Avusturya ve Türkiye’deki İlahiyat Yüksek Okulları Üzerine Bazı Düşünceler
Toplumların kültürlerini nesillere aktarma yollarından birisi de eğitim ve öğretim faaliyetleridir. Eğitim ve öğretim faaliyetleri ise çeşitli kademelerden meydana gelir. Bu kademelerde bir takım temel bilgiler verildiği gibi, ileri seviyede bilgiler de verilir; hattâ inceleme ve araştırma metotla bile öğretilir. Eğitim ve öğretimin en temel konularından ilkini teşkil eden din unsuru üzerinde inceleme ve araştırmaların yapılması, kültürün nesillere daha sağlıklı aktarılmasında önemli rol oynar.
Toplum kültürünün esası ve vazgeçilmez bir kurumu olan dinin eğitim ve öğretiminin yapılmadığı bir toplum hemen hemen yok gibidir. Her toplum din eğitimi ve öğretimine gereken önemi vermiş ve vermeye de devam edeceğe benzer. Zira din eğitimi-, aynı zamanda genel eğitimin vazgeçilmez bir boyutudur. Bununla beraber, din eğitimi kendi sahasında uzmanlaşmayı, uzman elemanlar yetiştirmeyi, bunun sistemlerini araştırıp geliştirmeyi özel bir görev saymıştır. Bu eğitimin uzmanlık, seviyesinde yürütüldüğü birçok eğitim kurumlan vardır. Bunlardan birisi de, Ülkemizde .geçmişi oldukça yeni sayılan “İlahiyat Meslek Yüksek Okulları ”dır.
Bizim bu araştırmadaki hedefimiz ’ ise. bu eğitim ve öğretim kuramlarından faydalanmakta olan bazı ülkelerin konuyla ilgili pratiklerini incelemek, Ülkemizde yeni açılmış olan İlahiyat Meslek Yüksek Okullarına değişik alternatifler, bakış açıları ve çözüm denemeleri, teklifler sunmaktır. Bu kuramların yönetici ve ilgililerine, Batı’daki modelleri ve onların işleyişlerini ortaya koymak suretiyle onlara yardımcı olmaktır. 1989-1990 öğretim yılında, Avusturya’ da bulunduğu muz sırada İlahiyat Yüksek Okullarını araştırma ve inceleme imkânımız oldu. Bu ülkede üniversitelere, bağlı İlahiyat Fakültelerinin dışında bir de kiliselere bağlı “ilahiyat Yüksek Okullara" adını taşıyan yükseköğretim kurumlan vardır. Avusturya halkının büyük bir çoğunluğu Hristiyan-Katolik’tir. Dolayısıyla dini yüksek öğretim kurumlan da bu mezhebe paralel bir eğitim-öğretim gerçekleştirmekte dir. Hristiyan-Protestan nüfusu ise oldukça azdır (500.000 civarında). Bu sebeple sadece Viyana’da Protestan ve Katolik İlahiyat Fakülteleri ayrı ayrı tedrisat yaparken, bunun dışındaki şehirlerde ise, Katolik İlahiyat Fakülteleri eğitim ve öğretim faaliyetlerini sürdürmektedir. Avusturya’da bulunan İlahiyat
Fakültelerinin eyaletlere ve şehirlere göre dağılımı şöyledir :
1. Evangelisch-Theologische Fakültät, Rooseveltplatz 10, 1090 WIEN (Viyana Eyaleti)
2. Katholisch-Theologische Fakültät, Dr. Karl Leuger-Ring 1, 1010 WIEN (Viyana Eyaleti)
3. Katholisch-Theologische Fakultät, Üniversitätplatz 3, 3010 GRAZ (Steiermark Eyaleti)
4. Katholisch-Theologische Fakultät, Residenzplatz 1, 5010 SALZBURG (Salzburg Eyaleti)
5. Katholisch-Theologische Fakültät, Üniversitätstrasse 4/b, 6010 INNSBRUCK (Tirol Eyaleti)
Bu beş İlahiyat Fakültesinden başka ayrıca bazı yerleşim birimlerinde İlahiyat Yüksek Okulları (Theologische Hochschule) vardır. Bu yüksek okullar yukarda da belirttiğimiz gibi doğrudan Kiliseye bağlıdırlar. Eğitim ve öğretim süresi her ikisinde de aynıdır (10 sömestir, 5 yıl); programlarında da büyük benzerlikler vardır. (1)
Avustürya’da bulunan ve bizim tesbit edebildiğimiz İlahiyat Yüksek Okullarının eyaletlere ve bulundukları yerlere göre dağı- Iımlan şöyledir :
