Makale

MEHMED ÂKİF BEY MERHUMUN ARDINDAN

MEHMED ÂKİF BEY MERHUMUN ARDINDAN

M.Âsm KÖKSAL

Ölümünle kaçırdın ağzımızın tadını

Neden gizleyip durdun bu acı maksadını?(1)

Sezdirmeden koyuldun ebediyet yoluna,

Anıyoruz, arkandan-ağlayarak-adını.

Tâbut’un başımızda, gözyaşıyla yürüdü,

Savrulan âklarımız, mezarını bürüdü.

Çekildin, sen, bir avuç toprağın harîmine,

O kadar ağladık ki, gözlerimiz çürüdü.

Neden bilmem, Yaratan, mezarım er kazdı?

Sana canlar verilse, kurban olunsa azdı,

İstiklalin Marşını, ordunun süngüsüne,

Senin çelik kalemin, zırhlı parmağın yazdı.

Sen ey kahraman şâir! Cihan kadar ağırdın,

Gürüldedin, milletin zincirlerini kırdın.

Ufuklardan saldıran çılgın istilâlara,

Yanardağlar kesildin, devler gibi haykırdın.

Bir elinde kalemin, öbür elinde Kur’an,

Dolaştın cephelerde, gece-gündüz durmadan,

Her kayayı bir minber, her minberi Tûr yaptın,

Yağdırdın hep hamâset, şehâmet ve kan, can.

Sen ey Akif! Büyüksün! Büyük değerin vardır.

Bunu, takdir etmemek, bize, en büyük ârdır!(2)

Gömüldün, Çanakkale Şehidleri yanına

O kadar ulusun ki, sana, fezâlar dardır

Uyu, artık, Haşre dek, mübarek makber’iride! Ruhun yüzsün

Allâh’ın Ridvan-ı Ekber’inde.