Makale

TAKDİM

TAKDİM
Ömrümüz Tükenirken…
Zaman hızla akıp gidiyor. Takvimin gösterdiği günü, ayı ve hatta yılı unutturacak kadar hızlı. Kadın erkek, genç yaşlı, herkes bir koşuşturmadan bahsediyor ve bu arada ömür tükeniyor. Eskiler, “Vakit nakittir.” derler ve bize bahşedilen en kıymetli nimet olan ömrümüzü sermaye olarak görürler. İnsan, yaşam sermayesini tüketirken dikkatli davranmadığı takdirde müflis bir tüccar gibi hüsrana uğrar. Bu noktada Allah Teâlâ, “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.” (Mülk, 67/2) buyurmak suretiyle yaratılış gayemize dikkat çekip vaktimizi nasıl geçirmemiz gerektiği hususunda bizi uyarır. Hangi iş ile meşgul olursak olalım “en güzelini yapma” gayretimiz bizi vaktin kıymetini bilmeye sevk eder. Zira boş geçirilen saatlerin, “en güzel”i ortaya koymaya mani olacağı yadsınamaz bir gerçektir.
Bu ay Diyanet Aile Dergisi olarak bugünümüzü dünümüzden daha düzenli yaşamaya niyet ederek penceremizi en kıymetli sermaye olan “zaman”a açtık. Kaan H. Süleymanoğlu “Zamanın Hakkını Vermek” yazısında “İnsan dünyaya geldiği andan itibaren kendine ayrılan sayfaları azaltarak sona doğru yaklaşır.” dedi ve önemli hususları bizlere hatırlattı. “İslam’da Zamanın Kıymeti ve Doğru Değerlendirilmesi” yazısıyla Dr. Yaşar Seracettin Baytar, “Onlar ki, faydasız işlerden ve boş sözlerden yüz çevirirler.” (Mü’minûn, 23/3) ayet-i kerimesinden yola çıkarak Kur’an-ı Kerim’in zaman ile ilgili tavsiyelerini kaleme aldı.
Selma Maşlak, “Bereketli Vakitler” yazısında içinde bulunduğumuz manevi iklimin hususiyetine değindi. Dr. Bahattin Akbaş, “Aile bir sığınak, muhkem bir kaledir. Dünyanın kirinden, kargaşasından, debdebesinden uzakta kendimizle baş başa kalabileceğimiz mekânımızdır.” diyerek hem kendimizi hem de ailemizi olumsuzluklardan korumak hususunda sorumluluklarımızı hatırlattı. Müberra Aktürk, “Derdi veren dermanını da vermiş elbet, yeter ki iyileşmeye niyet et! İlk adımı atan ol, en yakınından başlayarak dinle, önce kendini dinle. Hoşça bak zatına, yüreğinde yer aç kendine.” satırlarıyla “Bişnev” dedi bizlere.
Muhammet Sevinç’in kaleminden musikinin kültürümüzdeki yeri ve dinî musiki ile ilgili kıymetli bilgileri, kültür sanat bölümümüzde ele aldık. Mühendis, matematikçi bilim insanı Takiyüddin b. Maruf’u Derya Bulut bizler için tanıttı. Ömer Faruk Akpınar, sahabe köşesinde Hz. Muhammed’in (s.a.s) duasına muhatap olan Kays b. Sa’d (r.a.)’ı ağırladı.
Nisan sayısında da dopdolu olan dergimizi, burada içeriğine değinemediğimiz daha pek çok yazı ve yazarlarımızla siz kıymetli okurlarımızın beğenisine sunuyor, üç ayların neşvesini yaşadığımız bu günlerde Ramazan temasıyla karşınıza çıkacağımız mayıs sayısının hazırlıkları içinde olduğumuz müjdesini veriyoruz.

Dr. Elif Arslan