1. Philosophiseh-Theologische Hochschule, Zisterziensevabtei Heil. Kreuz, 2532 Heiligenkreuz Viyana Eyaletindeki bu okulda sadece İlahiyat eğitim ve Öğretimi gören öğrenciler değil, kiliseye bağlı kurumlarda Öğretmenlik yapacak olan İlahiyatçılar da öğrenim görmektedirler. Ayrıca diğer bölgelerden gelerek İlahiyat öğrenimi gören öğrenciler de vardır. 1988-1989 öğrenim yılında bu okuldaki eğitim-öğretim kadrosu ile öğrenci sayısı şöyledir :
104 Öğrenci, 25 Profesör, 12 misafir Profesör. (2)
Burada okuyan öğrenciler batı dilleri yanında İbranice, Grekçe ve Latince ’yi de öğrenmektedirler. Bu okul, Hristiyan İlahiyatının felsefi temellerinin ağırlıkta olduğu bir eğitim programı takip etmektedir. (3) Bu program birinci bölümde 4, ikinci bölümde ise 6 yarıyıl olmak üzere, toplam 10 yarıyılda tamamlanmaktadır. Yani bir öğrenci bu okuldan 5 yılda mezun olmaktadır.
Program yönünden benzer özellikleri taşıyan bir başka İlahiyat Yüksek Okulu da Aşağı Avusturya (Niederösterreich) Eyaletinde bulunmaktadır. (Phil.-Theol. Hochschule, Wienerstr. 38, A-3100 - St. Pölten)
2. Theologische Hochschule, Harrachstr, 7, A-4020 Linz : Bu okulun diğer İlahiyat Yüksek Okullarından farklı bir Özelliği vardır; o da, doğrudan Roma’ya bağlı olmasıdır. Burası sadece Papaz yetiştirir. Okuldaki öğrenim süresi 6 sene yani 12 yarıyıldır. Eğitim-öğretim süresi, Avusturya ile Vatikan arasındaki özel anlaşmaya göre koordineli bir şekilde tesbit edilmiştir. Okulun esas gayesi Roma’daki Vatikan’a bağlı olarak Papaz yetiştirmektir. Programları da bu yöndedir. Yukarı Avusturya (Oberösterreich) Eyaletinde bulunan Linz şehrinde, ayrıca Vatikan’a bağlı bir de Başpiskoposluk bulunmaktadır.
1989-1990 öğretim yılında bu okuldaki öğrenci sayısı ile eğitim-öğretim kadrosu şöyledir : 379 öğrenci, 19 profesör, 11 asistan, 19 öğretim görevlisi. (4)
3. Theologische Hochschule St. Gabriel, Missionshaus St. Gabriel, A-2340 Mödling : Farklı Hıristiyan mezhep mensuplarının eğitim ve öğretim gördüğü bir İlahiyat Yüksek Okuludur. Okulun esas gayesi Misyonerlik Bilimine uygun Misyoner yetiştirmektir ve programlan ilk planda bütün mezhep mensuplarına hitap etmektedir. Bu İlahiyat Yüksek Okulu Aşağı Avusturya (Niederösterreich) Eyaletinin Mödling şehrinde bulunmaktadır.
4. Theologische Hochschule, A-3400 Stift Klosterneuburg : 1960 h yıllardan bu yana öğrencilerinin azalması nedeniyle, yeterli öğrenci olmadığından dolayı şu anda gayr-ı faal bir görünüm arz etmektedir. Sadece Viyana’da ilahiyat tahsili yapan öğrenciler için büyük çapta seminerler, konferanslar ve mezheplerle ilgili bazı spesifik dersler düzenlenmektedir. (5) Bu okul da Aşağı Avusturya (Niederösterreich) Eyaletinin Klosterneuburg şehrindedir.
İlahiyat Yüksek Okulları bulunduğu konuma göre ya kiliseye veya Başpiskoposluklara bağlı olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmektedirler. Bu okullara kayıt olma şartlan, fakülteye kayıt olma şartlarıyla aynıdır. Avusturya kanunlarına göre, İlahiyat fakültelerine kayıt yaptırmada aranan şartlar aynı şekilde kiliseye bağlı yüksek okullar için de aranmaktadır. Bunlardan ilki lise mezunu olmaktır. Bu lise mezuniyeti rastgele bir mezuniyet değil, Matura‘lı bir mezuniyettir. Bu ülkede bazı durumlarda özel olarak Matura imtihanlarına girip Matura almak mümkündür. (6) Matura, yüksek öğretime giriş hakkını sağlayan sınavlardır. Ancak bu imtihanları başaranlar yüksek öğrenime başlayabilirler.
