Makale

SENEGAL NOTLARI

SENEGAL NOTLARI
ALİ AYGÜN
Teslimiyetin ve paylaşmanın zirvesini teşkil eden kurban; akrabaları, dostları ve komşuları birbirine yaklaştırdığı gibi Afrika’dan Asya’ya, Uzak Doğu’dan Güney Amerika’ya, Gazze’den Arakan’a, Bosna Hersek’ten Haiti’ye, İzmir’den Hakkari’ye kadar geniş bir coğrafyada adını bile duymadığımız ülkelerdeki hiç görmediğimiz, tanımadığımız kardeşlerimizi ve yeryüzündeki bütün müminleri birbirine yakınlaştırmaktadır.
Türkiye Diyanet Vakfı, 1993’ten beri Diyanet İşleri Başkanlığı ile vekâleten kurban organizasyonu gerçekleştirmektedir. Hayırsever milletimiz 2017’de 257.789 hisse kurbanı vakfımıza emanet etti. Bu sene 326 gönüllü, kurban çalışmalarını yerinde izlemek, koordine etmek için 139 ülkeye gitti ve buralardaki çalışmalara bizzat şahitlik etti. Yurt dışında 139 ülkenin 450 farklı yerinde kurban kesimi yaparak ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. Milletimizin emanetlerini mazlum ve mağdur coğrafyalardaki kardeşlerimize ulaştırarak bayram sevinçlerine ortak oldu.
Biz de kurban çalışmalarını koordine etmek amacıyla ortak medeniyetimizin sembol coğrafyalarından, Batı Afrika’nın en batı ucuna, Senegal’e gittik. Ekibimizde kimler yoktu ki: Türkiye Diyanet Vakfı’ndan Vugar Akifoğlu, Türkiye Diyanet Vakfı’nın Haiti’de yaptırdığı Boukman Buhara Camii’nin Mimarı Mehmet Tartık, Ahmet Hamdi Akseki Camii Yöneticisi Sinan İnanlı, Taşova Vaizi Turan Ali Durupınar…
Afrika denince aklımıza hemen açlık, sefalet, kargaşa, iç savaş gibi olumsuzluklar geliyor, ancak bunların çoğu Senegal için geçerli değil. Çünkü yoksulluğa ve açlığa rağmen insanların mutlu bir şekilde yaşamlarını sürdürdükleri farklı bir ülke Senegal. 196 bin kilometrekare toprağı, 15 milyonluk nüfusuyla Senegal, Afrika’nın Batı’ya bakan yüzünü temsil ediyor. Senegal, Fransızca konuşulan Batı Afrika ülkeleri arasında sınai gelişmişlik düzeyi ile Fildişi Sahili’nden sonra ekonomik bakımdan en gelişmiş ülke. Ülke bu noktaya 1994 yılında başlatılan yapısal reformları, başarıyla uygulamasıyla geliyor.
Senegal, Orta Afrika’nın batısında Atlas Okyanusu kıyısında, Gine Bissau ve Moritanya arasında yer alıyor. Doğusunda Mali bulunuyor. Toplam 196 bin km2 yüzölçümü ile 531 km kıyı uzunluğuna sahip. 14 bölgeye ayrılmış olarak yönetilen ülkenin başkenti, Senegal’in en batısında ve en kalabalık şehri Dakar. Başkent Dakar, Cape Verde Yarımadasında, Atlas Okyanusu kıyısında. Diğer önemli şehirler: Saint Louis, Touba, Thies, Kaolack, M’Bour, Rufisque, Ziguinchor. Senegal Afrika ülkeleri arasında en çok Batılılaşmış ülke. Komşu ülkeler; Moritanya, Mali, Gambiya, Gine ve Gine Bissau. Gambiya, Senegal tarafından çevrelenmiş bir ülke olup sınır doğuya doğru Gambiya nehri boyunca 300 km devam ediyor.
Tarımsal üretim Senegal’in ana geçim kaynağı. Hayvancılık, balıkçılık ve ormancılık da öne çıkan sektörler arasında. Başlıca tarım ürünleri arasında; yerfıstığı, pamuk, kuşkonmaz, kiraz, domates, mısır, bezelye, fesleğen, soğan, patates, patlıcan ve çeşitli meyveler yer alıyor. Dünyanın en önemli yerfıstığı üreticilerinden biri olan Senegal’in sanayisinden en önemli payı tarıma dayalı endüstri alıyor. Tarıma dayalı endüstri içinde ise ilk sırayı yerfıstığı yağı imalatı alıyor. Tarıma dayalı bir ekonomiye sahip olan Senegal’de doğal kaynaklar oldukça sınırlı. Tarım sektörü hâlihazırda iş gücünün yüzde 70’ine istihdam sağlıyor.
Senegal bağımsızlığını 4 Nisan 1960’ta Fransa’dan kazanıyor, ülkede çok partili laik cumhuriyet yönetimi bulunuyor. Güçlü bir başkanlık sistemi bulunuyor ve yargı yönetimden ayrılmış durumda. Senegal’de 14 bölgesel yönetim bulunuyor ve her biri başkanın atadığı vali tarafından idare ediliyor.
