ÖZ
Anahtar Kelimeler: İbn Abdülber, el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb Tercümesi, Mustafa Sâfî Efendi, Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi, Sahâbe biyografileri.
orcid.org/0000-0003-0474-2928
omergok89@gmail.com
Araştırma makalesi /
Research article
ABSTRACT
al-Isti‘ab fi Ma‘rifat al-Ashab, written by Ibn Abd al-Barr al-Namari al-Qurtubi (d. 463 / 1071), is a very voluminous work that contains the biographies of the Companions of the Prophet Muhammad (saw). This study, considered as one of the first companion biographies to survive, was written in Arabic in the middle of the 10th century AD. Although the first translation of the study into Ottoman Turkish was started at the beginning of the 17th century by Mustafa Sâfî Efendi at the request of Ahmed I, according to our current knowledge, the translation was left unfinished after the translator’s death. Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi wanted to continue the translation study, which Sâfî started to prepare according to the Arabic alphabet and brought up to the letter kh “خ”, but he was able to bring up to the half of the letter ra “ر”. In this article, the index of the names of the companions will be presented together with the introduction of the manuscript of al-Istî‘âb fî Ma‘rifat al-Ashâb Translation at the Nuruosmaniye Library number 723. In this way, it is aimed to reveal the content and form features of the first and only al-Istî‘âb translation in Ottoman Turkish and to have information about the biographies of the companions in it.
Keywords: Ibn Abd al-Barr, al-Istî‘âb fî Ma‘rifat al-Ashâb Translation, Mustafa Sâfî Efendi, Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi, Biographies of the companions.
MINTRODUCTION AND CONSEQUENCE OF AN UNFINISHED TRANSLATION OF ISTΑÂB IN THE OTTOMAN PERIOD
SUMMARY
Ibn Abd al-Barr al-Namari al-Qurtubi (d. 463 / 1071) is an important Islamic thinker who authored studies in many different fields such as hadith, fiqh, sirah, history, literature and biography. He is among the leading scholars and writers of the Andalusian Umayyad State period. One of the studies written by Ibn Abd al-Barr in the field of biography is al-Istî‘âb fî Ma‘rifat al-Ashâb. This study, considered as one of the first companion biographies to survive, was written in Arabic in the middle of the 10th century AD. This study, which contains the biographies of the companions and has a large volume, is considered as one of the first studies written in this field. For this reason, it was not only respected in the period when it was written, but also in the following periods, additions and annotations of the study were written by different authors in different geographies and translated into other languages. Known mostly by its abbreviated name al-Istî‘âb, the book contains biographies of approximately 3500 companions.
According to our current knowledge, the first translation of the study into Turkish was started by Mustafa Sâfî Efendi at the request of Sultan Ahmed (Ahmed I), one of the Ottoman sultans, at the beginning of the 17th century, but the translation was left unfinished after the translator’s death. At the same time, Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi wanted to continue the translation study, which Mustafa Sâfî, who is known for his closeness to Sultan Ahmed and who was also his chief imam, started to prepare according to the Arabic alphabet and brought to the letter kh “خ”, but he also wanted to continue with the letter “ر” has brought up. The translated study begins with a shorter “Muqaddime” section compared to the source work, following the main sections seen in all manuscripts such as “Praise to Allah, Praise to the Prophet, Praise to the Sultan and Reason-Copyright”. This section is under ten bab (1. Bāb-ı ĥarfu’l-elf, 2. Bāb-ı ĥarfu’l-be, 3. Bāb-ı ĥarfu’t-te, 4. Bāb-ı ĥarfu’ŝ- ŝe, 5. Bāb-ı ĥarfu’l-cim, 6. Bāb-ı ĥarfu’l-ĥa, 7. Bāb-ı ĥarfu’l-kh, 8. Bāb-ı ĥarfu’d-dal, 9. Bāb- ı ĥarfu’ź-źel, 10. Bāb-ı ĥarfu’r-ra) contains the translation of 756 companions. 559 in the part translated by Mustafa Sâfî; in the part translated by Kemâleddin Mehmed Efendi, there are biographies of 197 companions. Companions’ biographies begin with “Abu bin KaǾb bin Ķays bin ǾUbayd al-Enśārį” and finish with “RiǾye as-Suĥaymį”.
In this article, together with the introduction of the manuscript copy of al-Istî‘âb fî Ma‘rifat al-Ashab Translation at Nuruosmaniye Library number 723, the index of the names of the companions in it is presented. Later, for the readers to have information about the language and style of the translation, “Usāme bin Zeyd” and “Enes bin Mālik” translated by Mustafa Sâfî and “Ħuzeyme b. Ŝābit” translated by Kemâleddin Mehmed Efendi transcribed text of the biographies of is given. In this way, it was aimed to reveal the content and form features of the only known al-Istî‘âb fi Ma‘rifat al-Ashâb Translation in Ottoman Turkish according to the current knowledge and to have information about the biographies of the companions in it.
GİRİŞ
Sahâbe biyografileri alanında yazılmış ilk kaynak eserler arasında kabul edilen el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb, İbn Abdülber tarafından Endülüs’te kaleme alınmıştır. Yaşadığı çağda ve sonraki dönemlerde çokça itibara nail olan İbn Abdülber’in eserleri de büyük rağbet görmüştür. Bu çalışmada üzerinde durulacak olan el-İstî‘âb da onun asırlar geçmesine rağmen değeri eksilmeyen eserlerinden birisidir. Her ne kadar 17. yüzyıla gelinceye değin eserin Türkçe’ye tercümesi görülmese de Arapça istinsah nüshalarının Türkiye kütüphanelerinde görülmesi, onun bu coğrafyada bilindiğini ve okunduğunu göstermektedir. Nitekim Sultan I. Ahmed devrine gelindiğinde, bizzat padişahın isteğiyle Mustafa Sâfî Efendi’nin (ö. 1616) el-İstî‘âb’ın Türkçeye tercümesi noktasında çalışmaya başladığı görülmektedir. Ancak Sâfî’nin vefatı, başladığı tercüme işinin de yarım kalmasına neden olmuştur. Ardından Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi (ö. 1621) bu işi sürdürmek istemişse de onun da eseri hitama erdiremediği görülmektedir. Aşağıda detaylı bir şekilde tanıtımını yapacağımız el-İstî‘âb tercümesine dair incelemeye geçmeden önce kaynak eserin değeri ve müellifi hakkında da kısaca bilgi verilecektir.
1. İBN ABDÜLBER EN-NEMERÎ’NİN HAYATI VE BİYOGRAFİK ESERLERİ
1.1. Hayatı
İbn Abdülber en-Nemerî, hicrî 368’de (M. 978) Endülüs, Kurtuba’da dünyaya gelmiştir. Babasının ismi Abdullah, dedesinin ismi Muhammed’dir. “Dedelerinden Nemir b. Kâsıt’a nisbetle Nemerî diye anılmış” olsa da bazı kaynaklarda doğum yerinin öne çıkarılarak Kurtubî kisvesiyle anıldığı görülmektedir. Tam künyesi ise Ebû Ömer Cemâlüddîn Yûsuf b. Abdullâh b. Muhammed b. Abdülber en-Nemerî el-Kurtubî olarak geçmektedir.1
İlk tahsilini kendisi gibi âlim olan babası Abdullah’tan alan İbn Abdülber’in dedesi Muhammed de Endülüs’ün tanınmış sufilerindendir. Tahsili boyunca Endülüs dışına çıkmayan İbn Abdülber, küçük yaşlarda Abbas b. Asbağ el-Hemedânî ve Abdurrahman b. Ebân gibi hocaların ilminden istifade etmiştir. Yüz küsur âlimden icâzet aldığı söylenen İbn Abdülber’in hocaları arasında “Ebu’l-Kâsım İbnü’d-Debbâğ, İbn Battâl el Batalyevsî, Abdülvâris b. Süfyân, Ahmed b. Kâsım el-Bezzâr, Ebû Ömer Ahmed b. Abdullah el-Bâcî, İbnü’l-Mekvî ve İbnü’l-Faradî” gibi önemli simalar vardır.2
İbn Abdülber daha hayatta iken büyük şöhret kazanmış, devrin yöneticilerinden himaye görmüştür. Endülüs’te şehir devletlerinin hükümran olduğu devirlerde Âmirîler’in farklı şehirlerinde kadılık da yapmıştır. Âmirîler’in liderlerinden Muzaffer b. Eftas, İbn Abdülber’in ilim meclislerine katılmış, ondan hadis dinlemiştir.3 Yaşadığı dönem, yetiştirdiği talebeler ve telif ettiği eserlerle İslâm dünyası için önemli izler bırakan İbn Abdülber, Hicri 463 (M. 1071) tarihinde Şâtıbe’de (Jativa ya da Xativa) vefat etmiştir. 4
1.2. Biyografik Eserleri ve el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb’ı
İbn Abdülber fıkıh, hadis, kıraat, siyer, tarih, edebiyat, biyografi gibi farklı sahalarda çok sayıda eser vermiştir. Günümüze ulaşan eserlerinin sayısı yirmi civarı olsa da kaynaklarda daha fazla eserin ona isnat edildiği görülmektedir.5 Eserlerinin tamamı hakkında bilgi vermenin makalenin sınırlarını aşacağı düşünülerek, burada el-İstî‘âb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb’ın da aralarında bulunduğu biyografik içerikli eserlerini anmak daha doğru olacaktır. Bunlar:6
1. el-İstiġnâʾ fî esmâʾi’l-meşhûrîn min ḥameleti’l-ʿilmi bi’l-künâ: İbn Abdülber, bu eserinde isimleri bilinmeyip künyeleriyle tanınan ashâb, tâbiîn ve diğer meşhur kişilerin terceme-i hâllerini ele almıştır. Eser hakkında Mekke’de Abdullah Merhûl es-Sevâlime bir doktora tezi (1983-1984) hazırlamıştır.