Avusturya’da ilahiyat yüksek okulları ile üniversitelerdeki ilahiyat fakülteleri arasında din hizmetlerini ifa etme bakımından bir farklılık yoktur, öğretim üyesi profesörler bu okullarda aynı şekilde dersler verirler, araştırmalar yaparlar, yaptırırlar ve Öğrencilerle birlikte bazı faaliyetlerde bulunurlar. İlahiyat Öğrenimi gören öğrenciler, istedikleri takdirde seçtikleri bölümün gereği olarak; ilahiyat yüksek okulu Öğrencisi ilahiyat fakültesine, fakülte, öğrencisi de ilahiyat yüksek okuluna ders atmaya gidebilirler(7) İlahiyat fakülteleri ile ilahiyat yüksek okullarındaki eğitimin esas amacı, ilahiyat alanındaki araştırmaları müşterek yürütmek, kiliseye ait değişik hizmetleri yerine getirmek, papazlık veya din dersi öğretmenliği yapmak, dini tebligatta bulunmak gibi görevleri üslenmektir.
Avusturya Hükümeti ile Vatikan arasındaki anlaşmaya göre, İlahiyat Fakültelerine veya ilahiyat yüksek okullarına profesör tayininde nihai karar Vatikan’a aittir. Yine bu anlaşmaya göre yüksek okullara öğretim elemanı tayininde küsenin nüfuzu ve tesiri garanti altına alınmış olmaktadır. Böylece bir fakülte veya yüksek okula Cumhurbaşkanı tarafından tayin yapılmadan önce, Va tika’nın onayı alınmak zorundadır. (8)
Fakülte ve yüksek okullarda yapılan akademik Unvanlar devlet tarafından resmen tanınmaktadır. İlahiyat yüksek okullarına ve klişeye ait okullara öğretim elemanı tayininde devletin hiçbir fonksiyonu yoktur.
Avusturya’daki ilahiyat yüksek okullarının programlarına benzer uygulamalara Federal Almanya ve İsviçre’de de rastlamak mümkündür. İsviçre’nin Bern ve Basel kentlerinde ilahiyat yüksek Okulları, kilise ilahiyat okulu (KTS) olarak eğitim-öğretim yapmaktadır.(9)
Federal Almanya’da ise, aynı programlan uygulayan bu okullara kilse yüksek okulları (Ki-Ho) denilmekte ve 17 yerde bulunmaktadır. (10) Bu okulların her birinin belli bir hizmet alanında uzman elemanlar yetiştirmeyi hedefledikleri görülmektedir.
Bilindiği gibi Türkiye’de 1989-1990 öğretim yılında İstanbul ve İzmir’de ilahiyat fakülteleri bünyesinde “İlahiyat Meslek Yüksek Okulları” açıldı. Bu uygulamaya Diyanet İşleri Başkanlığı ile YÖK arasında koordineli bir düzenleme ile geçildi. Bir ihtiyaçtan kaynaklanan bu okulların açılması ile ilgili gerekçeler gayet makul ve mantıklıdır. Ancak ilahiyat meslek yüksek okullarına ön yargılı ve olumsuz bakanlar da olmuştur. Halbuki ilahiyat meslek yüksek okullan Ülkemizde henüz çok yenidir. Böyle bir kurumun bir takım eksik ve aksayan yönlerinin olması gayet tabiidir. Bu sebeple de aksayan yönlerin giderilebilmesıyle ilgili bir takım çalışmalar ve araştırmalar yapmak gerekmektedir. Henüz ne gibi sonuçlar doğuracağı belli olmayan bir eğitim kurumunun baştan karşısında olmak, yahut ta her yönüyle mükemmel addetmek doğru bir tavır değildir. Mademki bu okullar bir ihtiyaçtan kaynaklanmaktadır; öyleyse bu tecrübeyi daha önce yaşamış ve yaşamakta olan ülkelerden teknik ve metod yönünden istifade etmek, en azından zaman kaybım önleyecektir. Bu sistemin, bu mekanizmanın nasıl çalıştığı konusunda acaba bir inceleme ve araştırma yapıldı mı? Bu sistemin uygulandığı ülkelerde durum nasıldır? Nasıl işlemektedir? Fonksiyonları nelerdir? Din eğitimi kurumlan arasında mukayeseli bir çalışma yapılmış mıdır? Tabii ki bu sorulara cevap aranırken Batıdaki ilahiyat yüksek okullarının muhtevası devre dışı bırakılacaktır. Teknik yönden bu mekanizmanın işleyişini araştırmak ve incelemek bize bir fikir verecektir. Aynca ülkemizin dini ve kültürel yapısına uygun olarak “biz bu sistemden ne derece yararlanabiliriz?" sorusunun cevabı üzerinde düşünmek konuya bir açıklık getirecektir.
