Makale

RAĞBET İÇRE BİR KANDİL

RAĞBET İÇRE BİR KANDİL

Fatma Nur Ünlü Sürer

Rağbet edilen Yüce Yaradan’ın gönüllerde tazim ile ağırlandığı bir mübarek gece… Regaip Kandili… Dünya mihnetinin her türlü derdinden, kasavetinden arınmaya vesile olan bu gece Arapça bir kelime olan "ra-ğa-be" kökünden gelmektedir. "Ra-ğa-be", kelime olarak “elde edilmesi arzu edilen değerler, herhangi bir şeyi istemek, arzulamak, ona karşı meyletmek ve onu elde etmek için çaba sarf etmek” demektir. Hicri takvime göre yedinci ay olan Recep ayının ilk Cuma gecesine tekabül eder. Müminlerin rağbet ettiği, rahmet kaynağının kalplerde nurunu aydınlattığı bu gece, kutsi ayların girizgâhı, kandil silsilesinin ilk halkası niteliğindedir.
Kur’an-ı Kerim’de birtakım ayetlerde geceleri aydınlatmak için yıldızların yaratıldığından bahseder. “Gökte asılı kandiller” benzetmesinden mülhem Müslümanlar bu gecelerde kalplerinde kandil yakarak arınmaya vesile olacak ibadetlere her zamankinden daha fazla tevessül ederler. Bu geceler, dirilişe ve yenilenmeye vesile olur.
Kutsal aylar halk literatüründe "üç aylar" olarak anılır. Bu aylar; rahmeti, bereketi ve mağfireti bol olan manevi bir iklime kapı aralar. Kandil olarak adlandırılan bu geceler, gönül odacıklarımızı aydınlatan ışıklar şeklinde gecemizi ve ömrümüzü aydınlatmaya vesile birer nişanedir.
İnsanlık, damarlarında kol gezen şiddet ve nefret tohumlarının yıkıcı tesiri altında ezilip örselendiği bir çağda kendine tutsak yaşamaktadır. Bu tutsaklığın pençesinden kurtuluş, ancak böylesi gecelerin gönüllere teması ve idraki ile mümkün görünmektedir. Dolayısıyla insanın kendisi ile çatışmasının nihayetinde beklenen umut yine Yaradan’ın insanın özünde barındırdığı birtakım kuvvetlerin açığa çıkması ile vuku bulacaktır. Kendisine rağbet edilen şeyler, bol ve değerli bağışlar anlamındaki “regaip” kelimesi hadis ve fıkıh literatüründe “bol sevap ve mükâfat, faziletli amel” kavramlarıyla anlatılmaktadır. Bundan ötürü rağbet ettiğimiz, yöneldiğimiz, değerler basamağındaki önceliklerimizi sınadığımız bu geceye yüklenen anlam da farklı olmalıdır. Bu gece, inkişaf ve idrake kapı aralayacak; insan, yüklendiği misyona vakıf olmakla elde ettiği fırsat gecelerinin kıymetinin de ayırdında olacaktır.
Regaip Kandili’nin Türk-İslam geleneğindeki uygulamaları, geçmişten günümüze dek Müslümanlarda büyük bir coşku ve manevi hazzı da beraberinde getirmiştir. Kur’an ve hadisler; ibadetlerde ihlas, tezekkür, tefekkür gibi kavramların sürekliliğini vurgulamakla birlikte kandil coşkusu daha da derinden anlamaya gayret eden Müslümanlar arasında birtakım geleneklerle birlikte zenginleştirilmiş ve süreğen hâle getirilmiştir. Osmanlı padişahı II. Selim döneminde camilerin ve minarelerin aydınlatılmasında kandiller yakılmış bu geceler de kandil geceleri olarak gelenekte yerini almıştır. Bu gecelerin ibadetle geçirilmesi, sevap ve hayırların çoğaltılmaya çalışılması âdet hâline gelmiştir. Oruçla güne başlamanın faziletine eşlik eden tekbirler, tehliller, Kur’an kıraatleri ve nafile namazlarla geceler taçlandırılmıştır. Kişinin her türlü hâl ve hareketinde aşırılıklardan müstesna davranışlar sergilediği bu gecelerde kandil coşkusu, istifade eden Müslümanların gecesini de kalplerini de aydınlatmıştır.
İslam kültüründe ayrı bir değere matuf kutsal ayların başlangıcı ile manevi atmosfer şerha şerha yayılmakta ve insanlığa kol kanat germektedir. Mühim olan, bu gün ve geceleri vasıta bilerek birtakım vazifelerde samimi ve daimi hareket etmektir. İnsan, rağbet edilen yapay mecralarda samimiyetsiz çabaların akametinde mahvolmaktadır. Bu çöküntünün enkazından kurtuluş ancak; asıl, aşkın olan kaynağa olacak rağbet ve meyil ile mümkündür. İnsanlık, sağlam bir inançla atılacak ahlaki tohumlara her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu bir dönemden geçmektedir. Kazanç, sevap, meyil ve rağbet istikametinin doğru tespiti aynı insanın kurtuluşunun da vesikası olacaktır. Bu minvalde heva ve heveslerin esaretinden, set çekip kontrol edemediği duyguların girdabından kurtulmaya azmeden kişi, insanlığın bu büyük sorunundan azat olmayı başarabilecektir. İyiliğin yılmaz gayreti ve rağbeti ile kötülüğün karşısında yakılan her kandil, elden ele dolaşan bir meşale olup yolu da yönü de aydınlatacak, gönülden gönle dolaştırılacaktır.