Makale

Hayata Müslümanca Bakış

HADİSLERİN IŞIĞINDA

HAYATA MÜSLÜMANCA BAKIŞ

Doç. Dr. Abdulvahap ÖZSOY Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Açıklama
Hz. Peygamber’in (s.a.s.) bu hadislerinde cevâmiu’l-kelîm olarak ifade edilen vasfını açıkça görmekteyiz. Bilindiği gibi Hz. Peygamber oldukça veciz konuşmakta ve bir cümle ile çok geniş ve zengin bir anlatımda bulunabilmektedir. Bu çerçevede iki cümleden oluşan bu rivayeti tefekkür ettiğimizde birçok hususun altı çizilebilir.
Hadiste üzerinde durulması gereken ilk husus bu sözün sahibinin kim olduğudur. Bu sözü sarf eden kişi mümin olmayabilir. Bu durumda Hz. Peygamber’in (s.a.s.) genel bir kişilik tahlilinde bulunduğu söylenebilir. Buna göre bazı insanlar sürekli olumsuzluklara odaklanmakta ve kendi dışındaki bütün insanların bu olumsuzlukların kaynağı olduğuna inanmaktadır. Bu durum hayata ve diğer insanlara karşı bir nefret uyandırmakta, sonuçta suçlamış olduğu kişilerden daha kötü bir duruma kendini sürüklemektedir
Ancak hadisin müminlere yönelik olduğunu, bu sözü sarf eden kişinin bir mümin olduğunu düşünmek Hz. Peygamber’in daha çok müminleri iyiliğe ve güzelliğe yönlendirmeye çalıştığı vakıasından hareketle daha uygun görünmektedir. Bu durumda insanların helak olduğunu ifade ederek kendi dışındaki mümin kardeşlerinin olumsuz tutum ve davranışlarını gündeme getiren kişinin niyetine dair iki farklı yorum yapılabilir.
Birinci yoruma göre bu kişi kendisini büyük görüp insanları küçümsediği için bu şekilde bir ifade kullanmaktadır. Diğer yaklaşıma göre ise bu kişi, insanların dinî meselelerdeki olumsuz hâllerini görüp üzüntüden bu ifadeleri kullanmış olabilir. Bu değerlendirmeler tarihte ilk olarak hadisin ravilerinden de olan İmâm Mâlik’e nispet edilmektedir. İmâm Mâlik, insanların dinî konulardaki hâllerini görüp üzüntüden bu ifadeleri kullanmanın bir sakıncası olmadığını; ancak kendini büyük görüp diğer insanları küçümsediği için bu ifadeleri serd etmenin ise dinen yasaklandığını ifade etmiştir. (Ebû Dâvud, Edeb, 85.) Beyhakî’nin kaydettiğine göre ise rivayeti Mâlik’ten nakleden talebeleri Hz. Peygamber’in bu şekildeki sert ifadelerinin gerekçesini sormuş o da “Bu adam insanları hakir görmüş kendisinin onlardan daha hayırlı olduğunu zannetmişti. Bu sebeple bu sözü söylemiştir. Rivayetteki ifadesinin manası ise “Böyle diyen kişi insanların en rezilidir.” (Ebû’l- Kâsım el-Cevherî, Musnedu’l-Muvatta’, s. 382.) Ancak kişi hayırlı insanların eksilmesinden dolayı hüzünlenip bu sözleri sarf eder ise İmâm Mâlik’e göre bunun bir sakıncası olmamalıdır.” (el-Beyhakî, Şu’abu’l-Îmân, IX, 59.)
Rivayetin ikinci bölümündeki olumsuz ifadeler, yani bu kişinin kendisinin herkesten çok helak olacağını ifade eden bölüm, ilgili sözü sarf eden kişinin kötü niyetini akla getirmektedir. Hadisi bu şekilde değerlendiren HADİSLERİN IŞIĞINDA HAYATA MÜSLÜMANCA BAKIŞ Ebû Hureyre’den (r.a.) rivâyet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurdu: Bir kişi “İnsanlar helak oldular” derse, biliniz ki bu kişinin kendisi herkesten çok helak olmuştur.” (Buhârî, el-Edebu’l-Müfred, s.406.) Bazı insanlar sürekli olumsuzluklara odaklanmakta ve kendi dışındaki bütün insanların bu olumsuzlukların kaynağı olduğuna inanmaktadır. Doç. Dr. Abdulvahap ÖZSOY Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi OCAK 2019 41 HADİSLERİN IŞIĞINDA Hattâbî, kişi insanları ayıplar ve kusurlarını diline dolar, böylece insanlar bozuldular ve helak oldular gibi değerlendirmelerde bulunur. Bu şekilde davrandığında insanlar içinde en çok helake sürüklenen bizzat kendisi olur. Çünkü insanların gıybetini yapıp günahlarını araştırdığı için hesabına yazılacak olan günahlardan dolayı onun hâli diğer insanların hâllerinden daha kötüdür. Bu durum nihayetinde kişinin nefsini beğenmesine sebep olur ve kendisini diğer insanlardan daha hayırlı görmeye başlar. (el-Hattâbî, Me’âlimu’s-Sünen, IV,132; es-Suyûtî, ed-Dîbâc, V, 545.)
