Makale

HZ. PEYGAMBER VE KUR’AN AHLAKI

HZ. PEYGAMBER VE KUR’AN AHLAKI

Prof. Dr. Zekeriya GÜLER | Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi


Sa’d b. Hişam diyor ki: Ben:
- Ey müminlerin annesi, bana Rasulüllah’ın (s.a.s.) ahlakını anlat, dedim. O (Âyşe):
- Sen, Kur’an okuyorsun değil mi? diye sordu. Ben:
- Evet, okuyorum, dedim. Bunun üzerine o:
- İşte Allah Elçisi’nin (s.a.s.) ahlakı Kur’an idi, dedi.
(Müslim, Müsafirin, 139.)

Açıklama
Hadisi rivayet eden Âişe (r.a.), Hz. Ebu Bekir’in kızıdır. Ümmü’l-müminin olma vasfını kazanan Hz. Âişe, Rasul-i Ekrem’e karşı derin sevgi ve saygı duyar, ilim, ibadet ve tefekkürle meşgul olurdu.
Hz. Âişe, çoğu doğrudan Peygamber’den (s.a.s.) olmak üzere 2210 hadis rivayet etmiş ve çok hadis rivayet eden (müksirun) yedi sahabiden biri olmuştu. O, hadislerin doğru anlaşılmasına ihtimam göstererek onları yanlış anlayan ve yorumlayan bazı sahabilerin hatalarını düzeltmişti. Hadis ve sünnete dair suallerini Hz. Âişe’ye soran sahabilerin mutlaka bir cevap almaları (Tirmizi, Menakıb, 62.), onun ilmî tecrübe ve derinliğini gösterir.
Son rahatsızlığı esnasında Rasul-i Ekrem, diğer zevcelerinden izin alarak Hz. Âişe’nin odasına geçti ve mübarek başı onun kucağında olduğu halde Refik-i A’lâ’ya kavuştu ve onun odasına defnedildi.
Rasul-i Ekrem’den sonra kırk yedi sene yaşayan Hz. Âişe, 58/678 yılında Medine-i Münevvere’de vefat etti. Cenaze namazını Medine vali vekili Ebu Hüreyre (r.a.) kıldırdı ve vasiyeti üzerine Cennetü’l-Bakî’a defnedildi. Allah ondan razı olsun.
Hadis metninde geçen huluk kelimesinin çoğulu ahlaktır. Ahlak, insanda bir yaratılış gibi tezahür eden, onun iyi veya kötü olarak nitelenmesine yol açan huyları, iradeli davranışları ve refleks hâline gelen hasletleri demektir. Ahlak, “tıbb-ı ruhani; hasta veya zayıf ruhları tedavi eden bir disiplin” diye de tarif edilir. Kur’an ahlakı, Yüce Yaratıcı’nın Kur’an’da beyan ettiği yol haritasını izlemek, onun sunduğu inanç, ahlak ve hukuk ilkelerini benimsemek demektir.
Hz. Âişe, “Allah Elçisi’nin ahlakı Kur’an idi.” derken, onun Kur’an’ı rehber edinip onunla bütünleştiğini ve aynileştiğini kasteder. Nitekim Yüce Rabbimiz, “Ant olsun ki, Rasulüllah sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab, 33/21.) buyururken, onun, mutlu olmak isteyenler için üstün bir rol model şahsiyet olduğunu açıklar.
Üstün ahlakı gereği Rasul-i Ekrem, her daim içten muamele ederdi. Yapabileceği işleri kendisi yapar, kimseye yük olmazdı. Onun evdeki hali Hz. Âişe’ye sorulduğu zaman şöyle cevap verirdi: “Rasulüllah (s.a.s.) herhangi bir beşer(den farksız) idi. Elbisesini yamayıp diker, ayakkabılarını tamir eder, koyununu sağar ve ev işlerinde ailesine hizmet ederdi.” (Buhari, Ezan, 44.)
Yüce Yaratıcı, “Elbette sen mükemmel bir ahlak ve muazzam bir gelenek üzeresin.” (Kalem, 68/4.) diye onu övmüş, bizzat kendisi de “Ben iyi ahlakı tamamlamak için gönderildim.” (Muvatta’, Husnü’l-huluk, 8.) hadisiyle bunu dile getirmişti. Bir taraftan “Bu Kur’an ile onlara karşı bütün gücünle mücadeleni sürdür.” (Furkan, 25/52.), diğer taraftan “Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın. Şayet sen kaba, katı yürekli ve sert tabiatlı olsaydın, hiç şüphesiz onlar etrafından dağılıp giderlerdi.” (Âl-i İmran, 3/159.) ayetinin muhatabı bir “muallim” olarak, eğitim faaliyetlerinin tam bir azim ve kararlılık yanında yumuşak bir dil ve üslupla yürütülmesini isterdi.
