Makale

İsraf Dengeyi ve Ölçüyü Kaybetmek

KİTAPLIK

İsraf Dengeyi ve
Ölçüyü Kaybetmek

Beğendiği her metaa sahip olma arzusu, insanın benliğinde var olan duygulardan. İmkânları dâhilinde her şeyi almaya çalışmanın ötesinde imkân sınırlarını da aşan boyutta alışveriş yapma eğilimi, günümüz insanının başını oldukça ağrıtmakta. Gazete ve televizyonlar “tüketim çılgınlığı”na yer veriyorlar; uzmanlar aşırı harcamaların sonuçları ile ilgili olarak insanları uyarıyorlar. Dünyanın bir ucunda en temel besin maddesi olan ekmek ve suya bile sahip olamayan insanlar varken diğer tarafta tüketim çılgınlığının varlığı maalesef bir hakikat.
İnsan, başta ömür sermayesi olmak üzere kendine bahşedilmiş her türlü nimetin tasarrufunda “Yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü o, israf edenleri sevmez.” (A’raf, 7/ 31) ayet-i kerimesinin yansımasını hayatına geçirdiğinde çok önemli bir adım atmış olacak. Çünkü İslam dini, her konuda insanlara orta yolda olmayı tavsiye edip aşırılıkların insanın haddi aşmasına sebep olduğunu bildirir. Allah (c.c.) “Rahman’ın kulları” olarak nitelendirdiği müminlerin bir özelliğini şu şekilde beyan eder: “Onlar, harcadıklarında ne israf ne de cimrilik edenlerdir. Onların harcamaları, bu ikisi arası dengeli bir harcamadır.” (Furkân, 25/ 67) Rahman’ın has kullarının bir özelliği olan israftan kaçınıp orta yolu tutmak yerine birçoğumuz hayatın akışında ölçüyü kaçırabiliyoruz. Bu noktada dikkatlerimizi çekeceğini düşündüğümüz İsraf Ölçüyü ve Dengeyi Kaybetmek bizlere yol gösterecek nitelikte bir kitap.
Diyanet İşleri Başkanlığının yayınları arasında 2018 yılında raflardaki yerini alan kitap 14 yazıdan mürekkep. Yazıları kaleme alan isimler farklı olduğundan her bir başlıkta israfın farklı bir yönüyle karşılaşırız. Kitabı okuduğumuzda israfın kavramsal boyutunu ve ayetlerde yer alışını öğreniriz. “Sen her zaman en iyisini hak ediyorsun.” dayatmasının sonucu olan israfın, sadece insana özgü bir hâl olduğu gerçeğini de kitaptan mülhem hatırlıyoruz. Vaktin kıymetini ve israf psikolojisini de ele alan eser, muhatabının ufkunu genişletecek nitelikte.
Peygamber Hikâyeleri
“Elinizdeki kitap,
Şinasi Pekbilir’in gazetede yayımlanan
21 bölümlük yazı dizisinden oluşuyor.”

Şinasi Pekbilir. Kendini bildi bileli haber peşinde koşan, meraklı mı meraklı, araştırmayı, okumayı ve yazmayı çok seven bir gazeteci. Haber niteliği taşıyan hemen her şey Şinasi’nin ilgisini çeker, tabii bir de Allah’ın mesajlarını biz insanlara öğretmekle görevli olan peygamberlerin hayatları. Şinasi, bir karar alır: Kur’an-ı Kerim’de ismi geçen 25 peygamberin hayatını araştıracak, öğrenecek ve gazeteye bir yazı dizisi hazırlayacaktır…
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları arasından çıkan, Peygamber Hikâyeleri, az önce bahsettiğimiz Şinasi Pekbilir’in yazı dizisi aslında. Bilgenur Çorlu’nun kaleme aldığı eser, başta Kur’an ve sünnet olmak üzere doğru ve sağlam kaynaklardan öğrendiğimiz peygamber hikâyelerinin çocuklarımıza anlatıldığı bir “Kısas-ı enbiya” hüviyetinde.
Peygamber Hikâyeleri, çocuklarınızla birlikte huzurla okuyabileceğiniz bir peygamberler tarihi/serüveni…
İyi oku(t)malar…

ÜSTAD ÜLİ ULVİ KURUCU HATIRALAR

Hatırat türü eserler, sadece bir şahsın hayatını anlatır gibi düşünülse de tarihî bir vesika olmaları açısından oldukça önemlidirler. Yaşanılan döneme ait kıymetli bilgileri ve önemli şahısları ele almaları, bu eserlerin hem sosyolojik hem de tarihî açıdan değerini artırır. Bu alanda okuyucusuna oldukça geniş bilgi sunan kitaplardan biri, Üstad Ali Ulvi Kurucu Hatıralar eseri.
Kurucu’nun anlattığı hatıraların M. Ertuğrul Düzdağ tarafından kaleme alınmasıyla vücut bulan eser, dört cilt. Kitapta Kahire, Konya, Medine gibi şehirler bölüm başlığı olarak belirlendikten sonra her bir bölümün alt başlıkları, şahıs ya da olay merkeze alınarak detaylandırılmış. Genelde İslam dünyasının özelde Türkiye’nin sıkıntılı dönemlerine tanıklık eden Kurucu, hatıralarıyla hem geçmişe ışık tutuyor hem de gelecek hakkında bizlere ipuçları veriyor. Kurucu’nun hatıratını önemli kılan sebeplerin başında onun, yaşadığı şehirler ve bulunduğu görevler sebebiyle devrin saygın ilim, irfan ve siyaset adamlarıyla tanışmış ve dostluk kurmuş olması geliyor. Bu sayede okuyucu, hatıratta, Şeyhülislam İhsan Efendi’den Mehmet Akif’e, Mustafa Runyun’dan Seyyid Kutup’a, Miralay Sadık Sabri Bey’den Âdile Sultan’a varıncaya kadar birçok kıymetli isimle karşılaşıyor. Kitap, bir seferde okunup rafa kaldırılacak cinsten değil bilakis alınan notlarla tekrar tekrar dönülüp bakılarak tarihte yolculuğa çıkaracak türden.