Makale

AVRUPA ÜLKELERİ RADYO VE TELEVİZYONYARINDA DİNİ YAYINCILIK

AVRUPA ÜLKELERİ RADYO VE TELEVİZYONYARINDA DİNİ YAYINCILIK

Tarih boyunca insanlar düşünce, inanç ve yaşayışlarını kendi toplumlarına anlatabilmek ve medeniyetlerini gelecek kuşaklara da aktarabilmek için çeşitli vasıtalardan istifade etmişlerdir.
Teknolojinin evrimine paralel olarak her geçen gün yenileri ilave edilen bu vasıtaların, çağımızda en etkili olanları şüphesiz basılı, sesli ve görüntülü yayın araçlarıdır.
Din olgusu, insanlık tarihi boyunca her toplumda değişik biçim ve karakterlerde tezahür etse de, o toplumun ana kültürünü teşkil eden önemli bir unsur olarak vârolagelmiştir.
Dolayısıyla, dinî inanç ve yaşayışın toplum fertlerine anlatılmasında, gelişen teknolojik vasıtaların kullanımı da kaçınılmazdır.
Totaliter rejimlerin, insanın hürriyet tutkusuna bir bir baş eğmesinden sonra, bugün dünyada pek çok ülke radyo-televizyonlarında düzenli olarak dinî yayın yapıldığına şahit olmaktayız.
İşte biz bu incelememizde, bir makale hudutları dahilinde ülkemizde ve çoğunluğu lâik olan bazı Avrupa ülkeleri radyo-televizyonlarındaki dinî yayıncılığı kamuoyunun gündemine getirmek istedik.
Şöyle bir soru akla gelebilir: "Neden Avrupa Ülkeleri?" Memleketimizde her ne zaman din adına bir talepte bulunuldu mu, bazı kesimlerce hemen lâiklik denilir, irtica denilir, çağdaşlıktan dem vurulur ve Avrupa ülkelerinden örnekler sunulur. Nitekim Diyanet İşleri Başkanlığının TRT’ye, dinî program saatlerinin artırılmasıyla ilgili vâkî müracaatı, "Avrupa ülkeleri arasında en çok dinî program yayınını biz yapıyoruz" gerekçesiyle reddedilmişti.
Acaba gerçek öyle miydi? Biz de araştırmamıza buradan başlayalım istedik. Bu ülkelerde dinî programları kimler hazırlıyor, kim denetliyor, ne kadar süre tahsis edilmiş ve neler sunuyorlar. Ayrıca, bu ülkelerdeki -varsa-özel dinî radyo ve TV istasyonları ile kanallarını anlatarak, ülkemizdeki dinî yayıncılıkla bir mukayesesini yapmaya çalışacağız.
Radyo-TV yayıncılığında devlet tekelinin kaldırılarak, özel radyo ve TV kurulmasına imkân tanıyan çeşitli yasal tedbirler düşünüldüğü ülkemizde, böyle bir araştırmanın faydalı olacağını umuyoruz.
Yeni düzenlemelerde, dinî yayıncılığın da nazar-ı dikkate alınacağı ve gereken önemin verileceği ümidiyle...
Alişen Başgönül





