IV.
ADALET[1]
Muhterem Müslümanlar,
Bugünkü hutbemiz, her cuma günü hutbenin sonunda okunan âyet-i celîlenin mâna ve ehemmiyeti hakkındadır. Bu âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak, gerek itikad, gerek amel ve gerekse muamelâtın kâffesinde adalet, istikamet, hak ve hukuka riayeti, insanlara iyiliği ve dinî vazifeleri farzlarına, vâciblerine, sünnet ve âdâbına riayetle güzel ve lâyıkıyla ifa etmeyi, akrabadan muhtaç olanlara merhamet ve şefkat gösterip yardım etmeyi emreylediği gibi, şehvanî ve nefsanî arzulara uyarak ırz ve namusa tecavüz gibi çirkin hareketlerden, dine ve ahlâka yakışmayan her türlü kötü iş ve sözlerden ve başkalarının hukukuna tecavüz ederek haksızlık ve zulmetmekten de men’ etmiştir.
Aziz cemaat,
Adalet, mülkün temeli, İçtimaî hayatın nizamı, ferdlerin can, mal ve namusunun kefil ve te’minatıdır. Temelsiz bina kurulamadığı gibi, adaletsiz cemiyyet de pâyidar olamaz.
Adalet, insaf ve hakkaniyyet esaslarını tazammun eden bir denkleştirmedir ki, tartılarda kullanılan terazinin dili mesabesindedir. Bunun içindir ki, adâlete ve adalet düsturlarına (mizan) yani terazi denilmiş ve bundan dolayı da (terazi) adalete remz ve işaret ittihaz olunmuştur.
Cemaat-i Müslimîn,
İşte bu âyet-i celîlenin, büyük ehemmiyyet ve değerinden dolayı her cuma günü hutbenin arkasından okunması usul ve âdet olmuştur ki, bu da mü’minlerin ondaki emir ve nehiylere göre hareket etmeyi unutmamaları içindir.
Binaenaleyh, her türlü muamele ve hareketlerimizi bu İslâmî esas ve kaidelere tatbik edersek, hem Allah’ın emirlerini yerine getirmiş ve rızasını kazanmış ve hem de, kendi saadet ve selâmetimizi te’min etmiş oluruz.
[1] Not: Hatibin bu hutbede okuyacağı âyet: 16. sûre (Nahl), 90. âyet.
(Bu hutbe Necmeddin Dinçer tarafından hazırlanmış, Hutbe Komisyonu’nun tetkikinden geçmiştir.)