Türkiye’de daha iyi nitelikli din görevlileri istihdam etmek, daha etkili, daha verimli ve sıhhatli bir din hizmeti sunabilmek gayesiyle açılmış olan ilahiyat meslek yüksek okullanmn, kademeli olarak diğer ilahiyat fakültelerinin bulunduğu İllerde uygulamaya geçmesi öngörülmektedir. (11) öğrenim süresi iki yıl olan bu yüksek okullar, ülkemizde mesleki ve tatbiki dersler ağırlıklı, mesleki alanda pratik uzmanlık sağlamayı, pedagojik formasyon kazandırmayı ve metod bÜgisi vermeyi, özellikle Îmam-Hatip ve Kur’an kursu öğrencisi yetiştirmeyi hedeflemektedir. Her ne kadar bu hedeflerin belirlenmesi, Ülkemiz için geç kalmış bir hizmet olarak görülmekle beraber, 100.000 civarında personele sahip Diyanet işleri Başkanlığı Teşkilatı için bu düşünceler ve faaliyetler son derece önemli ve gereklidir. Bu düşünce ve faaliyetler neden önemli ve gereklidir? Bu soruya tutarlı bir cevap bulabilmek için, Ülkemizdeki din görevlilerinin görev alanlarının dağılımını gözden geçirmekte fayda vardır. Din görevliliği mesleğine Müezzin-Kayyım olarak başlayıp 5-6 yıl bu vazifeyi yaptıktan sonra, Îmam-Hatipliğe geçen bir görevli, 7-8 yıl da bu alanda hizmet ettikten sonra 8-9 yıl Kur’an Kursu öğretmenliği, bir o kadar da vaizlik veya müftülük yakutta murakıplık v.b. görevleri yapmaktadırlar. Böylelikle mesleklerinde 25 yılı tamamlayıp emeklilik düşünceleri ortaya çıkmaktadır. Belki de mesleki hayatlarının en önemli ve verimli dönemlerinde emeklilik veya başka bir işle uğraşma düşüncesinin oluşuvermedi, toplumumuza din hizmetlerinin tam anlamıyla verildiği inancını zayıflatmaktadır. Mesleğinde ve görevinde uzman elemanlar yetiştirmeyi hedef alan ilahiyat meslek yüksek okullarından tam anlamıyla ülkemizin istifade edebilmesi için, din görevlilerinin görev alanlarına göre, bölümler ihdas etmek, din hizmetlerinin özelliği bakımından elzem görünmektedir. Belirli alanlarda yetişmiş uzman elemanlara ve din görevlilerine ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacı ülke genelinde karşılayabilmek için kademeli olarak yaygınlaştırılması düşünülen ilahiyat meslek yüksek okullarında, din hizmetlerinin özelliğine ve alanına göre bölümler oluşturulmalıdır. Bu bölümlere gelecek olan öğrenciler, hangi alanda dini hizmet yapacağının bilincine varacak, kendisini o alana tahsis edecek ve din görevliliğinin bu alanında ihtisas sahibi ve uzmanı olduğunun farkına varacaktır. Bu uzmanlığın tahsilini yaparken de İslâm dininin esaslarını ve temel dini bilgileri daha önceden almış olması gerekir. Şayet öğrenciler yeterli temel bilgilere ve meslekle ilgili bazı tecrübelere yeterince sahip değillerse, bu. takdirde ilahiyat meslek yüksek okullarındaki iki yıllık öğrenim süresinin yeniden gözden geçirilmesi ve süresinin uzatılması söz konusu olacaktır.
Din hizmetlerinin toplumumuza istenilen seviyede ulaştırıla-. bilmesi İçin ilahiyat meslek yüksek okullarında açılacak olan bölümlerin, Diyanet İşleri Başkanlığının konu ile ilgili uzmanlarından ve ilahiyat fakülteleri öğretim elemanlarından oluşturulacak bir komisyon ortak çalışmaları neticesinde karara bağlanması, hizmet üretimi açısından son derece önemli olacağı kanaatındayız.
