Makale

VEDÂ’ HUTBESİ

VEDÂ’ HUTBESİ

"Hamd ve minnet Sana’dır Yâ Rab; her şan ve şeref sen’in adınadır. Bir tek Allah’dan başka ibadet edecek yoktur. O’nun ortağı olamaz. Bütün mülk O’nundur. O’na şükürler olsun, yaşatan, öldüren O’dur, her şeye kaadirdir. Sözünü gerçekleştirdi. Kuluna yardım etti. Aleyhinde birleşenleri bozguna uğrattı.
Ey nas! Beni dinleyin, belki bu yıldan sonra bu mevkide sizinle bir daha buluşamam, Islâmi-yetten önceki zamana âit bütün cahiliyet âdetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum.
Bir Arabın Arap olmayan yabancıya, bir yabancının bir Arab’a üstünlüğü yoktur. Çünkü bütün insanlar Adem oğullarıdır. Adem de topraktandır.
Ey halk! Sözlerimi dinleyin ve anlayın: Her müslüman diğer müslümanın kardeşidir. Bütün müminler kardeştir. Bir kimseye kardeşinin malı helâl olmaz, meğer ki gönül rızasiyle vermiş ola. Kendinize zulüm etmeyiniz.
Kölelere gelince: Onlara kendi yediklerinizden yedirin ve giydiklerinizden giydirin. Affede- miyeceğiniz bir hatayı işlerlerse onlardan ayrılın, onlar da Allah’ın kullarıdır ve kötü muameleye layık değildirler.
Cahiliyyet adetlerini ayağımın altına alıp çiğniyorum. Bütün kan gütme davâları tamamıyla kaldırılmıştır. Bunlar yalan ve uydurma şeylerdir. Ortadan kaldırılan ilk kan davâsı Abdülmut- talip oğullarından Hârisin kan davâsıdır.
Her türlü riba, faizcilik de kaldırılmıştır. Allah, riba yoktur, diyor. Ortadan kaldırdığım ilk ribâ, Amcam Abdülmuttalib oğlu Abbâs’ııı ribâsıdır. Sermayeleriniz yine sizindir. Ne zulmediniz, ne de zulüm görünüz. Borçlular alacaklılara ancak aldıkları parayı iade edecektir.
Ey halk! Sizin kadınlarınız üzerinde birtakım haklarınız vardır. Onlar sizin haklarınıza riayet etmelidirler... Onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Onlara karşı iyi davranınız. Eşlerinize şefkatle muamele ediniz... Siz onları Allah’ın ahdi ile aldınız. Onlar size Allah’ın ahdiyle helal olmuştur.
Ey nâs! Sizin kanlarınız ve mallarınız, Allah’ınıza kavuşacağınız zamana kadar, bugün nasıl mukaddes bir günse, bu ay nasıl kudsi bir aysa ve bu belde nasıl kutlu bir belde ise, öylece mukaddestir, her birinizin kanı ve malı ötekine haramdır. Kıyâmet gününde Allah’ın huzuruna çıkacaksınız. O da size yaptıklarınızı bir bir soracak ve ona göre mükafaat ve mücazaat verecektir. Sakın bundan sonra kâfirler gibi kısım kısım olup birbirinizin boynunu vurmayınız. Nezdinde bir emânet bulunan kimse bu emaneti kime ait ise ona vermelidir.
Ey halk! Size öyle bir şey bırakıyorum ki, ona sımsıkı sarıldıkça yanlış yola sapmazsınız. O da Allah’ın Kitabıdır ve Resûlünün sünnetidir.
Allah her hak sâhibinin hakkını vermiştir. Bu sebeple vârisler için vasiyyet yapmaya lüzüm yoktur. Çocuk kimin yatağında doğduysa ona aittir. Zina edenlerin hak ettikleri şey had’dir, onların hesabı Allah’a âittir. Babasından başkasına ait olduğunu iddia eden, efendilerinden başkalarına katılan köleler, Allah’ın lânetini kazanırlar.
Ey halk! Bir kadının kocasının izni olmadıkça onun malından bir şeyi başkasına vermesi caiz değildir. Borç ödenmelidir. Kiralanan mal geri verilmelidir. Hediyeye hediye ile mukabele etmek yaraşır. Başkalarına kefil olan kimse kefaletin sorumluluğunu yüklenmiş demektir.
Zaman döndü dolaştı, nice devirler yaptı, yine Allâh’ın yeri, göğü yarattığı sıradaki hali üzere geldi. Allah nezdinde ayların sayısı on ikidir. Dördü haram aylardır, üçü ard arda gelir. Recep ise tektir.
Her katil, suçundan kendisi mes’uldür. Hiçbir katilin işlediği suç, çocuklarına şâmil olmaz. Hiçbir oğlun ve kızın suçu babayı sorumlu etmez.
Müslümanları doğru yola yöneten adam, kesik burunlu bir zenci de olsa, ona itaat edin ki, Cennet’e giresiniz.
Burada hazır bulunanlar, bulunmayanlara sözlerimi tebliğ etsinler. Olabilir ki burada bulunmayanlar içinde bulunanlardan daha fazla bunları hatırlayacak olanlar bulunur."
"Tebliğ ettim mi?"
-Evet, dediler. Bunun üzerine:
- "Şâhit ol Yâ Rab, Şahid ol Ya Rab, Şahid ol Ya Rab!..."