Makale

Namaz müminin miracıdır

BAŞYAZI

Namaz müminin miracıdır

İslam dininin, kelime-i şehadet, zekât, oruç ve hac ile birlikte beş esasından biri olan namaz, “dinin direği” ve “müminin miracı”dır. Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’e has bir mazhariyet ve tecrübe olan miracın müminlere yansıyan bir bereketi olan namazla, her bir mümine Yüce Rabbinin huzuruna çıkış ve oraya kabul ediliş imtiyazı tanınmıştır. Dolayısıyla namaz, Rabbin huzuruna duruş ve gönül dünyasında huzura eriştir.

Kur’an-ı Kerim’de namaz en çok zikredilen ibadettir. Namaz “Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı (meleklerin katılımıyla) şahitlidir. Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. (Böylece) Rabbinin seni övgüye değer bir makama ulaştırabileceğini umabilirsin.” (İsrâ, 78–79) ayet-i kerimesi ve pek çok ayetle emredilmiş, namazın âdap ve erkânı ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.)’in sünneti ile sabit olmuştur.

Allah’a yönelme ve sadece O’ndan yardım isteme şuurunu derinleştiren namaz, aynı zamanda bizleri gönül âleminde manevi yolculuğa çıkartıp Rabbimizin huzurunda olmanın bilincine, daima O’nun murakebe ve inayeti altında yaşadığımızın idrakine ulaştırır. Namaz, dost doğru ve bilinçli bir biçimde kılındığında iç dünyamızdaki manevi yükselişi ve arınmamızı sağlar ve böylece bizi kötülüklerden alıkoyar. Gerçekten, sadece bedeni ile değil özüyle, sözüyle, gönlüyle ve duygularıyla Allah’a yönelen ve O’nun huzurunda olduğunu hissederek namaz kılan mümin, namazda Rabbi ile baş başa kalmanın mutluluğunu yakalar ve namaz sonrasında da bu bilinç halini devam ettirerek her zaman ve bütün davranışlarında Allah’ın huzurunda ve gözetiminde olduğunu farkederek daha dikkatli, titiz ve sorumlu bir tavır sergiler. Bu yönüyle namaz “Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı sürekli hatırda tutmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor.” (Ankebut, 45) ilahî hitabının işaret ettiği bir istikamet ve korunmayı da sağlar.

Camilerde cemaat halinde kılınan namazlar, bütün İslam âlemi ile birlikte Beytullah’a yönelmenin, hayatı dünya ve ahiret dengesi içinde bir bütün olarak algılamanın sonucu olarak birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışmamızı güçlendirir. Nitekim Rahmet Peygamberimiz (s.a.s.)’in cemaatle kılınan namazlara 27 kat sevap verileceğini müjdelemesi, İslam’ın sosyal dayanışmaya, birlik beraberlik içinde hareket etmeye ne kadar önem verdiğinin bir göstergesidir. Hayatın koşuşturması içinde insanın bir taraftan içe dönüşüne, derin bir nefis muhasebesine imkân veren namaz, diğer taraftan cemaatin birbirinin halini hatırını sorması ve birbirlerinin dertleriyle dertlenmesini de sağlamak suretiyle insanı sosyalleştirir ve aynı zamanda insana zaman bilinci aşılar.

Bizlere ilahî bir müjde niteliğinde bahşedilmiş namaz ibadetinin, manevi dünyamıza olduğu kadar sosyal hayatımıza yönelik hikmet ve kazanımlarından yararlanmak için, tüm benliğimizle ve riyasız olarak namazın bereketli iklimine teslim olmamız kulluk sorumluluğumuzun bir gereğidir.

Prof. Dr. Ali BARDAKOĞLU
Diyanet İşleri Başkanı