Makale

BAŞKANLIĞIN TAKVİM BASIMI

BAŞKANLIĞIN TAKVİM BASIMI

Dr. Mehmet BULUT

DİB Başkanlık Müşaviri

Günümüzde 3 milyondan fazla basılan Diyanet Takvimi, Başkanlığın önemli bir yıllık süreli yayınıdır. Namaz vakitleri ve dinî gün ve geceleri göstermesi yanında, yapraklarında yer verilen ayet ve hadis mealleriyle, kısa ve öz yazılarla, köylere varıncaya kadar ülkemizin her yanında her kesimden insanımızın dinî ve genel kültürüne katkı sağlamakta, bu yönüyle de önemli bir yaygın eğitim vasıtası olmaktadır.

Başkanlığın diğer hizmetleri ve yayın faaliyetleri gibi takvim basımının da kuşkusuz bir tarihî arka planı vardır. Hemen ifade edeyim ki bu hizmetlerin geçmişi, Reisliğin diğer hizmetlerine nazaran daha farklı bir durum arz etmektedir. Burada, bir makale çerçevesinde ve tespit edebildiğimiz kadarıyla Başkanlığın takvim basımı faaliyetlerini özetlemeye çalışacağız.

Takvim meselesinde üç husus öne çıkmakta: Namaz vakitlerinin ve kamerî ay başlarının tespiti, takvim yapraklarında yer verilen yazıların niteliği ve dünden bugüne takvim basımında kat edilen mesafe. İlk iki husus, gerektiğinde bazı arşiv belgelerine atıf dışında, bu yazının konusu haricinde kalacaktır.

Namaz, oruç, zekât ve hac gibi ibadetlerin vakitle mukayyet olması, Müslümanları, bu tür dinî vazifeleri hataya düşmeden ifa edebilmek için hassasiyet göstermeye sevk etmiş, dolayısıyla İslam tarihinde vakitlerin tespitine yönelik “ilm-i mîkat” çok gelişmiştir. Tarihte namaz vakitlerinin tespitinde kullanılan saat ve diğer aletleri düzenleyen, bunların ayarları ve tamirleriyle ilgilenen kimselere “muvakkit”, muvakkitlerin faaliyet gösterdikleri yerlere de “muvakkithane” denilmiştir. Muvakkithaneler genellikle cami müştemilatı içinde bir-iki oda hâlinde inşa edilmiştir. Tarihî camilerin birçoğunda bu mekânlara rastlanmaktadır. 1939 yılına kadar Vakıflar İdaresine bağlı kalmış olan muvakkitlik, imamet ve hitabet gibi ifası ilme dayanan görevlerden sayılmıştır. 1924 yılında Müneccimbaşılığın lağvıyla Başmuvakkitlik adıyla yeni bir müessese kurulmuş, bu müessese de 20 Eylül 1952’de kapatılmıştır.

Günümüzde, bir yılın aylarını, günlerini, güneşin doğuş ve batışını, namaz vakitlerini, belirli gün ve geceleri gösteren kitapçıklar olarak tanımlayabileceğimiz takvim, kavram olarak tarihte farklı anlamlarda kullanılmış ve bu adla farklı içerikte mevkuteler yayınlanmıştır.

Bugün bilinen şekliyle, 365 yapraklık namaz vakitleri takvim basımı, çok yenidir. Ancak kamerî ay ve günleri, namaz vakitlerini çizelge hâlinde gösteren mevkutelerin basımı eskiye dayanmaktadır. Osmanlı döneminde sivil inisiyatifler ve resmî makamlar tarafından almanak/yıllık formatında ve “takvim” adıyla basılmış bir hayli yayın bulunmaktadır. Bu mevkutelerin bir kısmında sadece Rumi ve hicri ay ve günlere, dinî gün ve gecelere yer verilmiş ancak namaz vakitleri yer almamıştır. Mesela, Osmanlı Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Hanımlar Heyetince hazırlanıp 1915 yılından itibaren periyodik olarak yayınlanan takvimler bu özelliktedir. Baş tarafında “eyyam-ı mübareke-i İslâmiyye” başlığı altında dinî gün ve gecelerle Rumi takvim esas alınarak buna tekabül eden kamerî ay ve günler tablo/çizelgeler hâlinde verilmiş, namaz vakitleri ise yer almamıştır. Beşinci olan 1919 tarihli takvim, 216 sayfadır. 1334/1918 yılı örneğinde olduğu gibi Şeyhülislamlığın yayın organı İlmiyye Salnamesi’nin baş tarafında ise “Takvîm-i Evkat ve Şühur” gibi başlıklar altında namaz vakitleri çizelgeleri yer almıştır.