2. el-İntiḳāʾ fî feżâʾili’s̱-s̱elâs̱eti’l-eʾimmeti’l-fuḳahâʾ: Üç büyük mezhebin imamı olan İmâm Mâlik, Ebû Hanîfe ve İmâm Şâfi’nin terceme-i hâllerinin ve fıkhî yönlerinin ele alındığı bir eserdir. el-İntikâ‘ Kahire (1931) ve Beyrut’ta (1997) matbu olarak neşredilmiştir.
3. Tercemetü’l-İmâm Mâlik b. Enes: Eser, adından da anlaşılacağı üzere Mâlik b. Enes’in hayatına dairdir. Mâlik b. Enes, İbn Abdülber’in el-İstî‘âb’da da hayatına uzunca yer verdiği sahâbîlerin başında gelmektedir. Câsim, eserin Rabat el-Mektebetü’l-Âmme’de bir nüshası ile Kahire Ma‘hedü’l-Mahtûtâti’l-Arabiyye’de bir mikrofilmi olduğunu belirtmektedir.7
4. et-Taʿrîf bi-cemâʿa min fuḳahâʾi’l-Mâlikiyye: Bu eserde, İbn Abdülber herhangi bir sıra ya da öncelik gözetmeksizin yirmi Mâlikî fâkihinin biyografisi vermiştir. Câsim, risâle boyutundaki bu eserin Kahire Ma‘hedü’l-Mahtûtâti’l-Arabiyye’de bir fotokopisi olduğu bildirmektedir.8
5. el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb: Eser hakkında aşağıda daha ayrıntılı bilgi verilecektir.
1.3. el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb
Hicrî 433/miladî 1041 yılından evvel yazıldığı rivayet edilen el-İstî‘âb, tam adıyla el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb, 3500 civarı sahâbenin biyografisini muhtevî bir eser olarak bilinmektedir.9 Bu alanda yazılmış ilk kaynaklar arasında zikredilen eser, mukaddime ve dört bölümden oluşmaktadır. Mukaddimede sahâbe kavramı üzerinde durularak, kimlerin ashâba dâhil olup kimlerin olmayacağı irdelenmiştir. İbn Abdülber, Mağrib alfabesine göre dizdiği eserinin birinci bölümünde nesebiyle bilinen erkek sahâbîleri, ikinci bölümünde künyesiyle bilinen erkek sahâbîleri; üçüncü bölümünde nesebiyle bilinen kadın sahâbîleri ve son olarak dördüncü bölümde künyesiyle bilinen kadın sahâbîleri konu edinmiştir.10
Yazıldığı döneme göre oldukça hacimli bir eser olan el-İstî‘âb’ın kaynakları arasında Mûsâ b. Ukbe (ö. 141/758), İbn İshâk (ö 151/768) , Vâkıdî (ö. 207/823), Halîfe b. Hayyât (ö. 240/854-55), Ahmed b. Hanbel (ö. 241/855), Buhârî (ö. 256/870), Zübeyr b. Bekkâr (ö. 256/870), İbn Ebû Hayseme (ö. 279/892-93), İbnü’l-Cârûd (ö. 307/919-20), Muhammed b. Cerîr et-Taberî (ö. 310/923), Ebû Bişr ed-Dûlâbî (ö. 310/923), Muhammed b. İshah es-Serrâc (ö. 313/925), Ebu’l-Kâsım el-Begavî (ö. 317/929), Ebû Ca‘fer el-Ukaylî (ö. 322/934), Ebû Hâtim er-Râzî (ö. 322/933-34) ve İbnü’s-Seken (ö. 353/964) gibi müelliflerin eserleri anılmaktadır.11 Müellifin kaynak olarak sayılan bu isimlere metin içerisinde şu şekilde atıf yaptığı görülmektedir: “Keźâlik sened-i âħar ile ǾUrve bin ez-Zübeyr’den ve ǾUrve atası Zübeyr’den rivâyet ider ki” (N, vr. 65a); “Muĥammed bin İsĥâķ Śâliĥ bin Keysân’dan ve anlar ǾUbeydullâh bin Abdullah’dan rivâyet eyledi, eyitmiş ki” (N, vr. 66a); “Muĥammed bin ǾÖmer el-Vâķıdî İbn Ebî Źiǿb’den ve ol İsĥâķ bin Zeyd’den rivâyet idüp eyitdi ki” (N, vr. 82a); Bu bâbda esaĥĥ-ı aķvâl Muĥammed bin ǾAbdullâh Aĥmed bin Selmân’dan ve ol ǾAbdullâh bin Aĥmed bin Ĥanbel’den ve ol vâlidi Aĥmed bin Ĥanbel’den ve anlar muǾtemirden ve ol Ĥumeyde’den bi-ŧarîķi’t-taĥdîŝ rivâyet idüp didügidir ki” (N, vr. 83a).
Yazıldığı dönemden sonra büyük revaç gören el-İstî‘âb’a başta İbn Abdülber’in talebesi Ebû Ali el-Gassânî (ö. 498/1105) olmak üzere İbn Fethûn Muhammed b. Halef (ö. 520/1126)12, Ruşâtî (ö. 542/1147) ve Ebu’l-Velîd İbnü’d-Debbâğ (ö. 546/1151) gibi müelliflerin zeyller kaleme aldığı belirtilmişse de bunlardan bazılarına ulaşılamamaktadır. Bundan başka eser üzerine yazılan haşiyeler ve yapılan ihtisarlarla diğer dillere tercümeleri de bulunmaktadır. Bugün bile sahâbe biyografisi konusunda yapılan çalışmalarda el-İstî‘âb’a atıflar yapılması, eserin değerinin eksilmeden devam ettiğini göstermektedir.
2. EL-İSTΑÂB FÎ MA‘RİFETİ’L-ASHÂB TERCÜMESİ
İbn Abdülber’in el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb’ının Türkçe’ye ilk tercümesi, bugünkü bilgilerimiz ışığında, Sultan I. Ahmed’in imamlığı vazifesinde de bulunmuş Mustafa Sâfî Efendi tarafından yapılmak istenmiştir. Babasının ismi İbrahim olan Mustafa Sâfî, Makedonya’nın Kesriye kasabasına bağlı Hurpişte nahiyesinde dünyaya gelmiştir. Sultan I. Ahmed tarafından ve Hafız Ahmed Paşa vasıtası ile kendisinden Celâl ü Cemâl adlı Farsça bir mesnevinin Türkçe’ye tercüme edilmesi istenmiştir. Daha sonra bu tercüme vesilesiyle padişah imamlığına getirilmiş ve “imam-ı sultanî” olarak şöhret bulmuştur. Telif ve tercüme birçok eser kaleme alan Sâfî Efendi’nin Kitâbü’l-İsti’âb fî ma’rifeti’l-ashâb Tercemesi’nden başka bilinen eserleri şunlardır: Zübdetü’t-tevârih, Terceme-i Celâl ü Cemâl, Vesîletü’l-vüsûl ilâ mahabbeti’r-Resûl, Mir’atu’s-Safâ fî Hilyeti’n-Nebiyyi’l-Mustafâ ve Cihad-nâme. 1025/1616 yılında vefat eden Mustafa Sâfî Efendi, İstî‘âb tercümesini ömrü vefa etmediği için hitama erdirememiştir.13
Mustafa Sâfî’nin ardından Osmanlı devrinin meşhur ailelerinden Taşköprülüler’e mensup olan Taşköprîzâde Kemaleddin Mehmed Efendi (ö. 1030/1621) tercümeyi devam ettirmek istemiştir. 960/1553 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Kemâleddin Efendi, Şakâ’ik-i Nu‘mâniyye sahibi babası Taşköprîzâde Ahmed Efendi’nin sayesinde Şeyhülislâm Ebüssuûd Efendi, Şeyh Hâfız Ahmed Buhârî ve Aziz Mahmud Hüdâyî gibi dönemin meşhur âlimlerinden ders almış ve müderrrislik kadılık ve kazaskerlik gibi önemli vazifelerde bulunmuştur. Hadis, tefsir, fıkıh, tarih, biyografi ve edebiyat alanlarında telif ve tercüme eserlerinden bilinenleri şunlardır: Sûre-i Kehf Tefsirine Hâşiye, Tabakâtu’l-Fukahâ, Kaside-i Bür’e Tahmisi, Tarih-i Kaht-ı Mısır Tercümesi, Şeh-nâme, er-Risaletü’l-Aliyye fi’l-Ehâdîsi’n-Nebeviyye Tercümesi, Mevzû’âtu’l-Ulûm, Uddetü Ashâbi’l-Bidâyeti ve’n-Nihâye.14 Bu eserlerden başka Mustafa Sâfî’nin kaldığı yerden İstî‘âb tercümesini tamamlamak istemişse de Sultan I. Ahmed’in vefatı, bu meşakkatli işin tekrar akamete uğramasına sebep olmuştur. Her ne kadar elimizde yarım kalmış ve tamamlanamamış bir eser bulunsa da Osmanlı Türkçesinde yapılan nadir sahâbe tabakatı denemelerinden olduğu için önemlidir. Nitekim eksik hâliyle dahi aşağıda nüsha incelemesinde daha detaylı görüleceği üzere oldukça hacimli bir eserle karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek gerekir.
Bugüne kadar el-İstî’âb fî Ma’rifeti’l-Ashâb Tercemesi üzerine yapılmış herhangi bir çalışma ya da yayın tespit edilememiştir. Eserin tespit edilebilen yazma nüshaları, Nuruosmaniye Kütüphanesi Nu: 723 ile İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi Nu: 1549 ve 3217’de bulunmaktadır. Bu nüshalardan İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi 3217 numarada bulunan nüsha diğer iki nüshaya göre daha eksiktir. Bu makalede istinsah tarihi daha eski olması hasebiyle Nuruosmaniye nüshası üzerinden birtakım değerlendirmelerde bulunulmuştur.
