Makale

DERS: COĞRAFYA KONU: 21 HAZİRAN

DERS: COĞRAFYA

KONU: 21 HAZİRAN

Bir kere daha bak!

Hiçbir çatlak

(ve düzensizlik) görüyor musun?

(Mülk, 67/3)

21 Haziran’ı hepimiz biliriz değil mi? Okullarda öğrendiğimiz bir bilgidir: Kuzey yarım kürede en uzun gündüzün yaşandığı tarihtir. 21 Mart, 23 Eylül ve 21 Aralık da aynı derste öğrendiğimiz diğer önemli tarihlerdir. Peki, neden haziranın 20’si değil de 21’i? Bu tarihler hiç değişmez mi? Bu ve benzeri sorular birçoğumuzun aklını kurcalar. İşte bilim de tam olarak bu merakın sonucunda ortaya çıkar.

Dünya’nın Güneş’in etrafında döndüğünü hepimiz biliriz. Dünya’mız yaklaşık 940 milyon kilometrelik bir yörünge üzerinde sürekli olarak hareket hâlindedir. Güneş etrafındaki bir tam tur dönüşe yıl denildiğini de hepimiz biliriz. Bir yıllık bu süre ise tam olarak 365 gün 5 saat 48 dakika ve 46 saniyedir.

Ancak Dünya’mız bu yörünge üzerinde belli bir açı ile eğik durur. 23 derece 27 dakika olan bu açı hep sabittir ve adına da “eksen eğikliği” denir. Başka bir anlatımla Dünya, uzayda masanın üzerine koyduğumuz herhangi bir nesne gibi dümdüz değil, eğik durur. Bu eğik durmanın sonucunda ise 21 Haziran ve diğer özel günler meydana gelir. Yine bu eğik duruşun en önemli sonuçlarından biri ise mevsimlerdir.

Mevsimlerin başlangıç ve bitiş tarihleri de yine bu dört gündür. 21 Haziran’da yaz, 23 Eylül’de sonbahar, 21 Aralık’ta kış, 21 Mart’ta ise ilkbahar başlar. Şayet eksen eğik olmasaydı ve Dünya düz dursaydı bu mevsimlerin hiçbiri yaşanmazdı. Hatta Güneş her gün aynı saatte doğar ve aynı saatte batardı. Her gün birbirinin birebir kopyası olurdu. Yani kısacası iki günümüz bir olurdu…

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Gündüzlerin ve gecelerin uzaması ve kısalması da yine eksen eğikliğinin sonucudur. Dünya üzerinde iki dönence vardır. Bu dönenceler arasında kalan bölgeler yıl içinde belli bir sıra ile Güneş’in tam karşısında hizalanır. Bu sıranın sonucunda ise gündüzler ve geceler uzar ve kısalır.

“Bu dört tarihin üçü ayın 21’inde iken neden Eylül’ün 23’ü?” diye sormadan edemiyor insan. Yaz mevsiminin diğer mevsimlerden iki gün uzun olmasının sebebi ise Dünya’nın yörüngesinin şeklinden kaynaklanıyor. Yörüngemiz tam bir daire gibi yusyuvarlak değil. Dolayısıyla Dünya ile Güneş arasındaki mesafe de uzayıp kısalabiliyor. 147 milyon km ile en kısa mesafenin yaşandığı 3 Ocak’a “günberi”, 152 milyon km ile en uzun mesafenin yaşandığı 4 Temmuz’a “günöte” denir.

Dünya yörüngesi üzerinde bir saniyede 30 km yol kat eder. Yani Dünya’nın hızı saatte 108 bin kilometredir. Bu muazzam hızı şöyle anlatalım: Günümüzde bir uzay aracı Ay’a yaklaşık 3 günde varabiliyor. Eğer bu uzay aracı Dünya’nın hızında gitse Ay’a yalnızca 3 buçuk saatte ulaşabilir.