Esas konumuza gelirsek, kuruluş yıllarında Reisliğin takvim basımından söz eden kayıtlara rastlamıyoruz. Bu yıllarda namaz vakitleri cetvellerinin, yukarıda sözü edilen muvakkithanelerce hazırlanıp bir şekilde uygulandığı kuşkusuzdur. Tespit edebildiğimiz kadarıyla, takvim basımına ilişkin ilk kayıt, 1933 tarihini taşımaktadır. Şöyle ki; Muğla Başmuvakkidi Ziya Bey, bir “Asri Takvim” basımı talebiyle Reisliğe başvurmuş, Reislik, bu konuda Rasathane Müdürlüğünün görüşünün de alınmasının uygun olacağı mütalaasında bulunmuş ancak yapılan yazışmalardan bir sonuç alınmamıştır.

Muvakkitlik ve takvim basımı konusu, 1937 yılından itibaren Reislik gündeminde sıkça yer alacaktır. Mesela, İstanbul Rasathane Müdürlüğünden Diyanet İşleri Reisliğine gönderilen 7 Nisan 1937 tarihli yazıda, Reisliğin bir namaz vakitleri takvimi yayınlaması talep edilmiştir. Müşavere Heyeti bu önerinin önemli olduğu ve bütçeye bu yönde bir teklif yapılmasının yerinde olacağı mütalaasında bulunmuştur.

Diyanet İşleri Reisliği Teşkilât ve Vazifeleri Hakkındaki Kanunda 5 Temmuz 1939 tarihinde yapılan değişiklikte, Mushaflar ve Dinî Eserler Tetkik Heyeti için bir muvakkit kadrosu ihdas edilmiş, açılan kadroya, daha önce İstanbul’da değişik okullarda matematik öğretmenliği yapmış olan Yusuf Ziya Gökçe tayin edilmiştir. Bu tayinde adı geçenin öğretmenlik yanında vakit hesaplama işiyle de meşgul olmasının etkili olduğu anlaşılmaktadır. Müşavere Heyeti İstanbul’da faaliyet gösterdiğinden, adı geçen muvakkit de İstanbul’da görev yapmıştır. Nitekim 1939’da takvimle ilgili bir soruyu cevaplarken Müşavere Heyeti, Reisliğin bir Muvakkitlik ihdas ettiğini, bu memuriyetin ihtiyaca göre takvim hazırlayacağını, yapılacak çalışmanın neticesinin beklenmesi gerektiğini belirtmişti.

Müşavere Heyeti mütalaalarından öğrendiğimize göre Yusuf Ziya Gökçe, göreve başlamasını müteakip, Reislik adına 1940 yılı için İstanbul arzına göre namaz vakitleri çizelgeleri hazırlamış ve bunlar takvim olarak yayınlanmıştır. Bu takvim hakkında Gökçe’nin hazırladığı bir rapor İstanbul Müftülüğü aracılığıyla Reisliğe gönderilmiştir. Müşavere Heyetinin rapora ilişkin değerlendirmesinde, hazırlanan takvimin o yıl itibarıyla bin nüsha basılıp ücretsiz dağıtılmasının, 1941 yılından itibaren özel yayınevlerince basılacak takvimlerin basımından önce “tevkiat-ı diniye” kısmının Muvakkitliğe tasdik ettirilmesinin temini için Başvekâlete, Yeni Cami Muvakkithanesinin Muvakkitliğe teslimi için de Vakıflar Umum Müdürlüğüne yazı yazılmasının uygun olacağı ifade edilmiştir.

