Makale

İLK İNSANIN YARATILIŞI

KAFAMA TAKILANLAR

İLK İNSANIN YARATILIŞI

Prof. Dr. Cağfer KARADAŞ

Kafama takılan şu: Neden ilk insanın yaratılışı ile bizlerin yaratılışı birbirinden farklı? İkisi de aynı olamaz mıydı?

Öncelikle ilk insanın yaratılışını asıl kaynağından öğrenmemiz lazım. Birçok ayette bu yaratılış net ifadelerle anlatılır. Bunlardan ikisinin anlamı şöyledir: “Rabbin meleklere, ben yeryüzünde bir halife yaratacağım dedi.” (Bakara, 2/30.) “Ben kuru bir çamurdan, şekillendirilmiş balçıktan bir insan yaratacağım. Onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman onun için hemen saygı ile eğilin.” (Hicr, 15/28-29.) “İnsanı yaratmaya da çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. Sonra onu şekillendirip ona ruhundan üfledi. Sizin için işitme, görme ve idrak duygularını yarattı. Ne kadar az şükrediyorsunuz!” (Secde, 32/7-9.)

Ayetlerin anlamını bizim anlayacağımız şekilde ifade edebilir misiniz?

Yüce Allah ilk insan Hz. Âdem’i (a.s.) yaratması, ayetlerde geçtiği gibi önce kuru çamurdan şekil verip bedenini düzenlemesi, sonra o beden için bir ruh yaratıp canlılık vermesiyle gerçekleşmiş. Öyleyse insanın önce bedeni sonra da ruhu yaratılmış. Bu ilk yaratılıştır. Bu şekilde yaratılan, Hz. Âdem ve Hz. Havva olarak görülmektedir. Görünen o ki ilk insanlar olan Hz. Âdem ve Hz. Havva’ın bir anne ve babası yok. Buna yakın bir olay Hz. İsa’nın babasız doğumudur. Hz. İsa, baba olmaksızın annesi Hz. Meryem’den doğmuştur. Orada da yine ayetlerde geçtiği gibi bir ruh üflenmesi söz konusudur. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyurmuştur: “İsa’nın durumu Âdem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona ‘Ol!’ dedi. O da hemen oluverdi.” (Âl-i İmran, 3/59.)

Buraya kadar tamam da sonraki insanların yaratılışları hep bir anne baba vasıtasıyla gerçekleşmiş. Bunun nasıl izah edeceksiniz?

Doğrudur. Yukarda sayılan Hz. Âdem, Hz. Havva ve Hz. İsa dışındaki bütün insanların yaratılışı bir anne ve baba vasıtasıyla gerçekleşir. Ancak şunu da göz önünde bulundurmak lazım bu biyolojik yaratmanın da önceki yaratmayla bir benzerlik tarafı vardır. Yani sonraki insanların yaratılışı da benzer şekilde önce ana rahminde bedenin bir ölçüde şekillenmesi, ardından melek tarafından ruh üflenmesiyle gerçekleşir. Burada süreç erkekten gelen spermin dişinin yumurtasını ana rahminde döllemesiyle başlar. Daha sonra orada ceninin organları oluşur. Yaklaşık dokuz aylık bir süre zarfında bütün yaratılış tamamlanır. Akabinde gerçekleşen doğumla birlikte çocuk dünyaya gelmiş olur.

Peki neden ilk yaratmada toprak seçilmiştir?

İlk yaratmada özellikle toprağın seçilmesi, balçık ifadesinin kullanılması ve suyun da bu işlemde bulunması, öncelikle Yüce Allah’ın kudretinin öne çıkarılması içindir. Nitekim Hz. İsa’nın (a.s.) yaratılmasına itiraz edenlere; bunu akla, mantığa ve alışılmış biyolojik üremeye aykırı bulanlara Yüce Allah Hz. Âdem’in (a.s.) yaratılışını örnek gösterir. İnsanın bu iki olay arasında kıyas yapmasını ister. Çünkü her iki olay da mucize olarak gerçekleşmiştir. Bu olayın anlatılmasından maksat Hz. Âdem’in fizyolojik, biyolojik veya psikolojik taraflarının dile getirilmesi veya ilk yaratılış maddesi hakkında bilgi vermek değil, basit bir topraktan veya idrar yolundan gelmesi sebebiyle değersiz ve kerih görülen bel suyundan/spermden, insanın nasıl yaratıldığıdır. Ancak şunu da bilelim ki Kur’an’da verilmek istenen esas mesajın bu olması, verilen bilginin içeriğini önemsiz veya geçersiz olduğunu göstermez. Verilen bilgi, doğrudur, önemlidir ve hâlâ geçerliliğini korumaktadır. Bazılarının iddia ettiği gibi İnsan suresi 2. ayetinde “Şüphesiz biz insanı, karışım hâlindeki az bir sudan(meniden) yarattık ve onu imtihan edeceğiz. Bu sebeple onu işitir ve görür kıldık.” şeklinde ifade edilen yaratma, ilk insan Hz. Âdem’in (a.s.) değil, sonraki insanların ana rahmindeki yaratılışıdır. Nitekim Nisa suresi 1. ayette “Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip kabileler ve boylar hâlinde) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının.” şeklinde geçen buyrukta Yüce Allah’ın ilk insanı ve eşini yaratması ile bu eşlerden birleşme ve döllenme yoluyla yani normal biyolojik üreme şeklinde diğer insanların yaratılması dile getirilmiştir.

