Makale

Hizmet ve Ücret

Hizmet ve Ücret

İbrahim URAL
Din işleri Yüksek Kurulu Başuzmanı

Üretimin ve genel anlamda iktisadı faaliyetin temel unsurlarından biri olan insan emeği konusu, son iki asırdan beri içtimaî adaletle ilgili en önemli me selelerdendir. İslam fıkhı ile ilgi kaynaklarda “icaretül âdemivyi” bahsi çinde yer alan bu mevzu, menfaatin temliki işlemidir.
Hizmet akdini ihtiva eden bu işlemde bir taraf çalışıp, emek sarfetmeyi öbür taraf ise buna bedel olarak belirli bir ücret ödemeyi kabul ve taahhüt etmektedir. Çalışma sadece ferdi ihtiyaçlar değil, milli ve sosyal ihtiyaçları da karşılamaya yönelik farz-ı kifaye türünden bir görevdir. İbn teymiyye “el-Hısbe” adlı eserinde konunun bu yönüne de değinmektedir. Muhammed Ebu zehre de “et-Tefakülül-ictimai fil islam” adlı eserinde bu konuyu vurgulamıştır. Günümüzde bu bahisler “çalışma ekonomisi” ve “içtimai siyaset” başlıklı, eserlerde yoğun olarak işlenmektedir. İş hukuku da bununla ilgilidir.
Ağır sanayiden ileri teknolojiye, endüstri ötesi topluma geçildiği günümüz şartlarında, yirmibirinci yüzyılda, istihdamın önem kazanacağı yönetim araştırmacılarınca öne sürülüyor.
Alvin Toffler, Samuel Huntington, Hazel Henderson’ gibi sosyologlarca geliştirilen bu çeşit teoriler müslüman aydınlarca dikkatle incelenmelidir. Bürokrat sayısının azalması, fakat teknolojinin yeni ve yaygın bir meslek olarak güçleneceği, hizmet sektörünün yine varlığını, koruyacağı içtimai bir vakıa olarak yorumlanabilir. İslâm devletinin ulaştırılmasında, toplumun çeşitli kesimlerine İslâm’ın o konudaki mesajın doğru olarak anlatılması gerekir. Sosyologlara bu konuda önemli’ görevler terettüp etmektedir. Bu bir strateji konusudur.
İslâm fıkhında işçi istihdamı ile ilgili konular ayrıntılarıyla işlendiği halde, tarih kitaplarında zamanki işçilik ücretleriyle ilgili olarak ayrıntılı bilgi yoktur. Bunun sebebi, muhtemelen, o devirdeki üretim faaliyetlerinin genellikle farklı statüdeki ev halkı tarafından gerçekleştirilmesi dolayısıyla, ücretin sözkonusu olmayışıdır. Buna mukabil kamu hizmetlerini gerçekleştiren görevlilerin maaşları hakkında daha detaylı bilgiye sahibiz. Özellikle Hz. Ömer (r.a.) devrinde divân denilen listelerin tanzimiyle birlikte bu konuda düzenli yazılı belgeler oluşturulmuştur.
İslâm fıkhında, devlet işinde çalışanların statüsü ve görevleri hakkında el-Ahkâmüs - Sultaniye, es - Siyâsetü’ş - Şer’iyye, Nasihatü’l - Mülûk vb. eserlerde bilgi verilmektedir. Aynca Ede bü’I - Vezir, Ede- bü’l - Katib, Edebü’l - Kadî başlıklı eserlerde de te’lif olunmuştur. Klâsik fıkıh kaynaklann- da kazâ ve vakıf bahsinde hâkimlerin ve mütevellilerin ücrete istihkak durumlanna da değinilmektedir. İslâm medeniyeti tarihiyle ilgili yeni eserlerde de klâsik dönemdeki İslâm Ülkelerinin askerî ve mâlî teşkilatı hakkında bilgi verilmektedir. Irak bölgesinde başarılı vazife ifâ eden Kadı Şüreyh’in uzun süre bölgede görevli kalması ve - Hz. Ali’nin hilâfeti döneminde - maaşının yüz dirhemden beşyüz dirheme yükseltilmesi İslâm Tarihindeki en eski terfî—taltîf uygulamasıdır.
Hz. Ömer’in kurduğu divanlar çeşitli dairelerden oluşmaktaydı. Bunların başlıcalan şunlardı:
1- Vergi ve adalet işlerini yürüten divan
2- Beytü’l-mâle bakan divan
3- Ordu ile ilgili hizmetleri yürüten divân
4- Görevlilerin tâyin ve azillerini yürüten divan.
O devirde belli başlı kamu görevleri arasında vergi tahsildarlığı (âmil) ve hâkimlik (Kadı) başta geliyordu. Geniş bölgeleri yöneten vâliler, aynı zamanda bölgenin garnizon komutanı statüsüne sahiptiler. Şiblî Numanî Asr-ı Saadet adlı eserinin Hz. Ömerle ilgili cildinde bu konuda kıymetli bilgiler nakletmektedir. Corci Zeydân, «İslâm Medeniyeti Tarihi» adlı eserinde klâsik döneme âit aynntılı bilgiler vermiştir. Bazı Arap Ülkelerinde son dönemlerde «en-Nuzumu’l-İslâmiyye» adı altında eserler yazılmıştır. Bunların bazısı ders kitabı niteliğindedir.
İslâm Tarihinde idarî-bürok- ratik düzenlemeler geniş ölçüde Abbasîler devrinde gerçekleştirilmiştir. Bermekî ailesi, Abbasîİerin ünlü vezirleriydi. Dört halife devrinde kamu görevlileri nakdî ücret alıyorlardı. Daha sonraki devirlerde ise devlete âit arâzîlerin mukataa olarak verilmesi uygulaması getirildi. Selçuklu ve Osmanlı devrinde bu sistem askerî iktâ modeline dönüştü. Osmanlı döneminde Arpalık tevcihi ve te- kaudiyye gibi uygulamalar da getirildi. M.Zeki Pakalın : «Maliye Teşkilatı Tarihi»nde Osmanlı mâlî-idarî uygulamalan konusunu işlemiştir. Bu eserde işlenmeyen konular, Tarih Deyimleri Sözlüğünde geniş olarak ve etraflıca anlatılıyor. I. Hakkı Uzunçarşı- lı’nın eserleri idarî-hiyerarşik yapılanmayı aynntılarıyla tasvir etmektedir.
