Makale

NURETTİN TOPÇU

NURETTİN TOPÇU

Güllü AKSA

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2019 yılı içerisinde yayımladığı biyografik eserlerden biri olan Nurettin Topçu, Hüseyin Karaman’ın kaleminden çıktı. Nurettin Topçu’nun tüm eserlerini inceleyen Hüseyin Karaman, bununla yetinmeyerek makalelerini, gazetelerde ve çeşitli basılı kaynaklarda yer almış çalışmalarını da edinerek kendi deyimiyle “25 yıllık bir tanışıklık” ardından eseri kaleme aldı.

Önsözün ardından ilk bölümde okur, ailesi, çocukluğu ve gençliğine; eğitim için gittiği Fransa’dan Strazburg’a, namaza başlaması hususunda büyük tesirinde kaldığı Şerafettin Yaltkaya’dan fikirlerinin şekillenmesinde etkili olan Blondel ve Massignon’a, memlekete döndüğünde yaşadığı iç karmaşadan onu kurtaran ve “Onu tanımasaydım Peygamberi anlayamazdım.” ifadelerinin muhatabı olan Abdülaziz Efendi ile tanışmasına, Topçu’nun yeryüzü ve içsel serüvenine adım adım eşlik eder. Son günlerini Dursun Özer’in kaleminden okurla paylaşan Hüseyin Karaman, daha sonra Topçu’nun eserleri ve makalelerini ana hatları ile tanıtır.

İkinci bölümü Nurettin Topçu’nun düşünce dünyasına ayıran Karaman, onu, zaman zaman kendi ifadeleriyle anlatmaya, onun cümleleriyle düşünce dünyasını vermeye çalışır. Yazar, İslam’ı “bir büyük ilim rönesansı ile âleme yayılan güneş” ve isyan kavramını “Allah’a doğru ilerleme hareketi” olarak ifade eden Topçu’nun İslam, isyan, kurtuluş, akıl, ahlak, ibadet, iman, ilim, dua, eğitim, insan ve tasavvuf hakkındaki fikirlerine, kısa ancak öz bir şekilde değinir. Bir bütün hâlinde Nurettin Topçu resmi çizmeye gayret eden Karaman, üçüncü bölümde eserlerinden seçilmiş metinlere ver verir, O’nun kaleminden fikirlerini dinleme imkânı bulur okur; her bir satırda daha da artar
tanışıklığı.

Dördüncü bölüm onu anlatan kişiler ve onların kendisi hakkında yazmış olduğu yazılarla başlar. Öğrencisi olarak sınıfında bulunan Mustafa Civelek, Kapalıçarşı’da onu bir hatip olarak dinleyip tesirinde kalan Orhan Okay, beraber mektebe gittiği Mehmet Sırrı Tüzeer, Hareket Mecmuası vasıtasıyla onunla tanışan Ali Birinci, dernek toplantılarına katılıp onunla aynı topluluk içerisinde bulunan Nevzat Yalçıntaş gibi isimlerden tanışma hikâyelerini verir; karşısındaki insanda uyandırdığı etkiyi, fikirlerini ve onları yansıtma tarzını bir nebze de olsa anlama imkânı sunar. Dördüncü bölümün sonunda çocukluk ve gençlik yıllarından resimlere, diplomalarına, çalışma hayatından karelere ve farklı isimlere yazmış olduğu mektuplarına ve bu mektupların orijinallerine yer verir. Beşinci bölümü Nurettin Topçu hakkında yapılan çalışmalara ayıran yazar, çalışmasını bibliyografya ile sonlandırır.

40 yıl boyunca sürdürdüğü eğitmenlik görevinden emekli oluşunun ardından kurduğu “Beni Bursa’da küçük bir camide imam yapmazlar mı?” cümlesi, onun sürekli çalışma hâlinin, öğretme aşkının bir nişanesidir. Ömrünü verdiği mesleğinden emekli olarak ayrılışının sekizinci ayında vefat eden Nurettin Topçu, eğitmenliğini ardında bıraktığı eserlerle sürdürmektedir.