Makale

CANLARA ÜFLENEN TAZE BİR RUHTUR RAMAZAN

CANLARA ÜFLENEN TAZE BİR RUHTUR RAMAZAN

Nurettin Midilli

Ramazan ayı müminin yıllık hayatında oldukça önemli bir dönemdir. Rabbimiz, ramazan ayını diğer zamanlarda bulunmayan birçok manevi güzellikle, hayır ve bereketlerle donatmıştır. Bu ay, müminler için hayır, bereket, şifa, rahmet ve mağfiret ayıdır. Evveli rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden kurtuluş ayıdır. Bu ay; orucu, sahuru, iftarı, teravihi, safları dolan camileri, dinlenen mukabeleleri, sohbetleri ve iftar davetleri için akın akın yollara düşen insanları ile tam bir bereket ayıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s.)’in; “Allah’ım! Recep ve şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi ramazan ayına kavuştur.” (Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, I, 259.) duasıyla başlar ramazan heyecanı. Asıl hedef peygamber müjdesiyle ümmete ait olan ramazan ayına vasıl olmaktır. Ramazan, geliş yollarına regaip, miraç, berat gibi kandil geceleri döşenen ayların sultanıdır. Nihayetinde bin aydan hayırlı kılınan Kadir Gecesi ve bayramla taçlanır bu süreç.
Ramazan, Kur’an ayıdır, oruç ayıdır, bağışlanma ayıdır. Ramazan, Kur’an ve oruç insan hayatı için birer mektep gibidir. Bu mekteplerin asli unsurları da, gündemi de insandır. Bu mübarek ay insanı kendine, Kur’an’a ve Rabbine yaklaştırır. Ramazan ayını Rabbimizin razı olacağı bir anlayışla değerlendirmek de tabii ki önemli bir sorumluluktur.
Ramazan; feyiz, bereket, huzur ve sükûn ayı. Ramazan ayının manevi kazanımları, yaşanan maddi ve manevi güzellikler canlara üflenen taze bir ruh gibidir. Bu taze ruh; hayatın bütün alanlarını, insanın benliğini, aile ve iş hayatını kuşatır. Hayatın bütün kesimlerine sirayet eden manevi kazanımlarla dolu bir ruhtur bu.
Ayların en faziletlisi olan ramazan, müminin vaktini iyilik ve takva ile süslediği mübarek bir zaman dilimidir. Ramazan ayı, Rabbine yaklaşması ve O’nun rızasına nail olması için mümine pek çok vasıtanın sunulduğu bir ihsan ayıdır. Ramazan günlerinde oruç, mukabele, zikir, dua, tövbe ve istiğfar ile vakitler ihya edilir. Bu ayda mümine yaptığı iyiliklerin karşılığı kat kat verildiği gibi onun günahları da bağışlanır.
Ramazanı özel kılan önemli bir husus, Kur’an-ı Kerim’in bu ayda nazil olmaya başlamasıdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de ismi zikredilen tek ay olan ramazan hakkında Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur: “Ramazan ayı, insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.” (Bakara, 2/185.) Hz. Peygamber (s.a.s.) ile Cebrail (a.s.)’in ramazan aylarında her gece buluşarak o güne kadar nazil olan ayetleri karşılıklı okudukları bilinmektedir. Bu sünneti sürdüren Müslümanlar her ramazan ayında mukabelelerde bir araya gelerek Kur’an-ı Kerim’i hatmetmeye devam etmişlerdir. Ayrıca ramazan, Kur’an-ı Kerim’in çeşitli vesilelerle çokça okunduğu ve ayetleri üzerine tefekkür edildiği bir zaman dilimi, dolayısıyla “Kur’an ayı”dır.
Ramazanı özel kılan bir diğer husus ise İslam’ın beş şartından biri olan oruç ibadetinin bu ayda ifa ediliyor olmasıdır. Oruç, kötülüklere karşı sağlam bir kalkandır. Nitekim oruç tutan kimse çirkin sözlerden ve kötü işlerden uzak durduğu gibi gözünü, dilini, kulağını ve her bir azasını günah işlemekten sakındırır. Gönüllere ferahlık veren teravih namazı da bu mübarek zaman dilimine tahsis edilmiş olan bir diğer ibadettir.
