Makale

KARDEŞLİK VE İNSANLARLA İYİ GEÇİNMENİN ADABI

KARDEŞLİK VE İNSANLARLA İYİ GEÇİNMENİN ADABI

Çeviren: Ahmed SERDAROĞLU

Dostluk ve kardeşliğin fazileti:

İnsanlarla kardeşçe sevişip ünsiyet etmek, iyi ahlâkın semeresi, ay­rılık ise fena ahlâkın neticesidir. Demek ki, güzel ahlâk sevişip kaynaş­mayı, ünsiyet ve anlaşmayı gerekli kıldığı gibi, çirkin huy da hasedi, düş­manlığı ve nihayet biribirine arka çevirmeyi doğurur. Din nazarında en faziletli vasfın güzel ahlâk olduğunda şüphe yoktur. Bunun içindir ki, Allâhu Teâlâ Resulünü onunla övmüştür. «Sen, gerçek en yüksek ahlâk üzeresin.»[1] buyurmuştur.

Hazret-i Peygamber de şöyle buyuruyor:

«İnsanları cennete en çok yaklaştıran, Allah korkusu ve güzel ahlâk­tır.»

Yine buyuruyorlar ki : «Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönde­rildim.»

Güzel ahlâk insanı yabanilikten kurtarıp uysallık ve ünsiyet doğur­duğunda şüphe yoktur. Güzel ahlâkın doğurduğu ünsiyeti ve bilhassa Allah sevgisi uğurundaki iyi münasebetleri kurmayı ve kardeşçe geçin­meyi öven âyet, hadîs ve büyüklerin örnek olacak güzel sözleri vardır. Allâhu Teâlâ, mü’minlere bahşettiği büyük nimetlerini açıklarken kar­deşliğe önem vererek şöyle buyuruyor : «Allah’ın nimeti sayesinde siz kardeş oldunuz.»[2]

Cenâb-ı Hak ayrılığı yerip yasak etmek ve beraberliğe çağırmak üzere şöyle buyuruyor : «Topluca Allah’ın ipine sımsıkı sarılın, sakın ayrılıp dağılmayın.»[3]

Hazret-i Peygamber de bu hususta çak güzel irşatlarda bulunmuş ve bir hadîs-i şerifinde şöyle anlatmıştır:

«İçinizden bana en yakın olanınız, en güzel ahlâka sahip olanınız­dır. Onlar hem başkalarıyla iyi geçinen, hem de kendileriyle geçinilen kimselerdir». :

Diğer bir hadîs-i şerîfde şöyle buyuruyor:

«Mü’min, anlaşan ve kendisiyle anlaşılabilendir. Geçimsiz olan kim­se de hayır yoktur. Allâhu Teâlâ bir kimseye iyiliği dileyince ona unut­tuğunu hatırlatacak ve hatırladığı şeylerde yardım edecek iyi bir arka­daş bulur».

Diğer bir hadîs-i şerif de şöyle buyuruluyor:

«Allah için biribirini seven iki kişiden Allah katında en sevgilisi, arkadaşına sevgisi daha fazla olandır».

Peygamber Efendimiz bir hadîs-i kutside Cenâb-ı Haikk’ın şöyle bu­yurduğunu bildiriyor: «Benim rızam için biribirini ziyaret edenler, se­vi şenler, hayır işlemekte yarışanlar, yardımlaşanlar benim sevgimi hak etmiş kimselerdir». Yine Peygamberimiz başka bir hadîs-i şerîfde de şöyle buyuruyor:

«Gerçek sizin Allah katında en sevgiliniz herkes ile iyi geçinen ve kendisiyle geçinilen kimsedir. Allah’ın en sevmediği kimse de arada söz taşıyıp koğuculuk yapan, kardeş ve ahbapları biribirinden ayıran kimse­dir».

Fuzayl (Allah rahmet etsin) diyor ki:

«Evet Peygamberler, sıddıklar, şehitler ve salihlerle birlikte, Rahman olan Allah’ın Firdevs adlı Cennetine girmek istiyorsun, fakat oraya girmek için ne gibi işler işledin. Nefsini hangi taşkın arzularından koru­dun, hangi hiddetini yendin, hangi akraban ile akrabalık bağlarım devam ettirdin? Mü’min kardeşinin hangi kusurlarını bağışladın? Hangi yakınım Allah rızası için ıslâha çalıştın? Sana uzak duran hangi kimseye Allah için yaklaştın? (Sen bunların hangisini yaptın ki Firdevs Cen­netini istiyorsun!).

Yine Fuzayl şöyle demiştir:

«Kişinin mü’min kardeşinin yüzüne şefkatle bakması ibadet yerine geçer».



[1] Sûre 68, âyet 4.

[2] Sûre 3, âyet 103.

[3] Sûre 3, âyet 103.