Makale

BİR SEMPOZYUMUN ARDINDAN

BİR SEMPOZYUMUN ARDINDAN

"Sünnet,
İslam
Toplum
Yapısının
Vazgeçilmez
Unsurudur."

Şükrü ÖZBUĞDAY
Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi

İslam’ı ilimler Araştırma Vakfı tarafından 18-20 Kasım 1995 tarihleri arasında İstanbul’da "Milletlerarası Sünnetin Dindeki Yeri" konulu bir sempozyum düzenlenmiştir. Bu sempozyuma, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Sami USLU, Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Lütfi Şentürk’le birlikte Başkanlığımız adına izleyici olarak katıldık. Beş ara oturum ile, açılış ve değerlendirme oturumlarından meydana gelen sempozyumda yurt içinden ve yurtdışından seçkin ilim adamlarınca 12 tebliğ sunulmuştur, bu tebliğler, ülkemizin şöhret bulmuş ilahiyatçılarına ilaveten Iran, Suudi Arabistan, Mısır, Suriye ve Pakistan Üniversitelerinden davet edilen müzakereciler tarafından değerlendirilmiştir.
Açılış oturumunda. Vakıf yöneticileri, Sempozyum koordinatörü ve misafirlerin konuşmalarına yer verildi. Bu bölümde. Başkanlığımız adına bir konuşma yapan Başkan Yardımcısı Sami USLU: "Diyanet İşleri Başkanlığı’nın daima Kur’an ve Sünnetin çizgisinde hareket ettiğini ve etmeye de devam edeceğini" belirtmiştir. Yine bu bölümde söz alanlardan Ürdünlü Prof. Dr. Muhammed Murad’ın şu sözleri dinleyenleri duygulandır-mıştır. "Hava alanından Otele gelirken istemiyerek gözlerim yaşardı; Çünkü ben, asırlarca İslam’a şan veren onun kolcusu ve öncüsü olan insanların ülkesinde bulunuyorum".
Birinci Oturumda. Prof. Dr. Hayreddin Karaman’ın "Güncel Meselelerin Çözümünde Sünnetten Yararlanma" konulu tebliği ilgiyle izlendi ve tartışıldı.
İkinci Oturumda; üç tebliğ sunulmuş olup, tebliğ konuları ve tebliğ sahipleri şöyledir: "Kur’an’ın Hz. Peygamber’in Sünnetine verdiği Değer" (Doç. Dr. Mevlüt GÜNGÖR), "Kur’an-Sünnet İlişkisi" (Yrd. Doç. Dr. Raşit KÜÇÜK), "Hadislerin Kur’an’a Arzının Problemleri" (Prof. Dr. Selahaddin POLAT)
Üçüncü Oturumda; Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi Profösörlerinden Nurettin ITR’ın "Ahad Hadislerin İtikatta Delil Olması"; İran’dan gelen Aye-tullah Seyyid Murtaza Askeri’nin "Şia’ya Göre Sünnetin Dindeki Yeri" ve Sempozyumun başarılı koordinatörü Prof. Dr. İsmail Lütfi ÇAKAN’ın "Islami Yıpılanma Model ve Metodoloji Olarak Sünnet" konulu tebliğleri yer almıştır.
Dördüncü Oturumda; tartışılan tebliğler şunlardır.: Prof. Dr. İbrahim CANAN’ın sunduğu "Hz. Peygamberin Yanılması Meselesi", Prof. Dr. Abdullah AYDINLI’nın sunduğu "Hadis Rivayetinde Yazının Kullanımı ve Güvenilirliği", Prof. Dr. M. Yaşar KAN-DEMlR’in sunduğu "Sahihayn Hadislerinin Değeri"
Sempozyumun Beşinci Oturumunda, Doç. Dr. Hayri KIRBAŞOĞ-LU’nun sunduğu "Hadis İlminde Metodoloji Sorunu" konulu tebliği, sönük geçen tartışmalara canlılık kazandırmıştır. Son tebliğ ise, Islamabad Uluslararası İslam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M, Tufeyl Umeruddin ’e ait olup, konusu: "Siyer-i Nebi’ye Yeni Bir Bakış" idi. Bu arada Türk dostu Prof. Dr. Muhammed es-Sabuni’nin Sempozyum boyunca yaptığı espiri-ler, sempozyuma renk katmıştır.
Son Oturum ise Değerlendirme Oturumu idi. Bu bölümde Şam Üniversitesi Şeriat Fakültesi Öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Said Ramazan el BUTİ, yaptığı konuşmada; İslam’ın dün birleştirici olduğu gibi bugün de birleştirici olduğunu, müslümanların aralarında küçük ihtilaflar olsa bile birlik ve beraberliklerini bozmamaları gerektiğini söyledi. Bunun da Kur’an ve Sünnet’e sarılmakla mümkün olabileceğini belirtti.