İNGİLTERE
4 kanaldan yayın yapan İngiliz televizyonunun 2 kanalı BBC’ye, yani devlete, 2’si de (ITV ve 4. kanal) ITC adlı şirketler topluluğuna ait. Bu topluluğa ayrıca, 1993’te yayına başlayacak 3. kanal adlı yeni bir kanal tahsis edildi.
BBC, "televizyon lisans ücreti" adı altında her yıl halktan toplanan vergilerle, diğer kanallar da reklam gelirleriyle yayınlarını sürdürmektedir.
Her iki kuruluşun da mahalli ve ülke bazında yayın yapan radyoları var.
Televizyon kanallarının hepsinde, radyo dalgalarının da büyük çoğunluğunda haftalık düzenli olarak dinî yayın yapılmaktadır.
BBC televizyon kanallarında yıllık 167 saat dinî program yayınlanmakta olup, bu oran diğer programlar arasında %1.3 ; radyoda ise 397 saatlik yıllık dinî program yayınıyla %1.3’e tekabül etmektedir.
ITV’de ise haftada 2.5 saatlik dinî program yayınlanmakta olup, diğer programlara göre oranı
%1.5 dir. 4. kanalda haftada 1,5 saatlik (%1.4) değişik zamanlarda dinî program yayınlanmaktadır.
Programlar, televizyon prodüktörleri ve kilise yetkililerinin müşterek gayretleriyle hazırlanmaktadır. Ayrıca, kilise bünyesinde kurulu 150 kadar yayın şirketi, televizyon ve radyolara dinî programlar hazırlamaktadır.
Programlar genelde pazar günleri kiliseden yapılan naklen ibadet yayınları, dinî haber programları, İncil1 den öğütler ve diğer inançtan olanlar için belgesel nitelikte hazırlanmış dinî konular içermektedir.
Pek çok ülkede olduğu gibi, İngiltere’de de kilise otoriteleri, dinî programlardan pek memnun değil. Bu memnuniyetsizliği indirmek için çeşitli dinî grupların temsilcilerinden oluşan CRAC adlı bir müessese kurulmuş. 1926 yılından beri hayatiyetini devam ettiren ve Hristiyanların yanısıra Yahudi, Müslüman, Hindu, Sih temsilcilerinin de bulunduğu 29 kişilik bu kuruluş, televizyon ve radyoda yayınlanan dinî programlara danışmanlık ve kontrol görevi ifâ ediyor. Ayrıca, BBC ve ITV’de dinî programları hazırlayan bölümlerde, sürekli çalışan temsilcileri var.
1990’da çıkarılan bir kanunla İngiltere’de dinî asgariye yayın yapan radyo ve kablo televizyona izin verildi. Halen 2 mahalli radyo başlıca dinî yayın yapmaktadır. Ayrıca, ticari kanallar (ITV,C.4)’da, diğer dinleri rencide etmemek kaydıyla müesseseler, dinî reklamlar yayınlatabilmekte. Bu haktan Müslümanlar da yararlanabiliyor.

İTALYA
İtalya’da ülke genelinde yayın yapan devlet kontrolünde 3 kanal (RAI-1,2,3), 23 de özel televizyon kanalı var. Bu kanalların büyük çoğunluğunda haftalık düzenli dinî yayınlar yapıl-maktadır.
RAİ 1 ve 2. kanallarında haftada yaklaşık 4 saat süreyle, pazar günleri kiliseden yapılan naklen yayınların yanısıra, dünyanın değişik bölgelerinde cereyan eden hadiselerin dinî pers-pektiften tahlil edildiği dinî magazin programı yayınlanıyor.
Bu sürenin 1 saati Protestan ve Yahudilere tahsis edilmiş olup, bu grupların dinî otoritelerince hazırlanan programlar, 2. kanalda yayınlanmaktadır. Bunun mukabilinde Televi-zyon kurumu bunlara telif ödemesi yapmaktadır.
1. kanalda ise, Katolik kilise otoriteleri ile TV prodüktörlerinin aralarındaki sözleşmeye binâen, programlar birlikte hazırlanmaktadır.
İtalya’da ülke genelinde bulunan 3500 mahalli radyodan 500’ü dinî yayın yapmaktadır. 500 mahalli TV istasyonundan 45’i, doğrudan kiliseye bağlı olarak yayınını sürdürüyor.

VATİKAN
İtalya’nın Başkenti Roma’nın göbeğinde, 2.5 km2’lik bir alanda kurulu, dünyanın en küçük bağımsız devletçiği Vatikan, pek çok ülkenin radyo yayın saatlerinden daha fazla bir süre ve daha geniş bir alana yayın yapan, modern cihazlarla donatılmış dev bir radyoya sahip.
Avrupa Yayın Birliği (EBU) üyesi de olan Radyo, günde 34 ayrı dilde ve 2 ayrı dalgadan 24’er saat (48 saat) süreyle, dünyanın değişik 20 bölgesine yayın yapmaktadır.
Çeşitli milletlerden 420 kişinin çalıştığı radyo, dinî programlar yanında sosyal, kültürel ve haber, müzik, lisan gibi konularda da programlar yayınlamaktadır.
Vatikan, TV istasyonuna da sahip. Ancak şu anda düzenli bir yayın yapmıyor. Çeşitli paket programlar hazırlayıp, film merkezinde topladığı programlan ilgili ve istekli ülkelerin televizyonlarına (çoğunluğu diplomatik çantalarla) gönderiyor.