İyi de hocam, bugünün insanına bunu anlatmak çok zor!

Tabi ki bütün insanların dünyaya gelmesini anne ve babadan doğma şeklinde gören bugünün insanının topraktan yaratmayla gerçekleşen ilk yaratılışı anlaması ve kavraması çok kolay değil. Ancak bakıldığında buna benzer olayların yaşadığımız hayatta da var olduğu bir gerçek. Söz gelimi bir ressam, birçok resim malzemesi kullanarak ilk resmi yaptıktan sonra aynı resmi bir fotokopi makinesiyle yüzlerce kez kopya şeklinde çoğaltmak mümkün. Fotokopiden çıkan kopyalar ilk resme benzemesine rağmen üretilme biçimi birbirinden son derece farklıdır. İlkinde ressam ve resim malzemeleri varken, ikincisinde sadece fotokopi makinesi bulunmaktadır. İnsanoğlu bile böylesine değişik bir üretim gerçekleştirebiliyorsa Yüce Allah’ın önce topraktan yaratıp sonra anne ve baba şeklinde iki figür kullanarak insanları yaratmasının akla aykırı olduğu düşünülemez. Benzer şekilde sinema veya televizyon filmi çekilirken film setinde ilk çekimin yapılması ardından bu çekimlerin kopyalarının çıkarılması ve çoğaltılması buna ikinci bir örnektir. Film setinde birçok insan ve eşya kullanılarak çekilen ilk örnekten daha sonra bir takım makineler yardımıyla yüzlerce kopyası çıkarılarak çoğaltılması tamamen farklı bir ortamda gerçekleşmektedir. Demek ki ilk üretimle sonraki üretimler farklı olabilmektedir. Fabrikasyon üretimlerin neredeyse tamamında buna benzer olaylar yaşanmaktadır.

Tamam da hocam, insan biraz farklı değil mi?

Tabi ki farklıdır. O yüzden insana bir eşya gibi bakılmaz ve insan makine vasıtasıyla veya cansız bir figür yoluyla üretilmez. İnsanın yaratılması kendisi gibi aynı cinsten bir erkek ve kadın vasıtasıyla gerçekleşir. Böylece Allah ilk insanı topraktan yaratırken sonraki insanları yarattığı ilk insanların biyolojik yapılarını kullanarak yaratmıştır. Bu Allah’ın gücünün bir göstergesidir. Allah’ın gücü bugün de topraktan insan yaratmaya yeter. Ama Allah yaratılış için bir kanun koymuş ve o kanun çerçevesinde doğal hayat sürüp gitmektedir. İnsanlar, insanlardan; hayvanlar hayvanlardan ve bitkiler de bitkilerden üremektedirler. Kanun budur.

İnsanı diğerlerinden farklı kılan özellik nedir?

Yüce Allah, insanı önce topraktan yaratıp sonra anne-baba vasıtasıyla üretmesi gibi insanoğluna benzer şekilde üretme kabiliyeti vermiştir. Bunlardan biri de yaptığı ilk şeylerin kopyasını çıkarabilmedir. Hatta bunun tekniğini icat etme kabiliyetinin verilmiş olmasıdır. Ancak bu icatları abartmamak gerekir. İcatlarının sarhoşluğu ile insan, kendisini âdeta Allah’a rakip gibi görmeye kalkışmamalı veya O’ndan müstağni görmemelidir. Bu insan için bir güç zehirlenmesi olur. Yanı sıra yapılan icatlar diğer insanlara ve doğal hayatın akışına zarar verecek şekilde kullanılmamalıdır. İnsanı insan yapan, düşünme ve düşünmesinin sonucu olarak yeni şeyler icat etme ve üretme kabiliyeti kadar, bu kabiliyetini Rabbine saygılı, diğer insanlara yararlı ve doğal hayatın akışına zarar vermeyecek şekilde kullanmasıdır. Bu örneklerin ışığında topraktan gerçekleşen ilk yaratmayla, anne-babayla gerçekleşen sonraki yaratmaların farkını ve hikmetini anlamak mümkündür.