TAKDİM

İslamiyet hayatın merkezine insanı oturtur. Ve bütün imkânlarıyla o insanın yetişmesine ve olgunlaşmasına odaklanır. Dinin ortaya koyduğu emir ve yasaklar, insanın kâmil bir varlık hâline dönüşmesini hedefler. Bu hedefin özü güzel ahlaktır. Güzel ahlakın olmadığı bir yerde diğer bütün meziyetler malul kalacak, harekete geçirilen iyi niyetler inkıtaya uğrayacaktır. Müslümanlar için güzel ahlakın yegâne şubesi, eşsiz mümessili Peygamber Efendimizdir. Onun (s.a.s.), ailesiyle, arkadaşlarıyla, komşularıyla, bütün bir toplumla kurduğu ilişkinin temelinde Kur’an vardır.

Allah Resulü, her zaman ve her şartta Allah’ın murat ettiği ölçülerden ayrılmamayı tavsiye etmiş, nitekim sahabe efendilerimizi de daima ahlaka yani fıtrata davet etmiş; doğruluk, dürüstlük, adalet, hilm, sadakat, ihlas gibi temel nebevi vurgular sayesinde ahlak temelli bir toplum inşa etmiştir.

Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine baktığımız zaman Cenab-ı Hakk’ın biz Müslümanlardan iki şey istediğini görürüz. Birincisi, tevhit inancını sıkı sıkıya muhafaza ederek ibadetlere sarılmak; ikincisi, insani ilişkilerimizi bu inancın gerektirdiği şekilde düzenlemek. Varsa eksiğimizi, kusurumuzu telafi etmek.

İslam dinini, tahrif olmuş inançlardan ayıran en büyük özellik, onun insana karşı beslediği güvendir. İslam, insanın herhangi bir lanete, kadere, günaha veya alışkanlığa mecburiyetini reddeder. İnsan özelinde değişmenin ve dönüşmenin her zaman mümkün olduğunun altını çizer. Toplumun huzuru insana, insanın ahlakına bağlıdır. İnsan düzelince aile, sokak, okul, pazar düzelecektir. İnsan bozulursa sosyal hayat kırk yerinden delik testiler gibi su sızdırmaya devam edecektir. Bize düşen Hz. Aişe annemizin,“O’nun (Hz. Peygamber’in) ahlakı Kur’an’dı.” (Müslim, Müsâfirîn,139.) sözünden hareketle Kur’an’ı ve Hz. Peygamber’in şahsında örnekliğe dökülen rehberliği yaşamımıza örnek almaktır.

Diyanet Dergisi olarak bu ay “Güzel Ahlak” konusunu sayfalarımıza taşıdık. Dr. Bayram Köseoğlu, “Kur’an’da Güzel Ahlak”; Doç. Dr. Ahmed Ürkmez, “Siret: Bir Güzel Ahlak Yürüyüşü”; Uğur Yılmaz, “Müminin Şiarı Doğruluk”; Prof. Dr. Asım Yapıcı, “Gelişimsel Açıdan Ahlakın Psikolojik Temeli” yazılarıyla dosyamıza katkıda bulundular. Söyleşi konuğumuz ise Prof. Dr. Süleyman Uludağ Hocamız.

30 Ekim tarihinde İzmir’de meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyoruz. Milletimizin başı sağ olsun.

Bir sonraki sayıda görüşmek üzere.

İyi okumalar.