Makale

Çocuğumu Yetiştirirken

KİTAPLIK

Zeynep Çelik

Çocuğumu Yetiştirirken

Bütün bir hayata tesir eden değerlerimizin, duygu ve düşünce dünyamızın biçimlendiği dönemdir çocukluk. Dolayısıyla çocuklarımızı yetiştirirken her adım, geleceği inşa eden yolda önemli bir basamaktır. Çocuklarımızın minik yüreklerini, saf ve berrak zihinlerini ahlaki erdemlerle yoğurmak başta anne babalar olmak üzere, aile büyüklerinden öğretmenlere bütün bir toplumun uhdesine tevdi edilmiştir. Bu nedenledir ki ebeveynlerin üzerine düşen sorumlulukların yanı sıra bütün bir toplum çocukları geleceğin teminatı olarak görmeli ve onların yetiştirilmesinde üzerine düşen görevleri yerine getirmelidir.

Diyanet İşleri Başkanlığı, geleceğimizin teminatı çocuklarımızı hayata hazırlamak, onların donanımlı bireyler olarak yetiştirilmesinde ebeveynlere rehberlik etmek amacıyla Diyanet Aile Dergisi’nde yayımlanan makalelerden bir seçki hazırlayarak okurların istifadesine sunmuştur. Çocuğumu Yetişkirirken kitabı, her biri alanında uzman yazarların metinlerinden müteşekkildir. Üç ana bölümden oluşan kitapta, ilk bölümde anne-baba-çocuk ilişkisi, ikinci bölümde ise çocuk eğitimi işlenir. Ebeveynlerin çocuk yetiştirme sürecinde aşırı korumacı davranışlar sergilemesi “Helikopter Anne Babalar” başlığıyla masaya yatırılmış, “Ben Emanetim”de yavrularımızın, Rabbin bize en değerli emaneti olduğunun altı çizilmiştir. Çocuk eğitiminde kural koyma, sınır belirleme, özgür alanın hudutlarını çizme gibi temel meseleler ile dijital çağın getirileri-götürüleri ve çocuklara ahlaki değerleri kazandırma konuları “Çocuk Eğitimi” bölümünde işlenmiştir. Çocuklarımızı yetiştirirken maalesef her zaman işler yolunda gitmeyebilir, kimi zaman tamamen doğal akışı içerisinde karşılaşılan olaylar probleme dönüşebilir. Yeni bir kardeş, okula başlama süreci, çocukta birtakım davranış bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca narsistik kişilik bozukluğundan otizme, üstün zekâlı çocuklardan dil ve konuşma bozukluğu sıkıntısı çeken çocuklara kadar pek çok aile, çeşitli sorunlarla baş etmeye çalışmaktadırlar. Kitabın üçüncü bölümünde, yaşanan yahut yaşanması muhtemel problemler ve çözüm önerilerine değinilerek ailelere yol gösterilmesi amaçlanmıştır.

Güneş ile Kovalamaca

Fabl türünde masallar, çocukların dikkatlerini her zaman üzerinde toplamıştır. Onların geniş muhayyilelerinde bütün varlıklar, kendi gerçekliklerin yanı sıra olağanüstü birtakım özellikleriyle yer alırlar. Ağaç yeşilinden, kedi mırıltısından, kuş cıvıltısından taşar... Tabiattaki bütün varlıklar bambaşka hüviyetlere bürünür. Özellikle okul öncesi çağda bu zengin hayal gücü, çocukların hem en büyük eğlencesi hem de hayata karşı koruyucu sığınaklarıdır. Eğitim hayatı ile birlikte bu zengin hayal gücü giderek zayıflama eğilimine girse bile çocukluğu ve bilhassa ilk çocukluk dönemi masallarla harmanlanmış insanlar, ilerleyen yıllarda hayatın önlerine çıkardığı olumsuz koşullarla daha etkin baş edebilirler. Evrensel anlatım türü olan masal, dünya çocuklarına verilen en güzel armağandır. Masallarda hayalin sınırlarında gezinilse dahi verilen mesaj hayatın içindedir. Doğrudan değil ama doğrusal bir telkin aracı olan masallar, minik kalplerin masumiyetiyle denk düşerler. İyiler kazanır, kötüler pişmanlık duyar, iyi ve güzel davranışlar takdir edilir, kötü huyların zararları anlatılır.

Çocuk edebiyatı söz konusu olduğunda minik yavruların gelişim evreleri dikkate alınmalı, her yaş grubuna özel konu ve üslup seçilmesine özen gösterilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, çocuk yayınlarıyla bu bağlamda önemli bir ihtiyacı karşılar. Çeşitli yaş gruplarına özel eserlerle çocuklarımızı kitapla buluşturur. Güneş İle Kovalamaca 3-6 yaş grubu çocuklarımız için hazırlanmış bir masal kitabıdır. Arife Gökmen’in kaleminden çıkan Güneş ile Kovalamaca’nın resimleri ise Murat T. Yılmaz’a ait. Kitapta, hayal gücü bir çocuğunki kadar zengin mini minnacık bir karıncanın henüz güneş doğmadan kalkıp o güzel altın topun doğuşunu hayranlıkla seyretmesi anlatılır. Çok sevdiği güneşin yanına gitmek, ondan eşsiz masallar dinlemek için yükünü hazırlayarak yola düşer. Bu uzun yolculukta bir kaplumbağa ile tanışarak arkadaş olur. Güneşe yaklaşmak için tepeleri aşar, ağaçlara tırmanır fakat ona bir türlü yaklaşamaz. Yolculukları süresince kaplumbağa ile dostlukları pekişir, karşılarına çıkan zorlukları el ele vererek aşarlar. Karınca güneşe ulaşamaz, onun masallarını dinleyemez ama çıktığı yolculukla kendi masalını yaşadığını fark eder.