2.1. Nuruosmaniye 723 Numaradaki el-İstî‘âb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb Tercümesi
el-İstî‘âb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb Tercümesi, mukaddime ve 756 sahâbenin hayatının konu edildiği biyografi kısmından oluşmaktadır. Mukaddime kısmında İbn Abdülber’in üzerinde durduğu sahâbe kavramı ve kimlere sahâbe denileceği gibi hususlar ile Hz. Peygamber’in hayatının anlatıldığı kısımlar tercümede çok kısa tutulmuştur. Zaten Mustafa Sâfî tercümenin başında Hz. Peygamber’in siretini kısa tutacağını “ayrıca İstiâb’daki isnadları hazfedeceğini, farklı tariklerle gelen bir haberin ecma‘ ve erfa‘olanını tercih edip geri kalanını terk ettiğini belirtmiştir”.15 Sâfî Efendi, bu kısımların daha önce Saîd Kâzerûnî isimli bir müellif tarafından yapılan tercümesinden söz etmiş, kendisinin de onun söylediklerini özetlediğini belirtmiştir (N, vr. 2b-3a). Yazma nüshada ismi fî Mevlidi’n-Nebiyyi’l-Mustafâ olarak zikredilen eser Terceme-i Mevlid-i Mustafâ, Siyer-i ‘Afîf veya Siyer-i Kazerûnî adlarıyla da bilinmekle birlikte ‘Afîfüddîn b. Sa‘îdüddîn Muhammed b. Mes‘ûd el-Kazerûnî’nin (ö. 766/1364-65) babası Sa‘îdüddîn Muhammed b. Mes‘ûd el-Kazerûnî (ö. 758/1357) tarafından Arapça kaleme alınan el-Müntekâ min-Siyeri’n-Nebî el-Mustafâ’nın Farsça tercümesidir.16 Mustafa Sâfî ve Taşköprîzâde’nin tercümelerine esas aldıkları kaynak, bu Farsça eser olmuştur.
2.1.1. Nüsha Tavsifi
Nuruosmaniye Kütüphanesi 723 numarada kayıtlı el yazması nüsha, toplam 262 varaktan müteşekkildir. Bunlardan 209 varak Mustafa Sâfî; 53 varak Taşköprîzâde’nin tercümesidir. Eserin 1b’sinde ve 210b’sinde bulunan iki ser-levha da tezhipli ve çiçek motifi işlemelidir. Mihrabiyeler ise yazısızdır. Metinde kullanılan mürekkebin rengi siyahtır ancak başlık ve söz başlarında kırmızı mürekkep kullanılmıştır. Metnin ilk 70 varaklık kısmında şahıs isimleri ve söz başlarının geçtiği tahmin edilen yerler boş bırakılmıştır. Ayrıca müstensihin yer yer “sah” kaydı düştüğü görülmüştür. Yazma nüshanın diğer belli başlı özellikleri aşağıdaki tabloda verilmiştir:
Cilt Özellikleri |
Bitki motifli şemseli, salbekli, vişne çürüğü renkli, sırtı kahverengi deri, miklebi kopuk, şirazeli, kapak içi taraklı ebrulu. |
Ölçüleri |
340x229-260x135 mm. |
Yaprak Sayısı |
209+53 yk. |
Satır Sayısı |
23. |
Sütun Sayısı |
1 |
Yazı |
Nesih (Harekeli). |
Kâğıt |
Nuhudi renkli, az aharlı, orta kalınlıkta filigransız. |
Telif/Tercüme Tarihi |
- |
Mütercimleri |
Mustafa Sâfî ve Taşköprîzâde Kemâleddîn Mehmed |
Baş |
Ĥamd u ŝenâ-yı bî-intihâ ol cezîlü’n-niǾamâ ve Ǿažîmü’l-Ǿaŧâ müfîżu’l-âlâ celle şânehu ve teǾâlâ ve tevâtir berrehu ve tevâlî cenâb-ı ulûhiyyet ķıbâbına maħśûśdur ki… (1b) |
Son |
Bu maķâmda daħı kelâm-ı İbn Ferĥûn tamâm olmışdur. Min Allâhi’t-tevfîķ ve’l-ilhâm ve’ś-śalâtu ve’s-selâmu Ǿalâ seyyidi’l-enâm ve âlihi ve śaĥbihi’l-kirâm. (262b) |
2.1.2. el-İstî‘ab fî Ma‘rifeti’l-Ashâb Tercümesi’nden Birkaç Sahâbe Biyografisi Metni
Osmanlı döneminde yapılmış bir tercüme eserin diline ve üslubuna daha fazla hâkim olmak ve biyografi metinleri yazılırken hangi kıstasların (doğum tarihi ve yeri, ölüm tarihi ve yeri, hadisçiliği, Hz. Peygamber ile yakınlığı gibi konular) göz önünde bulundurulduğunu daha iyi görmek için birkaç sahâbe biyografisinin transkripsiyonlu metnini sunmak isabetli olacaktır. Metin transkribe edilirken o zamanki dil ve üslup özelliklerini yansıtabilmek için yazım ve imlaya herhangi bir müdahalede bulunulmamış, yalnızca okumayı kolaylaştırması açısından metinler paragraflara bölünmüştür. Burada sunulan iki mütercime ait üç biyografi metninde de görüldüğü üzere eserin dili dönemin ağır ve ağdalı süslü nesir tarzından oldukça uzaktır. Her iki mütercimin de metnin anlaşılır olmasını murat ettiklerini ve bu yüzden hem dili sade ve yalın hem de ifadeleri kısa tuttuklarını söyleyebiliriz.
Eserde iki mütercimin imzası olması hasebiyle aşağıda ikisinden de örnekler sunulmuştur. Biyografi metinlerinde geçen hadisler, mütercimler tarafından Arapça yazılmış, hemen ardından manaları verilmiştir. Bu yüzden ayrıca izaha ihtiyaç kalmamıştır.17 Mustafa Sâfî’nin kaleme aldığı “Üsâme bin Zeyd” ve “Enes bin Mâlik” ile Taşköprîzâde’nin kaleme aldığı “Ħuzeyme bin Ŝâbit” biyografisinin çeviri yazısı aşağıdaki şekildedir.
2.1.2.1. Üsâme bin Zeyd (N, 65a-66b)
Üsâme bin Zeyd bin Ĥâriŝe bin Serâĥîl bin KaǾb bin ǾAbdu’l-Ǿuzzâ el-Kelbî rađıyallâhu Ǿanh. Śâĥibü’l-İstîǾâb eyitdi ki: “Taĥķîķen biz Üsâme’niñ nesebini babası Zeyd bin Ĥâriŝe’nin źikri maĥallinde beyân idüp ve babası Zeyd ibn Ĥârise’ye Ǿârıż u lâĥiķ olan esîrligi ve śoñra Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretine naķl idüp ol ĥażretiñ Ǿabd-i memlûki maǾnâsına mevlâsı olup velâsı ol ĥażrete naķl itdügüni ol maĥalde źikr ü îżâĥ eyledik. Ĥażret-i Üsâme Ebû Zeyd ve bir ķavlde Ebû Muĥammed diyü künyet olunur ve anlara el-ĥibbe bin el-ĥibbe dinilür. YaǾnî sevgülü oġlı sevgülü dimek olur. İbn İsĥâķ anlara Üsâme bin Zeyd bin Ĥâriŝe bin Şerĥîl dimiş ammâ sâǿir Ǿulemâ-i ensâb aña muħâlefet idüp İbn Şerâĥîl dimişlerdir. Üsâme’niñ anası Ümmü Eymen’dir ki ismi Bereke olup Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretiniñ babaları ǾAbdullâh bin ǾAbdu’l-muŧŧalib’den irŝile intiķâl itmiş memlûkesi ve ol ĥażretiñ śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem vâlideleri Âmine’niñ vefâtından śoñra anlarıñ zamân-ı śabâsında aĥvâlin taǾaķķud ider ve görüp gözedir ĥâżinası idi.
Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretiniñ vefâtı gününde Üsâme’niñ sinn ü sâl-i Ǿömrinde iħtilâf olunmış. Bir ķavlde yigirmi yıl ve bir ķavlde on ŧoķuz ve bir ķavlde on sekiz yıl idi. Ĥażret-i Nebî’niñ śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem vefâtından śoñra Medîne ĥavâlîsinde vâķiǾ olan Vâdîü’l-Ķurâ’da sâkin olup ve baǾdehu Medîne’ye rücûǾ idüp MuǾâviye ħilâfetiniñ evâħirinde Cerf nâm maĥalde vefât eyledi. İbn SaǾd kendü senedi ile ǾUrve binü’z-Zübeyr’den ve ol babası Zübeyr bin ǾAvvâm’dan rivâyet ile źikr itmişdir ki: “Ĥażret-i Nebî śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem Üsâme bin Zeyd’e intižâr sebebi ile yevm-i Ǿarefede Cebel-i ǾArafât’dan ifâża yaǾnî sürǾatile inüp Minâ ŧarafına aķup gitmegi teǿħîr eyledi yaǾnî Ĥażret-i Üsâme ǾArafât’a gelmege bir mâniǾ sebebi ile eglenüp geç ķalmaġın vuķûf-ı ǾArafât’dan maĥrûm olmasun diyü ol ĥażret muntažır olup ol gelince ifâza eylemedi”. Râvî eydir: “Bundan śoñra ĥużżâr-ı ǾArafât âyâ intižâr kimedir diyü tevaķķufda iken gördiler ki bir ġulâm-ı esved-i efŧas geldi yaǾnî burnı yaśśı bir siyâh-çerde ġulâm geldi ki ol Üsâme bin Zeyd idi. Pes bu maĥalde ehl-i Yemen eyitdiler ki: “Ne Ǿaceb biz bunuñ içün mi maĥbûs olduķ”. Pes ehl-i Yemen bu küstâħlıķ sebebi ile śoñradan kâfir oldılar. Yezîd bin Hârûn eyitdi: “Kâfir olduķları Ebû Bekir-i Śıddîķ’ıñ ħilâfeti zamânında mürted olduķlarıdır”.