İlk planda bugünkü İlahiyat Meslek Yüksek Okullarında İmam- Hatip ve Kur’an Kursu öğreticisi yetiştirilmesi öngörülmektedir. Bu hizmet, iki görev alanını ihtiva edecektir. Bu nedenle, bunlar birer müstakil bölüm haline getirilebilir. Bizim bu okullarda ihdas edilmesinde büyük yararlar gördüğümüz bölümler şunlardır :
1. İMAM-HATİPLİK BÖLÜMÜ ; Mihraba, Minbere, camie ve cemaate uygun; dini, sosyal ve kültürel yönden güçlü İmam-Hatipler yetiştirmek esas hedef olmalıdır.
2. KUR’AN KURSU ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ : Burada çocuklara ve yetişkinlere Kur’an-ı Kerîm’i okuma, Din kültürü verme, Hafızlık yaptırma, kıraatlara göre Kur’ân-ı Kerîm’i tilâvet etme formasyonunun öğretilmesi hedeflenmelidir.
3. VAİZLİK BÖLÜMÜ : Toplumumuzu din konusunda arzu edilen seviyede aydınlatacak, vaaz ve irşadda bulunacak görevlilerin yetiştirilmesi hedeflenmelidir,
4. DİNİ ARAŞTIRMALAR BÖLÜMÜ : Dinî neşriyat ve basın dünyasına eleman yetiştiren, radyo ve televizyon programları yapabilen, gerek toplumumuzda ve gerekse Diyanet Teşkilatı, İlahiyat Fakülte ve Yüksek Okullarında alan araştırması yapabilen araştırmacı ilâhiyatçıların yetiştirilmesini hedefleyen bölümdür.
5. DİN DERSİ ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ : Bilindiği gibi ilkokulların 4, ve 5, sınıflarında Din Kültür ve Ahlâk Bilgisi derci ve kitabı vardır. Fakat bu dersin branş öğretmenleri yoktur. Daha doğrusu ilkokullardaki din derslerine branş öğretmeni yetiştiren bir eğitim kurumumuz bulunmamaktadır. İlkokul öğretmeni yetiştiren Eğitim Yüksek Okullarında ise, din derslerinin öğretim yöntemleri sadece bir yarı yıl okutulmaktadır. Yapılan bir araştırmada (12), Eğitim Yüksek Okullarından mezun olan bir aday öğretmenin, din derslerinin amaçlarına uygun bir şekilde yetiştirilmediğini ve bu kimselerin ilkokullarda din dersi öğretmenliğini de yapamayacak durumda olduklarını ortaya koymaktadır.
Avrupa ülkelerindeki değişik eğitim kademelerinde Din derslerinde Din dersleri için uzman eleman yetiştirmeyi hedefleyen din eğitimi kurumlan (Avusturya örneğinde olduğu gibi), görüldüğü kadarıyla bu konuda bir hayli mesafe almışlardır.
Günümüzde yabancı ülkelerdeki din eğitimi kurumlarını mukayeseli bir şekilde inceleyen ve yeni teklifler getiren çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bu alanda hissedilen boşluğu kısmen de olsa doldurmak ve katkılar sağlamak amacıyla vermeye çalıştığımız bu bilgiler ve tekliflerden sonra, bu konuda bir de Viyana Din Pedagoji Akademisi (Mayerweckstr. 1. A-1210 Wien) Direktörü Prof. Mag. Dr. Gerhard Schultes ile yaptığımız görüşmeyi burada sunmak istiyorum. Ancak bu mülakatı aktarmadan önce, şu hususu belirtmekte fayda mülahaza ediyorum. Farklı kültürlerin eğitimcileri olmamıza ve yoğun programına rağmen sayın Direktör, kendileriyle görüşme teklifimizi büyük bir memnuniyetle kabul etmiştir. Direktör, bu alanlarda diğer ülke eğitimcileriyle diyalogun kurulmasını arzu ettiklerini, fikir teatisinde bulunmanın gereğini bilhassa ifade ederek vurgulamıştır. Akademi Direktörü ile görüşme 29 Haziran 1990 Cuma günü saat 9.30 da yapılmıştır.