2017 yılı tahminine göre nüfusu 15,9 milyon olan Senegal’de nüfusun yaklaşık yarısı Dakar bölgesi civarında yaşıyor. Ülkede çok sayıda farklı etnik grup bulunuyor. Ülkenin yaklaşık %95’i kökleri XI. yüzyıla uzanan Müslümanlardan oluşuyor. Woloflar toplam nüfus içinde %39 pay ile en kalabalık etnik grup. Müslüman olan bu grup ülkenin hemen her yerine yayılmış olmakla birlikte çoğunluğu ülkenin merkez, kuzey ve Dakar ile Saint Louis’in Atlas Okyanusu kıyılarında yaşamını sürmekte ve genellikle çiftçilik ve ticaretle geçimlerini sağlıyor. Fransızca, koloni döneminde okullarda öğretilen şekliyle resmî dil olmakla birlikte herkesin kendi yerel dilini konuşması yaygın. Ülkede çok sayıda yerel dil bulunuyor. Bu diller yazılıdan ziyade sözlü kullanılan dillerdir. Bu dillerden en yaygın olarak kullanılanı Wolof dilidir. Nüfusun %80’ine yakını bu dili konuşabiliyor.
Para birimi CFA Frangı olan Senegal’in Türkiye ile saat farkı Türkiye, Senegal’den 3 saat ileride.
Senegal’in tek resmi camisi Grand Camii ve Dakar İslam Enstitüsü, 1960’ta Faslılar tarafından yaptırılmış. Diğer bütün camiler tarikatlara bağlı. Senegal Cumhurbaşkanı da namazlarını burada eda ediyor. Enstitünün yönetimi 2010’dan bu yana Türklerde. İslam ile 11. asırda tanışan, %95’i Müslüman olan halkın çoğunluğu Ticani ya da Müridi olmak üzere iki ayrı tarikata mensup. Bu mensubiyeti, kartvizitlerine yazacak kadar onur verici buluyorlar. Kimilerine göre bu tarikatlar olmasaydı Senegal de diğer Afrika ülkeleri gibi kolonizatörlerin çalışmaları sonucu çoğunluğu Hıristiyan olan bir ülke haline gelir, Müslüman kimliğini koruyamazdı.
30 Ağustos Zafer Bayramımızı, Büyükelçimiz Nilgün Erdem Arı’nın ev sahipliğinde T.C. Dakar Büyükelçiliği Konutunda kutlama bahtiyarlığı yaşıyoruz. Resepsiyona, Senegalli ve diğer yabancı sivil ve askerî konuklar da katılıyor. Aziz şehitlerimizin ruhlarına başka bir kıtada birer Fatiha okuyarak ruhlarını şad ediyoruz.
Büyükelçiliğimiz 1963 yılından beri Senegal Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteriyor. Dakar’daki ilk Büyükelçimiz 1963-65 yılları arasında görev yapmış Abdülahat Birden’den günümüze kadar Dakar’daki Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliği aralıksız faaliyet göstermekte. Dakar’ın Fann Residence semtinde bulunan Büyükelçiliğimizin bünyesinde Askerî Ataşelik ve Ticaret Müşavirliği de görev yapıyor. Büyükelçiliğimiz aynı zamanda Gine Bissau ve Yeşil Burun Adaları’na akredite.
Goree Adası
Senegal’in başkenti Dakar’a 2 kilometre uzaklıktaki Goree Adası’na turistler, Batı Afrika’dan Amerika ve Avrupa’ya yapılan köle ticareti döneminin dehşetini gözler önüne serdiği için yoğun ilgi gösteriyor.
Yüzyıllar boyunca sırasıyla Portekiz, Hollanda, İngiltere ve Fransa’nın sömürgecilik faaliyetlerine sahne olan Senegal’de, köle ticaretinin ilk başlangıcı XVI. yüzyılın ortalarına dayanıyor.
Senegal’in başkenti Dakar’a 2 kilometre uzaklıkta bulunan ve "utanç adası" olarak da bilinen Goree Adası, Avrupa ve ABD’ye köle olarak satılan milyonlarca Afrikalının yaşadığı trajediyi, bugün turizm ve sanatla dünyaya haykırıyor.
Köle Evi, 1776’da inşa edilmiş. Asırlar boyunca burada köleler insanlık dışı muamelelere tabi tutulmuş, insanlar hijyenin dahi olmadığı böyle bir ortamda hunharca eziyet görmüş. Köle tüccarları yüzyıllarca bu adayı dağıtım merkezi olarak kullanmışlar. Bu bölgeye, bu evde olanlardan dolayı daha sonra “utanç adası” adı verilmiş. Adadaki evlerin bir kısmı kırmızı, bir kısmı sarı, bir kısmı taş... Kırmızılar Fransızların, taş olanlar İngilizlerin, sarılar ise Hollandalıların evleriymiş ve bu evler çoğunlukla köle tacirleri tarafından kullanılmış. Köle Evi’nde üç ay kadar bir süre direnci kırılan siyahlar evin okyanusa açılan dar kapısından geçirilerek kibrit çöpü gibi istiflenecekleri gemilere bindirilip Avrupa’ya ve Amerika’ya satılmaya götürülürlermiş. Fransızların “dönüşü olmayan yol” adını verdikleri kapıdan geçeni bir daha gören olmazmış. Kaçmaya çalışan okyanusta köpekbalıklarına yem olurmuş. Söylenti odur ki köpekbalıkları XVI. yüzyılda edindikleri bu refleksi ve bölgeye olan ilgilerini yitirmemişler. Hollandalı ve Portekizli zalim köle tüccarlarından sonra Senegal’in ensesine binen Fransızlar, sömürgecilik “müessesesini” özelleştirmişler, “enerji” gibi önemli sanayi kollarını hâlâ ellerinde tutuyorlar.
