Makale

İlgi Her İnsanın İHTİYACIDIR

GÜNDEM

İlgi Her İnsanın İHTİYACIDIR

Ömer AYDIN

Kur’ân-ı Kerîm’e göre insan, başka hiçbir varlığın yüklenemeyeceği sorumluluğu taşıyabilecek donanıma, en güzel potansiyele (ahsen-i takvim), değerli-yüce bir yapıya sahip olarak yaratılmıştır. İnsanın yeryüzünde halife olarak yaratılması, diğer bütün varlıkların kendi emrine ve hizmetine sunulması, varlık içinde sahip olduğu üstün konumu ve farklı kimliği sebebiyle yüce Allah’ın kendisine muhatap kıldığı, meleklerin imrenip şeytanın kıskandığı üstün bir varlıktır. İşte potansiyel olarak insanlık vasfına sahip, insanlık kimliğini taşıyan herkes; siyahı- beyazı, doğulusu–batılısı, Arab’ı- Türk’ü, engellisi–engelsizi hepsi bu üstün konum ve şerefte ortaktırlar. Hiçbir insan asla değersiz, faydasız, hatta toplumda fazlalık gibi görülemez, kendisini değersiz hissedebilecek hiçbir davranış ile karşı karşıya bırakılamaz.
Her insan potansiyel olarak öğrenme ve gelişme imkânlarına sahip olarak yaratılmıştır. Alak süresinde yüce Allah, “öğrenebilme yetisinin bahşedildiği, bilmedikleri şeylerin kendisine öğretildiği” (Alak, 4-5) bildirilmiş, İnsana sahip olduğu değeri haber verilmiş aynı zaman da kendisine İlâhi emanetler yüklenmiş, yeryüzüne yönetici (halife) yapılmıştır. İnsan, aklı, iradesi, duyguları, yetenekleri, sorumluluğu ve ilâhî sınava tabi tutulması ile diğer varlıklardan ayrılmaktadır.
İnsan, yaratılış gayesinin dışına çıkarak kendisi iyi ve kötü olana yönelebileceği gibi başkaları tarafından da yanlış yollara yönlendirilebilmektedir. İnsan: inancı, yaptıkları, ahlakı ve davranışları ile yaratıldığı değer, safiyet (ilâhî fıtrat) üzere kalabileceği gibi aşağıların aşağısına (esfelesâfilîn) da düşme tehlikesi de bulunmaktadır. Çünkü insanın eğer kontrol altına alınamazsa nefsi düşmanıdır, şeytan düşmanıdır, her insanın şeytanın kullanmaya çalışacağı nefsânî ve şehevâni duyguları vardır. Bu itibarla insanın iyiye ve doğruya yönlendirilmesi için özel çalışmalar yapılması ve insanların doğrulara yönelebilmesi için çeşitli eğitimlerle desteklenmesi, iradesinin kuvvetlendirilmesi, ona doğruların ve gerçeklerin tam anlamıyla anlaşılabilecek şekilde öğretilmesi çok önemlidir.
İnsan Yüce Allah tarafından bedensel ve ruhsal yapısıyla bir bütün olarak yaratılmıştır. Yüce Allah, insana, irade, sınırlı bir hayat ve belli imkânlar vermiştir. Yüce Allah insanı verilen imkanlarla verildiği ölçü kadarı ile, bu dünyada bir imtihana tabi tutmaktadır. Herkes imtihanında kendi iradesinden sınırları ve imkânları nispetinde sorumludur. Engelli insanın görevi, kendi iradesine ve verildiği ölçü içerisinde yeteneklerine sahip çıkması, onları geliştirmesidir. Engelli olmayanın görevi ise, engellileri anlamaya ve hayatın bir parçası olarak görmeye çalışması ve kendi imkânlarını onlarla paylaşabilecek bir bilinç düzeyine ulaşmasıdır. Engellilere özel yapılan çalışmaları onlara karşı bir lütuf olarak görmek, hem incitici, hem de ciddî anlamda engellilere yapılmış bir haksızlıktır. Toplum halinde yaşamanın ve insan olmanın bir karşılığı ve bir sorumluluğu vardır. Öyleyse, engelli vatandaşlarımıza karşı insani, dini, ahlaki, sosyal v.b. açılardan sorumluluklarımızı yerine getirmeye çalışmalıyız.
Engellilerin zihninde birçok sorular vardır: Biz dinen sorumlu muyuz, sorumlu isek nasıl ibadet yaparız, engel durumlarına göre nasıl abdest alır, nasıl camiye gidebiliriz? Erişebilirlik ve ulaşılabilirlik açısından bizlere uygun imkânlar hazırlanmış mıdır?