1. Sayın Direktör, Ülkenizde kaç adet Din Pedagoji Akademisi vardır, bunlar hangi şehirlerdedir?
Direktör : Ülkemizde Katolik Kilisesine ait 6 adet, Viyana’da Yahudi Ortodokslarının bir, henüz hazırlık safhasında olan Protestanlara ait bir adet olmak üzere, toplam 8 adet Din Pedagoji Akademilerimiz vardır. Ancak ben bize Katolik kilisesine bağlı olarak eğitim-Öğretim faaliyetlerini yürüten Akademilerin isim ve adreslerini verebilirim.
a. RPA Viyana Başpiskoposluğu A-1210 Wien, Mayerweckstr. 1
b. RPA Graz-Seckau Başpiskoposluğu A-8020 Graz-Eggenberg, Georgigasse 85
c. RPA Linz Başpiskoposluğu A-4020 Linz, Salesinaumweg 3
d. RPA Gurk Başpiskoposluğu A-9020 Klagenfurt, Rudolfbahngürtel 2
e. RPA Salzburg Başpiskoposluğu A-5010 Salzburg, Kapitelplatz 2
f. RPA Innsbruck Başpiskoposluğu A-6130 Schwaz, Gİlmstr; 3
2. Akademinizde öğrenim süresi ne kadardır, kaç yarıyıl vardır?
Direktör: Öğrencilerimiz normalde 3 senede yani 6 yarıyılda mezun olurlar. Bu durum Maturası olan öğrenciler için geçerlidir. Maturası olmayan öğrenciler İse, bir yıl hazırlık sınıfım okumak zorundadırlar. Maturası olmayan öğrencilere bu bir yılda Matura(*) yaptırma imkanlarımız var, böylelikle bu Öğrenciler de 4 senede yani 8 yarıyılda mezun olurlar. Akademimizde okuyacak bir öğretmen adayında Matura şartı aranır. Liseden Maturalı mezun olan öğrenciler 3 yılda, Maturasız mezun olanlar ise 4 yılda Akademimizi bitirebilirler.
3. Akademinizde hangi bölümler vardır? Mezunlarınızın istihdam alanları nerelerdir?
Direktör ; Esas itibariyle iki bölümümüz vardır. Bunlar :
a. Hristiyan din dersleri için Öğretmenler yetiştiren bölümümüzden mezun olanlar, İlkokul (Volksschule), İlköğretim Okulu (Hauptschule) ve Sonderschule’1 erdi1 (bedeni ve zihni engelli öğrencilerin devam ettikleri okullarda) öğretmenlik yapmaktadırlar.
b. Akşam kursları ve açık öğretim programlarımızın bulunduğu bölümdür. Bir meslek sahibi olup da, gündüzleri Akademimize gelemeyenler de, din dersi öğretmeni olmak istedikleri takdirde, bu programımıza katılabilirler. Ancak bu bölümde okuyan öğrenciler normalde 5 senede (10 yarıyılda) mezun olurlar ve öğretmenlik yaparlar.
Bu İki bölümü Akademi Direktörlüğü olarak yürütmekteyiz. Her iki bölümde de idareci arkadaşlarımız vardır. Görüldüğü gibi Akademimizin esas amacı ve mezunlarımızın istihdam yerleri okul alanı, din dersleri için öğretmen yetiştirmekteyiz. Bundan başka Pedagoji Enstitülerinden mezun olup da, din dersi öğretmeni olmak isteyenlerin de yeterlik imtihanlarını yapanz.
4. Akademinizde öğretmen adayları hangi dersleri almaktadırlar?
Direktör : Akademimizin müfredat programı bölümlerimize göre uyarlanmıştır. Esas itibariyle programda adayların mecburi ve ihtiyari olarak almak zorunda olduğu dersler vardır. Bu dersleri genel hatlarıyla şöyle özetlemek mümkündür :
a. İnsanla ilgili pedagojik yönü ağır basan bilimlerin okutulduğu ve “Humanwissenchaft’’ ¡adı verilen ana dersler grubu : Hristiyanlığa ait ilmihal bilgileri ve Din Pedagojisi, Eğitim Bilimleri, Pedagojik Psikoloji ve Sosyoloji, Ders yapma ve konuları işleme teknikleri, sağlığı koruma eğitiminin temelleri, okullarla ilgili mevzuat v.b. bu dersler arasındadır. Bir öğretmen adayı bir yarıyılda haftada en az 18 saat Din Pedagojisi almak zorundadır.
b. Hristiyan ilahiyat bilimleri; Tevrat ve İncil’le ilgili yorumlar ve temel ilahiyat bilimleri, kilise tarihi, felsefe, ahlâk, ibadetler, kilise hukuku v.b. derslerin bulunduğu alandır.