Ĥażret-i ǾÖmer bin el-Ħaŧŧâb ħilâfeti zamânında Üsâme bin Zeyd’e beş biñ dirhem taķdîr ü taǾyîn idüp kendü oġlı ǾAbdullâh bin ǾÖmer’e iki biñ taķdîr eyledi. Pes ibn ǾÖmer eyitdi: “Üsâme bin Zeyd’i benim üzerime tafżîl itdiñ ĥâlbuki ġazâlardan ben ĥâżır olduġum meşâhide ol ĥâżır olmadı”. Ĥażret-i ǾÖmer eyitdi: “Yâ ǾAbdullâh taĥķîķen Üsâme Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretine senden ve babası babañdan aĥabb idi”. Śâĥibü’l-kitâb kendü senedi ile Sâlim bin ǾAbdullâĥ’dan ve Sâlim babası ǾAbdullâh ǾÖmer’den rivâyet ider ki: “Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem buyurdılar ki: “احب الناس الي اسامة بن زيد ما حاشا فاطمه ولا غيرها” yaǾnî cümle-i nâsıñ baña ziyâde sevgülüsi Üsâme bin Zeyd’dir, Fâŧima-i Zehrâ’dan mâ-Ǿadâ daħı ġayrı degil. YaǾnî Üsâme’den aĥabb Fâŧima’dır. Andan ġayrı Üsâme’den aĥabbı yoķdur”.
Keźâlik sened-i âħar ile ǾUrve bin ez-Zübeyr’den ve ǾUrve atası Zübeyr’den rivâyet ider ki: “Taĥķîķen Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem eyitdi: “ان اسامة بن زيد لاحب الناس الى” yaǾnî taĥķîķen Zeyd bin Ĥârise oġlı Üsâme bî-şek cemîǾ-i nâsdan baña sevgülüdür”. Râvî eydür ki yâħûd “من احب الناس الى” didi yaǾnî ħalķıñ baña aĥabbı olan aĥbâbdandır dimek olur. Ħafî degildir ki rivâyet-i ûlâ üzere ki “ان اسامة بن زيد احب الناس الى” rivâyetidir. Üsâme şerîk ü muǾâdilsüz ol ĥażrete aĥabb olmaķ ve rivâyet-i ŝâniyye üzere ki min aĥabbi’n-nâsi âliyyedir. Aĥabb olmada daħı şerîkleri olup Üsâme anlardan baǾż olmaķ fehm olunur ve Allâhu aǾlem baǾdehu buyurdı ki: “و انا ارجو ان يكون من صالحيكم فاسو صوابه خيرا” yaǾnî ben recâ iderem ki Üsâme siziñ śâliĥlerüñüzden ola, pes imdi siz aña teǾâhüd idüp aña îśâl-i ħayr içün ahd-i vaśiyyet itmege teveccüh eyleñ.
Muĥammed bin İsĥâķ Śâliĥ bin Keysân’dan ve anlar ǾUbeydullâh bin Abdullah’dan rivâyet eyledi, eyitmiş ki: “Üsâme bin Zeyd’i gördüm ki Ĥażret-i Nebî’nin śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ķabr-i şerîfi ķatında namâz ķılar idi. Ol eŝnâda Mervân ki vâlî-i Medîne idi bir cenâze namâzına daǾvet olundı. Pes namâzın ķılup rücûǾ eyledi ĥalbuki Üsâme ĥücre-i şerîfe-i Nebeviyye ķapusı öñünde henüz namâz ķılardı. Pes Mervân Ĥażret-i Üsâme’ye eźiyyete başlayup maķśûduñ kendü maķâmuñı riyâen göstermek idi. Uşda ĥâlüñi bilüp maķâmuñı bildiñ. Allâh seni şöyle itsün böyle itsün diyü ķavl-i ķabîĥ söyledi ve dönüp gitdi. Bu maĥalde Üsâme dönüp eyitdi: “Baña iźâ eylediñ ve sen bir fâĥiş-i mütefaĥĥiş olup ķavl-i ķabîĥi söylersin ve ben Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretini işitdim, söyler idi: “ان الله يبغض الفاحش المتفحش” yaǾnî Allâhu TeǾâlâ keŝîrü’l-fuĥş olan fâĥişe buġz u Ǿadâvet ider.
Śâĥibü’l-İstîǾâb kendü senedi ile İbn Ĥaşrem’den rivâyet ider, eyitmiş ki: “Ben VekîǾ’a eyitdim ki: “Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażretinden śoñra vâķiǾ olan fitnelerden aśĥâb-ı Rasûl’den sâlim ü ħalâśın olmış kimdir”, cevâb virdi ki: “Ammâ aśĥâb-ı Nebî’den Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem selâmet ile maǾrûf olanlardan dört kimsedir. Biri SaǾd bin Mâlik ve biri ǾAbdullâh bin ǾÖmer ve biri daħı Muĥammed bin Mesleme ve birisi daħı Üsâme bin Zeyd’dir ve bunlardan mâ-Ǿadâsı iħtilâŧ itmiş ve ol fitnelerden baǾżı anlara iśâbet itmişdir. Meŝelâ Ĥażret-i ǾOŝmân’ın rađıyallâhu Ǿanh ķatli vaķǾası ve vaķǾa-i Cemel gibi ve MuǾâviye ile Ĥażret-i ǾAlî rađıyallâhu Ǿanhumâ mâ-beyninde olan vaķâyiǾ gibi ki anlarda aśĥâbdan bir niçeniñ ħuleŧası olmışdur. Rađıyallâhu Ǿanhum ecmaǾîn.
Yine VekîǾ eyitdi: “Keźâlik tâbiǾînden daħı dört kimse ol fitnelere ĥâżır olmadılar. Biri RebîǾ bin Ħayŝem ve biri Mesrûķ bin EcdaǾ ve biri Esved bin Yezîd ve dördünci Ebû ǾAbdurraĥman Sülemî’dir”. Śâĥibü’l-kitâb eyitdi: “Ammâ Ebû ǾAbdurraĥman Sülemî pes śaĥîĥ olan budur ki Ĥarb-i Śıffîn’de ǾAlî bin Ebî Ŧâlib ile bile idi ammâ Mesrûķ pes İbrahîm NaħǾî andan şöyle naķl eyledi ki: “Ĥażret-i ǾAlî’den taħallüf idüp Ĥarb-i Śıffîn’e ĥâżır olmaduġuna tevbe itmeyince vefât eylemedi. Fi’l-ĥaķîķa İmâm-ı ber-ĥaķ olan ǾAlî bin Ebî Ŧâlib ile muħâlifîn-i ĥarbinde bile olup iǾânet-i Ǿale’l-ĥaķ itmemek seyyiǿe olduġı ecilden ol seyyiǿeden istiġfâr u inâbet itmişlerdir ve keźâlik ǾAbdullâh bin ǾÖmer’den rivâyet-i śaĥîĥa ile rivâyet olunmışdır ki: “Ĥażret-i ǾAlî ile rađıyallâhu Ǿanhumâ bile olup fiǿe-i bâġıye ile yaǾnî İmâm-ı ber-ĥaķ üzere ħurûc ehl-i baġy ile muķâtele itdügüne teǿessüf idüp peşîmân olduġum gibi bir nesneye teǿessüf itmezem”.
Üsâme bin Zeyd rađıyallâhu Ǿanh târîħ-i Hicret’iñ elli sekiz ve bir ķavlde elli ŧoķuz senesinde MuǾâviye’niñ ħilâfeti zamânında vefât itmişdir ve baǾż-ı ehl-i târîħ elli dördünci senede vefât eyledi didiler. Śâĥibü’l-kitâbü’l-İstîǾâb eyitdi: “Bu ķavl benim ķatımda eśaĥĥ-ı aķvâldendir. İnşâǿallâh Ĥażret-i Üsâme’den Ebû ǾOŝmân Nehdî ve ǾUbeydullâh ǾAbdullâh ve Ǿulemâdan bir cemâǾat rivâyet itmişlerdir”.
2.1.2.2. Enes bin Mâlik (N, vr. 82a-83a).
Enes bin Mâlik bin Nađr bin Đamđam bin Zeyd el-Enśârî el-Neccârî ħâdimu Rasûlillâh śallalâhu Ǿaleyhi ve sellem rađıyallâhu Ǿanh. Bunlar Ebû Ĥamza dimekle künyete olunup Ǿammî olan Enes bin en-Nađr ismi ile tesmiye olunmuşdur. Vâlidesi Ümmü Selîm bint-i Melhân Enśâriyye’dir. Enes Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem ĥażreti Medîne’ye geldikde on yaşında ve bir ķavlde sekiz yaşında idi.