Hemen belirtelim ki 1940’tan itibaren “Takvim” adıyla basılan mevkuteler bildiğimiz duvar takvimi değildir; aşağı yukarı 15x11 cm. ebadında, cepte taşınmaya müsait kitapçıklardır.

Başkanlık Kütüphanesi ve Milli Kütüphanede yaptığımız taramalarda, Gökçe Takvimlerinin 1951 yılına kadar basılmış nüshalarının büyük bir kısmını görme imkânımız oldu. Kapak hariç diğer kısmı Diyanet namına basılanlarla aynı olduğuna göre Gökçe Takvimleri için vereceğimiz kısa bilgi Diyanet Takvimi için de geçerli olacaktır.

Gökçe’nin Diyanet’te memur olmadan önce hazırladığı 1939 yılı takviminin iç kapağında, “Bu takvimin doğruluğu, Rasathanenin tedkik ve işarına atfen Diyanet İşleri Riyasetinin 20.10.1938 tarih ve 1823 numaralı tahriratiyle tebliğ edilmiştir.” notuna yer verilmişti. Bu baskıda namaz vakitleri çizelgelerinden önce bazı pratik bilgiler de yer alıyordu. Ayrıca İstanbul dışındaki il ve ilçeler için fark cetvelleri konulmuştu. Aynı durum 1948 ve 1950 baskıları için de geçerlidir. Basılan bu takvimlerin özellikle ilk yıllarına ait olanların tamamında yılın bütün ayları için değil, mesela sadece üç ayı için namaz vakitleri çizelgesi hazırlanmış, diğer ayların namaz vakitlerinin buna kıyasla bulunması istenmişti. Ancak mesela, 1951 yılı takviminde bütün aylar için çizelgeler hazırlanmış ve çizelgeler dışında herhangi bir bilgiye yer verilmemiştir.

Sözü edilen muvakkit tarafından hazırlanan takvimlerin hangi yıla kadar basıldığını tespit edemedik. 1945 yılında Müşavere Heyeti, namaz vakitlerinin sıhhatle tespit edilmesinin her Müslümanı ilgilendiren bir keyfiyet olduğuna dikkat çekerek, ülkemizin her bölgesine ait bütün şeri vakitleri gösterir bir takvimin yapılması için ya sürekli bir muvakkidin çalıştırılması yahut da bir defaya mahsus olmak üzere ve ücret karşılığında uzmanlar arasında müsabaka tertip edilmesinin uygun olacağı mütalaasında bulunmuştu. Yine 1945 yılına ait bir Müşavere Heyeti kararında, Ankara arzına göre 1946 yılı için bir takvim basımından, bu çerçevede Rasathanece hazırlanan çizelgelerin kabul edildiğinden söz edilmişse de 1967 yılına kadar bunun gerçekleşmediği anlaşılmaktadır.

Başkanlığın takvim basımında en önemli gelişmelerinden biri 1967 yılında gerçekleşti. Bu yıl itibarıyla Ankara ve İstanbul arzlarına göre “Namaz Vakitleri Takvimi” adıyla ve 10 bin adet olarak duvar takvimi basıldı. Bu takvim, arka bloklu ve 24x11.5 cm. ebadında tasarlanmıştı. Takvim yapraklarının arka yüzlerinde yazı bulunmamaktaydı. Enine dikdörtgen şeklindeki sayfanın sol tarafında yazılar, sağ tarafında ise haftalık namaz çizelgesi vardır. Her yaprak, birer haftalık namaz vakitlerini içermekteydi; buna göre 52 yapraklı bir takvim söz konusuydu. Bu şablonla 1967’den 1971 yılına kadar Ankara için hazırlanmış takvimleri Milli Kütüphanede görme imkânı bulduk. Ad olarak mesela “Diyanet İşleri Başkanlığı 1968 Ankara Namaz Vakitleri Takvimi” logosu kullanılmıştı.

