Makale

Yeni Bir Çağ ve Yeni Bir Çalışma Süreci

Başyazı

Yeni Bir Çağ ve Yeni Bir Çalışma Süreci

Mehmet Nuri YILMAZ
Diyanet İşleri Başkanı

Batılıların ve Avrupalıların, dinî bir terminoloji olan; "Mi-lenyum" kelimesini yoğun olarak kullanmasıyla birlikte, uluslararası bir etkinin yansıması olarak bu tabir ülkemizde de yaygın olarak kullanılmaktadır. Bizler, müslüman olarak zamanın (ed-Dehr) Cenab-ı Hakk’ın Yed-i Kudretinde olan bir nimet (bir boyut) olduğunun farkında ve şuurunda olarak bütün bu isimlendirmelerin ötesinde bunun Yüce Yaratıcının biz insanlara verdiği çok mühim nimeti olduğunun idrakindeyiz. Mü’minin tabiata ve eşyaya bakışını da yansıtan bu anlayış, hayat anlayışımızı ifade edici niteliktedir.
"Vakit nakittir", "Zaman her şeyin ilacıdır" ve "Yeni bir gün, yeni bir nzıkûr" şeklindeki güzel sözler; her günün kazanç ve rızık için başarıya ulaşıp mutluluğu yakalama yolunda yeni bir ümit kapısı ve imkan olduğunu vurgulayan ve zaman içerisinde halk kültürüne nüfuz ederek hayata yön verici fonksiyonlar da icra eden mesaj yüklü sözlerdir.
Gelecek zaman diliminden ümitvar olmak için pek çok sebep ve gerekçe vardır. İslâm dünyasının üç-dört asırlık gerileme ve müstemleke sürecinden kurtulmaya başlamasından itibaren, dinî değerlerin özellikle de İslâm dininin yeniden dünya gündemine geldiği ve önemli bir yer işgal ettiği görülmektedir 1990’dan itibaren Sovyetler Birliği’nin hegamonyası altında yaşayan Türk Cumhuriyetlerinin istiklallerini yeniden kazanmalarından itibaren de İslâm dünyasının ikinci uyanış dönemi başlamıştır. Asrın başlarında ve ortasında batı kaynaklı emperyalizme, asrın sonlarında ise Rus müstemlekeciliğine karşı yürütülen istiklal mücadeleleri başarı ile sonuçlanmıştır. Bu hususta Cenab-ı Hakk’a ne kadar hamd etsek yine de azdır. Yıllarca süren esaretten sonra bağımsızlığına kavuşan Balkan, Kafkas ve Orta Asya Cumhuriyetlerine yönelik olarak yürüttüğümüz hizmet ve faaliyetler başarıyla sürmektedir.
Yoğun dinî-itikadî tartışmaların yazılı ve görsel basın-yayın organlarında gündeme taşınıp, milletimizin nezih ibadet ikliminin huzursuz edilmeye çalışıldığı bir Ramazan Ayını daha geride bıraktık. Bazı akademisyen ilahiyatçıların da -çeşitli saik ve sebeplerle- bu çeşit organizasyonlara araç durumuna getirildiğine -üzüntü ile- tanık olduk.
Anayasanın kendisine verdiği yetki ile toplumu din konusunda aydınlatmakla sorumlu bulunan Başkanlığımızın, bu konudaki belirleyici konumu ve halk nezdin-deki itibarı dikkate alınmadan, bilimsel özgürlük adı altında zihinleri bulandıran pek çok iddia ve fikir ortaya atıldı. Bunlara Başkanlığımızca gerekli cevaplar verilerek halkımız aydınlatılmıştır. Bundan sonra da, yeni oluşturduğumuz "ihtisas Komisyonu" vasıtasıyla, bu iddialar, derhal cevaplandırılacaktır.
Bizi bu konuda en çok üzen husus-, akademik kariyere sahip olanlar da dahil, pek çok din bilginimiz ve ilahiyatçımızın İslâm’ın öngördüğü ve İslâm kültürünün yönlendirdiği ilim anlayışına ve ilim adabına yeterince vakıf ve muttali olmayışlarıdır.
Gerçi klasik dinî tedrisat müfredatımızda-, cedel, münazara, münakaşa vb. tartışmayla ilgili derslerin okutulması yaygın bir gelenek olarak mevcuttur. Ancak bunun yanında-, İslâm’ın öngördüğü bir ilim edebî ve bilim ahlâkı (etik) da mevcuttur. İlmî-meslekîve etik formasyon hiç dikkate alınmadan, bazı ilim adamlarımızın; fevri, asabi ve hodbin tavırlarla milyonlarca kişinin önüne çıkmaları toplumun büyük bir kesiminde rahatsızlık meydana getirmiştir. Bu nedenle, ilahiyatçılarımızın eğitiminde yeni konuların gündeme getirilmesi mecburiyet haline gelmiş ve bizi, başta İstanbul Haseki Eğitim Merkezi olmak üzere diğer ihtisas eğitim merkezlerimizde müslüman ilim adamında bulunması gereken bazı değerlerin ve sahip olunmasını gerekli gördüğümüz ilim anlayışının ders olarak okutulması gerektiği kanaatine sevk etmiştir. En kısa zamanda bununla ilgili bir dersi tatbikat safhasına geçireceğiz.
2001 yılında uygulamaya geçireceğimiz diğer bir hizmet ve faaliyet de takrir türü cami dersleridir. Öncelikle 19 ilde başlatacağımız bu uygulama ile belirli bir kültürel düzeyde bulunan cemaatimiz-, temel dinî ilimlerle ilgili sahih kaynak kitapların ehil ve uzman bilginlerce takrir edilmesi şeklinde yeni bir metodla yetiştirilecektir. Bununla ilgili olarak Din İşleri Komisyonunca hazırlanan rapor ışığında yeni uygulama planları hazırlanacaktır.
Çalışmak bizden; tevfik ve inayet ise Allah’tandır. Yeni sayıda buluşmak üzere...