Makale

KELLİK NEDİR? - VEREMDEN KORUNMA

KELLİK NEDİR?

Dr. Kemal TOPALAN

İnsanların başında maddî ve manevî bir felâket olan bu çirkin has­talığı, çok şükür tababet iftihara lâyık bir şekilde tedavi etmektedir.

Bu hastalıkta mikroplar saçların dibinde yuva yapmışlardır. Çok eskiden beri yegâne tedavi çaresi, saçları dibinden sökmekti. Bu çok bar­barca bir hareketti. Bu gün sokaklara döküp de asfalt yaptığımız katran veya kara sakızı eriterek çocuğun başına dökerler ve yapıştırırlar ve üç gün sonra birdenbire başından kara sakızı çekerek bağırta bağırta kılları kökünden kopartırlar.

Halbuki bugün en emin ve en güzel bir vasıta olan röntgen şuaı ile saçları dökmek gayet kolaydır. Tedavi, usulü veçhile yapıldıktan sonra saçlar kendiliğinden ağrısız olarak dökülürler, baş iki ay saçsız kalır ve temizlik de kolay olur. İki ay sonra saçlar yeniden tertemiz gelmeğe baş­lar.

Memleketimizde ve bahusus köylerimizde kel çok görülmektedir.

Dünya ırkları arasında en güzel insanlar yetiştiren Türk ırkının bu pis hastalığa yakalanıp güzelliğini heder etmemesini cân u gönülden arzu ederim.

VEREMDEN KORUNMA

Vet. Dr. M. AFŞİN

Mukaddes Kitabımız olan Kur’ân-ı Kerîm’den öğreniyoruz ki, her şe yin bir sebebi vardır. Ve biz o sebepleri gözönünde tutmakla mükellefiz.
Bugün iyice anlaşılmıştır ki, verem hastalığının sebebi de verem mik robudur. Yalnız, vücuda az miktarda mikrop girerse, o şahıs hemen hasta olmaz. O mikroplar, ciğerlerimizin kolay kolay görülemeyen yerlerine saklanırlar ve orada çoğalmak için fırsat beklerler. Bu çoğalma, ya üreme yolu ile yahut da o şahsın mikrop kaynaklarıyle devamlı teması netice sinde sık sık mikrop alması ile olur. .
Vücutta saklanmış olan mikropların üreyerek çoğalabilmesi, hazır layıcı sebeplerin bulunmasına bağlıdır. Bu sebepler bulunmazsa o zaman
vücuda girmiş olan mikroplar, vücut tarafndan kireçlenerek hapsedilir ler ve o şahıslar sıhhatta kalmağa devam ederler. Bu gibiler, tabiî olarak aşılanmış sayılırlar. Bu sebeple onlara verem aşısı yapılmaz.
Demek ki, aşıdan evvel yapılan kontrol iğnesi bu gibileri meydana çı karmaktadır. Yalnız evvelce mikrop aldığı anlaşılan bu kimselerin sağlık kaidelerine uygun bir şekilde yaşamaları, bu mikropların vücutlarında çoğalmasına fırsat vermemeleri lâzımdır.
Aşırı vücut yorgunluğu, aşırı şehvet düşkünlüğü ve sair sû-i istimal ler, aşırı üzüntülere kapılma neticesindeki maneviyat bozukluğu, sinir yor gunluğu, içki ve sefahata düşkünlük, kumar ve uykusuzluk ile vücudu yıpratmak, gıdasızlık ve iştihasızlık sebebiyle kilo kaybederek zayıf düş me, bir başka hastalık sebebiyle kansız ve takatsiz kalma, gebe ve emzikli kadınların bakımsız kalması gibi sebepler vücûdun mikroplara karşı mu kavemetini kırar. Ve hastalığa sebebi olur.
Bundan başka, devamlı surette mikroplarla temasa gelinirse, o za man vücut yenilebilir. Bu hale açık veremli denen insanların yakınların da bulunanlar maruz kalırlar.
Bir de, sokaklarda yaygın bir şekilde rastlanan tükürüklere basan insanların odalara ayakkabı ile girmeleri yüzünden devamlı surette eve mikrop taşınması meselesi vardır. Böylece, halı ve kilimlere bulaşan mikroplar, bütün gün evde yaşayan çocukların ve kadınların, tozlarla ci ğerlerine girmek suretiyle, onları, hastalandırırlar.
Bizim memleketimizde yüzbin kişide 70 kişi veremden öldüğü halde Hollanda’da 5 kişi ölmektedir. Bu nisbet düşüklüğünün başlıca sebeple rinden birisi de, bu millette evlere ayakkabı üe girilmemesidir.
Biz Türklerde de, dinimizin emirlerine sıkı sıkıya bağlı olduğumuz devirlerde evlere akakkabı ile girilmez, halı ve kilimlere, namaz kılındığı için, asla ayakkabı ile basılmazdı. Günah olduğu için de Müslümanlar yere tükürmekten çekinirlerdi. Bu sayede,, bir vilâyette ancak bir iki kişi «ince hastalığa tutulmuş» diye gösterilebilirdi.
Bu güzel âdetlerimizi ihya edelim. Çünkü Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Ke rîmimde «Muhakkak ki, Allah, temizlikte titiz olanları sever» buyurmak la kendisinin sevgisine nail olacağımızı müjdelemektedir. Öyle ise, temizli ğe çok dikkat edelim.