Makale

Vefatının 58. İnci yılında MEHMED AKİF ERSOY'U ANARKEN...

Vefatının 58. İnci yılında MEHMED AKİF ERSOY’U ANARKEN...

“TOPRAKTA GEZEN GÖLGEME TOPRAK ÇEKİLİNCE, GÜNLER ŞU HEYULAYI DA ER GEÇ SİLECEKTİR. RAHMETLE ANILMAK, EBEDİYYET BUDUR AMMA, SESSİZ YAŞADIM, KİM BENİ NEREDEN BİLECEKTİR?"


Mehmed Akif’in ebediyet anlayışından biri de rahmetle anılmak, istiklal Marşı’mızın her okunuşunda millete O’nu rahmetle andığımızı haykırıyoruz. Ancak bunun yanı- sıra O’nun fikirlerini, gayesini müdrik, bu anlayış ve iştiyakla yaşama azminde olmak, bizce rahmetle anmaya daha esas teşkil edecektir.
Mehmed Akif her yönüyle bize ışık tutan; istiklal ve din, vatan ve bayrak mefhumlarını daima asrın idrakine sunan, manevi potansiyeli yüksek bir şairimizdir.
"Şehâmet dini gayret dini ancak Müslümanlıktır, Hakiki Müslümanlık en büyük bir kahramanlıktır" derken, kâmil bir müminin "iki günü eşit olan zarardadır" hadis-i şerif gereğince sürekli çalışmasını, kendini yenilemesini, bunun mükâfatının da en büyük kahramanlık olduğunu vurgulamaktadır.
Akif’in hayatını incelediğimizde asla boşa geçirdiği bir zamanının olmadığını, hakiki Müslümanlığı en güzel şekilde yaşayan, ilmi ile âmil bir insan-ı kâmil olduğunu görürüz.
Mehmed Âkif, yalnız edebî ve nazarî mânâda duygusal bir şair değildir. Aynı zamanda âmelî sahada şiirlerindeki bütün fikir ve duyguları bizâtihî hayat sahnesinde yaşayan, fikriyatı heyecanla birlikte sanat tablosuna nakşeden ender bir millî şairdir.
Onun içindir ki sanatta dinî ve millî duyguları, tarihi ve kültürü ile birlikte geleceğin sonsuzluğuna uzatan ulvî bir dâvâ sahibi olmuştur. O, millet varlığındaki bütün sosyal titreşimleri kendi tansiyonunda aynen göstermiştir. Devlet-millet bütünlüğünün sınırlarını zorlayan her türlü düşünceye karşı, iman ve idealini açıkça ortaya koymuş, sembol bir şairdir.
Mehmed Akif’in bu özelliğinden dolayı tarihe ve millete tercüman olmuş, ondan hiçbir milletin erişemeyeceği seviyede geçmişe ve geleceğe seslenen istiklâl Marşı doğmuştur.
Mehmed Akif’in en önemli yönlerinden biri de ilimde ve yükselmede sınır ve kesinti tanımamasıdır. Çünkü o, kimseye muhtaç olmamak ve istiklâli tehlikeye düşürmemek için devrin ve geleceğin bütün güçlerine sahip olmanın gereğine inanmaktadır...
Sami YAPRAK