Makale

Bizi Kim Beğenecek

KİTAPLIK

Bizi Kim Beğenecek

Eskiler “Marifet iltifata tabidir.” derler. Bu sözün hakikatte önemli bir karşılığı vardır zira takdir edilmeyen insanın yetenekleri zamanla körelebilir, kişi kendini değersiz hissedebilir. Yapıp ettikleri, düşünce ve söylemleri takdir edilen insanlar üretmeye, güzel iş ve davranışlarda bulunmaya devam ederler. Tabii bu durum bir handikabı da beraberinde getirir? İnsan için arzu edilen, kimin takdirini kazanmaktır. Sosyal medyanın mı, akran çevresinin mi, ailenin mi, öğretmenlerin ya da işverenin mi yoksa bütün bir toplumun mu? Bütün bunların üzerinde aranması gereken bir rıza yok mu, dersiniz. İşte bu soruyla yola çıkıyor Bizi Kim Beğenecek. Dr. Burhan İşliyen’in kaleminden okurlarla buluşuyor. O ne der, bu ne der diye sağa sola bakmadan, ihlas ve samimiyetle “Rabbim beni takdir eder mi?” diyerek hem niyetlerini hem amellerini bezemek isteyen insanlara küçük hikâyelerin içinden sesleniyor. Kendisi küçük fakat mesajı evrensel onlarca farklı hikâyenin bir araya getirildiği kitapta her bir hikâye günümüz şartlarında yeniden değerlendiriliyor. Her bir hikâye, ayet ve hadislerle omuz omuza ilerliyor. Kitapta her hikâyenin içinde gezinen asıl unsur ise “ihlas” kavramı. Zira eylemlerimizi toplumun beğeni ve beklentilerine göre şekillendirirsek asıl niyetimiz çevremizdeki insanların takdirini kazanmak olursa bu durum yaptığımız iş hayır bile olsa onu zedeliyor. Zaman zaman ders veren, durup düşündüren, hayatın bize dikte ettiklerinin karşısına salih ameli ve iyi niyeti koyan hikâyelerde ihlaslı olmak, samimi bir niyetle her işte Allah’ın rızasını aramak alt metin olarak çıkıyor karşımıza. Eski zamanda yaşamış bir dilencinin hikâyesinden bugünün kapitalist sistemine nazar eder Dr. Burhan İşliyen. Kervanlar dolu malı da olsa ölümden sonraki hayatına amelleri dışında bir çorap dahi götüremeyeceklerini evlatlarına manidar bir şekilde anlatan ve vefatının ardından bile onlara ders vermeye, yavrularını eğitmeye devam eden bir babanın hikâyesi işlenir. Eşler arasındaki iletişimsizlikten kuşaklar arası çatışmaya, anne baba hakkından toplumsal meselelere kadar hayatın bütün veçheleri hikâyeler yoluyla kitaba taşınır. Okur zaman zaman hikâye ile özdeşlik kurar, ders alır, anlatımda yer alan ayet ve hadislerle dinimizin bu meseleler karşısındaki bakışını ve tavsiyelerini öğrenir.

En sağlam İp

Diyanet İşleri Başkanlığı çocuk edebiyatı alanındaki çalışmalarına her geçen gün yenilerini eklemeye devam ediyor. Yayımlanan eserler çocukların engin hayal gücüne seslenerek onların anlam dünyalarını zenginleştiriyor. Dikkat çekici kurguları, miniklerin dimağlarını zenginleştiren anlatımlarıyla okurların beğenisine sunuluyor. Resimlerini Ümran Aşkın Aydın’ın çizdiği, Ayşe Gül Gürbüz’ün kaleme aldığı En Sağlam İp de kurgusu ve anlatımıyla dikkat çeken kitaplardan. Bir harf düşünün, renkli kâğıtlara alerjisi olan, hapşıran, tıksıran ve yer aldığı kitapta üzerine yapıştırılan renkli not kâğıdından kurtulmak isterken küçük bir kızı kitabın sayfalarına çeken. Bu harfimiz toparlak karınlı, tonton yüzlü B’den başkası değildir. Onun kitabın sayfalarına çektiği küçük kız ise Zeynep… Zeynep, evinin salonunda gülüp oynarken bir anda kendini kitabın içinde bulur. “Anneeee!” diyerek bağırır, birilerinden yardım ister ama onu B’den başkası duyamaz. Hiç harf konuşur mu? Peki, bir insan kitaba girer mi? Minik okurların zihni bu ilginç sorular karşısında hayrete düşerken asıl hikâye satırlar arasında örülür. Bu ilginç kurgu, bu renkli anlatım da zaten asıl hikâyeye hizmet etmektedir zira. Zeynep bu kitaptan ancak kitabın ipine sıkı sıkıya tutunarak çıkabilecek, ailesine, evine, çok sevdiği annesine kavuşabilecektir. Şimdi kahramanlarımızın karşısında yeni bir soru vardır? Bu ip nerede, ona nasıl ulaşacaklar? İpi bulmak için kitabın sayfaları arasında gezintiye çıkarlar. Hüdhüd kuşunu, Süleyman Peygamber’in hikâyesini tanırlar. Zeynep, aradığı ipi bulduğunu sanmıştır. O ipe tutunarak sayfadan çıkar fakat kendini bambaşka yerde bulur. Sayfalar boyunca kâh İbrahim Peygamber’in kıssasında bir taşla yarenlik eder, kâh Zeyd b. Haris’in hikâyesine tanık olur. Bütün bu maceraların sonunda onu ilk karşılayan arkadaşı B ile tekrar kesişir yolları. Bu son macerada daha önce gördüklerinden farklı, etrafına ışık saçan bir kitapla tanışırlar. O an anlar Zeynep, B’nin bahsettiği ipin yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim olduğunu. Zeynep o ipe sıkı sıkıya tutunur, evine, anneciğine kavuşur. Macera bitmiştir ama asıl macera Zeynep ve onu okuyan çocuklar için bundan sonra başlar…