Makale

EDİTÖRDEN-Gönüllerin ilahî rahmet ve mağfiret arzusu ....

EDİTÖRDEN

Gönüllerin ilahî rahmet ve mağfiret arzusu ile yıkandığı, iyilik duygularının kabardığı, müminlerin hayırda yarıştığı af ve mağfiret ayı ramazana ulaşmanın huzur ve mutluluğu içindeyiz. Ramazan, paylaşmanın, hayırda yarışmanın, yaraları sarmanın, insanların derdiyle dertlenmenin içtenlikle yaşandığı bir aydır. Ramazan ayı, özümüzde var olan iyilik, kardeşlik ve dayanışma duygularımızı canlandırarak insani ilişkilerimizin yeniden inşasına katkılar sağlayan bir mağfiret iklimidir.
İyilik, kültür ve medeniyetimizi şekillendiren değerler manzumesi içerisinde çok önemli bir yere sahiptir. Bireyin ön plana çıktığı, bencilliğin yaygınlaştığı modern dünyada örselenmiş ruhlar için iyilik, gittikçe zayıflayan bir erdem olarak düşünülse de ramazan ayı iyilik duygusunun beslendiği âdeta coştuğu bir rahmet mevsimidir. Kerim Kitabımız her fırsatta iyilik vurgusu yapar. Yüce Rabbimiz müminleri hayır yapmaya davet eder, hayır ve iyilikte yarışmayı tavsiye eder.
İslam’ın iyilik tasavvuru çok geniş anlamları içerisinde barındırır. Allah Teala’ya iman edip, güzel kulluk yapmaktan, yoldan geçenlere eziyet veren taşı kaldırmaya, yoksulu kimsesizi gözetmekten gönül alıcı söz söylemeye ve bir güzel tebessüme varıncaya kadar pek çok davranış iyilik olarak görülür ve sevgili peygamberimiz tarafından yapılması hususunda teşvik edilir. İyilik; hayatımızın her alanında ailemiz, komşularımız, arkadaşlarımız, çevremiz ile ilişkilerimiz konusunda duyarlı olmak ve ihsan ile muamelede bulunabilmektir.
Mümin kendi ihtiyacı olsa bile yoksula yetime yardım eden, sevdiklerinden özveride bulunan samimi bir kuldur. İyilik ve yardımı karşılıksız yapar ve başkalarını da iyiliğe özendirir. İyilik konusunda birbirine destek olan, yardımlaşan samimi müminler, hem dünyada hem de ahirette güzel karşılık alırlar. Allah, iyi ve güzel davranışlarda bulunarak örnek olan, diğer insanlara da iyiliği tavsiye edenlerin iyiliklerini artıracağının müjdesini verir.
Bize düşen, Allah’ın hükümlerine kesin bir bilgiyle iman etmek, onun buyruklarına uymak, her koşulda iyiliği tavsiye edip kötülükten sakındırmaktır. Hayatımızı iyiliğe adayıp yaşantımızı iyiliklerle anlamlandırmak, yüksek insani ve ahlaki değerleri yaşayarak ve yaşatarak bütün toplumda iyiliğe öncülük etmektir. Zira iyilik, kültür ve medeniyetimizde varoluşun gayelerinden biridir.
Ramazan ayının gölgesinin üzerimize düştüğü bu anlamlı zamanda, “Ramazan ve İyilik” konulu bir dosya hazırladık. Yrd. Doç. Dr. Mustafa Eren, “Ramazan ve İyilik” başlıklı yazısıyla ramazanın, Müslümanın üç temel niteliği olan iman, İslam ve ihsan duygularının ahenkle yoğrulduğu rahmet ayı olduğunu vurguladı. “Kur’an İkliminde İyiliklerle Dinamik Bir Hayat İnşası” yazısıyla Prof. Dr. Soner Gündüzöz; Kur’an’ın dimağımızı aydınlatan, ruhumuzu arındıran ve bizi iyiliğe sevk eden iklimini satırlara döktü. Haydar Bekiroğlu: “Vakit İyilik Vakti, Bu Ramazan ve Her Zaman” yazısıyla her ayımızı ramazan yapmanın, iyiliği bir davranış modeli haline getirmek gerektiğini hatırlattı. Dr. Bilal Esen, “Oruca Tutunmak” yazısıyla orucun tertemiz öze dönüş, araya giren engelleri kaldırıp fıtrata tutunma olduğunu belirtti. Ayşe Bayraktar Barış, ramazanın, kendine yabancılaşan insanın akleden, kalbini bulmaya yönlendiren bir seyahat olduğunu “Fıtrata Rücu Etmek/Edebilmek” başlıklı yazısıyla kaleme aldı. Ayrıca Dr. Faruk Görgülü’nün Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Kamil Yılmaz’la gündeme dair gerçekleştirdiği söyleşiyi ilgiyle okuyacaksınız.
Ramazan ayının getirdiği bütün güzelliklerin hayatımızda yer etmesini, temenni ediyor; rahmet, mağfiret ve bereket ayının tüm inananlar ve insanlık için hayırlar getirmesini, barış ve mutluluğa, Müslümanların kurtuluşuna vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyor, sizleri dergimizle baş başa bırakıyoruz.

Dr. Yüksel Salman