Makale

ENGELLİLERLE İLGİLİ YAPILAN TOPLANTI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDOİRME

ENGELLİLERLE İLGİLİ YAPILAN TOPLANTI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDOİRME

Mehmet KOL
Derleme ve Yayın Şubesi Müdürü


Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğünün engellilerle ilgili olarak yapmış olduğu toplantının üçüncüsü 24 Haziran 1994 Cuma günü saat 14:00 de yapılmıştır.
Toplantının amacı, engellilerin diğer insanlarla kaynaşarak bir arada yaşamalarını sağlamak ve ülkemizde bu konuyla ilgili kurum ve kuruluşlar arası işbirliğini geliştirmektir.
Toplantıda, üzerinde yoğunlukla durulan konular : "Engellilerle İlgili koruyucu önlemler, onların eğitimi ve topluma kazandırılması" idi.
Toplantının değerlendirmesini yaparken, öncelikle komisyon çalışmalarıyla ilgili alınan kararlara ve belirlenen ortak noktalara değinmek istiyorum.
Komisyon olarak, engellilerle ilgili koruyucu önlemler ve eğitim konusundaki görüşler alındı. Hangi kurumlarla çalışılacağı, buralarda ne gibi işler yapılacağı, kimlerin yapacağı gibi hususlarda düşünceler bir araya getirildi. Çalışma yapılacak kurumlar şunlar:
Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri
Halk Eğitim Merkezleri
Üniversiteler
Mesleki Eğitim Okulları
Diyanet İşleri Başkanlığı
Devlet ve Üniversite Hastahaneleri
Rehberlik Araştırma Merkezleri
Ana Sınıf ve Ana Okulları
Evlendirme Daireleri Belediyeler Danışma Merkezleri
Aile Danışma Merkezleri
Okul Aile Birlikleri
Oyuncak Kütüphaneleri
İş ve Uğraşı Tedavi Üniteleri
Özel Eğitim Kurumlan
Turizm Eğitim Merkezleri
Gönüllü Kuruluşlar ve Vakıflar