Adada günümüzde yaklaşık 2 bin civarında insan yaşıyor. Küçük bir camisi, büyükçe bir kilisesi var. Malta bayrağı olan bu kilisede pazar ayininden sonra dans edip oynayan Afrikalılara rastlamanız mümkün. Müziğin sesi adanın her yerine yayılıyor.
Küçük ara sokaklar, sakinlik ve görsel atmosfer açısından sizi içine çekiyor. Taş duvarlı evlerin pencerelerinden sarkan çiçekler size adeta hoş geldiniz diyor. Ada, UNESCO tarafından koruma projesi kapsamına alınarak dünya mirası listesinde yer alıyor.
Adanın tepesine doğru yürüyoruz, Afrika’daki birçok kabile tarafından kutsal kabul edilen baobab ağaçları dikkatimizi çekiyor. Antoine de Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens”te de andığı bu değişik ağaçlar, görülmeye değer. Tepeden, Dakar’ın görüntüsü ve Atlas Okyanusu’nun sonsuzluğu muhteşem görünüyor.
Senegal’de bir Fransız kenti: Saint Louis
Senegal’de Goree Adası’nın yanı sıra Saint Louis şehri de sömürgecilik tarihinde önemli bir yere sahip. Fransızların 1659’da resmen yerleştikleri ve dönemin başkenti hâline gelen şehrin ismi Fransa Kralı 4. Louis’den geliyor.
Senegal bağımsızlığını kazanana kadar Fransızların himayesinde kalan şehir, bugün bile Fransız döneminden kalma kafeleri, renkli evleri, ferforje balkonlarıyla ziyaretçilerinde adeta Güney Fransa’da bir kentteymiş hissi bırakıyor. İlk bakışta tam bir Fransız kenti izlenimi veren Saint Louis’de şehrin diğer tarafında bambaşka bir hayata rastlamak mümkün. Şehrin Fransızlardan kalma kısmı oldukça iyi durumdayken asıl nüfusun yaşadığı bölgeleri ise adeta sefalet içinde. Neredeyse gençlerin büyük kısmının uğraştığı balıkçılık, şehirdekilerin ana geçim kaynağı. Senegal Gölü etrafında toplanan balıkçılar, şeyhlerinin isimlerini verdikleri küçük teknelerle balıkçılıkla uğraşırken yakaladıkları balıkları da biraz ilerideki balık pazarında satıyor. Teknelerin çoğunda, “Vallâhu ya’sımuke minen nâs.” (Allah, seni insanlardan korur.) (Maide, 5/67.) ayet-i kerimesini bir dua gibi yazması dikkatimizi çekiyor. Türk bayrağı çekilmiş bir tekne görüyoruz. Vatan toprağından binlerce kilometre uzakta, başka bir iklimde Türk bayrağı çekilmiş tekneyi görünce hem gururlanıyoruz hem de milletimizin ümmet-i Muhammet’in umudu olduğunu bir kez daha fark ediyoruz.
Saint Louis Caz Festivali’nde şehir çeşitli sanatsal faaliyetleriyle de öne çıkıyor ve her yıl yüz binlerce turisti ağırlıyor. Afrika’nın en büyük caz festivali olan bu etkinlikte, hem efsanevi isimler hem de yeni müzisyenler sahne alıyor.
Saint Louis aynı zamanda UNESCO dünya kültür mirası listesinde yer alıyor.
Batı Afrika’nın en renkli ülkesi Senegal
Senegal’in hem en güzel hem de uygun fiyatlı alışveriş yerleri açık pazarlar. Ahşap, bakır ve batik ürünlere sıkça rastlayabiliyorsunuz. Cam altı sanatı ve kumla yapılan resimler de yaygın.
Senegal’den ahşap biblolar, masklar, el yapımı cam takılar, çömlekler, desenli şal ve kıyafetler, örgü ürünler satın alabilirsiniz. Başkent Dakar’ın en ünlü alışveriş yeri Sandaga Madness’tir. Burada aradığınız her türlü ürünü bulmanız mümkündür.
Saint Louis’den Dakar’a dönüyoruz, Atlas Okyanusu’na son kez bakıyoruz Dakar’dan. Sandaga Madness’ten hediyelik birkaç eşya alıyoruz. Bir haftada tanıdığım, Batı Afrika’nın bu renkli ülkesinden ayrılmanın hüznünü yaşıyoruz.