Makale

BOSNA-HERSEKDE KÜRTAJ MESELESİ (KURUL KARARI)

DİN İŞLERİ
YÜKSEK KURULU
FETVALARINDAN


BOSNA-HERSEKDE KÜRTAJ MESELESİ (KURUL KARARI)

Bütün dünyaca bilindiği üzere, savaş hali devam eden Bosna-Hersek’te onbinlerce Müslüman kadın ve kız Sırplar tarafından zorla tecavüz edilerek hamile bırakılmış; bir taraftan kundaktaki çocuklar hunharca katledilirken diğer taraftan tecavüz edilen bu kadın ve kızların düşük yapma süresi geçinceye kadar esir kamplarında tutulmak suretiyle bu çocukları doğurmalarının sağlanmasına çalışılmıştır. Bu iğrenç muamele, Müslümanların aile yuvalarını yıkmak, nesillerini bozmak, maneviyatlarını çökerterek savaşma güçlerini yoketmek ve doğacak bu çocuklarla Müslüman toplumda huzursuzluğu devam ettirerek onları yurtlarından göçe zorlamak, böylece Bosna-Hersek’te Müslüman unsuru ortadan kaldırılmak üzere bir savaş silahı olarak kullanılmıştır. Nitekim tecavüze uğrayan Müslüman kadın ve kızlardan düşmanının alçakça tecavüzünün mahsûlünü rahminde taşımak gibi bir zillete katlanamadı kları için canlarına kıyanlar olmuştur. Bu durumun ileride daha vahim olaylar getireceğinden ve toplumda ekonomik, sosyal ve psikolojik yıkımlar tevlid edeceğinde şüphe yoktur. Çünkü doğacak olan bu çocuklar göz önünde bulunduğu sürece namus ve iffetini herşeyin üstünde tutan Müslüman bir ortamda bu iğrenç olayların unutulması ve böylesine bir zillete katlanılması mümkün değildir. Bu şekilde zorla hamile bırakılmış olan Müslüman kadın ve kızların, dıştan bir Müdahale ile rahimlerinin tahliyesinin dinen caiz olup olmadığı hususu, kurulumuzca, İslâm fakihlerinin konu ile ilgili görüşleri de dikkate alınarak incelenmiştir.
Bilindiği üzere İslâm dini insana ve insan hayatına büyük değer vermiştir. Hayatın ve neslin korunması bütün ilahi dinlerin başlıca hedefleri arasında yer almıştır. Bu itibarla, he ne şekilde olursa olsun ana rahminde meydana gelen bir canlının kesin ve meşru bir mazaret olmadıkça dıştan bir müdahale ile (düşürme, aldırma, kürtaj gibi yollarla) yaşama imkânının yok edilmesi cinayet sayılmıştır.
Ancak sözkonusu olaya, İslâm’ın izzeti ve İslâm toplumunun bu bölgede varlığını devam ettirmesi veya yok olması açısından da bakılması gerekmektedir. Olayı bu yönü ile değerlendiren Kurulumuz, annenin hayatını ve sağlığını tehlikeye sokmamak şartı ile zorla tecavüz sonucu gebe bırakılan Müslüman kadın ve kızların, kendi iradelerine bağlı olarak ilaç veya tıbbi müdahale yolu ile rahimlerinin tahliyesine cevaz verilebileceği kanaatine varmıştır.
♦ ♦ ♦