Engellilerle ilgili koruyucu önlemler sürdürülmesi ve eğitimin her aşamasıyla ilgili çalışmaların yapılması düşüncesine yer verildi. Bu kurum ve kuruluşlardaki çalışmaların komisyon olarak sürdürülmesi karan alındı.
Daha çok doküman aşamasında hizmetlerin yoğunlaştırılması fikri oluşmakla birlikte, ilgili dokümanların özellikle Öz. Eği. Reh. ve Danış. Hiz. Genel Müdürlüğünde toplanarak, komisyon aracılığıyla hangi kurum ve kuruluşlara daha yararlı olacağı görüşleri belirlenerek, o kurum ve kuruluşlara gerekli dağıtım yapılması; sadece dağıtım aşamasında kalmayıp, konuyla ilgili seminerlerin, bilgilendirme toplantılarının ve uygulamalı bazı çalışmaların yapılarak, bu dokümantasyonun ve uygulamaların hizmete yönelik hale getirilmesi planlandı.
Sadece dokümanların hizmete yönelik kalması düşünülmedi. Bunun yanında bazı program modellerinin veya fizik tedavi ve rehabilitasyonla ilgili bazı hizmetlerin de ortaya çıkarılması için, model hizmetlerin geliştirilmesi amaçlandı. Yazılı materyallerin yanısıra, görme ve işitmeyle ilgili araştırma ürünü paket programların, eğitici filmlerin, resimlerin, levhaların, afişlerin ve posterlerin de hazırlanması ön görülen hedefler arasına alındı.
Bunları yapacak kişilerin kimler olması üzerinde yapılan değerlendirmede ise: Bu hizmetlerde görev alacak kişilerin öğretmenler, ebe ve hemşireler, ana - babalar, toplum liderleri dediğimiz köy ve merkezlerdeki imam - hatip ve muhtarlar, sağlık gönüllüleri" olabileceği kararlaştırıldı.
Engellilerle ilgili çalışmaların yürütüleceği kurum ve kuruluştan, bu çalışmalarda görev alabilecek kişileri de belirledikten sonra, bu hizmetlerin yürütülmesi, ilgili genel müdürlük önerileri doğrultusunda bir takvime bağlandı.
Ekim ve Aralık aylarında, değerlendirilebilecek katkılar olursa, konuyla ilgili komisyon üyelerinin seçilmesi sonucu, bu komisyon pilot bölge veya pilot kurumlar seçerek, hangi dokümantasyonların, hangi tip eğitimle nasıl uygulanacağı ve model hizmetlerin oluşturulması aşaması gerçekleştirilecek. Ocak ve Şubat aylarında, yapılan bu uygulamaların bir ara değerlendirmesi ve redaksiyon çalışmalarının yürütülmesi planlandı.
Bu yapılan redaksiyon çalışmalarıyla, uygulama aşamasında verilen hizmetlerde, dokümantasyon ulaşımında veya dağıtımında meydana gelebilecek aksaklıklar giderilecek.
Mart ve Haziran aylarında, bu eğitilen grup ve yapılan hizmetlerin sonucu, Ankara ili içinde, çok geniş olmayan bir yaygınlaştırma çalışması yapılacak.
Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarında ise yaygınlaştırma çalışmalarının değerlendirmesi yapılarak, gelecek dönemde Türkiye çapında uygulamalara geçilebilecek. Bu komisyonun daha ileri yıllarda da çalıştırılması düşünülüyor.
Yıllık değerlendirmelerle, planlanan hedeflerin ne derece gerçekleştirildiği, ne gibi problemlerin olduğu tesbit edilerek, daha iyi ve daha etkin bir hizmet modeline gidiş yolu tutulacak.
Özellikle eğitim aşamasında, hali hazırdaki okullar ve bu okulların personeliyle iletişimin kurulması açısından, mesele dar çerçevede tutuldu. Daha sonra eğitilmiş kişilerin, diğer kişileri eğitmesi tarzında bir model benimsendi.
Toplantının ana kararlar bölümünü kısaca özetledikten sonra, konuyu biraz da tartışmalar yönüne çekmek istiyorum. Neler konuşulup, tartışıldı? Ne gibi fikirler ileri sürüldü? Şimdi bu soruların cevabına geçelim:
Genel Müdürlük yetkililerinden biri; "Bu çalışmalarımızda. Diyanet İşleri Başkanlığından da yararlanabileceğimizden söz etmiştik. Aramızda bu kurumdan bir arkadaşımız var. Onun da görüşlerini alalım" dedi. Bunun üzerine, gündemle ilgili görüşlerimize şu şekilde değindik:
"Yayın açısından bu önemli konuya yaklaşmak, değerlendirmek ve duyurmak istiyoruz. Üç tane süreli yayınımız var. Diyanet Aylık Dergi, Diyanet Çocuk Dergisi ve Diyanet ilmi Dergi. Ama, bu tip konuları takib edmekte, izlemek ve araştırmakta bazı bürokratik sıkıntılar var. özürlülere ulaşmak, onlarla röportaj yapmak, sıkıntılarını dile getirmek ve bu önemli konunun üzerine kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz. Vakıfların ve gönüllü kuruluşların özürlülere destek olmasını arzu ediyoruz. Fakat bu araştırmaların yapılmasında bazı kısmî engeller var. Bu gibi sıkıntıların basite İndirgenmesi lazım.
Aslında, konu uzman kişiler tarafından incelenip, gerek eğitim, gerekse özürün niteliği ve bu konudaki çeşitli problemlerin ortaya konması açısından yapılacak açıklamaların ışığında somut neticelere ulaşılması kolay olur düşüncesindeyim." Oturumu yöneten yetkili cevap niteliğinde şu açıklamaları yaptı:
"Daha önce, tüm üyelerin genel görüşleri doğrultusunda belirli gruplar oluşturuldu. Bu gruplardan biri "Koruyucu önlemlere", bir tanesi "Engellilerin Eğitimine", biri "Çevre ve Turizme", diğer biri ise "Personel Yetiştirmeye" yönelikti.
Bu gruplarda, zamanın ekonomik kullanılması açısından koruyucu önlemler ve eğitim alanında gerekli tedbirlerin görüşülmesi gerçekleştirildi. Sonuç olarak da grub üyeleri bugün, koruyucu önlemler ve eğitim alanında hangi yerlerde, ne gibi yararlı hizmetlerin verilebileceği kararını aldı. Buna bağlı olarak, bu kurumlarda ne yapılacağı, (yani ekonomik olan, yasa çıkarılmayı gerektirmeyen hizmetlerin neler olacağı) bu hizmetlerin nasıl olacağı belirlendi.
Yani çok ekonomik anlamda hizmetlerin nasıl geliştirileceği ve uygulamalı örneklerin nasıl verileceği belirlendi.

