Makale

Bozuk Satıh

Bozuk Satıh

Kapitalizm ve küreselleşmenin kendini baskın bir şekilde gösterdiği 20. yüzyılın ferdî ve içtimai hayata etkilerini okumak için bu rüzgârın bir nebze olsun hafiflemesi yahut hafiflemese bile tozun dumanın dinip büyük resmin açıklıkla görülebilmesi gerekmekteydi. Büyük toplumsal değişimler her ne kadar güncele konu edilse de asıl doğru analizler bu değişimlerin üzerinden belirli bir zaman aralığının geçmesinin ardından yapılabilirdi. Bu nedenledir ki kapitalizm ve küreselleşme ekseninde Doğu-Batı okumaları yapabilmek için yirminci yüzyılın sancılarından az da olsa uzaklaşmak elzemdi. 20. yüzyılı zabturapt altına alan ve bütün gücüyle 21. yüzyıla da sarkmaya çalışan savaş, terör, işgaller, nükleer tehditler insanlığın üzerine kasvet yüklü bulutlar gibi çöreklenirken nice akademisyen ve yazar, yakın tarihe dair izlenimlerini farklı bakış açılarıyla kaleme aldı.

Prof. Adnan Bülent Baloğlu’nun “Büyüteç” üst başlığı ile Diyanet Aylık Dergi okurları için geçtiğimiz yüzyılın yaralarına Müslümanca ve insani bir duyarlılıkla değinmeyi başaran serinkanlı metinler kaleme aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı bu metinleri bir araya toplayarak Bozuk Satıh ismiyle kitaplaştırdı ve okurların istifadesine sundu. 21. yüzyıl insanlık tecrübesinde yeni kanallar açmıştı. Teknolojik gelişmeler, hızlı ve kolay iletişim, bilgi kirliliği, küreselleşme… Dijitalleşme de yine bu yüzyılın en önemli kavramları arasında yer aldı. Her ne kadar ülkeleri kasıp kavuran büyük savaşlar geride kalsa da yeni yüzyıl yeni sancılara gebeydi. Ve yeni çağın ruhunu anlamak, ona dair bir söylem geliştirmek için eskisine de nazar etmek gerekiyordu.

Bülent Baloğlu, yazı dizisinde birbirinden farklı pek çok konuyu masaya yatırarak Doğu ile Batı, mazi ile ati arasında farkındalık oluşturan okumalarda bulunur. Modern dünyanın kilit kavramlarını irdeler, buharlaşıp uçan evrensel değerlere temas eder, kriz toplumlarının yaşadığı yüzleşme sancılarına ışık tutar. Hakikat tekelciliğine sığınmayan; insanı, insan doğasını örselemeyen özenli bir dil geliştirir.

Kitapta “Kıyametin Doğulu Tellalları”, “Kıyametin Batılı Tellalları” başlıklarıyla övgü ve yergide aşırıya kaçmayan hem Doğu’yu hem Batı’yı doğru zeminde anlamaya gayret gösteren metinler dikkat çekici. Ayrıca günümüz dünyasında sıkça tartışılan din ve terör kavramları “Bir Çelişkiyi Anlamak: Din ve Şiddet” ve “Küreselleşmenin Eliyle Terörün Küreselleşmesi” yazılarında işleniyor.

Allah’ın Dostu Hz. İbrahim

Dünyaya gelişiyle, zekâsıyla, kabiliyetiyle farklı bir çocuktu. O, çevresindeki varlıkları, bir bütün olarak tabiatı gözlemliyor; doğadaki her bir canlıda adını henüz koyamasa da yaratılışın mucizelerine tanıklık ediyordu. Geceleyin sonsuz fezayı seyrediyor, o azamet karşısında hayretlere düşüyordu. Bu arayışı ile Rabbini buldu. Putlarla mücadeleye girişti, insanları doğru yola çağırdı, cesur yüreğiyle Nemrut’a karşı dimdik durdu.

Hz. Muhammed’in atası Hz.İbrahim’den bahsediyoruz. Onun tevhit mücadelesini öğrenmek isteyen çocuklar için Doç. Dr. Mahmut Öztürk, Allah’ın Dostu Hz. İbrahim kitabını kaleme aldı. Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından çıkan kitap, “Nemrut’un Korkunç Rüyası” ile başlıyor. Hz. İbrahim’in doğumu, insanları hak dine davet etmesi ve bu süreçte yaşadığı sıkıntılar anlatılıyor. “İbrahim Allah’ı Arıyor” başlığı ise çocuklarımız için kitapta farkındalık oluşturacak önemli tecrübeler içeriyor. Çocuklara dini öğretirken özellikle soyut varlıkların ve kavramların nasıl anlatılacağı sorusuyla karşı karşıya kalan ebeveynler için farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Meraklı bir çocuğun gözünden dünyaya ve evrene dair sorular sıralanıyor. Bir anlamda çocukların aslında soru sorarak öğrendikleri ve meraklarının doğru bilgilerle giderilmesi gerektiği hakikatinin altı çiziliyor. Yine doğru bilgiye ulaşırken çeşitli yanılsamaların olabileceği kitaptaki önemli vurgular arasında. Hz. İbrahim’in önce yıldızları, sonra ayı ve ardından güneşi hayran hayran seyrederek acaba benim Rabbim bunlardan biri mi diye düşünmesi ve ardından somut olanın sınırlarından kurtularak Rabbin bütün bu sınırlılıklardan uzak olması gerektiğini idrak etmesi işleniyor. Çocukların zihinlerindeki iyi hasletleri harekete geçiren bir anlatım tercih ediliyor.