Makale

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı SAMİ USLU: Yurtdışında bulunan vatandaşlarımıza verilen din hizmetleri, onların vatan ve devletimize bağlılığını artırmaktadır.

RÖPORTAJ:

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sami Uslu, Arkadaşımız tlhami AYRANCI’nın "Başkanlığımızın eğitim faaliyetleri ve yurtdışındaki vatandaşlarımızın Din Eğitimi" konularındaki sorularını cevaplandırdı.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı
SAMİ USLU:

"Yurtdışında bulunan vatandaşlarımıza verilen din hizmetleri, onların vatan ve devletimize bağlılığını artırmaktadır."

■ Sayın Hocam, bize Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitim faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
□ Başkanlığımızın çeşitli hizmet kadrolarında görev yapan personelin hizmette verimliliklerinin artırılması, bilgi, beceri, tutum yönünden istenilen seviyeye ulaştırılması için belli bir plan ve program dahilinde çalışılmaktadır.
Eğitim faaliyetlerinde özellikle halkla direkt muhatap olan ve onlarla içiçe bulunan vatandaşların dinî vecibelerini yerine getirmeleri konusunda onlara yardımcı olan, çağın gelişen ve değişen toplum ihtiyaçlarına manevî yönden cevap verebilen "Din Hizmetleri Sınıfı’nda çalışan personelin eğitim eksikliklerinin giderilmesine daha çok ağırlık verilmektedir.
KISA SÜRELİ HİZMETİÇİ
EĞİTİM KURSLARI
Başkanlığımız eğitim merkezlerinde 1993 Yılı Eğitim Programı gereğince Antalya, Elazığ, Kastamonu, Akçakoca, Bolu ve Manisa illerinde gerçekleştirilen Kısa Süreli Hizmetiçi Eğitim Kurs ve Seminerleri ile 1 Eylül 1993 tarihi itibariyle 455 kişinin eğitim gördüğü kurslar sona ermiş, 13 Eylül-7 Ekim 1993 tarihleri arasında da 510 kişinin eğitimi planlanmıştır. Bugüne kadar gerçekleştirilen Kısa Süreli Hizmetiçi Eğitim Kurslarında başarı oranı % 81, başarısızlar oranı ise %19 civarında olmuştur.
Eğitim hizmetlerini geliştirerek yaygınlaştırmak, Doğu Anadolu ve Karadeniz illerindeki personelin eğitim ihtiyacına cevap vermek amacıyla Erzurum merkez ve Trabzon Darıca eğitim merkezlerinin bir an önce hizmete girmesi için gerekli gayret sarfedilmekte- dir.
UZUN SÜRELİ HİZMETİÇİ EĞİTİM KURSLARI
Hizmetiçi eğitim kurslarından söz ederken Kısa Süreli Hizmetiçi Eğitim Kurslarına ilave, Uzun Süreli Hizmetiçi Eğitim Kursları olarak; İstanbul Haseki ve Konya Selçuk Eğitim Merkezlerinde gerçekleştirilen "Müftü ve Vaizler İhtisasa Hazırlık Kursları" ve "İhtisas Kursları", Yüksek Lisans ve Doktora yapan görevlilerimiz için yapılan "Hizmetiçi Eğitim Kursları", "Aşere, Takrib ve Tayyibe Kursları" ile Başkanlık merkezinde açılan 4 ay süreli “Yabancı Dil Ağırlıklı Eğitim Kursu"nu da buraya eklemeliyiz.
EĞİTİM MERKEZLERİ DIŞINDA YAPILAN EĞİTİM FAALİYETLERİ
Bunlardan ayrı olarak Din Eğitimi Dairesi’nin teşviki ve rehberliği ile hizmette verimliliği artırmak ve mevcut ödenekle daha çok personelin eğitimini gerçekleştirmek, eğitim merkezlerine hizmetiçi eğitim için gönderilecek personelin seçimini daha titiz ve dikkatli yapabilmek için 1987 yılından Çalışma Yönergesinin 7/11 maddesine göre "Mahallinde Hizmetiçi Eğitim Kursları" düzenlenmektedir. Bu kurslar geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da yaygınlaştırılarak sürdürülmüştür.