Hadisi benzer şekilde değerlendiren âlimlerden Zürkânî de bu kişinin kendini beğenmesi ve ilmiyle ya da ameliyle gururlanıp insanları hakir görmesinden dolayı bu ifadeleri kullanmış olabileceğini kaydetmiştir. (ez-Zurkânî, Şerhu’l-Muvattâ, IV, 635.)
Bu düşüncede olanlar dinî meselelerde, halkı helâk olmuş, nefsini ise kurtulmuş görür. Oysa böyle inandığı takdirde hakikatte helâk olan kendisidir. Hz. Peygamber bu duruma işaret ederek, “Kişinin ‘halk helâk oldu!’ dediğini işittiğiniz zaman, (biliniz ki) o, halkın hepsinden daha fazla helâk olan bir kimsedir.” buyurmaktadır. (el-Ġazzâlî, ‘İhyâ’, III, 349.)
Dolayısıyla İmâm Gazzâli bu hadiste uyarılan kişilerin aslında ibadetleri ile temayüz eden kişiler olduğunu vurgulamaktadır. Yapmış oldukları ibadetler onların manen olgunlaştıramamış, tam tersine bir kısmını büyük günahlardan biri olan kibre düşmelerine, diğer Müslümanları küçümsemesine sebep olmuştur.
Hadiste hayata olumsuz bakmanın, sürekli olumsuzlukları ön plana çıkartmanın, etrafa olumsuz düşünceleri yaymanın topluma olan negatif etkilerine işaret edilmiş olmaktadır. Günümüzde yapılan bilimsel araştırmalarda bile pozitif enerjinin yayıldığı, güzel sözlerin söylendiği, sevginin, şefkatin hâkim olduğu ortamlarda yetişen çiçeklerin bile daha güzel yetiştiğini; madden ve manen temiz bir ortamda bulunan su kristallerinin bile mikroskobik ortamda yapılan incelemeler neticesinde çok parlak, yoğun motifli, simetrik ve çok renkli desenler oluşturdukları görülmüştür. (Ayrıntılı bilgi için bakılabilir: https://www.masaru-emoto.net/en/)
Ayrıca Hz. Peygamber’in ifadelerinden hareketle görmüş olduğu olumsuzlukları sadece dile getiren, fakat düzeltmek için bir gayret içinde bulunmayan bir insan profiline de işaret edildiği söylenebilir. “Karanlığa küfredeceğine bir mum da sen yak!” şeklinde ifade edilen deyişte olduğu gibi, görülen olumsuzlukların şüyu bulması için reklamını yapmak yerine olumsuzluklarla mücadele etmek gerekmektedir. Olumsuz durumlarla mücadele etmeyip sadece bu olumsuzlukların edebiyatını yapmak hem bizi hem de toplumumuzu helake sürükleyecek büyük bir hata olacaktır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
Etrafımızda olup biten şeylere güzel bakarak güzellikleri görerek bunların yayılmasına vesile olmalıyız. Kötülük, çirkinlik ve rezillikleri dilimize dolayarak bunların yaygınlaşmasına sebep olmamalıyız.
1. Çevremizde meydana gelen olumsuzlukların sebebini sürekli olarak başkalarına dayandırmamalı, özeleştiri yaparak gördüğümüz olumsuzluklarda bizim payımızın olup olmadığını düşünmeliyiz. 2. Allah’ın bize nasip etmiş olduğu maddi ve manevi güzellikler sebebiyle kibir, gurur ve kendini beğenme; Müslüman kardeşlerimizi küçük görme ve onları olumsuzlukların yegâne kaynağı olarak kabul etme hatasına düşmemeliyiz. 3. Hayatın sürekli olarak olumlu yönlerini ön plana çıkartarak etrafımıza pozitif enerji yaymalı ve güzelliklerin paylaşılarak çoğalacağını unutmamalıyız. 4. İnsanların ahiretteki durumlarını biliyormuş gibi onların cennetlik veya cehennemlik olduklarına dair bir değerlendirme yapmanın doğru olmadığını bilmeliyiz. 5. Sürekli olarak olumsuzluklardan şikâyet etmek yerine bu olumsuzlukları ortadan kaldırmak için çaba sarf etmeliyiz.