Makale

RAMAZAN AYININ KALBİ KADİR GECESİ

RAMAZAN AYININ KALBİ KADİR GECESİ

Döndü DEMİRCİ
İstanbul Sultanbeyli Vaizi

İsminden de anlaşılacağı üzere Kadir Gecesi, kadri kıymeti bilinmesi gereken önemli bir gecedir. İnsanlara yol gösterici olarak Kur’an-ı Kerim’in indirildiği, içerisinde çeşitli hikmetleri barındıran mübarek ramazan gecelerinden bir gece.

“Şerefü’l-mekân bi’l mekîn” sözü fehvasınca bir yere şeref veren, orayı şerefli kılandır. Yani ramazan ayını ve Kadir Gecesi’ni değerli ve şerefli kılan da Cenab-ı Allah’ın insanlığa gönderdiği son evrensel mesajı olan Kur’an-ı Kerim’dir. Yine peygamberliğin mührü olan Hz Muhammed’in (s.a.s) insanlığa yol gösterici ve hidayet rehberi olarak gönderildiği bir gece.

Kadir Gecesi’nin değerini anlatmak için sözler kifayet etmez. Kur’an-ı Kerim’de adına müstakil bir sure indirilen Kadir Gecesini Rabbimiz bakınız nasıl anlatmaktadır. “Şüphesiz biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yeri ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir, 97/1-5) Ayette geçen “bin aydan daha hayırlıdır” ifadesini âlimlerin bir kısmı kesretten kinaye olarak yorumlarken bir kısmı da rakamsal olarak ele almış ve bu sürenin yaklaşık 80 küsur yıl olduğunu, bunun da bir insan ömrüne denk olduğunu ifade ederler. Yani bu öyle bir gecedir ki hakkıyla idrak ve ihya edildiği takdirde bir insanın ömür boyu yapmış olduğu salih amellere bedeldir. Yine bu gece hüküm ve takdir gecesidir. Allah katında her hikmetli işin tefrik edildiği (Duhân, 44/4), dua ve istiğfarda bulunmak üzere meleklerin dünya semasına indirildiği, barış ve huzurun yeryüzüne damıtıldığı bir gece.

Zamanın değeri, kısa veya uzun olmasıyla değil, nitelik bakımından güzel ve faydalı işlerle doldurulması, az sürede çok hayır ve bereketin elde edilmesiyledir. Yani kemmiyet değil keyfiyet önemlidir. Başta Kadir Gecesi olmak üzere kandil geceleri, cuma, arefe ve bayram geceleri Rabbimizin ayrı bir değer atfettiği, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) de güzel değerlendirilmesi hususunda rehberlik ettiği ve tavsiyede bulunduğu önemli zaman dilimleridir. Bir hadis-i şeriflerinde Efendimiz, “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir Gecesi’ni ihya ederse geçmiş günahları bağışlanır.” (Buhârî, Savm, 6) buyurmaktadır.

Ömür içinde ecelin, cuma gününde icabet saatinin gizlendiği gibi Kadir Gecesi de ramazan ayı içerisinde gizlenmiştir. Tabii bunun birçok hikmeti olabilir. Müslümanların tüm ramazan gecelerini kadir bilerek ihya etmeleri, gaflete düşmeksizin daima teyakkuz hâlinde olmaları, bu ayın fazilet ve feyzinden dolu dolu istifade etmeleri bu hikmetlerden bazılarıdır. Büyüklerimiz “Her geceyi kadir, her geleni hızır bil.” demekle aslında bütün zamanların önemli olduğu ve değerlendirilmesi gerektiği, hiçbir insanın küçümsenmemesi ve hafife alınmaması gerektiğini dile getirmişlerdir.

Ramazan ayı hem birey hem de toplum hayatı açısından önemli bir eğitim sürecidir. Recep ve şaban aylarının manevi atmosferinden geçerek arındığımız, oruçla birlikte nefsî istek ve arzularımızın köreldiği, ruhlarımızın inceldiği, tevbe istiğfar ve yakarışlarla kulluk şuurunu daha derinden hissettiğimiz ramazan ayı ve bilhassa Kadir Gecesi bu eğitimin doruk noktasıdır. Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden azat olan bu ayı üç ayrı zaman diliminde değerlendirecek olursak ilk durakta sonsuz rahmet vardır. Cenab-ı Allah’ın merhametinin, izzet ve ikramının cömertçe olduğu bir zaman dilimi. İkinci durakta af ve mağfiret vardır. Müminlerin tevbe istiğfar, dua ve samimi yakarışlarının karşılık bulduğu bir zaman dilimi. Son olarak da Allah’ın (c.c.) kullarını cennetle mükâfatlandırmak ve cehenneminden azat etmek suretiyle büyük lütuf ve ikramlarına gark ettiği bir zaman dilimi.

Ramazan ayında yerine getirilmesi gereken sünnetlerden biri de itikâftır. Hz. Aişe’den (r.a.) rivayet olunduğuna göre: “Hz. Peygamber (s.a.s.) ramazanın son on gününde, başka hiçbir zaman yapmadığı kadar ibadet ve taat hususunda gayret ederdi.” (Müslim, İ’tikaf, 8) Aynı şekilde Hz. Peygamber’in (s.a.s.), ramazan ayının son on gününde dünyevi işlerden uzaklaşıp itikâfa çekildiği, geceleri daha çok ibadet ve tefekkürle geçirdiği ve ailesini de bu konuda teşvik ettiği belirtilmektedir. (Buhârî, Fazlu leyleti’l-Kadr, 5) Peygamber Efendimizin bu sünnetini yerine getirmek, ramazan ayından dolu dolu istifade etmek anlamına geldiği gibi büyük ihtimalle ramazanın son on günü içerisinde olan Kadir Gecesi’ni de ihya etmek anlamına gelmektedir. Hz. Aişe validemiz, “Şayet bir gün Kadir Gecesi olduğunu anlarsam nasıl dua edeyim?” diye sorduklarında, Efendimiz: “Allahümme inneke afüvvün kerîmün tuhibbü’l- ‘afve fa‘fu ‘anni” “Allah’ım sen affedicisin, affetmeyi çok seversin, beni affet.” de, (Tirmizî, Deavât, 84) buyurmuşlardır. Efendimizin bu tavsiyesinden de anlaşılacağı üzere bu gece bolca tevbe istiğfarda bulunmak gereklidir. Bununla birlikte anlamı üzerinde derin derin düşünerek Kur’an okumak, hayatın muhasebesini yapmak, tüm Müslümanlara ve insanlık âlemine dua etmek, yetimleri ve ihtiyaç sahiplerini korumak ve kollamak bu geceyi ihya etmek adına yapılması gereken salih amellerdendir.