Bunları bir komisyon aracılığıyla nerelerde, neyin yapılacağı tesbit edilerek pilot çalışma yapılmasına, önce sınırlı bir yörede; Ankara’da bu çalışmayı yürütmeye karar verdik. Bir yılın sonunda da çalışmalarının neticesini değerlendirerek, Türkiye genelinde çalışmaların yapılmasına karar verdik. Tabi ki bu biraz ütobik oluyor. Ama yıllık değerlendirmeler yapılarak ülke genelinde yaygınlaştırmanın mümkün olacağı sonucuna varıldı."
Ayrıca, konuşmalarımız çerçevesinde, komisyon üyelerinden biri şu açıklamalarda bulundu:
"Beyefendinin de çok ilgili olacağını düşündüğü bir nokta var. Bu tür hizmetlerin verilmesinde yararlanılabilecek toplumda lider kişiler vardır. Bu lider kişilerden birinin de din adamları olduğu kanısındayım. Din adamları yoluyla toplumun bilinçlendirilmesi ve eğitilmesinden yanayım. Biz yabana filmlerde, mesela TV yayınlarında köy papazlarının halkı eğittiğini görüyoruz. Bizim köylerimizde, şehirlerimizde vaaz veren hocalarımız, din adamları cemaatin çok yoğun olduğu cuma namazları, bayram namazları veya çeşitli namaz saatlerinde hutbe ve vaazlarında neden bu tür bilgileri topluma aktarmasınlar? Bu düşünceyle Diyanet İşleri Başkanlığından bir yetkili istedik. Aramızda bulunmanızı ve probleme katkılarınızı arzu ettik.
Acaba böyle bir hizmet için görevli olur musunuz?
Toplumun özürlü çocuk yetiştirmemesi için ne yapması lazım? Koruyucu önlemleri biz onlara anlatabiliriz. Böyle bir çalışmada bize yardıma olsunlar. Destek olsunlar. Çünkü bu çok önemli bir hizmettir. Yani, özürlü olup, ondan sonra bakmanın faturası o kadar ağır ki. Devlet olarak, anne - baba olarak, tıbbi personel ve eğiticiler olarak kişinin özürlü hale getirilmemesi için gayret sarfetmeliyiz. Komisyonun ciddi hedeflerinden biri de budur.
Bize gerektiğinde, bilgi ve doküman vererek hocalarımız böyle bir çalışma yapabilir mi? Bu Türkiye için atılmış çok önemli bir adım olur. Eğer hocalarımız camiden bu tür önlemler hakkında halkı bilinçlendirirlerse, bu çok önemli bir hizmet olur. Bizim ulaşamadığımız o kadar köy, kasaba ve şehir var ki"
Yukarıdaki temenniler ve sorular çerçevesinde şunları söyledik:
"Sizin de temas ettiğiniz gibi öncelikle bu İnsanlara kendilerine güven duygusunu aşılamak lazım. Öncelikle toplumun bir ferdi olduğunu kendilerinin kabullenmesi gerekir. Aynı şekilde toplumun da bunları kabullenmesi gerekir. TV programlarında izliyoruz. "Ayağıyla yazı yazan, sigarasını ve çayım içen insanlar var. Bu özürlü insanlar, bu denli üstün becerilerini gösterirken, biz aynı özrü taşımayan insanlar olarak neler yapamayız ki? özürlü insanlara bir çok şeyleri başarabileceği inananın kazandırılması lüzumunu vurgulamak istiyorum.
Konuyla ilgili alınacak somut kararlar, bir takım çalışmalar neticesinde ulaşılan objektif veriler çerçevesinde hizmete seve seve katılırız. Hedefimiz insanı eğitmek, uyarmak ve bilgilendirmek olduğuna göre, zaten hizmetin ve çalışmaların içindeyiz. Bu yararlı hizmetleri yayınlarımız kanalıyla duyururuz. Türkiye genelinde ve yurtdışında geniş bir okuyucu kitlesine sahibiz.
Hizmetlere katkı açısından vakıflarla, gönüllü kuruluşlarla işbirliğini geliştirmek ve konunun ’ üzerine İlgileri yoğunlaştırmak gerekir.
Türkiye’de en güçlü vakıflardan biri olan "Türkiye Diyanet Vakfım" hepiniz biliyorsunuz.
Bu vakıfla da temas sağlanması gerekir. Bizi ziyadesiyle bilgilendirdiniz. Bu nedenle teşekkür ederim." Bunun üzerine komisyon sözcüsü şöyle devam etti:
"O zaman komisyonda sizin mutlaka bir üye bulundurmanız gerekiyor. Bizi çok aydınlatıcı ve destekleyici bir açıklamada bulundunuz. Teşekkür ederiz."
Yayınlarınızda, ilk etapta "Koruyucu önlemler ve özel Eğitimle" ilgili sayfa açılıp yazı dizisi halinde verilemez mi? Cevab olarak şöyle dedik:
"Sağlıklı ve doyurucu doküman temin etme imkanı olursa, yayınlarımızda bu konuda bilgi vermemiz mümkün olabilir. Önemli olan gerekli koordinasyonun sağlanmasıdır." Engellilerin eğitimiyle ilgili bir seri sorunlar görüşülürken oldukça tartışmalı geçti.