c. Genel ve özel öğretim Yöntemleri : İlkokul, ilköğretim Okulları ve Sonderschule’lerin yapılarına ve özelliklerine göre ayarlanmış pedagojik dersler ile kitle iletişim araçlarıyla eğitim-öğretim tekniklerinin gösterildiği dersler yer almaktadır.
d. Okullarda pratik uygulamalara katılma : Akademideki dersler dışında, aday bir yarıyılda en az 60 saatlik bir uygulama yapmaktadır. Okul uygulamaları pratikler adayın tahsili boyunca devam eder. Ancak akşam kursları ve açık öğretim programlarına katılanlar dördüncü yıldan sonra, yani son yılda bu uygulamaları yaparlar.
e. Seçmeli dersler; Beden, Resim ve Kilise Koro Müziği Eğitimi, gözlemlerin değerlendirilmesi, oyunlar v.b. dersler de bu kısımda yer almaktadır.
5. Akademimiz eğitim-öğretim hizmetleri bakımından üniversiteye mi bağlıdır, yoksa özerk midir?
Direktör : Akademimiz Üniversiteye bağlı değildir. Avusturya kanunlarına göre Kilise-Devlet arasındaki anlaşma gereği, bütün Din Pedagoji Akademileri kiliseye bağlıdır ve resmi kuruluşlardır. Biz de Viyana Başpiskoposluğuna bağlı olarak eğitim-öğretim faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Biz din dersi öğretmenlerini yetiştiririz. Devlet de öğretmen ihtiyacını mezunlarımızdan karşılar. Okullarda okutulan din derslerinin muhtevasına ve ders kitaplarına devlet karışmaz, bunları kilise tesbit eder, kitaplarla ilgili masrafları da kilise üstlenir.
Akademimiz, Üniversitelere bağlı olan İlahiyat Fakültelerine nazaran kiliseye daha yakındır. Akademimizin öğretim elemanı ihtiyacını ise Katolik Kilisesi karşılamaktadır.
Sayın Direktör, bize zaman ayırdığınız ve sorularımızı cevaplama zahmetinde bulundunuz. Bunun için size teşekkür eder, İyi dileklerimizi sunarız.
Direktör: Ben de teşekkür eder, diyalogumuzun devamını dilerim.
Görüldüğü gibi Avusturya’da bazı İlahiyat Yüksek Okullarının yanında Din Pedagojisi Akademileri, ilkokullardaki din dersleri için branş öğretmeni yetiştirmektedirler. İlkokullardaki din dersi öğretmeni ihtiyaçları bu eğitim kurumlan aracılığı ile giderilmektedir, Modem eğitim anlayışının benimsendiği ülkelerde, her alana mahsus uzman eleman yetiştirilmesi için, o alanla ilgili eğitim kurumlarından büyük ölçüde istifade edilmektedir.
Türkiye’deki ilahiyat Fakülteleri çok amaçlı yüksek din eğitimi kurumlandır. Mezunları Ortaöğretim kurumlarında ve Diyanet Teşkilâtlarının değişik kademelerindeki din hizmetlerinde görev almaktadırlar.
Ülkemizde müstakil olarak Din Pedagoji Akademileri veya Pedagoji Enstitülerinin kurulması ve işlerlik kazandırılması uzun zaman isteyen bir meseledir ve kurulmasında mutlaka büyük yararlar vardır. Fakat ilkokullardaki din dersleri için branş öğretmeni sıkıntısı da ortadadır. Hâlen bu dersler Milli Eğitim Bak anlığı’- nın geçici düzenlemeleriyle idare edilmeye çalışılmasına rağmen, sağlıklı ve düzenli bir mekanizma veya sistem kurulamamıştır. (13) Bakanlığın, geçici düzenlemeleriyle bu derslerden beklenilen verimin alındığını ifade etmek zordur, Bu bakımdan hiç olmazsa ilk etapta ilahiyat Meslek Yüksek Okullarında, ilkokullardaki din dersi öğretmenliği için bir bölümün ihdas edilmesi sıkıntıyı en azından hafifletmiş ve bu alanda hissedilen boşluğu doldurmuş olacaktır.
İlahiyat Meslek Yüksek Okullunda sıraladığımız bu bölümlerle ilgili hizmet üretme düşünceleri geliştirilebilir ve ayrıntıları geniş boyutlarda ele alınabilir. Meselâ, yurtdışında hizmet verecek din görevlileri gibi. Bölümlerdeki öğrencilerin uygulamalı eğitim yapmalarının uzun bir süreye ihtiyacı olabilir. Uygulamaya, ihtiyaca göre yeterince yer verilmelidir. Uygulama süreleri bölümlerin özelliklerine göre farklılık arz edecektir.
