Makale

Kitaplarla Dost Olmak

Mustafa Yazgan
Yazar

kitaplarla
dost olmak

Kur’an, mutlak ve nispî varlıklar âleminin kitabı... Bu sonsuz mânâ kuşatıcılığı içinde ona "Kitabü’l Kâinat" diyoruz. Adlandırma son derece isabetlidir. Çünkü, kitap "toplanmak, bir araya getirip dikmek, bağlamak, yazmak" anlamlarını içeren Ketebe kökünden türemiş bir kelimedir. Kitap, "yazılarak bir araya getirilen bilgilerle, bunların yazıldığı malzemeyi" ifade etmektedir.
Mâsiva, (Allah’tan gayrı her şey) Allah’ın mutlak ve küllî ilmi ile eksiksiz, muhteşem mükemmel bir âhenk, estetik ve nizam içinde yaratılıp, bir araya getirilmiş enfes bir kitap güzelliğinde tefekkür, his, akıl ve gönül iklimimizi süslemektedir.
Tasavvur, tefekkür ve hayal açımızı biraz genişletmeye başlayınca görürüz ki: Mâsiva; olmak ve ölmek kapakları arasında yazılmış, yaratılmış, yaşatılan bir İlâhî kitaptır ki, o kitabı okumak için mutlaka, Kur’an’ı okumak, anlamaya çalışmak ve onunla dost olmamız gerekir.
İnsan, ezel ve ebed sırrını taşıyan, fânî (sorumlu), fakat "mâsivâ"nın içinde, "mâsivâ"yı tefekkür, tecessüs, tâlim ve terbiye yetenekleriyle, "mâsivâ"yı seyredebilen, "Kitâbü’l Kâinat"ı okuyabilen, varlığında "mâsivâ"nın bir özetini toplamış bulunan, bunun için kendisine "zübde-i âlem", "züb- de-i kâinat" (âlemlerin, kâinatların özü, özeti, en seçkin parçası) denilen emsalsiz varlık... insan, dünya ve sonrasını yaşayan biyolojik, psikolojik ve sosyolojik bir kitap...
İslâmî litaratürde kitap; "Kur’an-ı Kerim, vahiy, belge, iki kapak arasında toplanmış bilgi..." olarak tarif edilir. Kitap denince biz hep, hayal, hafıza ve bilgimizde mevcut olan bir kitabı tasavvur ederiz.
İlimler, mâsivanın analiz edilmesi ihtiyacından doğan ve Allah’ın, kullarına bahşettiği müstesnâ imkân ve fırsatlardır. İnsanoğlunun, ilimlerin ışıklı ikliminden süzülerek, insan-ı kâmil derecesine yükselme yolculuğunda rehberi, hakiki dostu ise Kitap’tır.
Tek ve hatasız olan İlâhî kitap hiç şüphesiz Kur’an’dır.
Yaratılışındaki İlâhî estetik açısından kitap insandır..
Sonsuz mükemmeliyet açısından kâinat bir kitaptır.
"...Rahman’ın yaratmasında hiçbir uygunsuzluk ve düzensizlik göremezsin. Gözünü çevir de bak! (orada) hiçbir çatlak ve kusur görebilir misin? Sonra gözü (nü) tekrar çevir. O göz (aradığı kusuru bulamayıp) yorgun ve eli boş olarak ona döner; artık âciz kalmıştır." (Mülk, 3-4) ayet-i kerimesiyle insanın dikkatine sunulan bir kitap.
Kitaplarla dost olabilmek için;
Kendimizle dost olmalıyız. Kendi varlığımıza, kişiliğimize saygı duyuyorsak, varlığımızın her ânını, kitaptan aldığımız ilhamlarla taçlandırmalıyız... Unutmayalım ki, bütün kitaplar tek ve hatasız olan kitabın anlaşılması, kavranması için okunur.
Yunus Emre’mizin;
"İlim, ilim bilmektir.
İlim, kendin bilmektir.
Sen, kendini bilmezsen,
Bu nice okumaktır."
Dizeleri okumanın mânâsını ne güzel ifade eder.
Kitaplarla dost olabilmek için, "dostluk" kavramının bütün derinlik ve özelliklerini, eksiksiz ve devamlı uygulamamız gerekir. Bilhassa, gerçek ve samimi bir "dost"a, yemek, içmek, uyumak kadar muhtaç olduğumuzu bilip, kitapları da, rûhumuzun yücelmesi için elzem bir mânevî gıda kabul etmeliyiz.
Nasıl ki vasıflı, kaliteli, dürüst, ahlâk ve istikamet sahibi "dost" arıyorsak, kitaplar konusunda da çok titiz bir seçici olmak zorundayız.
Kitapları kütüphanede hapsetmeden, sadece zaman zaman tozları alınan birer vitrin dolgu malzemesi yapmadan, evde okuma geleneği oluşturulabilirsek samimi kitap dostu oluruz. Bu evlerde, ilim ve kültür hâzinesi kitaplar çuvallara, karton kutalara doldurulur "sahaflara satılma bahtsızlığına uğramazlar.
Kitaplar; içinde deryalar, deryalar dibinde inciler, mercanlar saklayan birer düşünce, fikir, kanaat, bilgi, görgü, hayat rehberleridir. Kitaplarla dost olan, hayatla dost olur ve ömrünü dolu dolu yaşar. Dünya sonrası ebedî hayatı da kitapların şekillendirip, yücelteceği bir tür "cennet mutluluğu" içinde devam eder.
Kitaplar, gerçek arkadaşlardır. Okursak, sayfaları bir bilgi pınarı gibi, ruhumuzun susuzluğunu giderir. Ama gelirimizden bir bölümünü ekmeğe, suya ayırdığımız gibi, (ama mutlaka ihtiyaç duyarak) kitaplara tahsis ederek, kitaplar bu maddî fedâkârlığımıza karşılık öylesine derin ve güzel manevî ufuklar açarlar ki, tadına doyum olmaz.
Kitaplar, muhteşem medeniyetlerin, İlmî keşiflerin, felsefî (hikemi) tefekkürün temel taşlarıdır.
Günümüzdeki görünümü ile kitaplar; maddî, refah seviyesi yüksek, okuma-yazma oranı yüzde yüzlere yakın olan sınaî ve teknolojik gelişmesi üst sınırlarda, "sosyal devlet" sorumluluğu içinde, hukukî ve demokratik bilinçle takviyeli, istikrarlı toplumlarda sosyal, kültürel ve psikolojik bir ihtiyaç halinde okunmaktadır. Yine günümüzde zulmün, vahşetin, utancın olduğu yerlerde "okumak" erdeminin yaşatılamadığını görürüz.
Kitapla dostluk geliştirmek için kitap sevgisi minik yüreklere ana kucağında kazandırılmaya başlanmalıdır, ilerleyen zamanlarda okul-aile-öğretmen ve medya işbirliği ile çocuklarımızın kitap sevgisini dostluğa dönüştüren gelenekler oluşturulmalı, eskinin bu alanlardaki başarıları ihya edilmelidir.
Kur’an’da; "Yaratan Rabbinin adıyla oku. Oku! İnsana bilmediğini öğreten... Rabbin en büyük kerem sâhibidir." (Alak, 13-6)
Ayetlerindeki çağrı, zamanlar ve mekânlar üstü geçerliliği olan bir çağrıdır. Bu çağrıyı içimizde duyduğumuzda kitap ile samimi dostluklar kurarız. Medenilik, kitaplarla dost olan insanların vasfıdır.