Bir insanın engelli olması, insan hak ve hürriyetlerinden yararlanmaları açısından asla bir engel, farklılık teşkil etmez. Engellerinin izin verdiği ölçülerle, bütün hak ve imkânlardan yararlanma hakkına sahiptir. Aynı şekilde Allahu Tealanın insanlardan istediği bütün görev ve yükümlülüklerden engellerinin imkân verdiği ölçüler içerisinde sorumludur.
Ülkemizdeki maddi imkânların artması, sosyal devlet bilincinin gelişmesi ile Engellilere yönelik destek ve bakım imkânları artmış ve yaygınlaşmıştır. Engellilerin içerisinde bulundukları durumu psikolojik olarak kabullenebilmeleri, engelleri aşmak için gayret göstermeye başlamaları ve hayatlarını daha kolay yaşanabilir hale getirebilmeleri için onlara bilinçli bir şekilde ilgi göstermenin, manevi destek vermenin önemi çok büyüktür.
Engelliler durumları sebebiyle ilgiye ve morale engelli olmayan insanlara oranla çok daha fazla ihtiyaç duyarlar. Toplum içine çıkabilmek, küçükte olsa sorumluluklar yüklenmek, sosyal hayata dâhil olabilmek için diğer insanlara göre çok daha fazla özgüvene desteğe ihtiyaç duyarlar.
Çok önemli bir durum da engellilerin engelleriyle baş etmeleri noktasında kendilerinin manevi desteğe ihtiyacı olduğu gibi belki en az onlar kadar engellilerle ilgilenmek, onların ihtiyaçlarını karşılamak durumunda olan ailelerinin yakınlarının da manevi desteğe ihtiyaçları vardır.
Ayrıca özellikle toplumumuzda bazı insanlarda bulunan yanlış bir düşünce: engellilerin bu durumu yaşamalarında ya kendilerinin ya da ailesinin bir hatası, günahının etkisi olduğu inancının yanlış olduğunu ortaya çıkarmak çok önemlidir. Özellikle sonradan engelli olanların işledikleri bir günahı sebebiyle Allah tarafından çarpıldığı veya cezalandırıldığı inancının yanlış olduğunun dini yeterliliği olan kişi ve kurumlar tarafından sık sık dile getirilmesi toplumun doğru bilgiye sahip olması açısından çok önemlidir.
Her insan hayatının belli dönemlerinde kısa süreli de olsa bazı engellikler yaşayabilmektedir. Uğranılan bir kaza, bir uzvun çatlama-kırılma gibi sebeplerle kısa süreli kullanılamaması, hastalık sebebiyle belli bir dönem yatağa bağlı kalma-normal hayatı devam ettirememe, kişinin kendisini güçsüz ve yetersiz hissedip başkalarının desteğine ihtiyaç duyması gibi durumlar her insanın hayatında birkaç defa yaşayabileceği şeylerdir. Engellilik ise süreklilik arz eden bir durumdur. Kısa süreli bedenini tam kullanamayan engelsiz insanlar, bu kısa tecrübelerini unutmadan hayatlarında sürekli olarak engellilere destek olmak, yaşamlarında onlara katkı sunmak, engelli olanların hayatlarını engelsiz insanlar gibi devam ettirebilmeleri için önlerindeki engellerin kalkması için gayret sarf etmek her kişi için insani açıdan önemli bir yükümlülüktür.
Engellilerin var olan engellerine bir de psikolojik-ruhsal engeller eklenmemesi ve var olan engellerin ortadan kaldırılarak engelsiz insanlarla eşit imkânlar içerisinde normal hayatlarını sürdürebilmeleri için tüm resmi ve özel kurumların ciddi çalışmalar yapması gereklidir. Engellilere hizmet götürülmesi alanında var olan kişilerin, imkân ve potansiyellerin en verimli şekilde kullanılabilmesi için tüm çalışanlar olarak birbirleriyle koordineli-ortak çalışmalar yapması verimin artması açısından çok daha faydalı olacaktır. Engelliler için birçok kamu-özel kurum ve kuruluşlar çalışmalar yapmakta, imkânlar hazırlamaya çalışmaktadır. Ancak yapılacak ortak planlamalar, herkesin kendi alanı ile ilgili tamamlayıcı çalışmalar yapacağı bir çatı kuruluşun olması hizmetlerde kalite ve verimliliği artıracak önemli bir araç ve ihtiyaç olarak gözükmektedir.