Makale

DİYANETE SORALIM

DİYANETE SORALIM

Kimler kurban kesmekle yükümlüdür?

Kurban kesmek, akıl sağlığı yerinde, buluğa ermiş (ergen olmuş), dinen zengin sayılacak kadar mal varlığına sahip ve mukim olan her Müslümanın yerine getireceği mali bir ibadettir. (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 148.) Temel ihtiyaçlarından ve borcundan başka 80.18 gr altın veya değerinde para ya da eşyaya sahip olan kimselerin kurban kesmesi gerekir. (Mevsılî, el-İhtiyâr, IV, 252-256; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452-453.) Ayrıca kurban mükellefiyeti için aranan nisabın üzerinden, zekâtın aksine bir yıl geçmesi şart değildir.

Kurban ibadetinin mahiyeti ve hükmü nedir?

Sözlükte yaklaşmak, Allah’a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelen kurban dinî bir terim olarak Allah’a yaklaşmak ve O’nun rızasına ermek için ibadet maksadıyla, belirli şartları taşıyan hayvanı usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 452.) Kurban Bayramı’nda kesilen kurbana udhiyye, hacda kesilen kurbana ise hedy denir. Akıl sağlığı yerinde, hür, mukim ve dinî ölçülere göre zengin sayılan mümin, ilahî rızayı kazanmak gayesiyle kurbanını kesmekle hem Cenab-ı Hakk’a yaklaşmakta, hem de maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle kurban kesemeyenlere yardımda bulunmaktadır. (Serahsî, el-Mebsût, XII, 8; İbn Nüceym, el-Bahr, VIII, 197.) Bu ibadetin ruhunda Hakk’a yakınlık ve halka fedakârlıkta bulunma anlayışı vardır. Kurban, bir Müslümanın bütün varlığını, gerektiğinde Allah yolunda feda etmeye hazır olduğunun bir nişanesidir. Mezheplerin çoğuna göre udhiyye kurbanı kesmek sünnettir. (İbn Rüşd, Bidâye, I, 429.) Hanefî mezhebinde ise tercih edilen görüş, kurbanın vacip olduğudur. (Merğînânî, el-Hidâye, VII, 146.) Kurban, -fıkhî hükmü ne olursa olsun- Müslüman toplumların belirli simgesi ve şiarı sayılan ibadetlerden biri olarak asırlardan beri özellikle milletimizin dinî hayatında önemli bir yer tutmaktadır.

Kurban eti nasıl değerlendirilmelidir?

Hz. Peygamber (s.a.s.), kurban etinin üçe taksim edilip bir bölümünün kurban kesemeyen yoksullara dağıtılmasını, bir bölümünün akraba, tanıdık ve komşularla paylaşılmasını, bir kısmının da evde yenmesini tavsiye etmiştir. (Ebu Davud, Dahâyâ, 10.) Kurban etinin tamamı evde bırakılabilir. (Tahâvî, Şerhu me‘âni’l-âsâr, IV, 185.) Ancak, durumu iyi olan Müslümanların, toplumda muhtaçların arttığı bir dönemde kurban etlerinin çoğunu hatta tamamını dağıtmaları daha uygun olur. Şâfiî mezhebine göre ise kurban etinden az da olsa fakirlere verilmesi gerekir. (Bkz. Nevevî, el-Mecmû‘, VIII, 413).

Kişi beslediği ve kurban olarak kesmeyi kararlaştırdığı bir hayvanın sütünden veya gücünden yararlanabilir mi?

Bir kimse, kendi evinde besleyip büyüttüğü bir hayvanı, kurban olarak keseceğine karar verse; bu hayvanın gücünden veya dişi ise sütünden yararlanabilir. Fakat kurban olarak alınan bir hayvanın kesim öncesinde sütünden ve yününden yararlanmak uygun değildir. Çünkü bu durumda hayvan satın alınmasından itibaren kurbanlık olarak belirlenmiş olmaktadır. Şayet böyle bir hayvandan yararlanılmışsa, yararlanma bedeli sadaka olarak verilmelidir. (el-Fetâva’l-Hindiyye, V, 371; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, IX, 475-476.)

Kurban Bayramı günü kurban kesilmeden önce bir şey yememenin dinî dayanağı var mıdır?

Hz. Peygamber’in (s.a.s.) Zilhicce’nin ilk dokuz gününü oruçla geçirdiği rivayet edildiği için (Ebu Davud, Savm, 62.) Zilhicce’nin ilk dokuz gününün, yani Kurban Bayramı’ndan önceki dokuz günün oruçlu geçirilmesi müstehaptır. Zilhicce ayının 10. günü Kurban Bayram’ının ilk günüdür. Kurban Bayramı’nda da oruç tutulmaz. (Buhari, Savm, 66-67; Ebu Davud, Savm, 48) Ancak imsaktan itibaren bir şey yemeyip o günün ilk yemeğini kurban etinden yemek müstehaptır. Fakat bu, kendi evinde kurban kesebilen insanlar içindir. Zamanımızda çiftliklerde kurban kestiren bazı Müslümanlara, akşama kadar sıra ancak gelmekte, hatta ertesi güne kalmaktadır. Bu durumda söz konusu insanların aç kalıp oruçlu imiş gibi durmaları uygun değildir.