Makale

TAKDİM - BİR TOPLUMSAL TEHDİT: DİN İSTİSMARI

TAKDİM

BİR TOPLUMSAL TEHDİT: DİN İSTİSMARI

Yüze Rabbimiz, ilahi kelamında, ahiret yurdunu görmezden gelerek dünya hayatını merkeze alan, menfaatleri uğruna kutsal Kitabımız başta olmak üzere dinî değerleri kullanarak insanları aldatanları kınamış (Bakara, 2/204), inananları bu tür tuzaklara düşmemeleri noktasında da uyarmıştır (Fâtır, 35/5). Özellikle günümüzde çok daha dikkat edilmesi gereken din istismarı, inananların dinî duygularını kullanarak sömürme, bu yolla menfaat elde etme ve insanların güven duygusunu zedeleme şeklinde ortaya çıkmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca hangi kisveye bürünürse bürünsün, hangi maskenin altına saklanırsa saklansın din istismarcısının ana malzemesi dinin kutsalları ve temel kavramlarıdır. Dinin mukaddesatı üzerinden kitleleri istikametten ayırarak kendi çıkarları doğrultusunda yönlendiren istismarcılara karşı en korunaklı alan yine dinin kendisidir. Yüce Allah’ın (c.c.) gönderdiği son din olan İslam’ı anlama noktasında temel kaynaklar Kur’an ve sünnettir. Dinin asli kaynakları ile irtibatını kesmeyen, sahih dinî bilgiye doğru kaynaklar üzerinden ulaşma gayreti gösteren insanlar, din istismarcısının maskeleri karşısında kendini koruma altına alırlar.

Bizler de bu ay Diyanet Aile Dergisi olarak penceremizi dinin toplum nezdindeki itibarını zedeleyip insanların dine olan güvenini sarsarak tefrikaya zemin hazırlayan din istismarına açtık. Kaan H. Süleymanoğlu, “Maske Değiştiren Din İstismarı” adlı yazısında “Din istismarı, bir insanın veya toplumun başına gelebilecek en kötü şeydir. Çünkü o, şifalı bir tasa gecenin sessizliğinde damlatılmış zehir gibidir. Din ve maneviyat, insanların her zaman muhtaç olduğu, şifa bulduğu bir eczaneyken istismarcı tarafından zehre, şerre dönüştürülmüştür. Dinini, istismar çevrelerinden öğrenen kişi, yanlış yöne giden trene binmiş kişi gibidir, içeride doğru istikamete koşması bir anlam ifade etmeyecektir.” dedi ve bilinçli bir müminin sık sık niyetini, kaynaklarını, davranışlarını gözden geçirmesi; ne imanını ne de cüzdanını kimliği belirsiz hesapların, ticari ihtirasların ve güç temerküz etmek isteyenlerin hizmetine sunmaması, dindarlığını ve maneviyatını Kur’an ve sünnetin dosdoğru yolundan ayrılmadan güvenilir kaynaklardan beslemesi gerektiğinin altını çizdi.

Mustafa Mehmetoğlu, dini, dünyevi menfaatlere alet eden din istismarcılarının, Bakara suresi 204. ayette buyrulduğu gibi hakikatte hasımların en yamanı olduklarını, Müslüman’a düşen vazifenin de Allah’ın “eleddu’l-hısâm/hasımların en yamanı” olarak tanıttığı bu kimselere aldanmaması gerektiğini belirtti.

Bu ayki söyleşimizi Cihan Aktaş ile gerçekleştirdik. Çocukluğunu, kitaplarını, sinema tutkusunu, yazarlık serüvenini konuştuk. Ve sorduk: “Kimi savundunuz, neye ya da kime karşı?”

Temmuz sayımızda da burada ismini zikredemediğimiz birbirinden kıymetli yazı ve yazarlarımızla sizlerle birlikte olmanın huzurunu yaşıyoruz. Yaklaşmakta olan Kurban Bayramı’nızı en içten dileklerimizle kutluyor; aklını ve idrakini bir başkasının emel ve ideallerine teslim etmeyen müminlerden olmayı temenni ediyor, 15 Temmuz’un yıl dönümünde demokrasi ve vatan uğruna canını veren kahraman şehitlerimizi saygı ve rahmetle anıyor, gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz.

Dr. Elif Arslan