HOLLANDA
Dünyada kendine has bir yayın sistemine sahip Hollanda’da TV ve radyo kanallarındaki yayın saatleri, üye sayısına göre siyasî ve dinî grupların kurduğu kuruluşlara pay edilmiş.
Radyo-TV Kurumu.N0S bir şemsiye ve organizatör vazifesi yapıyor. Sadece eğitim programları ve reklamları hazırlayıp sunuyor. 3 kanallı Hollanda televizyonunun diğer programları ise, belli başlı 8 yayın kuruluşu tarafından hazırlanıyor.
Bunlardan 4 tanesi kiliselerle organik bağı olan dinî amaçlı kuruluşlar: KRO (Kato-lik), NCRV (Liberal Protestan), EO (Evancelikal Protestan), IKON (14 kilisenin iştiraki).
Bu kuruluşlar Radyo ve TV’deki programları nı kendileri hazırlıyor ve yetkililerince denetlendikten sonra yayınlanıyor. Bu programlar karşılığında hükümet, kendilerine yıllık para ödüyor.
Pastadan en büyük payı alan 8 yayın kuruluşunun yanı sıra, üye sayısı belli bir limiti doldurmayan topluluklara da TV ve Radyo’dan yayın hakkı tanınmış. Mesela, Türkler ve Sürinamlıların ortaklaşa idare ettikleri İOS (İslâmi Yayın Kuruluşu) haftada 30 dakika TV 3’te, 2 saat da Radyo 5’te dinî program yayınlamaktadır. Buna karşılık Hollanda hükümetinden yılda yaklaşık 5 milyon gulden (15 milyar Türk Lirası) almaktadır.
Dinî radyo-TV kuruluşlarının en büyüğü 640.000 üyeli KRO (Roman Katolik Radyo ve Televizyon Kuruluşu). Televizyonda haftada 15 saat, radyoda (RI, R2, R5) ise 70 saat yayın yapıyor. Bu yayınlar çeşitli haber, doküman, aktüalite, drama, eğlence ve çocuk programlarını içermekte.
Dinî program adı altında haftada 1.5 saat pazar günleri yayın yapan KRO’ nun Programlar Genel Direktörü Richard SCHOON-HOVEN’e, "haftada ne kadar dinî yayın yapıyorsunuz?" diye sorduğumda, aldığım cevap hayli enteresandı: "Bizim dinî olmayan programımız yok ki!" Ve ekliyordu: "Bu ülkede Cozby Ailesinden tutun da Muppets Shovv’a kadar biz yayınlarız. Ama hepsinde Hristiyanlığa ait dinî mesaj ve muhteva vardır."
KRO’nun her yıl yeni yayın dönemi, rahipler konferansı Başkanı Kardinal Simenis’in sezonu açış ve takdim konuşmasıyla başlar.
FRANSA
Fransa’da dinî programlar 1986’da TFl’in özelleştirilmesinden sonra devlet televizyonu Antenne 2’ye kaydırıldı.
Antenne 2’de her pazar sabahı 3.5 saat dinî programlar yayınlanır. Bu sürenin 30 dakikası Müslümanlara, 15-45 dakikası Yahudilere, 30 dakikası Ortodoxlara, 30 dakikası Protestanlara, 90 dakikası da Roman katoliklere ait.
Fransa’da dinî gruplar kendi programlarını kendileri hazırlar ve dinî otoritelerine kontrol ettirirler. Bu programlarda naklen ibadet yayınlarının yanı sıra, dinî magazin ve sosyal problemler dile getirilir.
Televizyon kuruluşu,’ 1 saatlik programın yayın masrafını üstlenmiş. Katolik Radyo Televizyon Komitesi (CFRT), 100.000 gönüllü üyesinden topladığı 20 milyon Frank (20 milyar TL)’lık bütçeye sahip.
Komite ayrıca bazı kablo tv’lere ve Avrupa’ya yayın yapan Olympus uydu kanalına dinî, kültürel ve eğitim programlan yapıp yayınlatmaktadır.
Bunlara ilave olarak 1000 kadar mahallî radyodan 48 adeti sadece dinî yayın yapıyor.