Suudi Arabistan ’dan gelen Prof. Dr. Abdullah MUSLİH’in şu sözleri dinleyenleri çok duygulandırmıştır: "Bu necip millet ölmeyecek ve ilelebed yaşayacaktır. Yıllarca İslam’a hizmet etmiştir. Bu ve benzeri organizasyonlar gösteriyor ki, hizmet etmeye devam edecektir."
Yapılan çalışmaların ve sunulan tebliğlerin çok faydalı olduğunu belirten, Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Osman KOÇKUZU özetle şunları söylemiştir: "Sünnetle ilgili meseleleri geniş olarak ele almalı, bunun için de bu tip toplantıları devam ettirmeliyiz. Bugün dünya üzerinde diğer milletlere örnek olabilecek bir model oluşturmalıyız. "
Son konuşmayı yapan Islami İlimler Araştırma Vakfı Başkanı ve M,Ü.İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali ÖZEK, Yurtdışı ve Yurtiçinden sempozyuma katılan İlim adamlarına teşekkür etmiş ve bu toplantıda sunulan bilimsel tebliğlerin ve tartışmaların genel bir değerlendirmesi niteliğinde olmak üzere, aşağıdaki hususların bir sonuç bildirisi olarak kamuoyuna duyurulacağını söylemiştir:
1- Sünnet, Islamın Kur’an-ı Kerim’den sonraki ikinci kaynağıdır. Özellikle İslam Dini’nin pratikleri Sünnet tarafından belirlenmiştir.
2- Sünnet, Kur’an’ın anlaşılmasının, yaşanmasının ve İslam toplum yapısının vazgeçilmez örneğidir. Bu sebeple, sünnet referans gösterilmeden İslam’ı anlamaya ve anlatmaya kalkışmak doğru ve bilimsel bir tavır olmaz.
3- Kur’an ile sünnet arasındaki ilişki, açıklanan ve açıklayan (mübey-yen-mübeyyin) ilişkisidir.
4- Bir sünnet, ancak başka bir sünnet için terkedilebilir.
5- Sünnet, İslam toplum yapısının vazgeçilmez unsuru ve alemeti farikasını teşkil eden uygulamalar sistemi ve seçenekler manzumesidir.
6- Hz. Peygamber’e aidiyeti tes-bit edilen bilgi ve belgeler, her alanda müslümanlar için ihmal edilmez birer ölçüdür.
Sünnetin elimizdeki yazılı bilgi ve belgeleri demek olan hadislere yönelik sıhhat araştırması, çok erken dönemlerden bu yana ilmi amaçlar ve araçlarla yapılageldiği gibi bugün de ilmi amaç ve araçlarla tetkike tabi tutulabilir. Yeni metodolojilerin denenmesi, kural olarak yadırga-namaz. Ancak her yöntemin bünyesinde bir takım zorlukları ve problemleri barındıracağı da gözönünde bulundurulmalıdır.
8- Hadislere ve hadis kaynaklarına yönelik olarak bilimsel bir araştırmaya dayanmaksızın görüş beyan etmek doğru değildir.
9- "Allah’a kul olma"nın ölçüsü ve örneği, Hz. Peygamberin uygulamaları yani sünnetidir. Bu sebeple iyi bir sünnet ve siret anlayış ve bilgisine, eğitim ve öğretimine ihtiyaç bulunmaktadır.
10- İleri teknolojinin imkanlarından yararlanarak sünnet ve hadisler üzerinde yeni bilimsel çalışmalar gerçekleştirmek hem bir ihtiyaç hem de ilmi bir sorumluluktur.
11- Sünnetin anlaşılması ve yaşanmasına yönelik bilimsel faaliyetlerin, her düzeyde giderek yoğunlaşması sevindirici bir gelişmedir. Bu tür teşebbüslerin ve bu teşebbüsleri gerçekleştiren kişi, kurum ve kuruluşların desteklenmesi, neticede tüm insanlığa hizmet anlamı taşır.
12- İSAV (İslami İlimler Araştırma Vakfı) tarafından gerçekleştirilen bu bilimsel toplantı, genel hatlarıyla amacına ulaşmış, konuya ait ihtiyaçların, problemlerin ve çözüm yollarının belirlenmesine vesile olmuştur.
Sempozyumun, konunun önemine layık bir ortamda gerçekleşmesi için, olağanüstü gayret gösteren İslami İlimler Araştırma Vakfı yetkililerini ve emeği geçenleri kutluyor, bu tip ilmi faaliyetlerin devamını diliyorum.