Bu bölümlerin hepsinin belki bir ilahiyat Meslek Yüksek Okulunda bulunması mümkün olmayabilir. Bu nedenle, birkaç bölümün bir arada bulunduğu bir ilahiyat Meslek Yüksek Okulu olduğu gibi, tek bir bölümlü ilahiyat Meslek Yüksek Okulu da olabilir. Bu ise, öncelikle bazı pilot bölgeler seçilmek suretiyle bu okulların açılması ve uygulamaya konmasıyla mümkün olabilir.
Ülkemizde din görevliliği hizmet alanlarında uzmanlaşmış elemanlar yetiştirmek için, bölümleriyle birlikte ilahiyat Meslek Yüksek Okullan açılması ve bunların azami derecede halkın istifadesine sunulmasının, toplumumuza son derece yararlı hizmetler üreteceği kanaatındayız.
***
Mustafa TAVUKÇUOĞLU (1956-Konya) İlkokul, İmam-Hatip Okulu ve Yüksek İslâm Enstitüsünü Konya’da bitirdi. 1975-1904 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı’nın çeşitli kademelerinde görev yaptı. 1984 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Eğitimi Anabilim dalı Araştırma Görevliliğine naklen tayin edildi. 1967 yılında "İlköğretim Okullarındaki Din Kültürü ve Ahlak Silgisi Derslerinin ’Program Yönünden Değerlendirilmesi" konulu Yüksek Lisans tezini yaptı. 1989 yılı Kasım ayında Avusturya Bilim ve Araştırma Bakanlığının davetlisi olarak 9 ay süreyle Avusturya’da İnceleme ve araştırmalarda bulundu. Doktora tez çalışmaları devam etmektedir.
***
(1) Phil. Theol. Hochschulstudium Heiligenkreuz, Studien führ er, Wien 1988, ss.10-14; Bundesgesetz über die Studienrichtung Evangelische Theologie, Heft 5, Wien 1983, ss. 21-23; Bundesgesetz über Katholisch theologische Studienrichtungen, Heft 6, Wien 1983, ss. 23-43.
(2) Heiligenkreuz, Studienführer, s. 7.
(3) Heiligenkreuz, Studienführer, ss. 10-17.
(4) Prof. theol. Dr. Johannes Singer, “Zur Geschieht« der Katholisch-Theologischen Hochschule Linz”, ÖHZ (Österreichs Hochschule Zielsetzung, 1990/5. s. 24.
(5) Klosterneuburg İlahiyat Yüksek Okulu ve Vakıf Dekanı Prof. Dr. Michael Schmid’in 13.7.1990 tarihli yazıları, ss. 1-3,
(6) Heiligenkreuz, Studienführer, ss. 8-9.
(7) Bundesgesetz über die Studienrichtung Evangelische Theologie, Heft 5, Wien 1983, s. 15.
(8) Klosterneuburg, a.g.y., s. 3.
(9) Kirchlich-Theologische Schule Basel, Studienordnung Abteilung A, B, Basel 1989, ss. 1-6; Kirchlich-Theologische Schule Bern, Studienempfehdungen, Bern 1989, ss. 1-23.
(10) Kirchliche Hochschule Bethel, Wintersemester 1990/91, Bethel 1990, ss. 1-30.
(11) Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 15.6 1988 tarih ve B/014-177 sayılı yazıları; A. Yüce, “İlahiyat Meslek Yüksek Okulu Kayıt-Kabul Şartlan", Diyanet Gazetesi, Temmuz 1990, sayı: 377, s. 1, 26.
(12) Önder PİLTEN, Eğitim Yüksek Okulları Müfredat Programları ile İlkokul Müfredat Programlan Arasında Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Konya 1987, ss. 129, 187-188 (Yayınlanmamış Doktora Tezi).
(*) Matura: Yüksek öğretime giriş hakkını sağlayan olgunluk sınavlarıdır.
(13) M.E.B. İlköğretim Genel Müdürlüğünün 10.9,1980 tarih ve Eğt. 322.1-40/ 70101 sayılı yazıları; M.E.G.S.B. Din öğretimi Genel Müdürlüğünün 18.1.1985 tarih ve 323.11-33-392 sayılı yazıları.