Şiblî Numanînin naklettiğine göre, İslâm’ın ilk dönemlerinden itibaren, devlet hâzinesi, temel altyapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesi konusunda büyük girişimler başlattı. Sulama kanallan, bentler vs. tesisler kuruldu. Bu amaçla, sadece Mısır’da 124 bin kişi istihdâm olundu. Bunların ücretleri de Beytü’l-mâl’den ödeniyordu. Bu yatırımlar sâyesinde geniş bir kesime istihdâm imkânı sağlanmıştır. Keynes’in ünlü teorisini ortaya atmasından onüç asır önce Hz. Ömer (R.A..) devrinde gerçekleştirilen bu faaliyetler ikti- sad tarihi açısından da önemlidir. İmam Ebu Yusuf’un Kitab-Ü’l Harâc’ın’da ve Ebû Ubeyd’in Ki- tabül - Emvâl’inde umumu bilgilendiren yatınm ve projelerle ilgili hizmetlere de değinilmektedir. İbn Haldün’un Mukaddimesinde de bu bahisler işlenmektedir. Hicrî birinci asırda Irak vâlileri tarafından, bölgede yaygın istihdâm sağlayan yatıranlar gerçekleştirildi. Güney İraktaki bataklıkların kurutulmasına çalışıldı. Yeni sulama kanalları açıldı.
İslâm’ın ilk devirlerinden iti- bâren kamu hizmetlerinde görevlendirilen kişilere hadd-i kifâye (yeterlilik ölçüsü) seviyesinde maaş ödendiği tesbit edilmektedir. Mekke’nin fethinden sonra oraya vâli olarak tâyin edilen Attab b. Esîd’e günlük -1- dirhem itibariyle maaş bağlanmıştı. El-Aclani’nin T abakatü’l-Müctemau’l- İslâmîsinde (sh. 317) bu konuda çeşitli bilgiler yer almıştır. Hu- lefâ-i Râşidin’den Hz. Ebûbekir, Hz. Ömer, Hz. Ali’nin örfe göre vasat düzeyde ücret (maaş) aldıktan, Hz. Osman’ın ise maaş almadığı, tarih kaynaklarında zikredilmektedir. Emevî halifelerinden Ömer İbn Abdülaziz de orta bir hayat seviyesine yetecek bir maaşla yetinmiştir. Dr. C. Yeni- çeri’nin «İslâm’da Devlet Bütçesi» adlı kitabında (sh. 302) bu konuda çeşitli rakamlar verilmektedir. İslâmî kaynaklarda geçen-, sedd-i ramak, kifâf-ı nefs, gınâ vb. tâbirler ulemânın erken zamanlardan itibaren ücret ve maişet konusuyla ilgilendiklerinin bir kanıtıdır. Hadd-i Kifâye vasati bir seviyedir.
Hz. Ömer (R A.) Küfe şehrine yönetici ve komutan olarak tâyin ettiği Ammâr İbn Yâsir’e günlük yarım koyun eti tahsis etmişti. Ebû Yusuf un Kitâbu’l-Harâc’ında (sh. 113-116) geçtiğine göre Hz. Ömer insanların gıdaya olan ihtiyacını belirlemek için anket türünde bir uygulama yaptırdı. Neticede âilenin her ferdi için belli oranda zahîre tahsis etti.
İbn Haldûn, Mukaddimesinde devlet-istihdâm- ekonomi ilişkilerine değinirken, devletin kendisi için polis, asker, kâtip vb. görevliler istihdâm etmesini zorunlu görmektedir. (C- 2.MEB Yay ). Selçuklularda ve OsmanlIlarda medreselerin çoğu vakıf olduğu için, öğretmenlerin maaşları vakıf gelirlerinden ödenirdi.
Fıkıhçılar icâre konusunu işlerken ücretin mahiyyeti ve nelerin ücret olacağı konusunu da tartışmışlardır. Semen (bedel) olan şey yani resmî para ücret olabileceği gibi; kıyemî mallar da, mâhiyyeti belli olan menfaatler de ücret olarak verilebilir. Mecel- le’nin şerhlerinde bu konu çeşitli misâllerle açıklanmaktadır. Ücretin aynî olarak yanî mal veya eşyâ olarak ödenmesi caiz ise de, İmam-ı Ebû Yusuf ve İmam-ı Mu- hammed, yeme, içme ve elbisenin ücret olarak belirlenemeyeceği görüşündedir. İslâm - Türk Tarihinde Fütüvvet ve Ahilik kültürü çevresinde gelişen işçi— işveren ilişkileri sınıfsal bir mâhiyyet arzetmemiş, bilâkis ce- maatçı - dayanışmacı bir ortam içinde gelişmiştir.
Yirminci asrın ikinci yansında ücretlilerin kâra iştirâk ettirilmesi- si sistemlerinin gündeme getirildiği, özelleştirme uygulamalarının yaygınlaşmasıyla birlikte, ağır sanayiye âit tesislerde çalışan ücretlilerin de hissedâr olarak sermâyeye katıldıkları müşâhede
olunuyor.
Toplumda uzlaşmayı ve barışı sağlayıcı olan bu çeşit yaklaşımla- nn tamamen yeni bir uygulama olmadığını, Islâm fıkhındaki mudârebe şirketi modelinin on- dört asırlık bir tarihî birikime sâhib olduğunu ifâde etmeliyiz. Emek-sermâye ortaklığı olarak da bilinen bu çeşit şirketlerde mudârib, emeğini ortaya koyan bir işletmecidir. Akdin fâsid olması hâlinde mudârib, ücretli durumunda kabul edilir ve emsâl ücret alır. Köklü bir geçmişi olan mudârebe ortaklığı, ortaçağda, uluslararası ticaretin büyük bir kısmını teşkil edecek derecede yaygındı. Tanm işletmeciliğini yakından ilgilendiren müzâraa ortaklığında tarla sâhibi sermâyeye, ziraatçı da işletmeciye tekabül etmektedir.
Çağımızda gerek kamu hizmetlerinde ve gerekse iktisâdî faaliyetlerde verimliliği artırma, kalkınmanın temel yollarından biri olarak görülmektedir. İslâm’ın: «İhsan - işi güzel yapmak», «itkan - sağlamlaştırma», «tekmîl - mükemmelleştirmek» vb. kavramlarının hizmet ve üretim hayatı açısından da yorumlanması gerekir. «El işte, gönül oynaşta» tâbiriyle, dünya ve âhiret sevgisini sloganlaştıran Fütüvvet ve Ahilik anlayışını insanlarımızda yeniden üstün değer olarak yeşertmeğe çalışmalıyız. Gelecekteki yeni İslâm Medeniyeti müslüman aydınlardan çok şeyler beklemektedir. Dört asırlık geri kalmışlığı sona erdirmeliyiz. Bunun sorumluluğunu her ân hissetmeliyiz.


