Makale

EDİTÖRDEN

EDİTÖRDEN


Dr. Yüksel Salman

Gönüllerin ilahî rahmet ve mağfiret arzusu ile yıkandığı, iyilik duygularının arttığı, müminlerin hayırda yarıştığı af ve mağfiret ayı ramazana ulaşmanın huzur ve mutluluğunu yaşıyoruz. Ramazan, oruç ve ibadet ayı olmanın yanı sıra paylaşmanın, hayırda yarışmanın, yaraları sarmanın, insanların derdiyle dertlenmenin içtenlikle yaşandığı bir ay. Özümüzde var olan iyilik, yardımlaşma ve dayanışma duygularının zirveye ulaştığı bir mağfiret iklimi.
Bu yıl ramazan ayının ana teması hak duyarlılığı. Birkaç yıldır ramazan ayında, eksikliğini hissettiğimiz ya da farkındalık oluşturmayı düşündüğümüz bir konuyu gündeme taşıyarak bu ayı daha bereketli ve verimli kılmayı düşünmekteyiz. Hak kavramı; azimle çalışmayı, emeği, alın terini, insan onuru ve haysiyetine uygun yaşamayı hatırlatan ve güçlü çağrışımları olan bir kavram. İslam dininde, birey ve toplum hakkı farklı sonuçlar doğurduğundan, İslami literatürde özgün bir tasnifle kamu hakkı ve kul hakkı ayrımı yapılmış, her ikisine ilişkin ayrıntılı hükümler ortaya konmuştur. Hak değerlidir, kutsaldır, saygı ve ihtimam gösterilmeye layıktır. Hakka riayet de hakkı savunmak da erdemli bir davranıştır. Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki uyarıları, Hz. Peygamber (s.a.s.)’in tavsiyeleri doğrultusunda Müslümanlar arasında asr-ı saadetten bu yana hak konusunda özel bir duyarlılık oluşmuştur.
Bugün Kur’an’ın ve Hz. Peygamber’in bize öğrettiği ve kültürümüze damgasını vuran hak hassasiyetimizin aynı ölçüde var olduğunu söylemek mümkün müdür? Bu hak ihlali ister yaşama hakkının elinden alınması olsun, ister emeğin karşılığının ödenmemesi olsun, ister şiddet, iftira, dedikodu olsun fark etmez. Sonuçta hepsinde bir hak ihlali söz konusudur. Trafikte hiçbir kural tanımayıp insanların hayatını tehlikeye atmak, yaralanmasına veya ölümüne sebep olmakta bir hak ihlali yok mudur? Gürültü yapıp rahatsız ettiğimiz komşumuzun hakkının Allah katında bir kıymeti yok mudur? Bilmeden, araştırmadan aleyhine konuşup canını yaktığımız kişilere yönelik tavrımız, diğer hak ihlallerinden daha mı masumdur? Çocuklarımıza vermemiz gereken dinî ve manevi eğitimi vermemek, onların dimağını bu zenginlikten mahrum bırakmak ya da evlatlarımız arasında ayırım yapmak ne çeşit bir hak ihlalidir? Maaş ya da ücret karşılığı yaptığımız işimizi savsakladığımızda kimin ya da kimlerin hakkını ihlal etmiş oluyoruz? İnsanların özel hallerini araştırmak, kişisel verilerine ulaşmak, bunları ifşa etmek sadece basit bir merak duygusunun giderilmesi midir? Bir makalede öğrendiğimiz fikri, kaynak vermeden bize aitmiş gibi göstermek sadece “esinlenmek” olarak açıklanabilir mi? Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu ve benzeri pek çok alanda bugün yaşadığımız sorunlar, hak kavramının önemini ve ne kadar geniş bir alana sahip olduğunu gösteriyor.
Bu düşüncelerden hareketle “hak duyarlılığı” konusunu bu ayki gündemimize taşıdık. Prof. Dr. Bünyamin Erul, “Her Hak Sahibine Hakkını Vermek” başlıklı yazısıyla dosyamıza dair kapsamlı bir çerçeve çizdi. Doç. Dr. Hasan Dam, “Veda Hutbesi’nde Hak Duyarlılığı”nda, Veda Hutbesi’nin, insanın hem kendisinin sahip olduğu temel hak ve hürriyetlerin hem de başkalarının haklarının korunması ve her türlü ihlalin ortadan kaldırılması için insanlığa yol gösteren muhteşem bir manifesto olduğunu vurguladı. Yrd. Doç. Dr. Halil Üçer, insanın her açıdan başkasına muhtaç bir varlık olduğunu “İnsan, İnsanın Emanetidir” başlığıyla kaleme aldı. Din İşleri Yüksek Kurulu Uzman Yardımcısı Halil Kılıç, Yüce Allah’ın verdiği emanete sahip çıkan, sorumluluk bilincinde olan, üzerinde her canın hakkı olduğunu bilen ve buna göre hareket eden fertler olmamız gerektiğini “Emanet, Hakkı Ayakta Tutan Bilinç” başlıklı makalesiyle ele aldı. Kâmil Büyüker ise “Emanet Ahlakı”nı bizimle paylaştı. Gündeme dair değerli yazıların yanı sıra, Prof. Dr. Süleyman Uludağ ile ramazan ve hak duyarlılığı üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşiyi de ilgi ve beğeniyle okuyacaksınız.
Hak duyarlılığımızı artırması ve yeni farkındalıklar oluşturması dileğiyle hazırladığımız dergimizi istifadenize sunarken, mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor; sağlık, huzur ve afiyet diliyorum.