Makale

Doğru Bilgi ve Toplumsal Kaynaşma Bağlamında Medya ve Din

Başyazı


Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı

Doğru Bilgi ve Toplumsal Kaynaşma Bağlamında Medya ve Din

Bilgi aktarımı ve paylaşımında kitle iletişim araçlarının vazgeçilmez bir rol oynadığı günümüz modern toplumlarında iletişim, aynı zamanda sosyal sorumluluk gerektiren önemli bir olgudur. Günümüzde küreselleşmenin en önemli ayaklarından birisi de şüphesiz iletişimde kaydedilen devasa gelişmedir. Ancak iletişim teknolojisindeki gelişimin göz alıcı cazibesi, çoğu zaman bu gücün, aynı zamanda ahlâkî bir sorumluluk da gerektirdiğini görmemizi engellemektedir. Halbuki, insanların sağlıklı ve doyurucu şekilde bilgilendirilmesi kadar, toplumsal hafızadaki değerlerin korunması ve ahlâkî gelişimin desteklenmesi de önemlidir. İletişimin teknoloji ile büyük güç kazandığı günümüzde, mahremiyete ve özel dünyalara saygıda en ufak bir kusur, kurum ve kişileri haksız yere yıpratan asılsız haber ve isnatlar, çoğu zaman telâfisi imkânsız sonuçlar doğurmakta ve bu durum insanları mutsuz, toplumları da huzursuz etmektedir. Toplumun ahlâkî ve manevî değerlerini aşındıran, ortak bağını zayıflatan haberlerin ve bilgilerin kontrolsüz şekilde gündemde tutulması da olumsuz sonuçlar doğurmaktadır.

İslâm dininin ana kaynakları, ‘doğru bilgi’ ve ‘doğru haber’ konuları üzerinde hassasiyetle durmakta, topluma fayda yerine zarar getiren, yanlış ve yanıltıcı bilgi içeren, kişi haklarını ihlâl eden haberler karşısında herkesi ihtiyatlı ve sağduyulu olmaya çağırmakta, doğru bilgi ve haberin peşine düşmeyi emretmektedir. İslâm, bilgi ve haberlerin aktarılması sırasında ‘doğruluk’, ‘güvenilirlik’, ‘iyi değerlere hizmet etme’ ve ‘insanlara yarar sağlama’ gibi hususların dikkate alınmasını aynı zamanda dinî bir sorumluluk olarak da görmektedir.

İletişimi sadece mekanik ve teknolojik bir hareket alanı olarak görmek yerine, bilgi aktarımı ile beraber belli değerlerin ve erdemlerin akışını ve yeryüzünde yaygınlaşmasını sağlayan bir sistem olarak değerlendirmek, toplumun sağlıklı ve dengeli gelişmesi açısından önemlidir. İletişim imkânlarının son derece iyi bir seviyeye geldiği ve âdeta sınır tanımadığı günümüzde bizler, eskiye nazaran bir ‘medya etiği’ne daha fazla ihtiyaç duymaktayız. Bu meyanda, İslâm’n evrensel mesajının, bireylere yüklediği insanî ve dinî sorumluluğun bu etiğin oluşturulmasına vazgeçilmez bir katkı sağlayacağını da görmemiz gerekir.

Modern hayatın getirdiği birtakım sorunlar yüzünden giderek yalnızlaşan insanların, ortak bir kültür ve zengin bir bilgi temelinde birleşmeleri, birbirini daha iyi anlayan ve dinleyen bir toplum haline gelmeleri için gösterilecek çabalar, kitle iletişim araçları sayesinde daha etkili hâle gelecektir. Bu süreçte medyanın, doğru ve güvenilir bilgilerle halkın ahlâkî ve dinî eğitimine yönelik programlara yer vermesinin de önemi kaçınılmazdır.

Kitle iletişim araçlarının sağlıklı bir diyalog, ötekini anlama ve insanî değerler çevresinde bir kaynaşma zemini sağlaması temennisiyle…