Makale

YABANCI DÜŞMANLIĞI VE ÖTEKİLEŞTİRME

TAKDİM

YABANCI DÜŞMANLIĞI VE ÖTEKİLEŞTİRME

Dr. Elif Arslan

Dünya tarihi boyunca insanoğlu en çetin cepheleri diğer insanlara açmış, kendi çıkarlarını korumak, zenginliğini sürdürebilmek için sahte gerekçeler üreterek istediğini yapma, yapabilme hakkı görmüştür. Özellikle son yüzyıllarda Batı, dünyanın dört bir yanına uzattığı elleriyle kendinden olmayana her fırsatta parmak sallamış, muhatabını tehlikeli göstermek adına da olmadık bahaneler öne sürmüştür. Aslında Avrupa, iki dünya savaşı gören, geçmişten kalan derin yaraları olan bir coğrafyadır. Fakat aynı Avrupa kendi içinde uzlaşı zeminleri arasa da dışa dönük tehditkâr tavrını sürdürmeye devam etmiştir. Üstelik artık Amerika da bu tehditkâr tavra eklemlenmiş, 11 Eylül saldırılarını yaptığı ve yapacağı zulümlere âdeta meşruiyet kazandırmak için kullanmıştır. Fikrî, iktisadi ve siyasi veçhelerde müdahalelere maruz kalan İslam coğrafyasında ayrıca dinî söylemler de çeşitli manipülasyonlara uğratılarak asıl itibarıyla birbirleriyle hiçbir şekilde bağdaşmayan İslam ve terörizm, kavramsal düzeyde yakınlaştırılarak algı operasyonları yürütülmüştür.

İslam dini, her türlü ötekileştirmeyi, yabancı karşıtlığını reddeder. İnsanoğluna barış ve esenlik getiren Hz. Peygamber (s.a.s.), vahyin aydınlığında, önceleri varoluşlarını soy ve neseple gerekçelendiren, asabiyeti bütün insani değerlerin üzerinde tutan bir toplumdan, Acem’in Acem olmayana üstün olmadığı, üstünlüğün ancak takva ile ölçülebildiği bir medeniyet inşa etmiştir. Bu sağlam zemin üzerinde yükselen İslam medeniyeti de dünya üzerinde, insanın insanca yaşadığı nice devlet kurmuş, barış ve kardeşlik çağrısını dünyanın dört bir yanına ulaştırmıştır. Ne yazık ki son dönemde İslam coğrafyasında yaşanan çözülmeler ve yaptıkları derin, kirli hesaplarıyla bu coğrafyanın kaderiyle oynamaya yeltenen küresel güçler, İslam dini ile hiçbir şekilde bağdaşmayacak DAEŞ gibi birtakım oluşumların neşet etmesine ortam hazırlamıştır. Burada asıl yüzleşmesi gereken, kendi tarihi karanlık odalarla dolu olan, yakın geçmişe kadar insanları renklerine göre değerlendiren, Afrikalı insanları hayvanat bahçelerinde sergileyecek kadar insani vasıflarını yitiren Batı medeniyetidir.

Diyanet Aile Dergisi yeni yılın ilk sayısında yaşadığımız çağın temel sorunlarından biri hâline gelen, yabancı düşmanlığı ve ötekileştirme meselesine değindi. Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu “Irkçılığın Yeni Maskesi: İslamofobi” yazısında görünmez hiyerarşik setlerin insanın en güçlü prangaları olduğunu, kültürel cehaletin yabancı düşmanlığını tetiklediğini vurguladı. Dr. Öğretim Üyesi Sema Çelem “Geçmişten Günümüze İslam Düşmanlığı” başlığıyla katkılarını sundu. Hadislerle Aile köşemizde Arş. Gör. Ayşe Sağlam, “En Güçlü Zırh: İhlas”ı yazdı. Bu ayki söyleşimizi Kanadalı mühtedi Jenny Molendyk Divleli ile gerçekleştirdik. Divleli ile İslam’la tanışmasını, yaşadığı süreci, ailesinin ve çevresinin bu süreçte ona karşı tutumlarını konuştuk.

Diyanet Aile Dergisi yeni yılla siz değerli okurlarını ilk günkü kadar güçlü bir heyecanla karşılıyor. Bu yıl aramıza katılan yeni köşe ve içeriklerle okurlarına yeni pencereler açıyor. Ayşe Ünüvar’ın kaleminden çıkan; geleneklerimizi, göreneklerimizi anlatan “Sandık İçi” ile Şule İskender’in kaleme aldığı ve bizi beton binaların soğuk yüzleri arasında biraz yeşille biraz doğayla buluşturan “Yeşil Alan” bu yılın yenilikleri arasında.

Sizleri yeni yılın ilk sayısıyla baş başa bırakırken insanlığın ötekileştirme, yabancı düşmanlığı gibi gayriinsani tutum ve davranışlardan kurtularak huzura kavuşmasını diliyorum. Bir sonraki sayımızda tekrar buluşmak üzere...