Śâĥibü’l-kitâb kendü senedi ile Zührî’den ve ol Enes bin Mâlik’den rivâyet eyledi. Eyitmiş ki: “Rasûlullâh śallallâhu Ǿaleyhi ve sellem Medîne’ye geldi ben on yaşımda idim. Daħı vefât eyledi ĥâlâ ki yigirmi yaşımda idim”. Muĥammed bin ǾAbdullâh-i Enśârî babasından ve ol Enes bin Mâlik’iñ bir memlûkinden rivâyet eyledi. Memlûk eyitdi ki: “Enes bin Mâlik’e suǿâl eyledim ki Ġazve-i Bedr’de hâżır olduñ mı?” Cevâb virdi ki: “لاَ اُمَّ لَكَ وَ اَيْنَ غِبْتُ عَنْ بَدْرٍ”. YaǾnî seniñ anañ ölmesün, ben Bedr Ġazâsı’ndan nireye gidüp ġâǿib oldum. Yine Muĥammed bin ǾAbdullâh eyitdi ki: “Rasûlullâh śallallâĥu Ǿaleyhi ve sellem Bedr’e teveccüh eyledügi ĥînde Enes bin Mâlik bile çıķdı. Ĥâlbuki ol ĥażrete śallalâhu Ǿaleyhi ve sellem ĥıdmet ider bir ġulâm idi. Muĥammed bin ǾÖmer el-Vâķıdî İbn Ebî Źiǿb’den ve ol İsĥâķ bin Zeyd’den rivâyet idüp eyitdi ki: “Ben Enes bin Mâlik’i gördüm. Ĥâlbuki boynuñda bir dâġı var idi. Haccâc-ı Žâlim anı teźlîl ü taĥķîr içün dâġlamış idi. Vefâtı zamânında iħtilâf olundı. Bir ķâvlde hicretin ŧoķsan bir senesinde vâķiǾ oldı ve bu ķavl İmâm Vâķıdî’nin bir ķavlidir ve bir ķavlde ŧoķsan iki senesinde ölmişdir ve bir ķavlde daħı ŧoķsan üç senesinde ve bu ķavl Ħalîfe bin Ĥayyâŧ’ıñ ve ġayrının ķavlidir. Ħalîfe bin Ĥayyâŧ eyitdi ki: “Enes bin Mâlik ŧoķsan üç târîħinde vefât eyledi. Ĥâlbuki yüz üç yaşında idi ve bir ķavlde vefât itdügi zamânda yüz on yaşında idi. Muĥammed bin SaǾd eyitdi: “Muĥammed bin ǾAbdullâhi Enśârî’ye suǿâl eyledim ki: “Enes bin Mâlik vefât itdügünde ķaç yaşında idi”. Cevâb virdi ki: “Yüz yedi yaşında idi”. Bir ķavlde daħı Enes vefât itdikde ŧoķsanla yüz yaş mâ-beyninde idi. Ebû el-Yekžân eyitdi: “Enes bin Mâlik’iñ namâzını Ķutn bin el-Müdrik ķıldı ve Hasan bin ǾOŝmân eyitdi: “Enes bin Mâlik ŧoķsan bir târîħinde Baśra’dan iki fersaħ yirde olan ķaśrında vefât idüp Ŧaff nâm maĥalde defn olundı. Śâĥibü’l-kitâb eyitdi: “Bu bâbda esaĥĥ-ı aķvâl Muĥammed bin ǾAbdullâh Aĥmed bin Selmân’dan ve ol ǾAbdullâh bin Aĥmed bin Ĥanbel’den ve ol vâlidi Aĥmed bin Ĥanbel’den ve anlar MuǾtemir’den ve ol Ĥumeyde’den bi-ŧarîķi’t-taĥdîŝ rivâyet idüp didügidir ki: “Enes bin Mâlik’iñ Ǿömri yüz yıldan bir yıl eksik idi. Yine śâĥibü’l-kitâb eyitdi: “Enes bin Mâlik aśĥâbdan Baśra’da vefât idenleriñ âħiridir ve Rasûlallâh śallalâhu Ǿaleyhi ve sellem ħażretini görenlerden anlardan śoñra Ebu’ŧ-Ŧufeyl’den ġayrı vefât itmiş kimseyi ben bilmezem”.
Rivâyet olundı ki: “Enes bin Mâlik śulbi evlâdından ve evlâd-ı evlâdından yüz nefer kimseyi vefâtından evvel âħirete gönderdi ve bu keŝret-i evlâđıñ sebebi oldur ki Rasûlallâh śallalâhu Ǿaleyhi ve sellem aña duǾâ eyleyüp “آللَّهُمَّ آرْزُقْهُ مَالاً وَ وَلَداً وَ بَارِكْ لَهُ” dimiş idi. YaǾnî yâ Allâh Enes bin Mâlik’i mâl ve evlâd ile merzûķ idüp aña bereket vir dimek olur. Enes bin Mâlik eyitdi: “Ol duǾâ ŝemeresi ile taĥķîķen ben ŧâǿife-i enśârıñ mâl ve evlâd cihetinden ekŝerîyem ve rivâyet olundı ki Enes bin Mâlik’iñ seksen veledi oldı ki yitmiş sekizi erkek ve ikisi ķız olup biriniñ ismi Ĥafśa ve biriniñ künyeti Ümmü ǾAmr idi.
2.1.2.3. Huzeyme bin Ŝâbit (N, 234b-235a)
Ħuzeyme bin Ŝâbit bin el-Fâkih bin ŜaǾlebe el-Ħaŧmî el-Enśârî ķabile-i Evs’den Benî Ħaŧmedendir. Ħaŧme fetĥ-i ħâ ve sükûn-ı ŧâ-i mühmeleyn iledür. Źi’ş-şehâdeteyn ile maǾrûfdur yaǾnî iki şehâdet śâĥibi dimekdür. Ol sebebden ki Ĥażret-i risâlet-penâh Ǿaleyhi mine’s-selâm ezkâh ve ebhâh anuñ bir ħuśûśda şehâdetini yalıñuz ķabûl buyurup iki racul şehâdeti ĥükminde ķıldılar. Künyeti Ebû ǾUmâre’dür.
Bedr’e ve andan śoñra olan meşâhide ĥâżır olmışdur. Yevm-i fetĥde Ħaŧme’niñ râyesi yaǾnî Ǿalemi anuñ elinde idi. Yevm-i Śıffîn’de Ĥażret-i şîr-i Ħudâ ve ibn-i Ǿamme-i nebî-i müctebâ ǾAlî velî-i kerremallâhu TeǾâlâ vechehu el-Behtî ile bile idi. Vaķtâ ki ol kâr-zârda Ĥażret-i ǾAmmâr şehd-i şehâdetden ĥiŝŝedâr oldı, Ħuzeyme daħı seyfini tecrid idüp ġılâfından çıķardı baǾdehu muķâbelede olan Ǿasker-i MuǾâviye ile muķâtele eyledi. Tâ ki maķtûl olup şehîd-i maķbûl oldı. Śıffîn vaķǾası otuz yedinci senede idi. Bu Ǿabd-i faķîr eydür: “Ĥażret-i ǾAmmâr vaķǾasınıñ aślı budur ki cenâb-ı Rasûl-i kerîm Ǿaleyhi efđâlu eś-ŝalati ve’t-teslîm bir gün ǾAmmâr’a muĥabbetlerin ižhâr buyurup “ويح عمآر تقتله الفئة البغية” buyurdılar. Vayĥ lisân-ı ǾArabda kelime-i teraĥĥumdur yaǾnî yazuķ ve ĥayf ǾAmmâr’a ki anı bir Ǿasker-i baġy ķatl eylese gerekdür diyüp bu kelâm-ı şerîf cümle-i muǾcizâtdan olmışdur ki niçe yıldan śoñra Ĥażret-i ǾAmmâr bu vechle Śıffîn’de Ǿasker-i MuǾâviye elinden şehâdet ile dâħil-i ħuld-i berîn olmışdur. Ĥattâ baǾż-ı Ǿulemâ-i dîn bu ĥadîŝ-i seyyide’l-mürselîn ile istidlâl idüp Ĥażret-i ǾAlî cânibi muĥiķ olup MuǾâviye cânibi ħilâfındadur diyü basŧ-ı maķâl eylemişlerdür. Zîrâ Ĥażret-i risâlet-penâh ǾAmmâr’ı ķatl eyleyen Ǿaskeri baġy diyü taǾyîn eylemişdür. Ve’l-Ǿilm Ǿindallâhu TeǾâlâ intehâ”.
Śâĥib-i kitâb eydür: “Muĥammed bin ǾAmmâre bin Ħuzeyme bin Ŝâbit’den birķaç vechle rivâyet olunmışdur ki ben anları Kitâbü’l-İstižkâr’da źikr itmişemdür. ǾAmmâr’ıñ ĥadîŝi ŧarîķlerindeki Muĥammed bin ǾAmmâre eyitdi: “Benim ceddim Ħuzeyme İmâm ǾAlî ile Śıffîn’de olup silâĥını keff eylemekden yaǾnî istiǾmâlden menǾ eylemekden ħâlî olmış idi. Keźâlik yevm-i Cemel’de daħı yaǾnî ehl-i İslâm ile muķâteleden imtinâǾ iderdi. Vaktâ ki Śıffîn’de Ĥażret-i ǾAmmâr maķtûl oldı, Ħuzeyme eyitdi: “Ben Rasûlallâh’dan işitdim. Dimişdür ki ǾAmmâr’ı bir fiǿe-i bâġıyye ķatl ider. BaǾdehu sell-i seyf idüp muķâteleye şürûǾ eyledi tâ ki maķtûl oldı”
SONUÇ
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed ve onun ashâbı üzerine muhtelif coğrafya ve zamanlarda birçok eser kaleme alınmıştır. Bunlardan biri de erken dönemde yazılmış kaynaklar arasında adı geçen el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb’dır. Endülüslü âlim İbn Abdülber tarafından telif edilen bu eserin Türkçe’de bilinen tek tercümesi, her ne kadar yarım kalmış olsa da 17. yüzyılda bir kısmı Mustafa Sâfî Efendi, bir kısmı da Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi tarafından olmak üzere yapılan tercümedir. Tercümenin şekli ve muhtelif yönleri üzerinde durulduğu ve sahâbe isimlerinin dizinlendiği bu makaleden elde edilen sonuçlardan en önemlisi İstî‘âb tercümesinin muhtevasının ortaya konulması olmuştur. İçerisinde toplam 756 sahâbînin biyografisi bulunan yazma eser, dinî tabakat çalışmaları açısından faydalı olacaktır. Sahâbe biyografileri içerisinde hem en eski hem de en hacimli eserlerden biri olarak kabul edilen İstî‘âb’ın kısmî de olsa bir tercümesinin elimizde olması, bundan sonra yapılacak çalışmalara katkı ve kolaylık sağlayacaktır. İstî‘âb’ın güncel bir tercümesi bugün için elimizde mevcut değildir. Bunun için her ne kadar Osmanlı Türkçesi ile yazılmış ve yarım kalmış olsa bile bu eserin bir tercümesinin bulunması literatür açısından önem taşımaktadır. Nitekim biz eserden istifadeyi kolaylaştırmak adına eser içerisinde biyografisi bulunan tüm sahâbîlerin ismini Ek’te dizin hâlinde sunduk. Araştırmacılar bu dizinden hareketle biyografisini okumak istedikleri bir sahâbînin eserde bulunup bulunmadığını teyit edebilir, şayet var ise doğrudan yazma eserin ilgili sayfasına müracaat edebilir. Son olarak bu makale ile el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb Tercümesi’nin ilk defa bu kadar ayrıntılı bir şekilde ele alındığını belirtmek isteriz. Çalışmamızın hem güncel İstî‘âb tercümesi çalışmalarına hem de burada tanıtımı yapılan yazma nüshanın tam metninin ortaya konulması noktasında araştırmacılara önemli katkılar sunacağına inanmaktayız.