İl ve ilçelerde yapılan bu kurslara 1993 yılı içerisinde şimdiye kadar 3196 imam- hatip ve müezzin- kayyım tabi tutulmuştur. Sözkonusu kursların bir kısmı halen devam etmektedir.
■ Başkanlığımızın Yurtdışı Eğitim Hizmetlerini genel bir çerçevede değerlendirebilir misiniz?
□ Ülkemizde istihdam alanlarının çalışan nüfusa yetersiz kalması sonucu vatandaşlarımızdan çalışmak ve daha iyi gelir getirmek amacıyla 1960 yılından itibaren çeşitli Avrupa ülkeleri, Avustralya ve bazı Arap ülkelerine çalışmak üzere gidenlerin sayısı bugün 3 milyona yaklaşmış bulunmaktadır. Büyük çoğunluğu ile genç yaş kuşağından oluşan bu vatandaşlarımızın gittikleri ülkenin dinine, kültürüne ve sosyal yaşayışına yabancı olması sebebiyle karşılaştıkları yeni durumlar bu vatandaşlarımız için değişik problemler meydana getirmiştir. Bunların başında da şüphesiz din hizmetlerine olan ihtiyaç gelmektedir. Başlangıçta bir müddet çalışıp geri dönmek üzere yurtdışına giden vatandaşlarımız daha iyi bir iş ve çalışma ortamı bulunca temelli kalmaya karar vermişler ve bulundukları yerlerde dinî ihtiyaçlarını nasıl karşılayabileceklerini düşünmeye başlamışlardır. Dinî duyguları canlı fakat dinî bilgileri yetersiz olan bu vatandaşlarımız ilk on yıl içerisinde bulundukları ülkelerde din konusunda tam bir mahrumiyet ve fetret dönemi yaşamışlardır. Böylesi bir ortamda dine susamış ve dinî havanın hasretiyle yanıp tutuşan temiz, duygulu Anadolu insanı, din konusundaki eksiklerini giderip manevî yönden kendi kendisine yetinmeye çalışırken, daha önce adını dahi duymadığı bir takım dinî ve siyasî gruplan karşısında bulmuştur.
Dine duyulan ihtiyacın karşılanması kaçınılmazdır. İşte din görevlisi edinme ihtiyacı duyan bu vatandaşlarımız da din adamı kisvesiyle karşılarına çıkan herkese mürşid nazarıyla bakmışlardır. Halbuki bu kişiler, bir çoğu gibi işçi olarak yurtdışına giden ve vatandaşlarımızın dinî ihtiyaçlarını karşılayabilecek ehliyetten mahrum kimselerdir.
İnsanlarımız, sahip olduğu sağduyusu ve dinî gayretleriyle pekçok dernek kurmuş, mescitler, camiler açmış ve sayıları devamlı artan yeni binalar satın alıp, dinî hizmetlere tahsis etmişlerdir.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nca 1971 yılından itibaren Ramazan ayı ve Kurban Bayramı münasebetiyle bir ay süreyle işçilerimizin yoğun olarak bulunduğu ülkelere din görevlisi gönderilmeye başlanmıştır. Yurtdışı din hizmetlerinde görülen en köklü çözüm 1985 yılının Temmuz ayından itibaren yurtdışı hizmetleri, devletimiz tarafından karşılanmak suretiyle yurtdışına din görevlisi gönderilmesiyle bulunmuştur.
YURTDIŞINDAKİ VATANDAŞLARIMIZIN VE BUNLARIN ÇOCUKLARININ DİN EĞİTİMİ
Başkanlığımızca yurtdışına gönderilen her kademedeki personel tarafından bir yandan belli bir yaşın üstündeki vatandaşlarımıza din hizmeti sunulurken öte yandan genç neslin dinî, millî ve manevî değerlerimize bağlılıklarını temin etmek amacıyla mahallî şartların elverdiği ölçüde okullarda ve camilerde dinî bilgiler verilmektedir. Yurtdışındaki vatandaşlarımız cami açarken, ibadet maksadı yanında çocuklarının din eğitimi görmelerini de şiddetle arzu etmişlerdir. Yurtdışındaki din görevlile- rimizce yürütülmekte olan eğitim faaliyetlerinin elle tutulur sonuçlarından biri; 54.094 öğrenciye eğitim verilmesi ve bunlardan namaz kıldırabile- cek kadar Kur’an-ı Kerim ve dinî bilgiye sahip 5612 öğrencinin yetiştirilmiş olmasıdır. Ayrıca 3 kız 15 erkek öğrenci hafızlığını bitirmiş, 35 kız 84 erkek öğrenci de hafızlığa çalışmaktadır.
