Makale

DİYANETE SORALIM

DİYANETE SORALIM

VAKİT NAMAZLARIYLA BİRLİKTE KILINAN SÜNNETLERİ TERK ETMENİN SAKINCASI VAR MIDIR?
Farz namazların öncesinde ve sonrasında kılınan revâtib sünnetler, müekked ve gayrimüekked sünnetler olmak üzere iki kısımdır. Müekked sünnet, Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sürekli kıldığı fakat bağlayıcı olmadığını göstermek amacıyla bazen terk ettiği; gayrimüekked sünnet ise bazen kıldığı, bazen de terk ettiği sünnet demektir. Gayrimüekked sünnetlere müstehab da denilmektedir. Müekked sünnetleri mazeret olmadan terk etmek doğru değildir. Mazeretsiz terk edilmeleri, “isâet” yani yanlış ve kusurlu bir davranış olur; ancak azap gerektirmez. Gayrimüekked sünnetler ise mazeret olmadan da bazen terk edilebilirler. (İbn Abidin, Reddü’l-muhtâr, I, 218-221; II, 170, 451-453.)


İKİNDİ NAMAZININ SÜNNETİ İLE YATSI NAMAZININ İLK SÜNNETİNİN BİRİNCİ OTURUŞLARINDA NİÇİN “SALLİ” VE “BARİK” VE ÜÇÜNCÜ REKÂTIN BAŞINDA “SÜBHÂNEKE” DUALARI OKUNUR?
Hanefilerde öğle ile cuma namazlarının ilk sünnetleri hariç genel olarak nafile namazların her iki rekâtı müstakil bir namaz sayıldığı için ilk oturuşlar da son oturuş konumunda olur. Bunun için ikindi ile yatsı namazlarının farzlarının öncesinde kılınan nafile namazların ilk oturuşlarında “salli” ve “bârik” duaları okunur. Aynı gerekçe ile ilk oturuştan kalktıktan sonra başlanacak rekâtta da “sübhâneke” okunur. (Ö. N. Bilmen, İlmihal, s. 141-142.)


ŞÜKÜR SECDESİ NASIL YERİNE GETİRİLİR?
Bir nimete kavuşan veya bir sıkıntıdan kurtulan Müslümanın, şükrünü yerine getirmek maksadıyla Allah rızası için yaptığı secdeye “şükür secdesi” denilir. Resul-i Ekrem’in (s.a.s.) bir şeye sevindiğinde veya sevindirici bir haberle müjdelendiğinde Allah’a şükretmek için secde ettiği rivayet edilmiştir. (Ebu Davud, Cihad, 174; İbn Mace, İkâmetü’s-salât, 192.) Bu secdelerin abdestli olarak yapılacağı konusunda bir hadis bulunmamaktadır. Bazı fakihler namaza kıyas ederek abdesti gerekli görmüşlerdir. Şükür secdesi şöyle yapılır: Kıbleye dönerek tekbir alıp secdeye varılır, secdede iken tesbihatta bulunduktan sonra Allah’a hamt ve şükür edilip yine tekbir alarak ayağa kalkılır. (İbn Abidin, Reddü’l-muhtâr, II, 597-598.)

EVVÂBÎN NAMAZI NEDİR VE NASIL KILINIR?
“Evvâbîn”, tövbe edip Allah’a sığınanlar ve O’na yönelenler anlamına gelir. Hz. Peygamber (s.a.s.), evvâbîn namazının vaktinin kuşluk vakti olduğunu bildirmiştir. (Müslim, Salâtü’l-müsâfirîn, 143, 144; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, IV, 366, 367, 372; Dârimî, Salât, 153.) Bunun yanı sıra akşam namazından sonra kılınan nafile namaz (Taberânî, el-Mu‘cemü’l-evsat, I, 250; VII, 191.) için de “Evvâbîn namazı” tabiri kullanılmıştır. Hatta fıkıh geleneğinde ve halk arasında bu kullanım daha yaygındır. Senetleri bakımından zayıf olmakla birlikte Resul-i Ekrem’den (s.a.s.) nakledilen “Kim akşam namazından sonra kötü söz söylemeksizin altı rekât namaz kılarsa, bu kendisi için on iki senelik ibadete denk tutulur.” (Tirmizi, Salât, 209; İbn Mace, İkame, 185.) rivayeti de bazı âlimlerce evvâbîn namazı ile irtibatlandırılmıştır. Ayrıca Hz. Peygamber’in (s.a.s.) kendisinin de akşam namazından sonra altı rekât namaz kıldığı rivayet edilmiştir. (Bkz. Şevkânî, Neylü’l-evtâr, III, 525.) Altı rekâtlık bir namaz olan evvâbîn namazı, tek selamla kılınabileceği gibi ikişer rekât hâlinde üç selamla da kılınabilir. (Şürünbülâlî, Merâkı’l-felâh, I, 148.)

KARINCA DUASI DİYE BİR DUA VAR MIDIR?
Halk arasında Hz. Süleyman (a.s.) döneminde yaşanan kuraklık sırasında bir karıncanın yağmur yağması amacıyla yaptığı dua olduğuna inanılan ve bu sebeple “karınca duası” denilen dua, güvenilir hadis kaynaklarında yer almamaktadır. Halk arasında yaygın olan bu duanın içeriği, esmayıhüsnanın bir bölümü, Allah Teâlâ’ya yönelik bazı hitaplar ve bereket talebinden ibarettir. İçeriğinde dine aykırı bir yön bulunmayan söz konusu duayı okumakta sakınca olmamakla birlikte bu duanın Hz. Peygamber’den (s.a.s.) rivayet edilen bir hadis olarak anlaşılması ve kazanç temin etmek maksadı ile okunması veya kullanılması dinen caiz değildir.