ALMANYA
Almanya’da düzenli dinî yayıncılığın tarihi 1952’lere dayanır. Roman katolik ve protestan kiliselerinin müştereken kurmuş oldukları "Kilise Radyo ve Televizyon Komisyonu" adlı yayın kuruluşu, hazırladığı programları ücretsiz olarak Televizyon ve radyolardan yayınlatma imkanına sahip. Yahudi ve diğer azınlık dinî gruplar da bu komisyona üye.
Bu kuruluşun 1980 yılından bu yana ARD ve ZDF televizyonları ile radyolarında yıllık, yaklaşık 2000 saat dinî yayın yapma kontenjanları var. Ayrıca mahallî radyolara da programlar hazırlıyor.
RTL Plus ve SAT 1 adlı uydu yayın yapan televizyonlar da bunlardan haftada 10-45 dakika arası değişen programlar alıp ücretsiz yayınlamaktadırlar.
Alman yasaları dinî radyo ve televizyona henüz izin vermiyor. Ancak, ülkenin hemen her yanında bulunan çeşitli mahallî istasyonlar, başka ülkelerden naklen yayın yapmakta. Mesela Monte Carlo’dan 100 dilde yayın yapan, "Dünya Misyonerlik Radyosu" olarak bilinen "Trans World Ra-dio"nun programlarını, 35 verici istasyonu ile ERF Radyosu ülkenin her yanına ulaştırmaktadır. Radyonun ayrıca Türkçe yayınları da var. En büyük gelir kaynağının, halkın ödediği kilise vergilerinden oluşan radyonun sahibi, Evancelikal Kilise.

İSPANYA
İspanya Televizyon Kuruluşu TVE, 2 kanala sahip. Her iki kanalda da haftalık düzenli dinî programlar yayınlanır.
EBU yıllık istatistiklerine göre, İspanyol Radyosunda yıllık 108 saat (%0.4) genel dinî program, 26 saat (%0.1)’da naklen ibadet programı yayınlanıyor. Televizyonda ise 144 saat (%1.2) genel dinî program, 77 saat (%0.6)’da kiliseden naklen yayın yapılmaktadır.
Bu programlar, Televizyon kurumunun sağladığı teknik imkânlarla kilise kontrolünde hazırlanıyor.
İspanya’da katolik kilise bir de radyoya sahip: COPE. 24 saat süreyle orta dalga ve FM bandından yayın yapan radyo’nun ülke genelinde 120 istasyonu ve 1000 çalışan personeli var.

DANİMARKA
Danimarka’da Televizyon 1 ve 2. kanalı ile Radyoda haftalık düzenli dinî yayın yapılmaktadır.
Bu programların süresi TV l’de haftalık 50 dakika (%1.5), TV 2’de ise yaklaşık 30 dakika. TV’de daha çok Lutheran kilisesinden naklen yayın yapılırken, TV 2’de diğer dinî grup ve mezheplerin görüş ve düşünceleri ile çeşitli kültürel konular ekrana getirilir.
Radyoda ise 5.5 saatlik bir dinî yayın yapılmakta olup, programda magazin, naklen ibadet yayını ve kültürel konular işleniyor.
Danimarka yasaları, mahallî dinî radyo ve TV kurulmasına izin veriyor. Halen bu ülkede 30 mahallî radyo ve 3 mahallî TV dinî yayın yapıyor. Bunların en büyüğü 2 Copenhagen kili-sesine ait KKR. Radyoların en popüleri ise Roman Katolik comitesine ait Radio STENO.