SOSYAL FAALİYETLER
Öte yandan yurtdışındaki vatandaşlarımıza din hizmeti sunarken, onların sosyal durumları görmemezlikten gelinemez. Bu itibarla dinî karekterli sosyal faaliyetlerde yurtdışı birimlerimizin çalışma programlarında yer almıştır.
PERSONEL SAYISI
Çeşitli ülkelerde çalışan işçi yurttaşlarımızın ihtiyaç duydukları din hizmetlerini daha yaygın ve etkin hale getirmek amacıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı Yurtdışı Teşkilatının kurulmasına ihtiyaç duyulmuştur. İçinde bulunduğumuz tarih itibariyle Başkanlığımızın yurt dışında; 15 Müşavir, 13 Ataşe, 4 Ataşe Yardımcısı, 3 Sosyal Yardımcı,- 667 Geçici Süreli Din Görevlisi, 52 Öğretmen Din Görevlisi ve K.K.T.C.’de görev yapan 56 din görevlisi olmak üzere toplam 35 ülkede 810 personeli bulunmaktadır.
MEVCUT KADRO
YETERLİ DEĞİLDİR
Yurtiçinde olduğu gibi yurtdı- şında da camilerde vaaz, hutbe, Kur’an-ı Kerim eğitimi, konferans ve halkımızın dinî konularda sorularını cevaplandırarak onları dinî yönden aydınlatma şeklinde gerçekleştirilen bu hizmetler, vatandaşlarımızın hayatları üzerinde müsbet bir tesir bırakmakta, onların birlik ve bütünlük içinde vatan ve devlete olan bağlılıklarını artırmaktadır. Bu hizmetlerin daha verimli ve etkin hale getirilebilmesi için hali hazırda yurtdışı kadrolarımızın sayısı yeterli değildir.
Üç milyon insanımızın dışar- da yaşadığını farzedersek bunların kendi kültürlerini ve benliklerini muhafaza için elimizden geleni yapmamız gerektiği inkâr edilemez bir vakıadır. Bu sebeple Diyanet İşleri Başkanlığı yurtdışı kadrolarında tenkisâta gidilmesi düşünülmemeli, aksine yeni kadrolarla takviye edilmelidir.
■ Efendim, yurtdışında bulunan
vatandaşlarımızın "Müslüman" kimliği taşımaları sebebiyle herhangi bir problem sözkonusu mu?
□ Vatandaşlarımızın bulunduğu Batı Avrupa Ülkelerinde din ve vicdan hürriyetine tanınan haklardan istifade edebilmek suretiyle yerine getirilmeye çalışılan din hizmetlerinde güçlüklerin giderilebilmesi için, bu ülkelerde İslâm Dininin resmen tanınması önem arzetmektedir. Ancak, sözkonusu ülkelerde İslam Dinine karşı değişik tutumların bulunması ve İslâm Dini hakkında eskiden beri sürdürülen menfi propagandaların yolaçtığı kin sebebiyle, islâmiyetin resmi din olarak kabul görmemesi ve büyük bir kitleyi oluşturan müslümanların resmi makamlar nezdinde temsil edilmemeleri sıkıntı yaratmaktadır.
Din ve vicdan hürriyetinin teminat altına alındığı çeşitli Avrupa ülkeleri ve Amerika Birle- şit Devletleri’nde din taassubu olmadığını iddia etmek mümkün değildir. Din konusunda tarafsız ve eşit davranılmadı- ğı, Hristiyanlık dinine sahip çıkıldığı halde, diğer dinlere karşı aynı tutumun gösterilmediği bir gerçektir.
■ Sayın Hocam, Başkanlığımızın bağımsızlığını yeni kazanan Türk Cumhuriyetleriyle olan münasebetlerini de öğrenebilir miyiz?
□ Bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetleri, Rusya Federasyonu ile Balkan ve Kafkaslarda yaşayan Müslüman soydaşlarımızın dinî konuda vuku bulacak bütün taleplerini ve soydaşlarımızın din ihtiyaçlarının tamamını Başkanlığımız imkânları ölçüsünde karşılanması hedef seçilmiştir.
Bu itibarla anılan ülkelere din görevlisi gönderilmesi, muhtelif cumhuriyetlerden getirilen öğrencilerin Başkanlığımıza bağlı Kur’an kurslarında okutulması ve bunlara burs verilmesi, soydaşlarımıza dinî yayın ve malzeme gönderilmesi, cami inşa ettirilmesi ve her yıl belli sayıda soydaşımızın hac ibadetinin ifa ettirilmesi çalışmalarını söyleyebiliriz.
Hali hazırda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Rusya Federasyonu, Türkmenistan, Tacikistan, Lit- vanya ve Kırım’da toplam 6 Din Hizmetleri Müşaviri, 15 Din Görevlisi görev yapmaktadır. Ramazan ayı münasebetiyle 1991, 92, 93 yıllarında Batı Trakya’ya gönderilen 4 Din Görevlisi Yunan makamlarınca geri çevrilmiştir.
Çeşitli ülkelerden gelen toplam 607 soydaş öğrencinin 462’sinin İstanbul, 65’inin Trabzon, 58’inin İçel, 22’sinin Konya’daki Kur’an kurslarında dinî yönden eğitimleri sağlanmaktadır.
Soydaşlarımıza toplam 294.000 adet yayın gönderilmiş, Bağımsız Türk Cumhuriyetleri ile, değişik ülkelerde yaşayan Türk toplulukları için çeşitli dinî malzeme ile soydaşlarımıza dağıtılmak üzere
25.000 adet Kur’an-ı Kerim, Azeri, Kazak ve Özbek lehçelerinde 25’er bin adet Kur’an Okumaya Giriş, Azeri ve Kazak lehçelerinde de 30’ar bin adet Resimlerle Namaz Hocası kitapları bastırılmıştır. Kur’an Okumaya Giriş kitaplarının ikinci baskı çalışmalarıyla Tatarca 50.000 adet basım çalışmaları devam etmektedir. Bunlara ilave olarak Başkanlığımızın periyodik yayınlarından Diyanet Aylık, Diyanet Çocuk ve Diyanet İlmi Dergileri de gönderilmektedir.
Bağımsızlığını ilan eden Türk Cumhuriyetlerinde cami ve kültür merkezleri açılabilmesi amacıyla başlatılan yardım kampanyasıyla toplanan meblağ ile sözkonusu Cumhuriyetlerin herbirinde birer cami inşasına başlanacaktır.
■ Sayın Hocam, verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyorum. Son olarak bütün bu söylediklerinize eklemek istediğiniz birşey var mı?
□ Geçimlerini sağlamak üzere geldikleri Avrupa ülkelerinde, tamamen yabancı bir çevrede, bir yandan Batı’nın serbest toplumu içerisinde yaşamanın çekiciliği, öte yandan, önceden inanageldikleri değerlerin gereğini yerine getirme arasında bocalayan vatandaşlarımızın ve Sovyet boyunduruğundan yeni kurtulmuş olan soydaşlarımızın moral ve manevî açıdan desteklenmeye ihtiyaçları vardır. Aksi takdirde özellikle Avrupa ülkelerindeki vatandaşlarımız yabancı bir kültürün baskısı altında bulunmaları sebebiyle birgün her bakımdan yok olma tehlikesiyle karşı karşıya- dırlar. Nitekim yıllarca önce Avustralya’ya göçeden, bugün benliklerini tamamen unutmuş olan Türk ailelerinin durumu buna canlı bir örnek teşkil etmektedir.
Bu sebeple; din hizmetleriyle ilgili kadrodaki açığın bir an evvel giderilmesinde ve yurtdışı din hizmetlerinin vasıflı personelle takviye edilmesinde zaruret müteala olunmaktadır.
Din görevlisi, öğretmen ve diğer sosyal rehberlerle takviye edilmeden yurtdışı toplu- munun değişik kültürel şartlarda "Türk kimliği" ile muhafazaları mümkün görülmemektedir.