Makale

8 Mart "Dünya Kadınlar Günü" Münasebetiyle Kadın Üzerine

8 Mart "Dünya Kadınlar Günü" Münasebetiyle

Kadın Üzerine


İlhamı AYRANCI

Bütün dünyada asırlardır ihmal edilen kadın, son yıllarda sıkça tartışılan bir konu olarak çıktı karşımıza. Yıllardır ihmal edilen, unutulan hatta bir anlamda sömürülen kadın üzerine dikkatlerin çekilmek istendiği ortada. Ne var ki, kadının hakkını ararken onu erkekle karşı karşıya getirmek bir yanlıştan kurtulmak isterken, yeni bir yanlışı seçmek olacaktır.
Mesele bizim dünya görüşümüzden kaynaklanmasa da, bu toplumda yaşıyor olmakla etkilenmemiz sebebiyle konuya eğilmeden edemezdik. Çünkü, insanımızı ilgilendiren, (gelişi güzel, sonu düşünülmeden hareket edildiğinde toplumda derin yaralar açabilen) böyle meseleleri konuşmanın zarureti ortada. Aydınlığa, yeterince açıklığa kavuşmamış araştırılmaya lüzum görülmeden geçiştirilmiş konular bazen bir anda gündeme geliveriyor. Üstü toz toprakla kapatılmış bir madenin zamansız bir fırtınayla ortaya çıkması gibi bir şey oluyor bu. İşte bu durumda gerekli sağlıklı bilgilerin verilmesi zarureti ortaya çıkıyor. Çünkü suyun akması engellenirse ihtiyacı olanlar bunu tabii olarak çeşmenin yanı başındaki bataklıktan temin yoluna gideceklerdir. Hiç değilse tercih sahipleri için çeşmeden suyun akması gerekiyor. Bunu doğrunun sunulması ve ona ulaşabilmek için insanın karşısına çıkabilecek engellerin kaldırılması anlamında söylüyorum.
İslam’da emir ve yasaklar kadın ve erkeğe aynı ölçüler içerisinde buyurulmuştur: "Doğrusu erkek ve kadın müslümanlar, erkek ve kadın mü’minler, boyun eğen erkekler ve kadınlar, doğru sözlü erkekler ve kadınlar, sabırlı erkekler ve kadınlar, gönülden bağlanan erkekler ve kadınlar, sadaka veren erkekler ve kadınlar, oruç tutan erkekler ve kadınlar, iffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler ve kadınlar, işte Allah bunların hepsine mağfiret ve büyük ecir hazırlamıştır."(1) "... Erkeklere kazandıklarından bir-pay, kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır..."(2) Ayetleri buna en güzel bir delildir. Ahzap süresi 35. ayette geçen
"...İffetlerini koruyan erkekler ve kadınlar../’ ifadesi de, toplumda yerleşmiş olan "erkek yaparsa elinin kiridir, yıkar geçer. Kadın yaparsa suçtur, ahlâksızlık olur” yanlışı konusunda bize çok güzel bir cevaptır.
Sanıldığının aksine İslâm, kadının varlığının erkeğe bağlı olduğu fikrini şiddetle reddetmiş, fertleri müstakil birer şahsiyet olarak ele almıştır. Müslüman kadın ve erkek birbirlerinin rakibi değil, dostu ve yardımcılarıdır. Birbirine iyiliği emreder kötülükten sakındırırlar. Nitekim Ayet-i Kerimede de ; "Mü’min erkek ve kadınlar birbirlerinin velileridir. İyiliği emreder kötülükten akkorlar. Namaz kılar zekat verirler. Allah’a ve Peygambere itaat ederler. İşte Allah bunlara rahmet edecektir..." (3) buyurulmakta, ayrıca Nisa Süresi 19. Ayet-i Kerimede "Onlarla güzel geçinin..." ilahi emri yer alırken , Bakara Suresi 187’de "... Onlar sizin örtüleriniz siz de onların örtülerisiniz..." buyurul-maktadır.
Kur’an’a göre erkeklerin aile içindeki yönetici vasfının mahiyeti yeterince kavranmadan üzerinde konuşulması doğru değildir. Çünkü Kur’an’a göre üstünlük, takva bakımından olan üstünlüktür. "Ey insanlar! doğrusu biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık... Şüphesiz Allah katında en değerliniz, O’na karşı gelmekten en çok sakınanın izdir..."(4) ayetinden bunu anlıyoruz.
Ve yine sanıldığının aksine "Erkeklerin kadınlar üzerinde olduğu gibi kadınlarında erkekler üzerinde hakları vardır."(5) Bu durum "veda hutbesi" nde Peygamber (S.A.S.) efendimiz tarafından da vurgulanmıştır.
Kadının dinimizdeki yeri çok yücedir. Peygamber (S.A.S.) e ilk iman eden bir kadın; İslam’da ilk şehit yine bir kadındır. Peygamber Efendimizin mübarek dudaklarından sadır olmuş, kadını aşağılayıcı tek bir söze rastlanmaz. Ayrıca bizim dünya görüşümüz konuya bir cins, bir ırk, bir sınıf olarak bakmamızı da mümkün kılmaz. Çünkü bizim milli-manevi değer anlayışımızda kadın sadece bir cins olarak ele alınmaz. Bir defa her kadın ve erkek bir başka kadının çocuğudur. Bir kadının terbiyesinden geçmiştir. O bir öğretmendir. O ilk öğretmenimizdir. Son zamanlarda olup bitenlere, kadına yapılanlara bak" tıkça toplumların eğiticisi durumunda olan kadına, sorumluluğunu zamanında iyi yapmamanın bedelinin ödettirildiğini düşünüyorum.
Kadın bizim anamızdır. "Cannet anaların ayakları altındadır." Kadın bizim kızımız, kadın bizim kardeşimiz, halamız, teyzemizdir.. Peygamber efendimiz buyuruyor ki: "Bana şu dünya hayatından üç şey sevdirildi; Gözümün nuru, namaz, kadın ve güzel koku" (6)
Son olarak şunu da ifade etmeliyim: Kadın konusu tartışılırken nedense fatura hep dine İslam’a çıkarılmak istenmektedir. Oysa dinimiz kadına gerçekten en büyük değeri vermiştir. Müslümanların da erinin hiçbir döneminde de, bugün de "kadın sorunu" diye bir problemi olmamıştır. Kimse kendi açmazlarını İslam’a, müslümanlara maletme yoluna gitmemelidir!

1- K.K33/35
2- K.K: 4/32
3- K.K: 9/71
4- K.K: 49/13
5- KK: 2/228
6- Nesei: 28/2, 36/1, Ahmed b. Hanbel; III. 128, 285, İbn Sâ’d 1/2 s. 112.