Makale

GEBELİK DİYABETİ VE ŞEKER YÜKLEMESİ

GEBELİK DİYABETİ VE ŞEKER YÜKLEMESİ

Op. Dr. Güler Şahin

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı

Diyabet, bilindik adıyla şeker hastalığı, insülin hormonunun sentezlenememesi veya sentezlenmesine rağmen vücut hücrelerinin duyarsızlaşmasına bağlı metabolik bir hastalıktır. İki tipi vardır: Tip 1 ve Tip 2. Tip 1 diyabette insülin yoktur ve tedavide yerine konulur. Nispeten genç yaşlarda ortaya çıkar ve genetik geçiş gözlenmez. Tip 2 diyabette ise anormal bir insülin salgısı ve vücuttaki hücrelerde insüline karşı bir direnç söz konusudur. İleri yaşlarda ortaya çıkar ve aile öyküsü varlığında görülme riski artar.

İnsülin hormonu, vücutta şekerin hücre içine alınıp kullanılmasını sağlayan çok önemli bir hormondur. Yaşamın devamı için şarttır. Pankreas bezi tarafından, yemeye başlandığında refleks olarak salgılanır. Normal gebelikte insülin salgısı 2-3 kat artar. Giderek artan insülin, zamanla dokularda duyarsızlaşmaya neden olur ve direnç gelişir. Gelişen direnç sebebiyle bazı gebelerde, vücut kan şekeri kontrolü bozulur ve bu bozukluk bir dereceden sonra gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet) olarak adlandırılır. Genellikle 20. haftadan sonra görülür.

Gestasyonel diyabet tanısı, şeker yükleme testi (oral glikoz tolerans testi/OGTT) ile koyulur. Tüm gebelerin diyabete meyli olması ve gebelik diyabetinin istenmeyen yan etkilerinin olması nedeniyle 24-28. haftalar arasında 50 gram şeker yüklemesi ile tarama yapılması önerilir. Aç karnına 50 gram glikoz suda eritilip içirilir. Sonrasında 1. saat kan şekerine bakılır, bu değer 140mg/dl altındaysa sorun yoktur. 140-200mg/dl arasındaysa riskli gruba girilmiştir. Bu noktada kesin tanı için OGTT gereklidir. Eğer 50gr’lık tarama testi 200gr/dl üzerindeyse ek teste gerek kalmadan gestasyonel diyabet tanısı konulur.

Ayrım gözetmeksizin yapılan 50 gram taramanın yanı sıra, riski yüksek kişilere yaklaşım farklıdır. Ailesinde şeker, önceki gebelikte gestasyonel diyabet, idrarda glikoz tespiti, 4000 gramdan büyük bebek doğurmuş olmak, hipertansiyon, obezite gibi bazı riskleri taşıyan anne adayları yüksek riskli gruba girdiklerinden 50 gr tarama testi yerine, tanı testi olan 100 gramlık OGTT’ye tabi tutulmalıdırlar. Tanı testi olan OGTT, 10 saatlik bir açlığın ardından başlatılır. Test sırasında hareketsiz kalınmalı ve bir şey yenmemelidir. Açlık kan şekeri alındıktan sonra 100 g glikozlu su içirilir ve ardından 1, 2, 3. saatlerdeki değerlere bakılır. İki veya daha fazla sonuç, sınırların üzerindeyse gebelik şekeri tanısı konulur.

Gestasyonel diyabet tanısında diğer bir görüş ise tarama testi yapılmadan tüm gebelere 75gr glikoz yükleme ardından 2. saat kan şekeri ölçümü yapılmasıdır. Takip problemi olan hastalara pratik bir yaklaşım olarak uygulanabilir.

Gebelik şekeri anne ve bebek açısından birtakım riskler taşıdığı için takip ve tedavisi ihmal edilmemelidir. Annede enfeksiyona meyil, hipoglisemi, hiperglisemi, ilerlemiş diyabette böbrek ve göz hasarı gibi; bebekte ise makrozomi (iri bebek), abortus (düşük) ve erken doğum, konjenital anomali ve ani bebek kaybı gibi riskler söz konusudur. Bebekteki irilik zor doğuma neden olabilir. Doğum esnasında, başı çıktıktan sonra bebekteki irilik nedeniyle omuz takılabilir ve doğum eylemi uzar, bebek sıkıntıya girebilir, omuzu çıkarmak için yapılan manevralar sonucu kola giden sinirlerde hasar meydana gelebilir. Gebelik öncesinde var olan ancak tanı veya tedavi almamış diyabette ise bebeklerde doğumsal kalp hastalığı ve iskelet bozuklukları görülebilir.

Gebelik şekeri tanısı konulan hastaya öncelikle sıkı diyet ve yanında egzersiz programı verilir. Diyete uyum gösteremez veya yeterli sonuç alınamazsa insülin tedavisi başlanır. Bu durumda, doğuma kadar annenin kan şekeri ve bebeğin iyilik durumu sıkı kontrol edilmelidir. Annenin açlık kan şekeri 105mg/dl, birinci saat tokluk şekeri ise 140mg/dl altında tutulması hedeflenmelidir

Gebelik şekeri (tanı konulması durumunda) tedavisi oldukça etkilidir. Bu nedenle gebelerde şeker taraması, sağlık örgütleri tarafından önerilmektedir. Gebelik şekeri riskini artıran aile öyküsü ve genetik yatkınlık gibi faktörler elimizde değildir. Ancak obezite, gebelikte ani ve aşırı kilo alımı ve karbonhidrattan zengin beslenme gibi önlenebilir faktörler açısından anne adaylarımızı mümkün olduğunca bilgilendiriyoruz. Zira gebelik şekeri çıkmasa dahi diyetten şekeri çıkarmak ve kilo kontrolünü sağlamak, gebelik sonuçlarını iyileştirmektedir. Sağlıklı bir neslin ilk adımları anne karnında atıldığı için toplum sağlığını ilgilendiren bu konu üzerinde durulması gereklidir.

Şeker Yükleme Testinin Herhangi Bir Zararı Var mı?

Bu testlerin anne ve bebek açısından "ispat edilmiş" herhangi bir zararı yoktur. Testlerde kullanılan şeker miktarını örneklersek; 50 gramlık tarama testinde alınan glikoz miktarı 1,5 kutu kola (12,5 küp şeker), 100gramlık tanı testi ise 1 litrelik kolaya (25 küp şeker) denk miktardadır.