Makale

Ertan KÖSE “Din görevlisi giyimiyle, kuşamıyla, yaşamıyla, bilgi ve becerileriyle topluma faydalı ve örnek olan kişidir.”

BUNU KONUŞALIM

Ertan KÖSE

“Din görevlisi giyimiyle, kuşamıyla, yaşamıyla, bilgi ve becerileriyle topluma faydalı ve örnek olan kişidir.”

ALi AYGÜN

Sayın Hocam, birbirinden güzel oyma, yakma, kesme sanat eserleri, tahta üzerine hat; cami, nayla (serander), çiçek ve benzeri figürler yapıyorsunuz. El sanatlarına ilginiz ne zaman başladı, anlatır mısınız?
Bazı şeyler Allah vergisidir, yani fıtridir. Halik-ı mutlak olan Rabbimiz her insana farklı his ve meziyetler vermiştir. Benim ahşaba olan ilgim çocukluk yıllarımda başladı. Marangozluğa özenir tahtalarla oynamayı severdim, tahta parçalarıyla bir şeyler yapardım. Bu kimi zaman bir araba, kimi zaman bir kaşık olurdu, bazen de sadece değnek yontardım. Daha sonra okul vs. neticede bu kutsal göreve başladım yaklaşık 18 yıl kadar önceydi sanırım bir hocamı ziyarete gittiğimde hat sanatıyla ilgilendiğini gördüm, benim de ilgimi çekti ve ben de bunu yapabilirim dedim kendi kendime. O vesileyle başlamış oldum hat sanatına. Malumunuz marangozluk aynı zamanda peygamber mesleğidir. Hz Nuh marangoz idi. Bizi de peygamber vârisleri olarak niteliyorlar kim bilir belki de minyatür ahşap sanatına ilgim bundandır…
El sanatlarının yanı sıra tahta üzerine hat yazmak ayrıca hat sanatına vukufiyeti de gerektiriyor. Hat için ayrıca bir eğitim aldınız mı?
Hat sanatı için özel bir eğitim almadım ancak merak bir işte başarılı olmanın en önemli faktörüdür bence, özellikle zamanımızda iletişim kanalları çok gelişmiş, istenilen şeye kolay ve çabuk ulaşılabiliyor. Bunun yanında devamlı bir şeyler üretme arzusu da sizi birtakım arayışlara sevk ediyor. Her insan özellikle Müslüman devamlı kendini yenilemek ve geliştirmek mecburiyetindedir. Bu düşünceyle ve gayretle tamamen araştırıp deneme yanılma yöntemiyle hat sanatını ve ahşap işlemeciliğini öğrendim.
Tahta üzerine hat işleme ve diğer el sanatlarınızı nasıl uyguluyorsunuz, biraz bahseder misiniz?
Ahşap üzerine hat işleme işine önce ön çalışma olarak evvela kâğıttan tahtaya kalemle işliyorum daha sonra havya dediğimiz yakı makinesi ile yakıyorum, kabartma hatları ise kıl testere ile kesiyor ince işçiliği, tesviyesini, çerçeve ve verniğini yaparak gözlerin temaşasına sunuyorum.
Ahşap işleme işine gelince; önce yapacağım eseri tespit edip varsa hâlihazırda resimlerini çekiyorum daha sonra evvela kafamda sonra kâğıt üzerinde tasarımını yapıyorum. Tabii bu ahşap işleme sanatı azami hassasiyet ve gayret istiyor, en ince ayrıntıyı dahi gözden kaçırmamak lazım. Onun için işleme başlamadan öncesi çok önemli, küçük bir hata günlerce yaptığınız çalışmanın boşa gitmesine neden olabiliyor. Yapacağım cami, tarihî ev, konak vs. her neyse evvela kafamda en ince ayrıntısına kadar tasarlıyor ve sonra faaliyete başlıyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Bey’in Güneysu ilçemizde bulunan yöresel mimari ile yapılmış evini aynen yapıp kendisine hediye ettim. Rize Müzesi Çayeli Sahil Camii, yöresel evler, tablolar, kalemlikler, lale figürleri ve bunlar gibi onlarca eser yaptım. Yöresel mimarimizin en önemli öğesi olan serender (nayla) benim de en önemli imalatlarımdan birisidir. Ayrıca bu eserleri yaparken özellikle yöresel mimaride taş işçiliğine de önem veriyorum.
Sanatınızın size ve mesleğinize neler kattığını bizimle paylaşır mısınız?
Sanat insanlık tarihiyle eş değer olan kadim bir mefhumdur. İnsan var olalı üretmeye ve faydalı olmaya devam ediyor, dolayısıyla İnsan ürettiği ölçüde vardır. Sanatta bu üretimin ta kendisidir ve bizler İslam toplumu olarak devamlı üreten olmalıyız. Çünkü bugün ve her zaman üreten toplumlar dünyaya hâkim olmuştur. Ben en başta bu bilinçle hareket ediyorum. Yaptığım işler en önce bu inancımı diri tutuyor, kendime olan güvenimi ve hayata olan motivasyonumu artırıyor. Mesleki açıdan ise; bir din görevlisinin her alanda başarılı olabileceğini, asli görevini aksatmadan boş zamanlarını verimli olarak değerlendirebileceğini göstermek de bana ayrı bir haz veriyor.
Çevrenizden ve cemaatinizden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Çevremin ve cemaatimin tepkileri tabii ki olumlu, bugüne kadar olumsuz bir tepki almadım. Neticede bir sanat icra ediyorsunuz ve bizim insanımız sanata ve sanatçıya (Sanatçıdan kastım hakiki manada insana ve insanlığa faydalı olan zanaatkârlardır, yoksa sanat adı altında türlü rezaletler işleyenler değildir.) gereken değeri veriyor, bir de buna din görevlisine verdiği değer ve gösterdiği saygı eklenince çok daha olumlu oluyor.
Meslektaşlarınıza dergimiz aracılığıyla iletmek istediğiniz bir mesajınız var mı?
Meslektaşlarıma ilk tavsiyem önceliklerinin daima din ve din görevliliği olması ve asli vazifelerinin ağırlığının ve kutsallığının bilincinde olmalarıdır, bunun yanında üretmenin, zamanı verimli olarak değerlendirmenin ve örnek olmanın gereğini yerine getirmeleridir. Asli vazifelerini aksatmadan insanlığın ve bütün mahlukatın ihtiyaç duyduğu her alanda elinden gelenin en iyisini yapmaya gayret etmelerini tavsiye ediyorum. Din görevlisi giyimiyle, kuşamıyla, yaşamıyla, bilgi ve becerileriyle topluma faydalı ve örnek olan kişidir.
Sizlere de bana bu fırsatı verdiğiniz için teşekkür ediyorum.

Ertan KÖSE

1972 yılında Rize’nin Çayeli ilçesinde doğan Ertan Köse, 1992 yılında Rize Çayeli Müftülüğünde imam-hatip olarak göreve başladı ve hâlen Çayeli Müftülüğüne bağlı Büyüktaşhane Mahallesi Merkez Camii İmam-Hatibi olarak görevini sürdürmektedir. Görevinin yanında boş zamanlarını el sanatlarıyla değerlendiren Köse’nin yaptığı eserler arasında ahşap üzerine yakma ve kabartma hat sanatı, cami maketleri, yöreye ait ev maketleri, ev görünümünde konuşma kürsüsü vb. bulunmaktadır. Aynı zamanda Halk Eğitim Merkezinde kurs veren Köse, Rize ve Ankara’da sergi açmıştır.