Allah için sever ve Allah için buğzederdi. İzzet, adalet, şefkat ve merhamette emsali yoktu. Herkesle yakından ilgilenirdi. Davet ve tebliğ konusunda çok titizdi. Herkesin idrak seviyesine göre konuşurdu. Gereksiz sual sorulmasından hoşlanmazdı. Yanlış algılamaları önlemek için açıklama yapar, suizan ve töhmet altında kalmamak için tedbir alırdı. Çok dua ederdi. İstişareyi önemserdi. Vasat ümmetin mensubu olmanın gereği orta yolu tavsiye ederdi. Çocuk ve gençlerle özel iletişim kurarak onların ilkeli ve dengeli yetişmesini isterdi. Zayıf ve yoksulların, dul ve yetimlerin sıkıntılarını giderirdi. Cömertti, cesurdu, tedbirliydi, sabırlıydı, kararlıydı, tevekkülü tamdı, öfkesini yenerdi. Suret ve siret bakımından en mükemmel insandı.
Kuşkusuz, “De ki, ey insanlar, ben Allah’ın hepinize gönderdiği bir elçiyim.” (A’raf, 7/158.) ayetinin muhatabı olan Rasul-i Ekrem, "âlemlere rahmet" bir elçi olarak gönderilmiştir. Onun tebliğ ettiği Kur’an’ın insanlığa sunduğu ahlak düzeninde adalet, merhamet, samimiyet, kardeşlik, sevgi, saygı, iyilik, cömertlik, itidal, istikamet, doğruluk ve dürüstlük, yardımlaşma ve dayanışma, emanete riayet, ahde vefa, hilim ve tevazu gibi fert, aile ve toplumu ayakta tutan evrensel değerler vardır. Burada vurgulanmalıdır ki, zulüm, vahşet, savaş ve terörün yaygınlaştığı günümüz dünyasında insanlık, bu ahlak düzenine her zamankinden çok daha muhtaç durumdadır.
Ne var ki, bireysel ve toplumsal hayatta Kur’an ahlakını yaşayabilmek, onun okunmasına ve anlaşılmasına bağlıdır. Nitekim hadis ve fıkıh âlimi Nevevi, “Bilesiniz ki, Kur’an okumak en faziletli zikirdir. Fakat matlup olan şey, onu anlayıp düşünerek (tedebbür) okumaktır.” der.
Esasen şu hadis-i şerif, bu faaliyetin büyük bir görev ve sorumluluk olduğunu öğretir: “Sizin en hayırlılarınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretenlerinizdir.” (Buhari, Fezailü’l-Kur’an, 21.) Tabiinden Ebu Abdurrahman es-Sülemi, Kûfe Mescidi’nde Kur’an öğretimiyle görevlendirilen ilk kıraat âlimi olarak orada kırk yıl Kur’an dersleri vermiş ve Hz. Peygamber’in bu hadisini zikrederek kendisini uzun süre Kur’an öğretimine içten bağlayan gücün bu hadis olduğunu belirtir.
Bu itibarla, kadın-erkek her Müslüman, Kur’an-ı Kerim’i iyi okumalı, onu anlayıp düşünmeli ve ondan ibret dersleri çıkarmalıdır. Muhammed İkbâl’in şu tespiti gayet yerindedir: “İman adamı, Kur’an’ı okurken Kur’an olabilen adamdır.” Zira Kur’an, kendisini ciddiye alan muhataplarına huzur ve mutluluk verir, üstün ahlak ve kişilik, yüksek özgüven ve teşebbüs ruhu kazandırır.
Hz. Peygamber ve Kur’an Ahlakı başlıklı bu yazı, Muallim Naci’nin şu beyti ile nihayet bulsun:
“Hüsn-i Kurân’ı görür insan olur hayrân sana
Dest-i kudretle yazılmış hilyedir Kur’ân sana”.


Hadisten öğrendiklerimiz


λ Peygamberimiz (s.a.s.), hatemü’l-enbiya ve yaşayan bir Kur’an olarak mükemmel bir ahlak ve muazzam bir geleneğe sahiptir.
λ O, sahip olduğu Kur’an ahlakı sayesinde kadın-erkek herkes için en güzel örnek olmuştur.
λ Kur’an ahlakını yaşayıp mutlu olabilmek için onu anlayarak okumak ve benimsemek gerekir.