PORTEKİZ
Portekiz’de 2 devlet kontrolünde kanal, 2 de özel (ticari) kanal mevcut. Devlet televizyonu (RTP)’de haftalık düzenli dinî yayın yapılmaktadır.
EBU istatistik verilerine göre Portekiz televizyonunda yılda 137 saat (%1.4) genel dinî yayın, kiliseden de naklen 69 saat (%0.7) dinî yayın yapılıyor. Programlar, katolik kilise ve TV prodüktörlerinin işbirliği ile hazırlanıyor.
Geçtiğimiz yıl Meclis kararıyla izin verilen 2 özel kanaldan birisi kiliseye tahsis edildi.
Katolik kilise ayrıca, 1937’ den bu yana yayınını sürdüren ve ülkenin her tarafına yayın yapan bir radyo istasyonuna sahip. Renascença Radyosu, %30’luk dinleyicisiyle ülkenin 2.büyük radyosu konumunda.

...VE TÜRKİYE
Daha fazla tahammül sınırınızı zorlamamak için örnekleri burada kesip Türkiye’deki dinî yayıncılığa geçmek istiyorum.
Bilindiği üzere Türkiye’de devlet kontrolünde 6 kanal var. Bunlardan 1.kanalda 45 dakika, 2.kanalda 26 dakika, 5. kanalda 45 dakika ve TV GAP’ta da 15 dakika olmak üzere toplam yıllık miktar 204 saat olup, dinî yayınların diğer programlar içindeki oranı %1.4’tür.
Radyoda ise Rl ve R2’de haftada 120 dakika, Ramazan ve Mevlid programları dahil yıllık 146 saat 50 dakika (%2.01) dinî program yayınlanmaktadır. Ayrıca Türkiye’nin Sesi Radyosunda da haftalık dinî programlar yayınlanır.
Bu programlar TRT personeli tarafından hazırlanmakta olup, TRT Denetim Kurulu elemanlarınca kontrol edilmektedir. Yalnız Mevlid programlarında Diyanet İşleri Başkanlığı ile işbirliği yapılmaktadır.
Ülkemizde halen, sadece dinî yayın yapan özel radyo, tv, uydu veya kablo tv. henüz mevcut değildir.

DÜŞÜNCELER-TEKLİFLER

1- DİNÎ YAYIN SÜRELERİ ARTIRILMALIDIR
EBU yıllık istatistik verilerine bakıldığında TRT dinî yayın süreleri diğer Avrupa ülkelerinden fazla gibi gözükmektedir. Ancak, Türkiye’yi temsilen EBU’ya yalnız TRT üyedir. Diğer ülkelerden her yayın kuruluşu ayrı üyedir, bazıları da üye değildir. Bu yüzden EBÜ verileri tam gerçeği yansıtmakta yetersizdir.
Bir mukayese yapılacak olursa; İngiltere’de yıllık dinî yayın süresi BBC Tele-vizyonlarında 167 saat, radyolarında 397 saat; ITV’de 130, C.4’de 78 saat; toplam 772 saat. Buna, yalnız dinî yayın yapan radyolardaki saatler ile ILR’ye bağlı mahallî radyolardaki sürelçr dahil değil.
Türkiye’de ise TV’de yıllık 204 saat, Radyoda da 146 saat 50 dakika, toplam 350 saat 50 dakika
Oran olarak da; dinî yayınların diğer programlar içerisindeki yeri İngiltere’de %5.5, Türkiye’de %3.4.
Televizyondaki haftalık dinî yayın süreleri artırılır alı, TV l’de 2 saate, TV 2’de 1 saate, TV 5’te 1 saate, TV GAP’ta 2 saate çıkartılmalı, Radyoda da paralel oranlarda artırılmalıdır.