DİPNOTLAR
• el - Hısbe; İbn Teymlyye Kuveyt, 1983. (el-Hlsbetü fil-İslâm)
• İslâm’da Sosyal Güvenlik: Fanık Beşer. 1st., 1988 (Sehâ nşr.)
• Sosyal Siyâset; O. Tuna - N. Yalçın taş, 1st, 1988.
• Ahkâmu’s-Sultaniyye; el-Mâverdt, Mısır, 1973.
• Mâliye Teşkilâtı Tarihi (I-IV): M.Z. Pakalın (Maliye Bakanlığı Tetkik Krl. Y.).
• et-Tekâfülü’l-İçtimâî Fi’l-lslâm: A.
Ulvan, Kahire, 1983.
• Çalışma Ekonomisi: S. Zatm, İstanbul,1981.
• İslâm’da Devlet Bütçesi: C. Yeniçeri, İst, 1984.
• Bütün Yönleriyle Hz. Ömer ve Devlet İdaresi: trc. Tallb Alp, 1st, 1974.
• Medeniyet-i İslâmiyye Tarihi:
Corel Zeydân, trc. eden Z. Megamez, C: 2-3, (1st. 1913).
• İslâm’da Ücret: Yıd. Doç. Dr. Âdem Esen, Ank,1993.
• Kitâbu’l-Harâc: Ebû Yusuf, Kahire,1382.
• İslâm’da Emek ve İşçi-İfveren Münâsebetleri: (tebliğ ve müzâkere metinleri) Ensâr Nşr, 1st. 1986.
• Tabakatü’l-Müctemaü’l-İslâmî: el
- Adânt, tarihsiz (Eser Suriye’de basılmış).
• Kitâbü’l - Emval : Ebu Ubeyd Kasım İbn Sellâm, trc. C. Saylık, (1st, 1981).