerdir?” sorusuna cevap aranır. (iv) İhtimal dâhilindeki her çözümün neden olabileceği problemler üzerinde düşünülür. Bu aşamada, “Çözümlerimiz hangi problemlere neden olabilir?” sorusunun cevabı aranır. (v) Alternatif çözümlerden biri seçilir ve bu seçim doğrultusunda hareket için karar alınır. Bu aşamada, “En doğru hareket hangisidir?” sorusunun cevabı aranır. Verilen cevaba göre harekete geçilir.

Ahlaki ikilem tartışması yaklaşımı
Ahlaki ikilem tartışması, Lawrence Kohlberg’in ahlaki gelişim kuramında öne sürdüğü ilkeler esas alınarak geliştirilmiştir. Kohlberg’e göre, ahlaki değerler, başkalarının telkiniyle değil kişinin bizzat kendisinin bilişsel gelişimine göre ilerleyen akıl yürütme süreçleri sonucunda teşekkül etmektedir. Bu akıl yürütme süreçlerinde kullanılan ve içinde ikilemleri barındıran ahlaki tartışmalara, ahlaki ikilem tartışması denilmektedir. Bu tartışmalarda, öğrencilerin akıl yürütürken ahlaki içerikli çelişkilere yol açan durumlarla karşılaşmaları, onların ahlaki akıl yürütme yeteneğinde ilerlemeler ve perspektiflerde gelişmeler sağlamaktadır. Öğrenciler, verilen örnekler üzerinden kendi değer yargılarına göre tercihte bulunarak ikilemleri çözerler. Bu süreçte, akıl yürütme, bilişsel çatışma ve tartışma durumları oldukça önemli olduğu için üzerinde konuşulan ikilem, farklı seçenekleri ve bakış açılarını içerecek nitelikte olmalıdır.

Öğrencilerin bulundukları ahlaki gelişim düzeyini yükseltmek amacıyla kullanılan ahlaki ikilem tartışması yaklaşımı uygulamada şu aşamaları içermektedir: (i) Ahlaki ikilemi anlatan giriş yapılır. (ii) Öğrencilerin ikilemle ilgili geçici cevapları alınır. (iii) Küçük gruplarda cevapların nedenlerinin tartışılması sağlanır. (iv) Tüm gruplarda ortaya çıkan bakış açılarının nedenleri tartışılır. (v) Sınıfta bulunan tüm öğrencilerin kendi bakış açılarını ve bu bakış açılarını destekleyen nedenleri belirtmesiyle tartışma sonlandırılır.

Sonuç olarak…
Değer kazandırma sürecinde başarılı olabilmek için değerlerin içeriğinin belletilmesi ya da değerlerin ezberletilmesi yeterli değildir. Çünkü değerlerin bireyin davranışlarına yön verebilmesi için içselleştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle değerlerin keşif sürecinde kazandırılması, bireyin değerin vurguladığı iyi nitelikleri bizzat keşfederek öğrenmesi ve davranışlarında göstermesi gerekmektedir. Öte yandan değerler eğitimi özünde eğitimin ahlaki boyutunu oluşturmaktadır. Eğitime yönelik tüm uygulamalarda olduğu gibi eğitimin ahlaki boyutunda da istenilen amaca ulaşabilmek için eğitimcilere önemli görevler düşmektedir. Bu kapsamda şu önerileri sıralayabiliriz:

Ahlak eğitiminde sorumluluk, hak ve adalet konularına odaklanılmalıdır.

Ahlak eğitim programlarının etkili olabilmesi için bu programlar, genel müfredattan ayrı üniteler olarak uygulanmamalıdır. Aksine ahlak eğitimine yönelik hazırlanan program, genel müfredat ile bütünleştirilmeli, genel müfredata yedirilmelidir.

Öğrencilerin ahlaki çelişkileri, farklı ahlaki seviyelerdeki çözümleri de kapsayacak şekilde özgürce tartışmaları sağlanmalıdır. Çünkü böyle yapıldığı zaman öğrencinin ahlaki gelişiminin yükseltilmesi sağlanır.

Eğitimciler öğrencileri, ahlaki ve akademik gelişimi yükselten iş birlikli çalışmalara yönlendirmelidirler.

Sınıf yönetimine yönelik uygulanan kuralların esnek olması, yani mevcut duruma göre uyarlanması öğrencinin ahlaki gelişimine katkı sağlar. Bundan dolayı sınıf içinde esnek kurallar uygulanmalıdır.