KAYNAKLAR
Altuntaş, Mustafa Celil. Osmanlı Döneminde Hadis İlmi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2018.
Apaydın, Harun. İbn Abdilberr’in (ö. 463) Hadis Usulcülüğü (et-Temhîd Çerçevesinde). Malatya: İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017.
Bursalı Mehmet Tahir. Osmanlı Müellifleri. haz. A. Fikri Yavuz, İsmail Özen. İstanbul: Meral Yayınları, 1975.
Câsim, Leys Suûd. “İbn Abdülber en-Nemerî”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 19/269-272. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1999.
Çuhadar, İbrahim Hakkı. Mustafa Sâfî’nin Zübdetü’t-Tevârîh’i. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2003.
Çekici, Mitat. “Edebi Bir Tür Olarak Mevlid ve Farsça Mevlid Müellifi Nureddin Muhammed Kazerûnî”. Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 7/1 (Mart 2020), 355-373.
Gök, Ömer. “Zübdetü’t-Tevârîh Müellifi Mustafa Sâfî’nin Bir Başka Eseri: Tercüme-i Celâl ü Cemâl”. Erdem 76 (Haziran 2019), 89-116.
Gültekin, Hasan. Nâbî – Zeyl-i Siyer-i Nebevî. Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, 2021.
İbn Abdülber el-Kurtubî. el-İstî‘âb fî ma‘rifeti’l-ashâb. nşr. eş-Şeyh Ali Muhammed Muavvad ve eş-Şeyh Âdil Ahmed Abdulmevcûd. Beyrut: Dârü’l-Kütübü’l-İlmiyye, 2010.
İbn Hallikân, Ebü’l-Abbâs Şemsüddîn Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm. Vefayâtu’l-‘ayân ve enbâü ebnâi’z-zamân. nşr. İhsan Abbas. Beyrut: Daru Sâdır, [t.y.].
İpşirli, Mehmet. “Taşköprizâde Kemâleddin Efendi”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 40/152-154. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011.
Kâtib Çelebi. Keşfü’z-zünûn. nşr. Şerefettin Yaltkaya ve Kilisli Rifat Bilge. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014.
Komisyon. Hadislerle İslâm. İzmir: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2019.
Kütükoğlu, Bekir. “Sâfî Mustafa Efendi”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 40/152-154. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2011.
Mustafa Sâfî. Kitâbü’l-İsti’âb fî Ma’rifeti’l-Ashâb Tercümesi. İstanbul: Nuruosmaniye Kütüphanesi, 723.
Mustafa Sâfî. Kitâbü’l-İsti’âb fî Ma’rifeti’l-Ashâb Tercümesi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, 1549.
Mustafa Sâfî. Kitâbü’l-İsti’âb fî Ma’rifeti’l-Ashâb Tercümesi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi, 3217.
Nev’îzâde Atâyî. Hadâ’iku’l-Hakâ’ik fî Tekmîleti’ş-Şakâ’ik (2. Cilt). haz. Suat Donuk. İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2017.
Öztoprak, Mustafa. “Endülüs Hadisçiliğinde Kadıların Yeri”. Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4/7 (Haziran 2013), 105-122.
Redhouse, WJ. Müntahabât-ı Lügât-i Osmâniyye. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2016.
Tartı, Nevzat. İbn Abdi’l-Berr ve et-Temhid’indeki Şerh Metodu. Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1994.
Taş, Süleyman. “Taşköprizâde Kemâleddin Efendi ve ‘Udde Kitabı”. Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4/1 (Eylül 2020), 1-18.
Yardım, Ali. “el-İstîâb”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 23/314-315. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2001.
Yıldız, Rifat. İbn Abdülber ve Fıkhî Kişiliği. Diyarbakır: Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2015.
Zengin, Nur. Endülüslü Fakîh İbn Abdilberr en-Nemerî ve el-Kâfî fi’l-Fıkh İsimli Muhtasarı. İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017.
1 İbn Hallikân, Vefeyâtü’l-aʿyân ve enbâʾü ebnâʾi’z-zamân, nşr. İhsan Abbas (Beyrut: Daru Sâdır, [t.y.]), 7/66; Leys Suûd Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 1999), 19/269; Nevzat Tartı, İbn Abdi’l-Berr ve et-Temhid’indeki Şerh Metodu (Samsun: On Dokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 1994), 12.
2 Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, ١٩/٢٦٩; Harun Apaydın, İbn Abdilberr’in (ö. ٤٦٣) Hadis Usulcülüğü (et-Temhîd Çerçevesinde) (Malatya: İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, 2017), 27-34; Nur Zengin, Endülüslü Fakîh İbn Abdilberr en-Nemerî ve el-Kâfî fi’l-Fıkh İsimli Muhtasarı (İstanbul: Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, ٢٠١٧), ٣٢-٣٤.
3 Mustafa Öztoprak, “Endülüs Hadisçiliğinde Kadıların Yeri”, Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4/7 (Haziran 2013), 113-114.
4 Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, ١٩/٢٦٩.
5 Daha fazla bilgi için bk. Kâtib Çelebi, Keşfü’z-zunûn, nşr. Şerefettin Yaltkaya - Kilisli Rifat Bilge (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2014), 1/81; Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, 19/269; Rifat Yıldız, İbn Abdülber ve Fıkhî Kişiliği (Diyarbakır: Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2015).
6 Eserlerle ilgili bk. Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, 19/269-272; Yıldız, İbn Abdülber ve Fıkhî Kişiliği, 16-20.
7 Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, 19/271.
8 Câsim, “İbn Abdülber en-Nemerî”, ١٩/٢٧١.
9 Eserin 2010 yılında Beyrut’ta yapılan yakın dönem neşirlerinden biri, toplam 3659 sahâbenin biyografisini ihtiva etmektedir. Bk. İbn Abdülber el-Kurtubî, el-İstî‘âb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb, nşr. eş-Şeyh Ali Muhammed Muavvad - eş-Şeyh Âdil Ahmed Abdulmevcûd (Beyrut: Dârü’l-Kütübü’l-İlmiyye, 2010).
10 Ali Yardım, “İstî‘âb”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ٢٠٠١), ٢٣/٣١٤-٣١٥.
11 Yardım, “İstî‘âb”, 23/315.
12 İbn Fethûn’un zeylinin ismi el-İstilsâk ‘ale’l-İstî‘âb’dır.
13 Mustafa Sâfî Efendi ile ilgili daha fazla bilgi için bk. Nev’îzâde Atâyî, Hadâ’iku’l-Hakâ’ik fî Tekmîleti’ş-Şakâ’ik, haz. Suat Donuk (İstanbul: Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Yayınları, 2017), 2/1502; Bursalı Mehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, haz. A. Fikri Yavuz - İsmail Özen (İstanbul: Meral Yayınları, 1975), 3/134; İbrahim Hakkı Çuhadar, Mustafa Sâfî’nin Zübdetü’t-Tevârîh’i (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2003), 1/19-23; Bekir Kütükoğlu, “Sâfî Mustafa Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ٢٠٠٨), ٣٥/٤٧١-٤٧٢; Ömer Gök, “Zübdetü’t-Tevârîh Müellifi Mustafa Sâfî’nin Bir Başka Eseri: Tercüme-i Celâl ü Cemâl”, Erdem 76 (Haziran 2019), 91-93.
14 Taşköprîzâde Kemâleddin Mehmed Efendi ile ilgili daha fazla bilgi için bk. Nev’îzâde Atâyî, Hadâ’iku’l-Hakâ’ik fî Tekmîleti’ş-Şakâ’ik, 2/1606-1609; Bursalı, Osmanlı Müellifleri, 1/455-456; Mehmet İpşirli, “Taşköprizâde Kemâleddin Efendi”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, ٢٠١١), ٤٠/١٥٢-١٥٤); Süleyman Taş, “Taşköprizâde Kemâleddin Efendi ve ‘Udde Kitabı”, Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 4/1 (Eylül 2020), 5-10.
15 Mustafa Celil Altuntaş, Osmanlı Döneminde Hadis İlmi (İstanbul: İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, ٢٠١٨), ٣٩٤-٣٩٥.