2- DİNÎ YAYINLARIN KALİTELERİ YÜKSELTİLMELİDİR
Üzülerek belirtmeliyim ki, mevcut haliyle dinî programların kalitesi, Avrupa yayın standartlarının çok gerisindedir.
Bu sebeple;
a) 1. kanalda perşembe günleri yayınlanan "inanç dünyası" adlı program, cuma gününe kaydırılmalı. Seçilecek bir camide o gün yapılan vaaz, kamuoyu gündemindeki problemlerin tahlil edildiği bir hutbe ve ibadet esnasındaki görüntüler ekrana getirilmeli, imamın namaz kıldırırken okuduğu ayetlerin mealleri alt yazıyla verilmelidir.
Böylece programlar, daha canlı, heyecanlı ve tabiî hale getirilmiş olacaktır.
b) Programlar monoton sohbet takdiminden kurtarılmalı, dinî magazin programları, dokümanter programlar, diğer ülkelerdeki Müslümanların yaşayışları ekrana getirilmelidir.
c) Kandil gecelerindeki programlar mutlaka naklen verilmelidir. İbadetlerde o an duyulan haz önemlidir. Bunu ekran karşısındaki seyirciye tattırmak lazımdır. Din adamlarının aktör olarak kullanılarak, sunî cemaat takviyeli gündüz çekimlerinin, gece banttan yayını oldukça yavan kalmaktadır.
İnanıyorum ki, bu programlardaki kalite düşüklüğünde, hazırlayanlarına yeterince imkân tanınmamasının da büyük rolü vardır. Sıradan bir eğlence programına tanınan imkanın ve gösterilen ihtimamın yarısı sağlansa, zannediyorum daha güzel programlar üretilecektir.





3- DİNÎ PROGRAMLAR TRT DİYANET İŞBİRLİĞİYLE HAZIRLANMALI
Halkı dinî yönde aydınlatma görevi, yasalarla Diyanet İşleri Başkanlığına verilmiştir. Din adına yapılan bir programda, ilgili kuruluşun görüşünün alınmayışı bir eksikliktir. TRT mev-zuatındaki buna mani çelişkilerin yeniden gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır.
Pek çok Avrupa ülkelerinde dinî programlar ya dinî otoritelerce hazırlanmakta, ya hazırlanan programlar onlara denetlettirilmekte veya müşterek işbirliğiyle hazırlanmaktadır.
İslâm Dini gibi evrensel mesajlar taşıyan, toplum hayatı ile yakından ilgilenen, yanlış yorumlanmasında toplumda derin yaralar açacak bir din adına yapılan programlarda ve onun kutsal kitabının tilavetinde, konunun uzmanlarından müteşekkil bir kurulun görüşlerinin alın-masında zaruret görmekteyiz.
TRT, Türk Silahlı Kuvvetlerine ve Milli Eğitim Bakanlığına tanıdığı kendi programlarını kendilerinin yapma serbestiyetini, Diyanet İşleri Başkanlığından esirgememelidir.

4- DİNÎ YAYINA ÖZEL KANAL TAHSİS EDİLMELİ
Yayıncılıkta Devlet tekelinin kaldırılarak özel yayıncılığa da izin veren yasal düzenlemeler yapılırken, halkın dinî yönden aydınlatılması ihtiyacı gözardı edilmemelidir.
TDV ve Diyanet İşleri Başkanlığına, Televizyondaki mevcut kanalların birisi, veya ihdas edilecek yeni bir kanal tahsis edilmeli ve kendi radyosunu kurmasına izin verilmelidir.
İnanıyorum ki, dinî aydınlatma konusuna, hava tahmin raporlarının bildirilmesi, kayıp eşyaların duyurulması ve yol durumlarının ilânı kadar da olsa bir önem verilecektir. Meteoroloji ve Polis Teşkilatı’na tanınan radyo yayın hakkının, Diyanet işleri Başkanlığına da tanınmasını bekliyoruz.
(*)Bu araştırma, Avrupa Topluluğu Kültür Vakfı’nın bir yan kuruluşu olan ve İngiltere’de bulunan Avrupa Medya Enstitüsünde, konuyla ilgili değişik kitap ve süreli yayınları tarayarak, ayrıca değişik ülkelerin Radyo-TV kuruluşlarında bulunarak yapmış olduğum incelemeler neticesinde hazırladığım "Religious Broadcasting in Europe" adlı tez çalışmamdan özetlenmiştir. (A.B.)