Makale

AYNA NÖRONLAR

AYNA NÖRONLAR

Muhammed Kâmil YAYKAN

Haydi iki bilmece sorayım size. Bilmece bildirmece, resim yapar gündüz gece; o, odanın içinde, oda onun içinde. Cevabını biliyoruz aslında hepimiz: Ayna. Ne işe yarar peki ayna? Biz onu neden günlük hayatımızda mütemadiyen kullanırız? Hem aynanın bu ayki konumuzla nasıl bir ilgisi var?

Şimdi esneyen birini hayal edin. Belki yorgunluk, belki uykusuzluktan vücudu sinyal veriyor etrafına. Şimdi gelelim can alıcı noktaya: uykunuz olmadığı, herhangi bir yorgunluk belirtisi göstermediğiniz hâlde siz neden esnersiniz, esneyen birini gördüğünüzde? Ya da çevrenizdekiler kahkahalarla gülüyorsa siz neden gülersiniz sebebini bilmediğiniz bir şeye? Acıklı bir film sahnesine akarken gözyaşı bir iki damla, aktörün yanaklarından aşağıya, siz neden ağlamaklı olursunuz bu sahne karşısında? Parkta oynarken çocuklar biri düşse yere, sizin de acımaz mı, diziniz cız etmez mi içiniz onu gördüğünüzde?

Bu durumların muhtemelen hepsini yaşamışızdır. Karşımızdakinin yaşadığını sanki kendimiz yaşıyormuş gibi tecrübe etmişizdir. Tıpkı bir ayna gibi onu davranışsal olarak taklit etmişizdir. İşte bu taklitlerin sebebi, bilinçsiz ve istemsiz bunca hareketin kaynağı yeni diyebileceğimiz bir zaman diliminde keşfedilen bir tür sinir hücresi. Ayna nöronlar.

Ayna nöronlar karşımızdaki herhangi bir varlığın hareketi karşısında bizde de aynı hareketi yapmak için aktifleşen sinir hücreleri olarak tanımlanabilir. Bilim insanları tarafından ilk olarak 1990’lı yıllarda varlığı kanıtlanan ayna nöronlar hakkındaki çalışmalar gün geçtikçe artıyor. Henüz keşfedilmiş olmasına rağmen ayna nöronların yapabilecekleri baş döndürücü bir şekilde bizi şaşırtacak bilgiler ihtiva ediyor. Şöyle ki ayna nöronlar sadece yukarıda da bahsettiğimiz esneme ve üzülme gibi basit ve duygusal düzeydeki olayları taklit etmek için kullanılmıyor. Toplum belleği, gelenekler, âdetler ve kültür ayna nöronlar aracılığıyla yeni nesillere aktarılıyor. Çocuklar dili ayna nöronlar vasıtasıyla öğreniyor. Üzümün üzüme baktığı gibi birbirine bakan insanlar yaşamsal faaliyete dair pek çok aktiviteyi ayna nöronlar sayesinde kazanıyor. Usta çırak ilişkisinin devamlılığındaki köprünün temelleri ayna nöronlar tarafından atılıyor.

BİLİYOR

MUSUNUZ?

Ayna nöronların empati becerisiyle doğrudan ilişkisi olduğu tespit edilmiştir. Buna göre daha yüksek empatiye sahip bireylerin karşısındakileri daha çok taklit ettiği ortaya çıkmıştır.

Birlikte fazla vakit geçiren insanların zaman içinde birbirine benzediği gerçeği de ayna nöronlarla izah edilebilir. Bunun sebebi ise sürekli birbirini gözlemleyen bu insanlardaki duygu bulaşmasının çok yüksek seviyede olmasıdır.

Ayna nöronlar ile motor nöronlar arasında güçlü bir bağ vardır. Bu da gözlemlediğimiz hareketleri yapabilme becerimiz anlamına gelir. 2008 yılında yapılan bir araştırmaya göre otizm tanısı almış bireylerdeki ayna nöronların sağlıklı bireylere nazaran daha az çalıştığı tespit edilmiştir. Bu da sosyal iletişim bozukluğunu tetikleyen faktörlerden biri olarak karşımıza çıkıyor.

Yapılan bir başka araştırma ise ayna nöronların cinsiyetlere göre farklılığını bize anlatıyor. Bu araştırma kadınların erkeklere oranla ayna nöronlar üzerinden gelen uyaranlara daha çok tepki verdiğini ortaya koymuş. Bu da bize kadınların empati becerisinin erkeklere nazaran daha güçlü ve gelişmiş olduğunu gösteriyor.