Ramazana has kılınan bir diğer özellik ise bu ayda yardımlaşma hasletinin tahkim edilmesidir. Ramazanda yardımlaşmayı teşvik eden başlıca husus, oruç ibadetinin getirdiği “ihtiyaç sahibi kardeşinin hâliyle hemhâl olma” duygusudur. Ramazan ayının sonunda verilen fıtır sadakası ile müminlere söz konusu hissiyatı kuvveden fiile çıkarma imkânı sunulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.s.)’in ramazan ayı hakkında müminlere bıraktığı bir diğer sünneti ise itikâftır. Bu ibadet ile de müminler her türlü nefsani ve şehevî arzudan uzaklaşıp Rablerine tam bir teslimiyet ile yönelme imkânı bulurlar.
Ramazan ayı, Rablerine yaklaşmaları ve O’nun rızasına nail olmaları için sunduğu bu vesilelerle müminlerin manevi iklimini derinleştirdiği gibi onların ruhlarını inceltir ve canlarına taze bir ruh üfler. İzmirli İsmail Hakkı’nın ramazan hakkındaki şu sözleri ne kadar anlamlıdır: “Bu ayda Müslümanların kalpleri cilalanır, ruhlarında bir yükseliş, hislerinde bir safa hâsıl olur. Nasihatler hararetli bir surette bir kabul mevkii bulur. Salih olanlar ibadeti, din kardeşlerine yardımı iş güç edinirler. Halk akın akın teravihlere, mukabelelere, vaazlara, dualara koşar, âlem-i İslam aynı hâlde bulunur. Bu hâl Müslümanlar için ne güzel bir numunedir.” (İzmirli İsmail Hakkı, “Oruç ve Ramazan’ın Fazileti”, Ceride-i İlmiyye, sayı: 46, s. 1409.)
Enderuni Vasıf’ın şu beyitleri de ramazanın güzelliklerini ne de güzel tavsif etmektedir:
“Sad şükr gelen mâh-ı şerîf-i ramazandır
Hakk’ın ni‘am-ı rahmeti mebzûl-i cihandır
Açıldı yine mısrâ-ı dervâze-i Gufrân
Hakk’dan taleb-i mağfirete vakt ü zamândır.”
Ramazanda sahura uyanırken, ruhlarımız da tazelenir âdeta. İftara kavuşurken gün boyu elde edilen manevi kazanımlarla tüm benliğimiz huzur ve sükûna kavuşur. Müminlerin yaratanla kurduğu gönül bağı ayrı bir güç kazanır. Bu durum yaratılanlarla münasebetlere ve muamelelere sirayet eder. Yaratılanlarla irtibatlar o kadar zarif ve hoşgörülü bir hâl alır ki, başka âlemler yaşanır âdeta.
Ramazan ikliminde feyiz, bereket, sekinet ve farklı bir itminan hâlini birlikte hissederiz. Hem toplumun genel yapısı buna hazırlanır, hem de kendi içimizde bunun kabulüne yönelik duygular yeniden neşet eder.
Ramazan yıllık ruh bakımı gibidir. Gündelik hayatın yoğunluğu, hız ve haz çağının girdabında kalan insanlık için ramazan bir ruh beslenmesi gibidir. Bu ayda dünyevileşme hırsı bir kenara bırakılıp, insani taraf ön plana çıkar. Ramazan ayındaki feyiz ve bereket dolu günler ve gecelerle mümin kısmî bir nefes alır. Çarşı pazar farklılaşır ramazanda. Sokaklar, caddeler cami yolcularıyla dolar, ramazan aydınlığı sarar her yanı.
Gönüllerin, nefislerin, ruhların, duyguların temizlendiği, maneviyatların güç kazandığı müstesna bir zaman dilimidir. Bu ay, hemen hemen bütün ibadetlerin coşku ve yoğunlukla eda edildiği mübarek bir zaman dilimidir. Kur’an en çok bu ayda okunur ve dinlenir. Namaz en çok bu ayda kılınır. Cami ve cemaate bu ayda daha fazla önem verilir. Dua ve tövbeler bu ayda daha çok Allah’a arz edilir. Sosyal münasebetler, yardımlaşma ve dayanışma bu ayda kuvvet kazanır.
Ramazan ayının bizi değiştirecek manevi ikliminde yaşayalım. Ramazan ayının ruh dünyasına ruhlarımızı emanet edelim. Bizi manen güzelleştirecek ruhuna ruhlarımızı teslim edelim. Ruhlarımızdan ruhlara iyilik ve güzellikler taşıyalım. Gönlümüz, yüreğimiz kırılmadan, hayatı paylaştığımız başkalarının da gönüllerini incitmeyecek bir ömür yaşayıp yaşatalım. Rahmet ayında öyle bir oruç tutalım ki, oruç da bizi tüm kötülüklerden uzak tutsun. Öyle bir namaz kılalım ki, namaz da bizi kılsın. Rabbimizin emirlerine amade kılsın. Bizi Rabbimize kul, Habibine ümmet kılsın.
Ramazan iklimi benliğimize, yuvalarımıza, bütün hayatımıza manevi güzellikler kazandırsın. Kalplerimize sürur, gönüllerimize nur, toplumumuza huzur, rızıklarımıza bereket, evlerimize neşe ve mutluluk, canlara üflenen taze bir ruh kazandırsın…