Takvim basımında ikinci önemli gelişme 1972 yılında gerçekleşti. 1972 yılına geldiğimizde, bu defa 365 yapraklı duvar takvimi basılacaktır. Daha önce basılan 52 yapraklı takvimden farklılığını ifade etmek üzere başlangıçta bu takvimlerde Diyanet Takvimi logosunun altına “Günlük Namaz Vakitleri Takvimi/Bütün Türkiye İçin” gibi ibareler eklenmişti. 1973 yılına ait takvim, örneğine daha önce ve sonra rastlanmayan bir büyük ebatta (27x10 cm.) kâğıtlara basılmıştır. Ön yüzde namaz vakitlerini gösteren çizelgelerin altına özlü sözler konulmuş; arka yüzleri, 52 haftalık takvimlerde olduğu gibi boş bırakılmıştır. Kanaatimce Başkanlık en kaliteli takvim baskısını 1974 yılında gerçekleştirdi. 16x10 cm. ebadında kâğıtlara basılan bu takvimde her ay için ayrı renkte kâğıtlar kullanılmıştı. Bu yıldan itibaren takvimin arka yüzleri çeşitli yazılarla değerlendirilmiştir.

Zamanla farklı bölgeler için ayrı takvimler basılmış, günümüze doğru geldikçe yurt içi ve yurt dışı bölge sayıları artırılmıştır. Mesela 1990 yılında yurt içi için 6, yurt dışı için 2 bölge takvimi basılmışken, 2019 yılına gelindiğinde yurt içi için 39, yurt dışı için de 21 bölge takvimi basılmıştır. Gelişmelere paralel olarak takvim yapraklarının ön yüzlerinde ilçelerin namaz vakitleri de verilmiştir. 1980’den itibaren basılan takvimlerin şablon ve içeriği nispeten birbirine benzemektedir.

Takvim yapraklarının arka yüzlerinde yer verilen yazılara gelince, bunlar bazı yıllar, başta Başkanlık yayınları olmak üzere çeşitli eserlerden derleme yoluyla hazırlanmış bazı yıllarda ise sipariş yoluyla
yazdırılmıştır.

Özetle belirtmek gerekirse; Reislik 1940’lı yılların başından itibaren takvim basımı teşebbüsünde bulunmuş, ancak 1967 yılına kadar bu alanda ciddi bir gelişme ortaya koyamamıştır. Nispeten bugünkü anlamda bir duvar takvimini 1967 yılında yayınlayabilmiştir. Bütün Türkiye’yi kapsayacak şekilde takvim basımını ise 1972 yılında gerçekleştirmiştir. Bu tarihten itibaren her yıl biraz daha gelişip mesafe kat ederek günümüze gelmiştir. Uzunca bir süre takvimlerimize “Namaz Vakitleri Takvimi” adı verildiğinden hareketle, Başkanlığın takvim basmakla asıl amacının insanımıza namaz vakitlerini ve diğer dinî gün ve gecelere ait bilgileri doğru olarak bildirmek olduğu sonucuna varırız. Nitekim 1947 tarihli bir Müşavere Heyeti kararında, Diyanet İşleri Başkanlığının takvim meselesindeki asıl görevinin, “ibadetlerin zamanlarında yapılmasını temin etmek” olduğu ifade edilmiştir. Zamanla takvim yapraklarında yer verilen kısa yazılar da önem kazanmış, hatta “takvim” derken daha çok bu yazılar akla gelir olmuştur.

Teknolojinin ilerlemesiyle bilhassa namaz vakitlerini öğrenme açısından kâğıda basılı takvimin önemini yitirdiği söylenebilir; ancak Başkanlık Diyanet Takviminin hâlâ ilgi odağı olduğu da bir gerçektir.

Bütün bu süreçte, hatta Başkanlığın henüz takvim basamadığı yıllarda, sivil inisiyatifler tarafından da takvim basıldığını hatırlatmamız gerekir.