Ne tür elemanlar yetiştirip, nerelerde değerlendirebiliriz? Bir çok ara eleman var. Bunları nasıl değerlendiririz? Bu konularda çalışma ve araştırmalar öneriliyor. Kafalarda fikirlerin berraklaştığı, tartışmaların oldukça yararlı geçtiği vurgulanıyordu. Konuşmacılardan biri:
"özel eğitim öğretmenliğinin kendine has özel bir durumu olduğunu belirterek, amaçları doğrultusunda insan yetiştirilir. Amaçları doğrultusunda da istihdam edilir. Eğer İnşam amacı doğrultusunda yetiştirmez, amacı doğrultusunda da çalıştırmazsanız bu sisteme yapılan bir kötülüktür" şeklinde konuştu.
Engellilerin eğitiminde
190.binin üzerinde özel eğitim öğretmenine ihtiyaç duyulduğunu, halihazırdaki mevcutlarla bunun karşılanamayacağı, bu konuda az çok yetiştirilmiş bütün elemanlardan yararlanılması gerektiği düşüncesinde olanlar da vardı. Ama eleman yetiştirmenin zorluğu kadar, istihdam edilmelerinde de sıkıntıların olduğu vurgulandı.
Özel eğitim öğretmenliğinin yanında, bir de branş öğretmenliğinin (Matematik, Türkçe, Müzik gibi) birlikte yürütülmesi zarureti var. Özel eğitim alınırken, branşta yetiştirmeye dikkat edilmesi gerektiği, yetiştirilenlerden de yeterince yararlanılmasının lüzumu vurgulandı.
"Özürlüyü tanıyan ve eğitimini bilen elemana ihtiyaç vardır. Gelişim gösteren çocuğu izlemeden, özürlülerle yapılan çalışmalarda aksaklıklar oluyor." denildi.
Özürlülerle yapılan çalışma, gözleme ve uygulamaya dayalı bir eğitim olmalı. Normal gelişim gösterilen öğrenciyi özürlülerle birlikte değerlendirmenin, böyle bir öğrenciyi tanımadan gösterilen gayretin sağlıklı sonuç vermeyeceği vurgulandı.
Bu konuda üniversitelerin, özürlülerle ilgili problemin çözümü üzerinde birleşmesi gerekir. Aksi halde uzlaşmak zor olur. Nasıl öğretmen yetiştirirler? Nasıl bir eğitim uygulanır? özürlülerle ilgili nasıl bir kitap hazırlanmalıdır? Bu tür ciddi problemlerin aşılmasında, tüm yetkili kurum ve kuruluşlarla, üniversite öğretim üyeleri bir araya gelip tartışmalıdır.
Türkiye’deki özel eğitim öğretmenleri, dünyada yetiştirilen özel eğitim öğretmenleriyle aynı denebilir. Onlar programlarını yenileyen, bunu uygulayan kişilerdir. Dışarıdaki kaynaklardan da istifade ederler. Burada üzerinde durulması gereken husus, öğretmen yetiştirme programlarının yaygınlaştırılması, zenginleştirilmesi ve öğretmen yetiştiren kurumlarla işbirliğinin geliştirilmesidir.
Özürlülerle ilgili kitaplar hazırlanırken, normal gelişim dikkate alınarak hazırlanıyor. Özel eğitim ise, özürlülerin durumuna göre programı düzenleme işini yapıyor. Yani bu beceriyi gösterebilen kişi özel eğitim öğretmenidir. Öğretmenler engellilerle ilgili konuya alaka duyuyorlarsa başarılı olurlar, özel maaş ve sosyal imkanlar için istihdam edilmeleri durumunda başarı şansı düşer.
Ayrıca, "eğitilen özürlülerin iş bulması" sorununa değinildi. "Engellilerin iş bulabilmeleri için kapılan aşındırdığı, bunun son derece doğru bir tesbit olduğu ve yılların çözüm bekleyen sorunu olduğu" vurgulandı. Bu toplantıların amacının engellilerle ilgili tüm problemlere çözüm yolları bulmak olduğu üzerinde ısrarla duruldu.
Hülasa edilecek olunursa; özürlü kişilerin gerek eğitimi, gerek iş bulmaları toplumun ana problemlerinden biridir. Sağlıklı insanların yetişmesi için, sağlıklı ailelere ihtiyaç olduğu da bir gerçektir. Önce özürlü insanların sayısını azaltmak için, önlem almak mecburiyetindeyiz. Ama, bunun yanında özürlü kişileri de eğitmek, topluma kazandırmak zorundayız.


“Engellilerle İlgili olarak yapılan toplantının amacı; engellilerin diğer insanlarla kaynaşarak, bir arada yaşamalarını sağlamak ve ülkemizde bu konu ile İlgili kurum ve kurutuluşlar arası işbirliğini geliştirmektir.”

“Özürlü kişilerin gerek eğitimi, gerek iş bulmaları toplumun ana problemlerinden biridir. Sağlıklı insanların yetişmesi için, sağlıklı ailelere ihtiyaç olduğu da bir gerçektir.”

***