Makale

Dağarcık

Kırkambar

Dağarcık

Her Dağın Başına Bir Han Yap

Vaktiyle zengin bir bey oğluna öğüt verir: “Oğul her dağın başına bir han yap.” der. Oğlu biraz saf olduğundan bu sözün ne anlama geldiğini pek anlamaz. Anlamaz anlamamasına ama yine de babasının bu laf ile ne murat ettiğini de sorma gereği hissetmez. Nasıl olsa para da malzeme de amele de var diyerek işe koyulur. Ustabaşını çağırıp yapılacakları sıralar: “Önce şu karşıdaki dağın başına bir han yapacaksınız, o tamam olunca arkasındaki dağa yapın, o da bitince daha geride görünene başlarsınız.”
Durumu haber alan bey baba, oğlunu bir kenara çekip: “Oğulcağızım, sana her dağın başına bir han yap dediysem, insan gönlü kazan, kalpleri mamur et, her gittiğin yerde dostun, sevenin olsun, demek istedim.” der.

Bir inci
“İslam’ın içinde bir tefekkür kâinatı vardır. Sırları, derinlikleri, yere göğe sığmayan ilahî coşkunlukları, meçhulleri, malumları, şevkleri, vecitleri ile ucu bucağı bulunmayan bir kâinat…”
Sâmiha Ayverdi

Osmanlıca
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir
Orhan Şaik Gökyay

Dürüstlük Hep Kazandırır
Öğretmen, elindeki kutuyu masanın üzerine bırakır ve “Çocuklar, performans ödevi olarak sizlere tohum getirdim. Hepinize bu tohumlardan vereceğim. Dönemin sonunda buraya saksılarınızı getirdiğinizde ödevini en güzel tamamlayan arkadaşınıza ufak bir hediyem olacak.” der.
Günler günleri kovalar, Hasan her gün sabırsızlıkla saksısının yanına koşar ama bir türlü toprakta hareket görmez. Öyle böyle derken zaman geçer, dönem sonu yaklaşır. Öğretmen, çocuklar yarın saksılarınızı yanınızda getirmeyi unutmayın, diye hatırlatmada bulunduğunda Hasan’ın canı iyiden iyiye sıkılır. Ertesi sabah öğretmen sınıfa girdiğinde sıraların üzerinde çiçekler açmış saksıları görür. Hasan’ın saksısı ise toprakla doludur. Öğretmen sıraların arasında dolaştıktan sonra Hasan’ın yanında durur, “Saksın neden boş?” der. Hasan da öğretmenin verdiği tohumu ektiğini, suladığını ama bir türlü filiz vermediğini söyler. Öğretmen Hasan’ı tahtaya çağırır ve sınıfa dönüp “Çocuklar ödevi en güzel şekilde tamamlayan arkadaşınız Hasan, onu tebrik edebilirsiniz. Benim size verdiğim tohumlar sıcak suda bekletilmiş, filizlenmesi mümkün olmayan tohumlardı. Sizler buraya en güzel çiçeği getirmek için başka yöntemler denemişsiniz oysa ben ödevinizi dürüstçe tamamlamanızı önemsemiştim.” der.

Bir Ayet
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır. (Mâide, 5/8)
Bir Hadis
“Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı altıdır: Onunla karşılaştığın zaman selam ver, seni davet ettiğinde ona icabet et, senden nasihat istediğinde nasihat et, aksırıp Allah’a hamdettiğinde ona duayla karşılık ver, hastalandığında onu ziyaret et ve öldüğünde cenazesine katıl.” (Müslim, Selam, 5)
Esmâ-i Hüsnâ

el-Vâhid: Gerek zatı, gerek sıfatları ve isimleri hangi noktadan mülahaza edilirse edilsin eşi, benzeri, örneği ve ortağı bulunmayan, parçalara bölünmeyen, kadim ve ezelî oluşta yegâne olan…