Makale

Baca Eğri De Olsa Duman Doğru Çıkar

Baca eğri de olsa duman doğru çıkar

Gülşen Ünüvar / Pedagog

Her ne getirirse getirsin zaman. Daima kendinden emin olmalı insan. Gittiğin yolda eminsen adımlarından, sen istemesen de takılıp gelirler ardından. İzin sağlamsa, iz olursun insanlığa. Özün sağlamsa, nam salarsın cihana… Yolun sonu her zaman feraha çıkmaz. Umduğun son, arayıp seni bulmaz. Ama bil ki bu seni kötü yapmaz! Kişinin sınavıdır bu tür aksilikler. Sanma ki birkaç yanlış tüm doğruları siler. İnsan, insanın özüne bakar. Baca eğri de olsa duman doğru çıkar. Öz, eninde sonunda indirir perdelerini. Eninde sonunda bulur insan kendi kendini. Ve hatta dengini… Eğriyi eğri belleme! Her eğri, doğruyu bulman için bir bahane.
Herkesin vardı bir meziyeti. Ancak doğru kişilerden medet ummak lazım gelirdi… Zor olanı istemek reva değil, o zaman karşındakini de çaresiz duruma düşürürsün bunu bil! Doğru kişilerden, doğru şeyleri beklemekti maharet. Gel sen bu sözümü kulağına küpe et. Kendine yoksa hayrı, sana nasıl yapsın yardımı? Yoksa bir dikili ağacı, sana nasıl versin koskoca ormanı?
Varamayan gideceği yere, yol tarif eder yolunu bilene. Bir baltaya sap olamayan, nasıl da ahkâm keser karşıdan. İş öğretir iş bilmeyen, renk beğenmez hiç görmeyen. Hayrı dokunmaz böylelerinin kimseye. Sen sen ol, müşkülüm hallolur diye bekleme. Anca akıl verir, kendini yormayan. İçeceği bir yudum suyu bile, bardağına koyamayan. Dedim ya, meziyet doğru kişilerden medet ummakta. Aradığın güzelliği, doğru kişilerde bulmakta… Sözün özü; Kendisine boy olamayandan başkasına yen çıkmaz. Buraya bu sözden gayrısı da yakışmaz!
En zor gününde tanır insan dostunu. Ona göre serer yere postunu. Hak eden buyurup oturur üzerine, davete hacet bile yoktur hak etmeyene… Görmezden geliyorsa insanlar, gözümüzdeki yaşı, eksik kalsın öylelerinin bir merhabası. İyi gün dostu lazım değil bize. Bir ışık yakacak olan gelsin karanlık günümüze. Samimi olanlar samimiyetle gülsün yüzümüze. Kahkahalar sıklaşıyorsa sen üzüldükçe, bil ki gün doğmuştur kötü kalplere. Senin acın varken yüreğinde, nispetler okka okka çoğalır çevrende. İşte o zaman yaşadığın kırgınlıklar aklından çıkmaz. Kurt, kışı atlatır ama yediği ayazı unutmaz! Kötü günler geçer, hakkından bir şekilde gelir insan. Ama asla unutmaz, kim dost kim düşman… Kim yanında olduysa zor zamanında, kırmızı halılar ser sen de onun yoluna. Kış bitecek ve bahar gelecek topraklarına. İşte o vakit ne ayaz kalacak ne fırtına. Ve sen, vefalı insanlarla devam edeceksin yoluna.
Bugün de yazdık çizdik eğlendik. Zaten bildiğimiz atasözlerini yâd ettik. Yedik içtik doyduk. Taşı tam da gediğine koyduk. Ne kimseyi kırdık incittik, ne bir başkasını düşman bildik. Yormadık, ırmadık, durmadık. Sözümüzü yine de sakınmadık. Kötü değil elbette niyetimiz. İnsana, kendini hatırlatmak gayemiz. Alınmasın gücenmesin okuyan. Yanlış anlamasın lütfen, kulağı bende olan. Akıl vermek değil görevim. İstedim ki sadece birazcık sohbet edelim. Haddim mi bir şeyler öğretmek? Satır aralarında, kimseleri hicvetmek… Mümkün mü insanın insanı kırması? Ya da bir masumun vebalini alması? Sadece ve sadece güzelliğini isterim cihan-ı âlemin. Ne gelirse gönlümden, o çıkar kalemimden. Dilerim ki faydalı olsun tüm insanlığa.