16 Mitat Çekici, “Edebi Bir Tür Olarak Mevlid ve Farsça Mevlid Müellifi Nureddin Muhammed Kazerûnî”, Akademik Tarih ve Düşünce Dergisi 7/1 (Mart 2020), 363; Hasan Gültekin, Nâbî – Zeyl-i Siyer-i Nebevî (Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, 2021), 8.
17 Hadislerle ilgili bk. Komisyon, Hadislerle İslâm (İzmir: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, ٢٠١٩).
EK:
el-İstî‘âb fî Ma‘rifeti’l-Ashâb Tercümesi’nde Yer Alan
Sahâbî İsimleri Dizini
BÂBLAR |
SAHÂBE İSİMLERİ |
VR. NU |
BÂB-I ĤARFÜ’L-ELİF |
||
Bâb-ı Ebî |
|
56b |
|
59b |
|
|
59b |
|
|
59b |
|
Bâb-ı Ebân |
|
60a |
|
62a |
|
Bâb-ı İbrâhîm |
|
62a |
|
62a |
|
Bâb-ı Aĥmer |
|
62b |
|
62b |
|
|
62b |
|
Bâb-ı Eħram |
|
63a |
|
63a |
|
Bâb-ı EdraǾ |
|
63a |
|
63a |
|
Bâb-ı Ezher |
|
63a |
|
64b |
|
|
65a |
|
|
65a |
|
Bâb-ı Üsâme |
|
65a |
|
66b |
|
|
67a |
|
|
67a |
|
|
67a |
|
Bâb-ı Esed |
|
67a |
|
67a |
|
|
67b |
|
|
67b |
|
Bâb-ı EsǾad |
|
67b |
|
68b |
|
|
68b |
|
|
68b |
|
Bâb-ı Eslem |
|
69a |
|
70a |
|
|
71a |
|
|
71a |
|
Bâb-ı EslaǾ |
|
71a |
|
71a |
|
Bâb-ı Esmâǿ |
|
71b |
|
71b |
|
Bâb-ı Esved |
|
72a |
|
72a |
|
|
72a |
|
|
72b |
|
|
72b |
|
|
73a |
|
|
73b |
|
|
73b |
|
|
73b |
|
|
73b |
|
|
73b |
|
|
73b |
|
|
74a |
|
|
74a |
|
Bâb-ı Üseyd |
|
74a |
|
75b |
|
|
75b |
|
|
75b |
|
|
75b |
|
|
76a |
|
Bâb-ı Esîd |
|
76a |
|
77a |
|
|
77a |
|
Bâb-ı Üseyr |
|
77b |
|
78b |
|
Bâb-ı Eġarr |
|
79a |
|
79a |
|
Bâb-ı Eflaĥ |
|
79a |
Bâb-ı EķraǾ |
|
79a |
|
79b |
|
|
80a |
|
Bâb-ı İmruǿu’l-Ķays |
|
80a |
|
80b |
|
Bab-ı Ümeyye |
|
80b |
|
80b |
|
|
81a |
|
|
81a |
|
|
81a |
|
|
81a |
|
Bâb-ı Enes |
|
81b |
|
81b |
|
|
81b |
|
|
82a |
|
|
82a |
|
|
83a |
|
|
83a |
|
|
83a |
|
|
83a |
|
|
83b |
|
|
83b |
|
Bab-ı Üneys |
|
83b |
|
83b |
|
|
83b |
|
|
84a |
|
|
84b |
|
|
84b |
|
Bâb-ı Üneyf |
|
84b |
|
84b |
|
Bâb-ı Evs |
|
84b |
|
84b |
|
|
85a |
|
|
85a |
|
|
85b |
|
|
85b |
|
|
85b |
|
|
85b |
|
|
85b |
|
|
85b |
|
|
86a |
|
|
86a |
|
|
86a |
|
|
86a |
|
|
86b |
|
|
86b |
|
|
86b |
|
Bâb-ı Evfâ |
|
87a |
|
87a |
|
Bâb-ı Ehbân |
|
87a |
|
87b |
|
|
88a |
|
Bâb-ı Eymen |
|
88a |
|
88a |
|
Bâb-ı İyâs |
|
89a |
|
89a |
|
|
90a |
|
|
90a |
|
|
90a |
|
|
90a |
|
|
90a |
|
|
90a |
|
|
90b |
|
Bâbü’l-Efrâd (YaǾnî bu bâb ismi ile müfred olup iştirâki olmayan aśĥâb beyânı bâbıdır.) |
|
90b |
|
91a |
|
|
91a |
|
|
92b |
|
|
92b |
|
|
93a |
|
|
93a |
|
|
93a |
|
|
94a |
|
|
94a |
|
|
94b |
|
|
94b |
|
|
96a |
|
|
96a |
|
|
96a |
|
|
96a |
|
|
96b |
|
|
96b |
|
|
96b |
|
|
96b |
|
|
97a |
|
|
97a |
|
|
98a |
|
|
98a |
|
|
98b |
|
|
98b |
|
|
98b |
|
BÂB-I ĤARFÜ’L-BÂ |
||
Bâb-ı Büceyr |
|
99a |
|
99a |
|
|
99a |
|
|
99a |
|
|
99b |
|
Bâb-ı Büdeyl |
|
99b |
|
99b |
|
|
100a |
|
Bâb-ı Berâǿ |
|
100a |
|
100b |
|
|
100b |
|
|
101b |
|
Bâb-ı Büsr |
|
102b |
|
106b |
|
|
106b |
|
|
106b |
|
Bâb-ı Bişr |
|
106b |
|
107b |
|
|
107b |
|
|
107b |
|
|
108a |
|
|
108a |
|
|
108a |
|
|
108a |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
|
108b |
|
Bâb-ı Beşîr |
|
109a |
|
109b |
|
|
109b |
|
|
109b |
|
|
109b |
|
|
109b |
|
|
110a |
|
|
110a |
|
|
110a |
|
|
110a |
|
|
110b |
|
|
110b |
|
|
110b |
|
|
111a |
|
|
111a |
|
|
111a |
|
|
111a |
|
|
111b |
|
Bâb-ı Bekr |
|
111b |
|
111b |
|
Bâb-ı Bilâl |
|
111b |
|
114a |
|
|
114a |
|
|
114a |
|
Bâbü’l-Efrâd |
|
114a |
|
114a |
|
|
114b |
|
|
114b |
|
|
115a |
|
|
115a |
|
|
115b |
|
|
116b |
|
|
116b |
|
|
116b |
|
|
117b |
|
|
118a |
|
|
118a |
|
|
118a |
|
|
|
|
BÂB-I ĤARFÜ’T-TE |
||
Bâb-ı Temîm |
|
118a |
|
118a |
|
|
118a |
|
|
118b |
|
|
118b |
|
|
119a |
|
|
119a |
|
|
119a |
|
|
119b |
|
Bâbü’l-Efrâd |
|
119b |
|
120b |
|
BÂB-I ĤARFÜ’Ŝ-ŜE |
||
Bâb-ı Ŝâbit |
|
120b |
|
120b |
|
|
120b |
|
|
120b |
|
|
121a |
|
|
121a |
|
|
121a |
|
|
121a |
|
|
121a |
|
|
123a |
|
|
123b |
|
|
123b |
|
|
123b |
|
|
123b |
|
|
123b |
|
|
124a |
|
|
124a |
|
|
124a |
|
|
124a |
|
|
124b |
|
|
124b |
|
|
124b |
|
|
124b |
|
|
124b |
|
Bâb-ı ŜaǾlebe |
|
124b |
|
125a |
|
|
125a |
|
|
125b |
|
|
126b |
|
|
126b |
|
|
127a |
|
|
127a |
|
|
127a |
|
|
127a |
|
Bâb-ı Ŝümâme |
|
127a |
|
127b |
|
|
129b |
|
Bâbü’l-Efrâd fi’ŝ-ŝe |
|
129b |
|
129b |
|
|
129b |
|
ĤARFÜ’L-CÎM |
||
Bâb-ı Câbir |
|
130a |
|
130a |
|
|
130a |
|
|
130b |
|
|
130b |
|
|
131a |
|
|
131a |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
131b |
|
|
132a |
|
|
132a |
|
|
132a |
|
|
132b |
|
Bâb-ı Câriye |
|
133a |
|
133b |
|
|
133b |
|
|
133b |
|
Bâb-ı Cebbâr |
|
133b |
|
134a |
|
Bâb-ı Cebr |
|
134b |
|
135a |
|
|
135a |
|
Bâb-ı Cübeyr |
|
135a |
|
136b |
|
|
136b |
|
|
136b |
|
|
136b |
|
Bâb-ı Cebele |
|
137a |
|
137a |
|
|
137a |
|
|
137a |
|
|
137a |
|
|
137a |
|
Bâb-ı Cerîr |
|
137b |
|
139a |
|
Bâb-ı CaǾde |
|
139b |
|
140a |
|
|
140a |
|
Bâb-ı CaǾfer |
|
140a |
|
141a |
|
Bâb-ı CuǾayl |
|
141b |
|
142a |
|
Bâb-ı Cemîl |
|
142a |
|
142a |
|
Bâb-ı Cünâde |
|
143a |
|
143a |
|
|
143a |
|
|
143a |
|
|
144a |
|
|
144a |
|
Bâb-ı Cündeb |
|
144b |
|
147a |
|
|
147b |
|
|
147b |
|
|
147b |
|
Bâb-ı Cehm |
|
149a |
|
149a |
|
Bâb-ı Cüheym |
|
149b |
|
149b |
|
Bâbü’l-Efrâd fi’l-cîm |
|
149b |
|
150a |
|
|
150b |
|
|
150b |
|
|
150b |
|
|
151a |
|
|
151b |
|
|
151b |
|
|
151b |
|
|
152a |
|
|
152a |
|
|
152a |
|
|
152a |
|
|
152b |
|
|
152b |
|
|
152b |
|
|
153a |
|
|
153a |
|
|
153a |
|
|
153a |
|
|
153a |
|
|
153a |
|
|
153b |
|
|
154a |
|
|
155a |
|
|
156a |
|
|
156a |
|
|
156a |
|
|
156b |
|
|
156b |
|
|
156b |
|
|
156b |
|
|
156b |
|
|
156b |
|
|
157a |
|
|
157b |
|
BÂB-I ĤARFÜ’L-ĤÂ |
||
Bâb-ı Ĥâbis |
|
157b |
|
157b |
|
|
158b |
|
Bâb-ı Ĥâcib |
|
160a |
|
160a |
|
Bâb-ı el-Ĥâriŝ |
|
160a |
|
160a |
|
|
160a |
|
|
160a |
|
|
160b |
|
|
160b |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161a |
|
|
161b |
|
|
161b |
|
|
161b |
|
|
162a |
|
|
162a |
|
|
162a |
|
|
162a |
|
|
162b |
|
|
165b |
|
|
165b |
|
|
166a |
|
|
166a |
|
|
166b |
|
|
166b |
|
|
167a |
|
|
167b |
|
|
167b |
|
|
168a |
|
|
168a |
|
|
168a |
|
|
168a |
|
|
168a |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
168b |
|
|
169a |
|
|
169b |
|
|
169b |
|
|
169b |
|
|
169b |
|
|
170a |
|
|
170a |
|
|
170a |
|
|
170a |
|
|
170a |
|
|
170b |
|
|
170b |
|
|
170b |
|
|
170b |
|
|
170b |
|
|
170b |
|
|
171a |
|
|
171a |
|
|
171a |
|
|
171b |
|
|
171b |
|
|
173a |
|
|
173a |
|
Bâb-ı Ĥâriŝe |
|
173a |
|
174a |
|
|
174b |
|
|
174b |
|
|
174b |
|
|
174b |
|
|
175a |
|
|
175a |
|
Bâb-ı Ĥâzim |
|
175b |
|
175b |
|
|
175b |
|
Bâb-ı Ĥâŧıb |
|
175b |
|
177b |
|
|
177b |
|
|
177b |
|
Bâb-ı Ĥubâb |
|
178a |
|
178a |
|
|
178a |
|
|
178a |
|
|
178a |
|
Bâb-ı Ĥabbân |
|
178b |
|
178b |
|
|
178b |
|
Bâb-ı Ĥabbe |
|
179a |
|
179a |
|
Bâb-ı Ĥabîb |
|
179a |
|
179a |
|
|
179b |
|
|
179b |
|
|
179b |
|
|
180a |
|
|
180a |
|
|
180a |
|
|
180a |
|
|
180a |
|
|
180b |
|
|
180b |
|
|
180b |
|
|
180b |
|
Bâb-ı Ĥaccâc |
|
182a |
|
182a |
|
|
182a |
|
|
182b |
|
|
183b |
|
Bâb-ı Ĥucr |
|
184a |
|
184a |
|
|
186a |
|
Bâb-ı Ĥuceyr |
|
186a |
|
186a |
|
|
186a |
|
Bâb-ı Ĥuźeyfe |
|
186b |
|
186b |
|
|
186b |
|
Bâb-ı Ĥiźeym |
|
187b |
|
187b |
|
Bâb-ı Ĥarâm |
|
187b |
|
187b |
|
Bâb-ı Ĥarmele |
|
188a |
|
188b |
|
|
188b |
|
|
189a |
|
Bâb-ı Ĥureyŝ |
|
189a |
|
189a |
|
|
189a |
|
|
189a |
|
Bâb-ı Ĥassân |
|
189b |
|
194b |
|
|
194b |
|
Bâb-ı Hüseyl |
|
194b |
|
195a |
|
Bâb-ı Ĥuśayn |
|
195a |
|
195a |
|
|
195a |
|
|
195a |
|
|
195a |
|
|
195b |
|
|
195b |
|
|
196a |
|
|
196a |
|
|
196a |
|
Bâb-ı Ĥakem |
|
196a |
|
196b |
|
|
196b |
|
|
197b |
|
|
198a |
|
|
198a |
|
|
198a |
|
|
198a |
|
|
198b |
|
|
198b |
|
|
199b |
|
|
199b |
|
|
199b |
|
Bâb-ı Ĥakîm |
|
200a |
|
202b |
|
|
203a |
|
|
203b |
|
|
205a |
|
|
205a |
|
Bâb-ı Ĥamza |
|
205a |
|
208a |
|
|
208a |
|
Bâb-ı Ĥamel |
|
208a |
|
208b |
|
Bâb-ı Ĥumeyd |
|
208b |
|
209a |
|
Bâb-ı Ĥanžale |
|
209a |
|
209b |
|
|
209b |
|
Bâb-ı Efrâd fi’l-ĥâ |
|
212a |
|
212a |
|
|
212a |
|
|
212b |
|
|
212b |
|
|
213a |
|
|
213b |
|
|
213b |
|
|
214a |
|
|
214a |
|
|
215a |
|
|
215a |
|
|
215a |
|
BÂB-I ĤARFÜ’L-ĦÂ |
||
Bâb-ı Ħârice |
|
215b |
|
216a |
|
|
217a |
|
|
217a |
|
|
217a |
|
|
217a |
|
|
217a |
|
|
217b |
|
|
217b |
|
Bâb-ı Ħâlid |
|
217b |
|
220b |
|
|
221a |
|
|
222a |
|
|
222a |
|
|
224b |
|
|
224b |
|
|
224b |
|
|
225a |
|
|
225a |
|
|
225a |
|
|
225b |
|
|
225b |
|
|
225b |
|
|
226a |
|
|
226a |
|
|
226a |
|
|
226a |
|
|
226b |
|
|
226b |
|
|
226b |
|
|
227a |
|
|
227a |
|
|
227a |
|
|
227a |
|
|
227a |
|
|
227a |
|
|
227b |
|
|
227b |
|
Bâb-ı Ħabbâb |
|
228a |
|
229a |
|
|
229a |
|
|
229a |
|
Bâb-ı Ħubeyb |
|
229a |
|
231a |
|
Bâb-ı Ħıdâş |
|
231b |
|
231b |
|
|
231b |
|
Bâb-ı Ħırâş |
|
232a |
|
232a |
|
|
232a |
|
Bâb-ı Ħaraşe |
|
232a |
|
232a |
|
|
232b |
|
Bâb-ı Ħureym |
|
232b |
|
233a |
|
Bâb-ı Ħuzeyme |
|
234b |
|
235a |
|
|
235b |
|
|
235b |
|
Bâb-ı Ħufâf |
|
235b |
|
235b |
|
Bâb-ı Ħallâd |
|
236b |
|
236b |
|
|
236b |
|
|
237a |
|
Bâb-ı Ħuneys |
|
237a |
|
237a |
|
Bâb-ı Ħavlî |
|
237a |
|
237b |
|
|
237b |
|
Bâb-ı Ħuveylid |
|
237b |
|
237b |
|
Bab-ı Efrâd |
|
238a |
|
239a |
|
|
239b |
|
|
240a |
|
|
240a |
|
|
240a |
|
|
240a |
|
|
240a |
|
|
240b |
|
|
240b |
|
|
240b |
|
|
240b |
|
BÂB-I ĤARFÜ’D-DÂL |
||
|
|
240b |
|
240b |
|
|
241a |
|
|
241a |
|
|
241a |
|
|
241b |
|
|
241b |
|
|
241b |
|
|
241b |
|
BÂB-I ĤARFÜ’Ź-ŹÂL |
||
Bâb-ı Źekvân |
|
242a |
|
242a |
|
|
242b |
|
Bâb-ı Źüǿeyb |
|
242b |
|
242b |
|
|
243a |
|
Bâb-ı Eźvâǿ |
|
243b |
|
243b |
|
|
243b |
|
|
244a |
|
|
244a |
|
|
244a |
|
|
245b |
|
|
245b |
|
|
245b |
|
|
246b |
|
|
247a |
|
|
247a |
|
BÂB-I ĤARFÜ’R-RÂ |
||
Bâb-ı RâfiǾ |
|
249a |
|
249a |
|
|
249b |
|
|
249b |
|
|
250a |
|
|
250a |
|
|
250a |
|
|
250a |
|
|
250a |
|
|
250b |
|
|
251a |
|
|
251a |
|
|
251a |
|
|
252a |
|
|
252a |
|
|
252a |
|
|
252b |
|
|
252b |
|
|
252b |
|
Bâb-ı Rebâĥ |
|
252b |
|
253a |
|
|
253a |
|
|
253a |
|
|
253a |
|
|
253a |
|
Bâb-ı RebîǾ |
|
253b |
|
253b |
|
|
253b |
|
|
254a |
|
Bâb-ı RebîǾa |
|
254a |
|
254a |
|
|
254b |
|
|
255a |
|
|
255a |
|
|
255b |
|
|
256a |
|
|
256a |
|
|
256a |
|
|
256a |
|
|
256a |
|
|
256b |
|
|
256b |
|
|
256b |
|
|
256b |
|
Bâb-ı Recâǿ |
|
257a |
|
257a |
|
Bâb-ı Reşîd |
|
257a |
|
257b |
|
Bâb-ı RifâǾa |
|
257b |
|
257b |
|
|
258b |
|
|
258b |
|
|
258b |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259a |
|
|
259b |
|
Bâb-ı Ravĥ |
|
259b |
|
259b |
|
Bâb-ı RuveyfiǾ |
|
260b |
|
260b |
|
Bâb-ı Efrâd fi’r-Râ |
|
260b |
|
260b |
|
|
261a |
|
|
261a |
|
|
261a |
|
|
261b |
|
|
261b |
|
|
261b |